Fatih Çekirge, Fethiye Körfezi'nin temizlenmeden marina inşaatına başlanmaması gerektiğini savundu

Fatih Çekirge, Bodrum ve Çeşme gibi turistik bölgelerde plajlara çöken mafyanın yeniden hazırlık içinde olduğunu belirtiyor. Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, CNN Türk'te yaptığı açıklamalarda, denize 50 metre uygulaması doğrultusunda kaçak plajların üzerine gideceklerini söyledi. Çekirge, plajlardaki astronomik fiyatlar, vale kavgaları ve silahlı çatışmalar gibi sorunlara dikkat çekiyor ve bu plajların ihale süreçlerinin şeffaflığı konusunda sorular soruyor.

Cengiz İnşaat, Muğla'nın Bodrum ilçesinde bulunan ve koruma altındaki Cennet Koy'da inşaat çalışmalarına devam ediyor. Bölge halkı ve Muğla Çevre Platformu (MUÇEP), CHP'li Bodrum Belediyesi'nin ruhsat vermesine ve ÇED sürecinin tamamlanmadan başlayan inşaat faaliyetlerine tepki gösteriyor. Arazinin özelleştirilmesi Danıştay tarafından iki kez iptal edilmiş, ancak bu kararlar uygulanmamış. Ayrıca bölgede Bizans dönemine ait tarihi kalıntıların da zarar gördüğü belirtiliyor.

Muğla'nın Karacasöğüt Koyu'nda MUÇEV şirketi tarafından planlanan marina inşası, bölgedeki kültürel ve tarihi mirası tehdit ediyor. Koyda tarihi eserler bulunmasına rağmen Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı projeyi sürdürmeye devam ediyor. Çevre aktivistleri, bakanlığın mevzuata uymadığını ve süreci durdurması gerektiğini belirtiyorlar. Bakanlık ise ÇED sürecini devam ettirme kararı aldı ve aktivistlerin taleplerini reddetti.

Ege ve Marmara Bölgeleri'ndeki kıyılar, özel işletmelerin projeleriyle işgal tehdidi altında. İstanbul'da sahil şeridinin özel işletmeler tarafından işgal edilmesi, halkın kıyılara erişimini kısıtlıyor. Çanakkale'de Deka Mineral Maden Sanayi ve Ticaret A.Ş.'nin rıhtım projesi ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın Çeşme-Şifne Yat Limanı projesi gibi yeni projeler, kıyıların özelleştirilmesi ve halkın erişim hakkı konusunda endişe yaratıyor. Bu durum, toplumsal, ekolojik ve ekonomik boyutlarıyla ele alınarak, halkın kıyılara erişim mücadelesinin önemini vurguluyor.

Kanal İstanbul projesi, çevresel, askeri, diplomatik ve siyasi açılardan yıllar boyunca eleştirildi. Projenin denizin iklim dengesini bozacağı, su havzaları ve ormanlara zarar vereceği, İstanbul'un daha plansız ve kaotik bir şehir haline geleceği, nüfus ve bina yoğunluğunun artarak beklenen depremde can kaybını artıracağı ve hatta depremi tetikleyebileceği iddia edildi. Buna rağmen, hükümet projeye devam kararı aldı ve ÇED raporu onaylandı. Kamuoyu araştırmaları, halkın büyük çoğunluğunun projeye karşı olduğunu gösterirken, eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, projeye itiraz edenleri eleştirdi.