Yazar H. Ayhan Tinin, Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılına dair düşüncelerini paylaştı

19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı vesilesiyle pop müzik sanatçısı Tarkan, Instagram hesabından Cumhuriyetin 100. yılı ve Mustafa Kemal Atatürk için yazdığı marşın bir bölümünü paylaştı. Paylaşımda Atatürk'ün bir fotoğrafı ve marşın sözleri yer aldı. Sözler, Atatürk'e olan sevgi ve bağlılığı ifade ediyor ve onun izinde yürüme sözü veriyor.

Müzisyen Fuat Saka ve şair Haydar Ergülen, Cumhuriyet'in 100'üncü yılı için 'Kurulacak Emeğin Cumhuriyeti' adlı bir marş hazırladı. Marş, Saka'nın Ergülen'in dizelerini besteleyerek ortaya çıktı ve Youtube'da yayınlandı. Marşın hazırlanması aylar süren bir çalışmanın ürünüdür. Saka, marşı herhangi bir kişi ya da kurumdan maddi destek almadan, tamamen kendi kaynaklarını kullanarak ortaya çıkardığını belirtti.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 100. yılı, yurt genelinde düzenlenen çeşitli etkinliklerle kutlandı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığındaki devlet erkanı Anıtkabir'de tören düzenledi. İstanbul Valiliği tarafından Vatan Caddesi'nde düzenlenen törene Vali Davut Gül, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ali Sivri ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu katıldı. Yunanistan'ın Selanik kentindeki Atatürk Evi'nin bahçesinde düzenlenen törende, başta Atatürk olmak üzere tüm şehitler ve gaziler için bir dakikalık saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı okundu.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Cumhuriyetin 100. yıl dönümünde 85 milyonluk bir kucaklaşma gerçekleştirilmesi gerektiğini belirtti. Farklı kökenler, hayat tarzları ve ideolojilere sahip olunsa da ortak paydada buluşulması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, savunma sanayi alanında atılan adımların millete güven aşıladığını ve hasımlarına korku saldığını ifade etti. Savunma sanayinin yerlilik oranının son 20 yılda %20'den %80'e çıktığını belirtti.

Yazar, Mevlana'nın ölüm yıldönümünde barış ve sevgi kavramlarının kimler tarafından dile getirilebileceğini sorguluyor ve toplumda artan şiddet olaylarına dikkat çekiyor. Tiyatrocuların kovulması, hakemlere şiddet, kadına şiddet gibi konulara değinerek toplumun saygı, edep ve etikten uzaklaştığını vurguluyor. Behçet Necatigil, Cemil Meriç ve Ali Kuşçu gibi kültür ve bilim insanlarının unutulduğunu, toplumun sanat, kültür ve bilimden uzaklaşarak kötülüğe meyilli hale geldiğini eleştiriyor.