Rusya'da orduya katılan suçlular cezai sorumluluktan muaf tutulacak

Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC), Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Rusya Devlet Başkanlığının Çocuk Hakları Komiseri Maria Lvova-Belova hakkında, Ukrayna'da işlenen savaş suçları ve çocukların kaçırılması suçlamalarıyla tutuklama emri çıkardı. Rusya, bu suçlamaları reddetmekte ve ICC'nin kararlarını tanımadığını belirtmektedir. ICC'nin tutuklama yetkisi olmadığı ve yargı yetkisinin sadece anlaşmaya taraf ülkelerde geçerli olduğu için, Rusya'nın anlaşmanın bir parçası olmaması nedeniyle Putin'in tutuklanması beklenmiyor.

Rusya eski devlet başkanı ve başbakanı Dimitri Medvedev, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Rus lider Vladimir Putin hakkında çıkardığı tutuklama emrine tepki gösterdi. Medvedev, Putin'in yabancı bir ülkede tutuklanması halinde bunun Rusya tarafından savaş ilanı olarak kabul edileceğini ifade etti. Ayrıca, böyle bir durumda Rusya'nın Alman parlamento binasını ve başbakanlık ofisini vurabileceği tehdidinde bulundu.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Adrienne Watson, Rusya'nın Ukrayna'da savaş suçları işlediğine dair şüphe olmadığını ve sorumluların hesap vermesi gerektiğini ifade etti. Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Rusya'nın Çocuk Hakları Komiseri Maria Alekseyevna Lvova-Belova hakkında savaş suçu gerekçesiyle yakalama kararı çıkardığını belirtti. Watson, UCM Savcısının bağımsız bir aktör olduğunu ve kanıtlara dayanarak kararlarını verdiğini vurguladı.

Rusya'da yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde mevcut Devlet Başkanı Putin'in kazanması bekleniyor. Seçimlere katılacak diğer adaylar, yalnızca rejimin izin verdiği ve yüzde birkaç oy alması beklenen isimler. Rus halkının daha fazla ilgi gösterdiği muhalif isimler ise hapiste ya da ölmüş durumda. Özellikle, zehirlendikten sonra hapse atılan ve sonrasında hapishanede öldüğü açıklanan muhalif lider Alexey Navalny'nin durumu, Rusya'daki muhaliflerin karşılaştığı tehlikeleri gözler önüne seriyor.

Meclis Adalet Komisyonu, 'etki ajanlığı' olarak bilinen casusluk faaliyetlerine yönelik cezaları ağırlaştıran bir kanun teklifini kabul etti. Bu düzenlemeye göre, yabancı devlet veya organizasyonlar lehine Türkiye'de casusluk yapanlar üç ila yedi yıl arasında hapis cezasına çarptırılacak. Suçun savaş sırasında işlenmesi veya stratejik kurumlarda görev yapanlar tarafından gerçekleştirilmesi durumunda cezalar daha da artacak. Bu değişiklikler, Türk Ceza Kanunu'na yeni maddeler eklenerek uygulanacak.