26 Mart 2023 Çevre · İklim Değişikliği · Sürdürülebilirlik

Türkiye'nin su sıkıntısı ve iklim değişikliği politikaları üzerine Prof. Dr. Ayşe Uyduranoğlu ile yapılan röportaj

Türkiye, kişi başına düşen su miktarıyla 'su sıkıntısı çeken' bir ülke konumunda ve 2030 yılında bu durumun daha da kötüleşmesi bekleniyor. İstanbul Bilgi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ayşe Uyduranoğlu, Türkiye'nin su fakiri olma yolunda ilerlediğini ve bu durumun göçlere neden olabileceğini belirtiyor. Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadelede yeterli politikalara sahip olmadığı, uluslararası sözleşmeleri geç onayladığı ve çevre sorunlarının politikacılar tarafından yeterince ciddiye alınmadığı ifade ediliyor. Uyduranoğlu, sera gazı emisyonlarının azaltılmasının gelişmeyi destekleyeceğini ve Türkiye'nin yeşil dönüşümü benimsemesi gerektiğini vurguluyor.

Benzer haberler

İstanbul'da barajların doluluk oranları kritik seviyelere düşerken, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Buğra Gökçe, iklim değişikliğinin etkilerine ve su kaynaklarının azalmasına dikkat çekti. Gökçe, Türkiye'nin 'su stresi' yaşayan bir ülke konumuna geldiğini ve 'su fakiri' olma yolunda ilerlediğini belirtti. İstanbul'da betonlaşma ve yoğun yapılaşmanın ekolojik kaynakları tehdit ettiğini, Kanal İstanbul projesinin de su kaynaklarının yüzde 29'unu tahrip edeceğini ifade etti. İBB'nin 'İstanbul İklim Değişikliği Eylem Planı' kapsamında 2050 yılında karbon nötr hedefine ulaşmayı ve çeşitli sürdürülebilirlik hedefleri belirlediğini açıkladı.
24 Ocak 2023

İSKİ, küresel iklim değişikliği kaynaklı kuraklık sebebiyle İstanbullulara su tasarrufu yapmaları konusunda çağrıda bulundu. Günlük su kullanım alışkanlıklarının değiştirilmesinin önemine vurgu yapılarak, israfın önlenmesi için pratik öneriler sunuldu. Bu öneriler arasında musluk tamiri, duş süresinin kısaltılması ve makine kullanımında tam kapasite beklenmesi gibi tasarruf yöntemleri yer aldı.
18 Ocak 2023

2023 yılında Türkiye, iklim krizinin etkilerini yaşamış ve aşırı sıcaklık ile sel felaketleri gibi doğal afetlerle karşılaşmıştır. Ancak ülke, kömür ve nükleer enerji kullanımında ısrar etmekte ve COP 28 İklim Zirvesi'nde kömürden çıkış taahhüdü verememiştir. Sivil toplum kuruluşları, Türkiye'nin iklim alanında attığı adımları değerlendirerek olumlu ve olumsuz yönleri belirtmişlerdir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın 2023-2035 Ulusal Enerji Planı, yenilenebilir enerji hedefleri içermesine rağmen kömürden çıkış kararı içermemektedir. İklim Kanunu taslağı, sivil toplumun görüşleri alınmadan hazırlanmış ve yeterli hedefler koymamıştır. Türkiye'nin iklim hedefi, emisyonları 2030'a kadar yüzde 30'tan fazla artırma öngörüsünü korumaktadır ve adil geçiş planı net değildir.
27 Aralık 2023

İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ), aşırı kurak bir dönem yaşanan İstanbul'da su sarfiyatını azaltacak ve aile bütçesine katkı sağlayacak tasarruf önerileri sundu. Kentteki barajlarda genel doluluk oranının yüzde 33 seviyelerine kadar düştüğü belirtildi. Evdeki su sarfiyatının yüzde 70'inin tuvalet ve banyoda harcandığı, damlatan muslukların tamir ettirilmesi ve musluk başlıklarına perlatör takılması gibi önerilerle su tasarrufu sağlanabileceği ifade edildi.
16 Ağustos 2023

İstanbul Üniversitesi ve Küresel Denge Derneği tarafından yapılan bir çalışma, İstanbul ve İzmir'deki deniz seviyesi yükselmesinin olası etkilerini ortaya koydu. Çalışma sonucunda hazırlanan rapora göre, İstanbul'da 6 milyon kişinin yaşadığı 120 kilometrekarelik alan ve İzmir'de Kordon ve tatil beldeleri sular altında kalma riskiyle karşı karşıya. Ayrıca, İstanbul'daki 16 atık su arıtma tesisinin 12'si ve İzmir'deki 20 atık su arıtma tesisinin dördü de tehdit altında. Deniz sularının yer altı sularına karışması durumunda, özellikle İzmir'deki tarımsal faaliyetler olumsuz etkilenebilir.
7 Eylül 2023
Daha fazla

Türkiye'nin kişi başına düşen su miktarıyla ilgili olarak 'su sıkıntısı çeken' bir ülke konumunda olması ve 2030 yılında bu durumun daha da kötüleşmesi beklenmesi olumsuz bir durumu işaret etmektedir. Prof. Dr. Ayşe Uyduranoğlu'nun Türkiye'nin su fakiri olma yolunda ilerlediğini ve bunun göçlere neden olabileceğini belirtmesi, mevcut ve gelecekteki olumsuz etkileri vurgulamaktadır. Ayrıca, Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadelede yeterli politikalara sahip olmaması, uluslararası sözleşmeleri geç onaylaması ve çevre sorunlarının politikacılar tarafından yeterince ciddiye alınmaması gibi eleştiriler de durumun ciddiyetini artırmaktadır. Bu nedenlerle haberin doğası 'kötü' olarak sınıflandırılmıştır.

İşaretlediklerim