Türkiye'nin ekonomi yönetiminde Mehmet Şimşek'in uyguladığı ortodoks politikalar, uluslararası alanda olumlu karşılanmış ve Türkiye'nin risk primi düşmüştür. Financial Times, Fitch, Moody's ve JP Morgan gibi kuruluşlar bu politikalara olumlu tepkiler vermiş, IMF ise destek açıklamıştır. Ayrıca, Dünya Bankası Türkiye'ye üretim projeleri için 18 milyar dolar destek sağlayacağını duyurmuştur. Ancak yapısal reformların eksikliği gibi önemli sorunlar hala devam etmektedir.
24 Nisan 2024

Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye Masası Şefi James Walsh, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın (TCMB) ekonomi politikalarını övdü ve faiz oranlarını artırma kararlarını desteklediğini belirtti. Walsh, Türkiye'nin enflasyonun düşeceği konusunda hemfikir olduklarını ve bu yılın ikinci yarısında enflasyonun düşmesini beklediklerini ifade etti. Ayrıca, ABD ve Avrupa'daki ekonomik durumun Türkiye için olumlu olduğunu ve yatırımcıların Türkiye'ye olan ilgisinin arttığını söyledi.
2 Mayıs 2024

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Türk bankacılık sektörünün görünümünü 'nötr'den 'iyileşiyor'a revize etti. Fitch, Türkiye'nin Mayıs 2023 seçimlerinin ardından daha geleneksel makroekonomik politikalar benimsediğini ve bu durumun yatırımcı güvenini artırdığını belirtti. Azalan dış finansman baskıları ve Merkez Bankası'nın rezervlerindeki iyileşme, bankaların dış finansmana daha kolay erişimini sağladı. Ayrıca, Türk bankalarının borç ihracındaki artış ve risk primlerindeki düşüş, sektöre olan uluslararası güveni yeniden kazandırdı.
25 Haziran 2024

Türkiye'de ekonomi yönetiminin uygulamaya koyduğu sıkılaştırma politikaları sonucunda krediye erişim zorlaşmış, borçlanma maliyetleri artmış ve kredi kartı kullanımının cazibesi azalmıştır. Maliye ve Hazine Bakanı Mehmet Şimşek'in hem yurt içinde hem de yurt dışında yaptığı açıklamalarla bu politikaların sinyalleri önceden verilmişti. İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, dezenflasyonist politikaların üretim ve ihracat üzerinde baskı oluşturduğunu belirterek, iş dünyasının bu süreçte sabırlı ve azimli olacağını ifade etmiştir.
18 Mart 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'de uzun vadeli doğrudan yabancı yatırım sermayesi girişinin olmadığını ve cari açığın dış borçla finanse edildiğini belirtti. Sıcak paranın geldiği gibi çıkacağını ve bu durumun ekonomik kırılganlığı artırarak yeni kur şoklarına yol açacağını vurguladı. Ayrıca, Merkez Bankası ödemeler bilançosuna göre, bu yılın ilk beş ayında Türkiye'den kaynağı belirsiz 12 milyar 370 milyon dolar döviz çıktığını ifade etti. Korkmaz, rasyonel politikaların uygulanmadığını ve bu nedenle ekonomik krizin derinleştiğini savundu.
14 Temmuz 2024

Türkiye'nin ekonomik durumunun 1970'lerden bu yana iktidara gelen partiler ve liderlerin tercihleriyle şekillendiği belirtiliyor. Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Tek Adam' rejimi altında ekonomiyi siyasi hedefler için kullandığı ve bu durumun Türkiye'yi enflasyon sarmalında bıraktığı ifade ediliyor. Mehmet Şimşek'in ekonomi yönetimine getirilmesi, Erdoğan'ın irrasyonel politikalardan vazgeçip rasyonel politikalara dönüş yapma çabası olarak yorumlanıyor. Fitch'in Türkiye'nin kredi notunu yükseltmesi, Şimşek'in politikalarının olumlu bir adım olduğunu gösterse de, yerel seçimler öncesinde ekonominin geleceği konusunda Erdoğan'ın etkisinin devam ettiği vurgulanıyor.
13 Mart 2024

Taha Akyol, Türkiye'nin ekonomik gelişme tarihinin neden yarı-başarılı veya yarı-başarısız olduğunu sorguluyor ve istikrarlı bir gelişme çizgisi izlemek için araştırmalara dayalı görüşler geliştirilmesi gerektiğini vurguluyor. Akyol, Türkiye'nin Japonya veya Güney Kore gibi istikrarlı bir büyüme performansı sergileyemediğini ve sık sık kriz ve küçülme dönemleri yaşadığını belirtiyor. Ayrıca, Merkez Bankası başkanlarının sık sık değiştirilmesinin ve bağımsız düzenleyici kurumların eksikliğinin ekonomik istikrarsızlığa yol açtığını ifade ediyor. Mehmet Şimşek'in de bu yapısal konuları ele almadığını eleştiriyor.
14 Temmuz 2024

Türkiye, gri listeden çıkmasına rağmen henüz beklenen ekonomik faydaları göremedi. Yabancı yatırımcılar hala temkinli davranıyor ve tahvil alımlarını sınırlı tutuyor. Mehmet Şimşek'in açıklamaları ise eyleme dönüşmeden sönümleniyor ve piyasada spekülasyonlara yol açıyor. Halk, gri listeden çıkmanın somut faydalarını henüz hissedemedi.
2 Temmuz 2024

Murat Muratoğlu, Türkiye'nin ekonomik sorunlarının temelinde döviz fiyatlaması ve faiz seviyelerine odaklanmanın yanlış olduğunu belirtiyor. Yıllardır ihracata bağımlı ekonominin, ithal ikamesi sağlayacak bir sanayi dönüşümü gerçekleştiremediğini ve bu durumun ekonomik sıkıntıları derinleştirdiğini ifade ediyor. Ayrıca, yerel seçimler öncesinde hükümetin harcamaları artırması ve tasarruf politikalarını uygulamaması nedeniyle para politikası kararlarının anlamını yitirdiğini vurguluyor. Muratoğlu, Türkiye'nin ekonomik durumundan çıkışının zor olduğunu ve iyimser ekonomik raporlara karşın somut iyileşmelerin görülmediğini eleştiriyor.
23 Şubat 2024

Rahmi Turan, Türkiye'nin son beş yılda 'Tek Adam Sistemi' altında yönetilmeye başlamasıyla birlikte ekonomik ve sosyal dengelerin bozulduğunu savunuyor. Ekonomik krizin derinleştiğini, piyasaların istikrarsızlaştığını ve hükümetin durumu kontrol altına alma vaatlerinin gerçekleşmediğini belirtiyor. Ayrıca, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in Dünya Bankası'ndan sağlanan finansmanla ilgili müjdelerinin, geçmişte yapılan harcamaların yanında yetersiz kaldığını ifade ediyor. Turan, ülkenin yönetim sisteminin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini öne sürüyor.
13 Nisan 2024

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Türkiye'nin kredi notunu 'B'den 'B+'ya yükseltti ve not görünümünü 'durağan'dan 'pozitif'e çıkardı. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bu gelişmeyi Türkiye'nin uluslararası normlara uyan, kural bazlı ve öngörülebilir politikalarının bir sonucu olarak değerlendirdi. Şimşek, makro-finansal istikrarın güçlenmesiyle bu tür olumlu gelişmelerin artarak devam edeceğini ve yılın ikinci yarısında dezenflasyon, daralan cari açık ve bütçe disiplini sayesinde kredi notunun daha da yükseleceğini belirtti.
9 Mart 2024

Uluslararası derecelendirme kuruluşu Fitch, Türkiye'nin kredi notunu 'B'den 'B+'ya yükseltti ve not görünümünü 'durağan'dan 'pozitif'e çıkardı. Bu gelişme, daha önce Moody’s ve S&P tarafından yapılan olumlu değerlendirmelerin ardından geldi. Türkiye'nin ekonomi yönetimi konusunda Mehmet Şimşek'in yaptığı açıklamalar, ülkenin son 12 yılda, özellikle son beş yılda, ekonomik politikalarının nasıl yönetildiğine dair eleştirileri gündeme getirdi. Şimşek, Türkiye'nin uluslararası normlara uygun, kural bazlı ve öngörülebilir politikalar izlemesinin not artışında etkili olduğunu belirtti.
12 Mart 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'de yaşanan ekonomik krizin çok yönlü olduğunu ve sadece ekonomik değil, aynı zamanda demokratik, hukuki ve güven bunalımı boyutlarına da sahip olduğunu belirtiyor. Korkmaz, hükümetin krizi kısa dönemli politikalar ve algı yönetimi ile çözmeye çalıştığını, ancak bu yaklaşımın yetersiz olduğunu ifade ediyor. Merkez Bankası başkanı ve Hazine ve Maliye Bakanının değişiminin dış piyasalarda olumlu algı yaratmak için yapıldığını, ancak bu adımların yeterli olmadığını vurguluyor. Korkmaz, gerçek bir istikrar programının hayata geçirilmesinin önemine dikkat çekiyor.
13 Mart 2024

Türkiye hem siyasi hem de ekonomik olarak derin bir krizden geçmekte ve bu iki alanda da normalleşmenin şart olduğu vurgulanıyor. Ekonomide Mehmet Şimşek yönetiminde rasyonel politikalar izlenmeye başlandığı, ancak siyaset alanında benzer bir sürecin başlaması gerektiği belirtiliyor. AKP'nin yerel seçimlerdeki performansı ve kutuplaştırma siyasetinin sonuçları ele alınarak, siyasi ve ekonomik normalleşme için demokratikleşme ve rasyonel politikaların önemi üzerinde duruluyor. İstanbul ve Ankara seçim sonuçlarının, AKP için normalleşme sürecine yönelik bir dönüm noktası olabileceği ifade ediliyor.
30 Mart 2024

Erkan Aydoğanoğlu, 31 Mart yerel seçimleri öncesinde ve sonrasında Türkiye ekonomisinin karşılaşacağı zorlukları ele alıyor. Döviz kurlarındaki artışın, TL'nin değer kaybının ve enflasyonun hızlanmasıyla birlikte, halkın satın alma gücünün düşeceği ve ekonomik durgunluğun yaşanacağı öngörülüyor. Seçimlerin, ekonomik sorunlarla mücadele eden halk için önemli bir tercih noktası olduğu ve bu durumun Türkiye'nin yakın siyasi tarihindeki örneklerle desteklendiği belirtiliyor.
21 Mart 2024

İbrahim Kahveci, Türkiye'nin uyguladığı ekonomi programının dış dengeyi sağlama ve döviz ihtiyacını karşılama amacına ulaşamadığını belirtiyor. Tüketim malı ithalatının yüksek seviyelerde olduğunu ve başarının sadece düşen küresel enerji fiyatlarına bağlı olduğunu ifade ediyor. Ayrıca, finansal yatırımlardan gelen döviz akışının sınırlı olduğunu ve kalıcı iyileşmeler için daha sert önlemler gerektiğini vurguluyor. Kahveci, mevcut durumun sürdürülebilir olmadığını ve alt gelir gruplarının bu durumdan en çok etkileneceğini öne sürüyor.
6 Mayıs 2024

Esfender Korkmaz, 2021 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 779 şirkete el konulduğunu belirtmesi ve gerekirse yeni şirketlere de el konulabileceğini söylemesi üzerine, bu durumun Türkiye'deki şirketlerin iflas riskini nasıl artırdığını ele alıyor. Korkmaz, FETÖ örgütüne ait şirketlerin nasıl bu kadar mal ve mülk sahibi olduğunu ve devletin bu duruma nasıl izin verdiğini sorguluyor. Ayrıca, Türkiye'deki büyük şirketlerin yurt dışında yatırım yapmak için bankalardan aldıkları krediler ve bu durumun Türkiye ekonomisine etkileri üzerinde duruyor. 2023 yılında doğrudan yabancı yatırım sermayesi giriş ve çıkışlarının dengesizliği de vurgulanıyor.
3 Mart 2024

Merkez Bankası Başkanları ve para politikaları, şahin ve güvercin yaklaşımları üzerinden değerlendirilmiştir. Şahin yaklaşım sıkı para politikasını, güvercin yaklaşım ise daha gevşek politikaları savunur. Yazıda, başarının doğru zamanda doğru tutumla ilgili olduğu ve TCMB'nin yeni Başkanı Fatih Karahan'ın şu ana kadar şahin bir tutum sergilediği belirtilmiştir. Ancak, önemli olanın enflasyon görünümüne uygun davranış sergilemek olduğu vurgulanmıştır.
26 Şubat 2024

Esfender Korkmaz, 2003 yılından sonra Türkiye'ye gelen yabancı sermayenin çoğunlukla kârlı işletme ve banka alımlarında yoğunlaştığını, fiziki yatırımların ise sınırlı kaldığını belirtiyor. 2023 yılında Türkiye'ye 6,2 milyar dolar yabancı sermaye girişi olurken, 6,9 milyar dolar yerli sermaye çıkışı yaşandı. Korkmaz, yabancı sermaye çekmek için sıcak para ve spekülatif sermayeyi kontrol altına almanın, devletin kurumsal yapısını güçlendirmenin ve mülkiyet güvencesini sağlamanın, ayrıca daha yüksek teşvikler sunmanın önemini vurguluyor.
26 Mart 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'nin cari açık sorununu çözmesi için üretimde ithal ara malı ve hammadde kullanımını azaltması gerektiğini belirtiyor. Özel sektör yatırım yapmadığı için devletin pamuk ve iplik gibi ürünlerin üretimine teşvik vermesi gerektiğini savunuyor. Ayrıca, Türkiye için uygun kur rejiminin yönetimli dalgalanma veya yarı sabit kur rejimi olabileceğini ve bu değişiklikler için Merkez Bankası'nda reform yapılması gerektiğini öne sürüyor.
14 Şubat 2024
İşaretlediklerim