Bülent Falakaoğlu, Türkiye'nin ekonomik büyümesinin cari açık artışıyla doğru orantılı olduğunu ve bu büyümenin dışa bağımlılık nedeniyle sürdürülebilir olmadığını ele alıyor. Ocak ayında cari açığın yıllık bazda 37.5 milyar dolara indiği, ancak aylık bazda artış gösterdiği belirtiliyor. Falakaoğlu, ekonomik iyileşmelerin emekçiler üzerindeki olumsuz etkilerine odaklanarak, dışa bağımlılığın ve enerji fiyatlarındaki düşüşün cari açığı azalttığı ancak temel sorunların devam ettiğini vurguluyor.
14 Mart 2024

Merkez Bankası'nın yılın ilk Enflasyon Raporu yayımlandı ve bu raporun ilan edildiği toplantıda yeni başkan Fatih Karahan ilk kez medya karşısına çıktı. Toplantıda yeni dönemin para politikası stratejisi netleşti ve yönetimde bütünlük ile ekip çalışması vurgulandı. Başkan Karahan'ın konuya hakimiyeti ve net mesajları olumlu karşılandı. 'Yolumuza daha öngörülebilir bir yol haritası ve politika seti ile devam ediyoruz' mesajı piyasalar tarafından olumlu bir şekilde karşılandı.
10 Şubat 2024

Barış Zeyrek, Türkiye'nin Körfez ülkeleri ile olan ekonomik ilişkilerinin kısa vadeli faydalar sağlayabileceğini ancak uzun vadeli ekonomik krizden çıkış için yeterli olmadığını belirtiyor. Yazısında, Türkiye'nin Batı ile ilişkilerini düzelterek yabancı yatırımları artırma ihtiyacına dikkat çekiyor. Zeyrek, Avrupa ve Amerika ile düşmanca söylemlerin sonlandırılması ve stratejik işbirliklerinin yeniden canlandırılmasının gerekliliğini vurguluyor. Ayrıca, Körfez ülkeleri ile sıkı ilişkiler kurmanın stratejik bir akıl yoksunluğu olduğunu eleştiriyor.
8 Mayıs 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'de kamu harcamaları, vergi politikaları ve mali disiplin konularında yaşanan sorunlara dikkat çekiyor. Bütçe kaynaklarının popülizm ve şatafat için kullanılmasının, kamu özel işbirliği ile yapılan yatırımların atıl kalmasının ve kamu yatırımlarının piyasa maliyeti üzerinde yapılmasının kamu kaynaklarının etkin kullanılmadığını gösterdiğini belirtiyor. Ayrıca, ücret artışlarının verimlilik artışına ve fiyatların frenlenmesine katkı sağlayabileceğini ifade ediyor. Korkmaz, mevcut siyasi yapı ve koşullarda Merkez Bankası'nın sıkı para politikası uygulamasının bile istikrarı sağlamakta yetersiz kalacağını öne sürüyor.
23 Şubat 2024

Moody's, Türkiye'nin kredi notunu iki kademe artırarak B1 seviyesine yükseltti ve görünümü pozitif olarak korudu. Bu artış, uygulanan ekonomik programın bir sonucu olarak değerlendiriliyor ve piyasalarda olumlu yansımaları bekleniyor. Ancak, Türkiye halen yatırım yapılabilir seviyenin dört kademe altında bulunuyor. Gelecek değerlendirmelerde Fitch ve S&P'nin not artırımları da bekleniyor.
21 Temmuz 2024

İbrahim Kahveci, Türkiye'deki ekonomik sorunların dış güçlerin etkisi altında değil, iç politika ve yönetimdeki liyakatsizlikten kaynaklandığını iddia ediyor. Merkez Bankası Başkanlığı'nda Naci Ağbal'ın yerine Şahap Kavcıoğlu'nun getirilmesi ve Nureddin Nebati ile olan politikalar gibi örneklerle, ekonomik krizin yönetim kararlarından kaynaklandığını öne sürüyor. Kahveci, enflasyonun artışı ve döviz rezervlerinin tükenmesi gibi sorunların, akılcı olmayan politikalar ve liyakatsiz yönetim anlayışı nedeniyle yaşandığını belirtiyor.
19 Şubat 2024

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s (S&P), Türkiye'nin uzun vadeli kredi notunu ‘B’den ‘B+’ya yükseltti ve kredi notu görünümünü ‘pozitif’ olarak korudu. Bu karar, yerel seçimler sonrası ekonomik politikalar arasındaki koordinasyonun iyileşeceği beklentisi ve cari açığın daralması gibi faktörlerle desteklendi. Ayrıca, Türkiye ekonomisinin bu yıl ve gelecek yıl yüzde 3 büyüyeceği ve tüketici fiyat artışlarının bu yıl yüzde 55,8, gelecek yıl ise yüzde 27,3 olacağı tahmin ediliyor.
4 Mayıs 2024

Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü (OECD), 'Büyüme için Temelleri Güçlendirmek' temasıyla hazırladığı Ekonomik Görünüm Ara Dönem Raporu'nda Türkiye ekonomisi için bu yılki büyüme öngörüsünü değiştirmedi. Türkiye'nin 2023 yılında yüzde 2,9 büyümesi beklenirken, 2025 için büyüme tahmini yüzde 0,1 düşürülerek yüzde 3,1 olarak revize edildi. Raporda ayrıca, küresel ekonomik büyümenin geçen yıl yüzde 3,1 olduğu, ABD ve Avro Bölgesi'nin büyüme tahminlerinde düşüşler yaşandığı, Çin ekonomisinin ise düşük talep ve yüksek borç nedeniyle yavaşlayacağı belirtildi.
5 Şubat 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'nin Dünya Bankası, Avrupa Yatırım Bankası ve İslam Kalkınma Bankası'ndan 'yatırım projelerinin finansmanı' için kredi almasını eleştirdi. Kredilerin, Türkiye'nin döviz ihtiyacına kısmen çare olacağını ancak ithalat zorunluluğu nedeniyle tamamının bu amaç için kullanılamayacağını belirtti. Korkmaz, IMF'den alınacak doğrudan ve daha düşük faizli bir borçlanmanın, Dünya Bankası'na göre daha avantajlı olacağını savundu. Ayrıca, Dünya Bankası'nın projeler üzerindeki sıkı kontrolünün Türkiye'nin keyfi yatırım maliyeti hesaplamalarını engelleyeceğini ifade etti.
16 Nisan 2024

Orhan Bursalı, Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik çöküntüyü aşmak için sadece siyasi ve sosyal platformda normalleşme ve yumuşamanın yeterli olmadığını savunuyor. Bursalı, ekonomik koşulların düzelmesi için daha güçlü adımlar atılması gerektiğini, halkın insanca yaşam koşullarının sağlanması ve dış yatırım için demokratik bir ortamın oluşturulması gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, dış yatırımcıların ülkeye gelmesi için tarafsız yargı, ifade ve medya özgürlüğü gibi unsurların önemine dikkat çekiyor.
16 Haziran 2024

Yusuf Dinç, Türkiye'nin ekonomi yönetiminin küresel sermaye ve ucuz mal akışı gibi iki ana girdiyi dengeli bir şekilde yönetmeye çalıştığını ancak bu süreçte iç üretimi feda etmek istemediğini ifade etmiştir. Ekonomi yönetimi, TL'nin değer kazanmasını sağlayarak küresel fon akışını çekmeye ve ödemeler dengesini iyileştirmeye çalışıyor. Ancak bu strateji, yurt içi üreticilerle enflasyonla mücadele etmeyi zorlaştırıyor ve ekonomi yönetimi bu konuda çok hassas bir denge kurmaya çalışıyor.
5 Mayıs 2024

Taha Akyol, Mehmet Şimşek'in son dönemde yaptığı açıklamaları, Türkiye'nin ekonomi politikalarındaki ciddi yanlışların bir göstergesi olarak ele alıyor. Şimşek'in 'rasyonel zemine dönüş' ifadesi ve ekonomideki 'kopmuş linkler' hakkındaki yorumları, özellikle son on yılda, daha belirgin olarak son beş yılda yapılan hataların bir özeti olarak görülüyor. Akyol, geçmişte ekonomi yönetiminde yer alan Şimşek ve Ali Babacan'ın uyarılarının dikkate alınmadığını ve şimdi ise seçimler sonrası bu hataların düzeltilmesi için zorlu tedavilere başvurulduğunu belirtiyor.
14 Şubat 2024

Can Ataklı, kredi kartlarının hem Türkiye'de hem de gelişmiş ülkelerdeki kullanım alışkanlıklarını karşılaştırıyor. Gelişmiş ülkelerde insanlar gelirlerine uygun harcamalar yaparken, Türkiye'de birçok kişi günlük ihtiyaçlarını ve yaşamını sürdürebilmek için kredi kartına başvuruyor. Bu durum, milyonlarca kişinin ekonomik olarak güvende olmadığını ve borçlanarak yaşamak zorunda kaldığını gösteriyor. Ataklı, bu kısır döngünün sonuçlarını ve insanların borçlarını kapatmak için varlıklarını satma noktasına geldiklerini vurguluyor.
14 Şubat 2024

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P, Türkiye'nin kredi notunu 'B' seviyesinden 'B+' seviyesine çıkardı ve not görünümünü 'pozitif' olarak belirledi. Bu yükseltme, piyasa beklentileri doğrultusunda gerçekleşti ve Türkiye'nin yatırım yapılabilir ülke notuna henüz ulaşamadığı belirtildi. Not artışının piyasa canlılığını korumasına ve verilerde iyileşmeye katkı sağlaması bekleniyor. Ayrıca, aktif büyümesi ve kârlılığı yüksek olan bazı Türk şirketlerinin yatırımcılara yüksek getiri sağladığı bilgisi de paylaşıldı.
6 Mayıs 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'nin ekonomik gelişiminde iki önemli dönemi; 1933-1938 devletçilik dönemi ve 1963-1968 karma ekonomi dönemini, her iki dönemin de hem büyüme hem de sosyal gelişme getirdiğini belirtti. Ancak, darbe sonrası dönemde ve son siyasi iktidar altında, kalkınma hedeflerinin geri planda kaldığını, büyüme odaklı politikaların öne çıktığını ve Devlet Planlama Teşkilatı'nın kaldırılmasıyla kalkınma politikalarının rafa kaldırıldığını ifade etti. Korkmaz, Türkiye'nin mevcut durumda kalkınma sağlayacak beşeri, demokrasi ve hukuki altyapıya sahip olmadığını, gelişmekte olan ülkelerin kalkınmasının dünya refahı ve barışı için de önemli olduğunu vurguladı.
21 Nisan 2024

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin Uluslararası Mali Eylem Görev Gücü (FATF) tarafından üç yıl önce konulan gri listeden çıkma sürecinde son aşamaya gelindiğini belirtti. Gri listede olmanın Türkiye ekonomisine olumsuz etkileri olduğunu vurgulayan Şimşek, FATF'nin Türkiye'nin kara para aklama ve terörizmin finansmanı konusunda belirlediği kriterleri büyük ölçüde karşıladığını açıkladı. Haziran ayında yapılacak Genel Kurul toplantısında Türkiye'nin gri listeden çıkışının bekleniyor olması, sürecin olumlu yönde ilerlediğini gösteriyor.
23 Şubat 2024

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Dünya Bankası ile Türkiye arasında beş yıllık bir işbirliği programının başladığını ve bu kapsamda ilk üç yılda 18 milyar dolarlık ilave finansman sağlanacağını açıkladı. Bu finansman, Türkiye'nin enerji arz güvenliğini sağlama ve işletmelerin yeşil dönüşüm sürecini destekleme gibi alanlarda kullanılacak. Dünya Bankası'nın Türkiye'ye olan toplam kaynak aktarımını 35 milyar dolara çıkardığı, bu işbirliğinin Türkiye'nin özel sektörünün geliştirilmesine ve kalkınma hedeflerine ulaşmasına katkı sağlayacağı belirtildi.
10 Nisan 2024

Türkiye, kripto paraya olan talep konusunda Avrupa'da birinci, dünyada ise dördüncü sırada yer alıyor. Murat Muratoğlu, bu ilginin sebebinin Türkiye'nin ekonomik durumu olduğunu belirtiyor. İnsanlar, emeğin ve çalışmanın karşılığının düşük olduğu bir coğrafyada, kripto paralarla şanslarını denemeye çalışıyorlar. Çalışarak kazanılan paranın biriktirilse bile hayal kurmaya yetmediği bir ortamda, kripto paralar bir çıkış yolu olarak görülüyor.
18 Mayıs 2024

Murat Muratoğlu, Türkiye'de ekonomik istikrarsızlığın ve hukuk sisteminin yetersizliğinin yabancı yatırımcıları nasıl etkilediğini tartışıyor. Honda, Volkswagen, LG, Ford, Chery, Saıc Motor, Skywell ve Great Wall gibi büyük şirketlerin Türkiye'deki yatırım planlarını iptal ettiği veya askıya aldığı belirtiliyor. Türk Lirası'nın değerli tutulması nedeniyle Türkiye'nin artık ucuz bir ülke olmadığı, ancak Türk halkının gelirlerinin Avrupa seviyesine ulaşmadığı vurgulanıyor. Ayrıca, meslek liselerinin durumu ve mavi yakalı iş gücü eksikliği gibi sorunlar da ele alınıyor.
12 Nisan 2024

Yakup Kepenek, Türkiye ekonomisinin sağlam bir temele oturması için gerekli olan üç ana kurumsal dayanağın; Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Kamu İhale Kurumu (KİK) ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) olduğunu ifade etmiştir. Ancak, bu kurumların hukuki temeller üzerine sağlamlaştırılmadığı sürece, ekonominin mevcut krizden kurtulmasının mümkün olmadığını vurgulamıştır. Ayrıca, TCMB'nin sınırlı uygulama bağımsızlığına sahip olduğunu, ancak genel olarak ülke ekonomisinin bu üç kurumsal dayanaktan yoksun olduğunu belirtmiştir.
24 Mart 2024
İşaretlediklerim