Van'da bir okulun deposunda bulunan bukalemun koruma altına alındı

Hakkari'nin Yüksekova ilçesindeki bir polis uygulama noktasında, polisler bitkin halde bir balaban buldu. Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü ekipleri, yaralı kuşu teslim aldı ve ilk müdahalesini yaptı. Kuş, tedavisi için Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezine gönderilecek.

Amasya'nın Suluova ilçesinde bir evde beslenen dokuz yaban hayvanından yedisi, Doğa Koruma ve Milli Parklar Amasya Şube Müdürlüğü ve polis ekiplerinin operasyonu sonucu kurtarıldı. İki tavus kuşu, iki yeşilbaş ördeği, iki angut ve üç sülün ele geçirildi. Tedavi edilen iki yeşilbaş, iki angut ve üç sülün doğaya salınırken, Türkiye'de yaşam alanı olmayan iki tavus kuşu korunaklı bir hayvanat bahçesine gönderilmek üzere ayrıldı.

Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Hayvan Hastanesi'nde, sakat doğan buzağıların tedavisinde kullanılmak üzere bir yürüme aracı geliştirildi. Tekerlekli araba olarak adlandırılan ve patent aşamasında olan bu cihaz, buzağıların canlı kalma oranını artırmayı ve iyileşme sürecini hızlandırmayı amaçlıyor. 2019 yılında başlatılan proje kapsamında geliştirilen cihaz, üniversite tarafından patent başvurusu yapıldıktan sonra aktif olarak kullanılmaya başlandı.

Aksaray Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Alptekin Karagöz, buğday ve genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) hakkında bilgi verdi. Karagöz, dünyada genetiği değiştirilmiş buğday satışının olmadığını, Türkiye'de de GDO buğday ve buğday ürünlerinin bulunmadığını belirtti. Türkiye'nin genetiği değiştirilmiş ürün üretimini yasakladığını ancak ithalatına izin verdiğini söyledi. Ayrıca, buğdayın geleneksel ıslah yöntemleriyle geliştirildiğini ve GDO olmadığını ifade etti. Gluten konusunda ise, glutenin sadece Çölyak hastalığı ve gerçek Çölyak dışı gluten hassasiyeti olan kişiler için problem oluşturduğunu, diğer kişilerin buğday içeren gıdalardan kaçınmasına gerek olmadığını belirtti.

Danimarka'nın Rønde şehrinde Feldballe Okulu için Henning Larsen mimarlık şirketi tarafından tasarlanan ek bina, sürdürülebilirlik ilkesiyle inşa edildi. Yenilenebilir ve yerel malzemeler kullanılarak yapılan bina, saman ve deniz yosunu gibi doğal kaynaklardan faydalanıyor. Binanın karbon emisyonu, ülkenin inşaat yönetmeliğinde belirtilen seviyenin yarısı kadar olması bekleniyor. Saman ve yosunun yanı sıra, bina demonte edilebilir özellikte tasarlandı ve yosunun nem dengesini koruma özelliği gibi avantajlarından yararlanılıyor.