11 Kasım 2024 Çevre · Politika · Enerji

COP29 İklim Zirvesi'nde Türkiye'nin kömürden çıkış kararı alması gerektiği vurgulandı

COP29 İklim Zirvesi, Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de başladı ve Türkiye'nin kömürden kademeli çıkış kararı alması gerektiği vurgulandı. Aralarında Greenpeace ve TEMA'nın da bulunduğu sivil toplum kuruluşları, Türkiye'nin kömürlü termik santrallerden çıkış yaparak yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmesi gerektiğini belirtti. Türkiye'nin 2035 yılı için belirlediği 120 GW güneş ve rüzgar enerjisi kapasite hedefi, kömürden çıkışla birlikte iklim hedeflerine ulaşmada önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Bu adım, Türkiye'nin uluslararası yatırım ve desteklere ulaşmasını da kolaylaştırabilir.

Benzer haberler

Türkiye, iklim kriziyle mücadele kapsamında 2024-2030 dönemini kapsayan yeni bir eylem planı açıkladı. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı tarafından desteklenen plan, fosil yakıtların azaltılmasına yönelik somut adımlar içermiyor ve özellikle kömür santrallarının kapatılması ya da sayısının azaltılması konusunda herhangi bir taahhüt bulunmuyor. Plan, yenilenebilir enerji ve nükleer enerjinin kapasitesinin artırılmasını öngörüyor ve karbon yakalama teknolojilerine odaklanıyor. Ancak, bu teknolojilerin maliyeti ve etkinliği konusundaki endişeler nedeniyle, Türkiye'nin fosil yakıtlardan vazgeçmeye yönelik net bir planının olmadığı eleştiriliyor.
31 Mart 2024

Türkiye, 2053 yılında net sıfır emisyon hedefine rağmen kömür kapasitesini artırmaya devam ediyor ve Avrupa'da termik santral kapasitesini artıran tek ülke oldu. 2022'de üretilen elektriğin %35'i termik santrallerden sağlandı. Almanya'nın aksine, Türkiye kömürden enerji üretiminde Avrupa'da ilk sıraya yükseldi ve 2030'a kadar tüm termik santrallerini kapatma planı olmadığı görülüyor. Ember Türkiye, Ukrayna ve Batı Balkanlar Bölge Lideri Ufuk Alparslan'a göre, Türkiye'deki bazı termik santrallerin lisans süreleri 2050 sonrasına kadar uzanıyor ve devlet bu santrallere tazminat ödemek istemiyor.
29 Kasım 2023

Türkiye, 2023'ün ilk yarısında Almanya'nın ardından Avrupa'nın en büyük ikinci kömür tüketicisi olurken, Haziran ayında Almanya ve Polonya'yı geçerek en çok kömürden elektrik üreten ülke haline geldi. Türkiye'nin kömür yakıtlı elektrik üretiminden kaynaklanan emisyonlar da 44 milyon ton ile yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Avrupa genelinde kömür kapasitesi azalırken, Türkiye'de artış gözlemlendi. Rusya'nın Ukrayna'yı işgali sonucu doğalgaz tedarikinde yaşanan sorunlar nedeniyle Türkiye kömür tüketimini artırmak zorunda kaldı. Türkiye, 2035 yılına kadar güneş ve rüzgar enerjisi kapasitesini artırma hedefine sahip.
19 Temmuz 2023

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bakü'de düzenlenen Dünya Liderleri İklim Zirvesi'nde Türkiye'nin 2053 yılı için net sıfır emisyon hedeflerini açıkladı. Erdoğan, yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve nükleer enerjinin bu hedefler için temel öncelikler olduğunu belirtti. Türkiye'nin yenilenebilir enerji payının yüzde 59'a çıktığını ve 2035 yılına kadar rüzgar ve güneş enerjisi kapasitesini artırmayı planladıklarını ifade etti. Ayrıca, 2050 yılına kadar nükleer enerji kapasitesini 20 bin megavata çıkarmayı hedeflediklerini söyledi.
12 Kasım 2024

Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA) ve Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe) tarafından hazırlanan bir rapor, Türkiye'de kömürden çıkışın işsizliğe yol açmayacağını, aksine yenilenebilir enerji sektörünün yeni istihdam kapıları açabileceğini belirtti. Rapor, Türkiye'nin 2053 net sıfır emisyon vizyonuna uyumlu bir elektrik sektörü dönüşümünün 2030'a kadar güneş enerjisinde 71 bin, rüzgar enerjisinde 141 bin ek istihdam yaratabileceğini ortaya koydu. Ayrıca, kömür ve linyit madenciliğinin GSYH içindeki payının yıllar içinde azalarak yüzde 0,08'e kadar düştüğü, sektördeki iş kazası sayısının ise arttığı belirtildi.
10 Ağustos 2023
Daha fazla

Haber, Türkiye'nin kömürden kademeli çıkış yaparak yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmesi gerektiğini vurguluyor. Bu, çevre dostu enerji politikalarının benimsenmesi ve iklim hedeflerine ulaşılması açısından olumlu bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Ayrıca, bu adımın Türkiye'nin uluslararası yatırım ve desteklere ulaşmasını kolaylaştırabileceği belirtiliyor, bu da ekonomik ve çevresel açıdan iyi bir haber olarak görülebilir.

İşaretlediklerim