Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre, geçen yıl Türkiye'de kayıtlara geçen 6 bin 345 yabancı damat ve 31 bin 29 yabancı gelin bulunuyor. Yabancı gelinler arasında Özbekler ilk sırayı alırken, Suriyeliler ikinci, Azeriler üçüncü sırada yer aldı. Yabancı damatlar arasında ise Almanlar 2009'dan bu yana ilk sırada bulunuyor. İlk beşte ayrıca Suriyeliler, Avusturyalılar, Afganlar ve Azeriler yer alıyor. Ayrıca, TÜİK verilerine göre Türkiye'de ilk evlenme yaşı yükseldi.
23 Şubat 2024

Mine Esen, Türkiye'de kadına yönelik şiddetin bitmediğini ve verilen sözlerin yerine getirilmediğini vurguluyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun verilerine göre, bu yılın ilk altı ayında 205 kadın öldürüldü ve 117 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu. Kadınların büyük bir kısmı evli oldukları erkekler tarafından öldürülüyor. İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılmasının yıldönümünde, kadın hakları örgütleri sözleşmenin yeniden uygulanması için mücadeleye devam edeceklerini belirtti.
8 Temmuz 2024

ILO'nun 2021 raporuna göre, uluslararası göçmen işçi sayısı 164 milyondan 169 milyona yükseldi. Bu işçilerin büyük bir kısmı yüksek gelirli ülkelerde çalışıyor. Küresel Kölelik Endeksi, zorla çalıştırılan insan sayısının 27,6 milyon olduğunu ve bunların dörtte birinin çocuk olduğunu belirtiyor. Türkiye, işgücü piyasasının ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla göç ve istihdam politikalarını uyumlaştırma yoluna gitmiş, bu kapsamda geçici ve/veya uluslararası koruma statüsündeki göçmenlerin kayıtlı bir şekilde çalışmalarını teşvik etmiştir.
31 Mart 2024

Türkiye'de 65 yaş ve üzeri nüfusun oranı 2023'te %10,2'ye ulaşarak cumhuriyet tarihinde ilk kez çift haneye çıktı. Bu oranla Türkiye, Birleşmiş Milletler (BM) nüfus kriterlerine göre 'çok yaşlı nüfuslu ülke' statüsünde yer alıyor. Dünya genelinde yaşlanma trendi devam ederken, Türkiye'nin yaşlı nüfusunun 2030'da %12,9, 2040'ta %16,3 ve 2060'ta %22,6'ya ulaşması bekleniyor. Bu durum, Türkiye'nin nüfus artış hızının gerilediğini ve yaşlanma oranının arttığını gösteriyor.
19 Mart 2024

Türkiye'de bir zamanlar genç nüfusa sahip olmanın bir özelliği olarak kabul edilen durum, doğurganlık oranındaki düşüşle değişmek üzere. 2022 yılında 15-44 yaş arası kadın başına düşen canlı doğum oranı 1.61'e düşmüş ve 2023'te bu oranın daha da azalması bekleniyor. Bu düşüşün ana sebepleri arasında ekonomik koşullar ve gelecek kaygısı gösteriliyor. İnsanlar, maddi zorluklar ve kaliteli eğitim gibi konularda endişe duydukları için daha az çocuk sahibi olmayı tercih ediyorlar.
8 Şubat 2024

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu, 2024'ün ilk 10 ayında 357 kadının öldürüldüğünü açıkladı. Bu ölümlerden 296'sı cinayet olarak kaydedilirken, 61'i şüpheli ölüm olarak değerlendirildi. Öldürülen kadınların çoğu tanıdıkları erkekler tarafından katledildi ve en yaygın ölüm şekilleri ateşli silah ve kesici alet kullanımı oldu. Bu durum, Türkiye'de kadın cinayetlerinin ciddi bir toplumsal sorun olmaya devam ettiğini gösteriyor.
12 Kasım 2024

Dünya genelinde 160 milyondan fazla çocuk, eğitim haklarından mahrum kalarak tarım, madencilik ve sanayi gibi sektörlerde çalışmak zorunda kalıyor. Çocuk işçiliği, çocukların zihinsel ve fiziksel gelişimlerini olumsuz etkileyen bir sorun olarak tanımlanıyor. Türkiye, çocuk işçiliğiyle mücadele eden ilk ülkelerden biri olarak uluslararası kuruluşlarla iş birliği yapıyor. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, çocuk işçiliğinin sona erdirilmesi için kapsamlı çalışmalar yürütüldüğünü belirtiyor.
19 Kasım 2024

Tarihsel afetlerde kadın ve kız çocuklarının ölüm oranlarının erkeklere göre daha yüksek olduğu belirtiliyor. Afet sırasında ve sonrasında kadınların karşılaştığı zorluklar arasında toplumsal cinsiyet rolleri, kadın bedeni üzerindeki baskı ve bakım sorumluluğu gibi faktörler yer alıyor. Ayrıca, afet bölgelerinde kadınların yüzde 52'sinin kayıt dışı çalıştığı ve bu durumun afet sonrası işsizlik ve kısa çalışma ödeneğinden yararlanamamalarına yol açtığı vurgulanıyor.
8 Mart 2024

Boyner Grup, 15 yıldır her 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde gerçekleştirdiği kampanyalarla bu yıl da kadına şiddete dikkat çekiyor. 'Kadına şiddeti görmezden gelmiyoruz, adalet için vazgeçmiyoruz' sloganıyla hazırlanan üç film, Türkiye'deki kadına şiddet vakalarını konu alıyor. Filmler, kadın ve kız çocuklarına yönelik şiddeti ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini eleştiriyor. Boyner Grup Yönetim Kurulu üyesi Ümit Boyner, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadına şiddet konularında farkındalık yaratmayı bir sorumluluk olarak gördüklerini belirtiyor.
7 Mart 2024

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu'nun mart ayına ilişkin raporuna göre, Türkiye'de 37 kadın erkekler tarafından katledildi ve 14 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu. Öldürülen kadınların büyük bir kısmı kendi evinde veya aile içi şiddet sonucu hayatını kaybetti. Ocak ile mart arasındaki dönemde ise toplamda 114 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Bu durum, kadına yönelik şiddetin ciddiyetini ve yaygınlığını gözler önüne seriyor.
8 Nisan 2024

İstanbul Planlama Ajansı'nın hazırladığı şeffaflık raporuna göre, Türkiye son on yılda yolsuzlukla mücadelede 180 ülke arasında 115’inci sıraya geriledi. Raporda, Türkiye'nin şeffaflık ve hesap verebilirlik karnesi değerlendirildi ve ciddi bir şeffaflık kaybı yaşandığı vurgulandı. İPA Başkanı Dr. Buğra Gökce, hukukun üstünlüğü ve demokrasinin güçlenmesi için hesap verebilirlik ve şeffaflığın daha yüksek seviyede uygulanması gerektiğini belirtti. Ayrıca, ifade özgürlüğü alanında da gerilemenin sürdüğü ifade edildi.
7 Ağustos 2024

Awen for Us girişimi, 2 Ekim Dünya Uluslararası Şiddetsizlik Günü kapsamında yayınladığı mesajda, teknolojinin kolaylaştırdığı cinsiyete dayalı şiddete (TFGBV) dikkat çekti. Economist Intelligence Unit raporuna göre, küresel olarak çevrimiçi şiddete tanık olmuş ve deneyimlemiş kadın oranı yüzde 85. Bu şiddet biçimleri, kadınların çevrimdışı fiziksel güvenliklerini ve geçim kaynaklarını da tehlikeye atıyor. Girişim, bu tür şiddetle mücadele için Columbia Institute of Global Politics Vital Voices Global Partnership'in raporunu okumayı tavsiye ediyor.
2 Ekim 2024

IQAir tarafından yayınlanan 2023 'Dünya Hava Kalitesi' raporuna göre, Türkiye'nin hava kirliliği ortalaması 20.5 ile WHO'nun belirlediği eşik değerlerin dört katı seviyesinde. Raporda, Türkiye havası en kirli 44'üncü ülke olarak sıralanırken, Iğdır şehri Avrupa'nın en kirli havasına sahip kenti olarak belirlendi. Raporda ayrıca, Türkiye'de hava kirliliğinin sağlık üzerindeki olumsuz etkilerine ve kirliliğe yol açan başlıca faktörlere de değiniliyor. Hava kirliliği nedeniyle dünya genelinde her yıl 7 milyon insanın öldüğü belirtiliyor.
20 Mart 2024

Türkiye'de işgücüne dahil olmayan nüfusun 30.7 milyon olduğu belirtiliyor, bu durumun işgücü istatistiklerini inceleyenler ve sosyologlar için önemli bir konu olduğu vurgulanıyor. İşgücüne katılım oranı %53.2 olarak belirtilirken, bu oranın OECD ülkeleri arasında Meksika'dan sonra en düşük olduğu ifade ediliyor. 15 yaş ve üzeri nüfusun sadece 31.8 milyonunun çalıştığı, kadınların büyük bir kısmının işgücüne dahil olmadığı ve bu durumun Türkiye'nin sosyolojik yapısını da yansıttığı belirtiliyor.
29 Şubat 2024

Türkiye'de cinsiyete dayalı mesleki ayrımcılık, toplumsal eşitsizliğin en güçlü etkenlerinden biri olarak görülüyor. '8 Mart 8 Kadın' serisinin ikinci sezonunda, bu konu ele alınıyor ve farklı alanlardan başarılarıyla cinsiyetçi kodları kırmış sekiz kadınla yapılan söyleşilere yer veriliyor. İkinci konuk Sema Kaya Polat, profesyonel dağcı ve Türkiye'deki altı kadın iple erişim teknisyeninden biri olarak, fiziksel zorluk ve direnç gerektiren işlerde kadınların da başarılı olabileceğini gösteriyor. Polat, mesleğine başlama sürecini, karşılaştığı zorlukları ve toplumun tepkilerini paylaşarak, kadınların fiziksel olarak zor gözüken mesleklerde de başarılı olabileceğini vurguluyor.
4 Mart 2024

Türkiye'de 2012-2022 arasında kadınlar arasında sigara içme oranı yüzde 38.3 artarak erkeklerin oranını geçti. Sigara içen kadınlar, KOAH ve akciğer kanseri gibi hastalıklar açısından daha fazla risk altında. Türk Toraks Derneği, kadınların tütün endüstrisinin pazarlama taktiklerinden korunması için acil önlemler talep ediyor. Kadınlar arasında sigara kullanımının artması, gebelik ve cinsiyete özel kanser risklerini de beraberinde getiriyor. Tütün endüstrisi, dijital kanallar ve aromalı ürünlerle kadınları hedef alarak sigara içme oranlarını artırmaya çalışıyor.
16 Nisan 2024

Avrupa Konseyi'nin 2023 yılına ilişkin raporuna göre, Türkiye nüfusa göre en fazla mahkum ve tutuklu bulunan ülke olarak Avrupa'da ilk sırada yer aldı. Türkiye'de toplam 348 bin 265 mahkum ve tutuklu bulunurken, bu sayıyla Britanya, Fransa, Polonya, Almanya ve İtalya'yı geride bıraktı. Ayrıca, personel başına mahkum oranının en yüksek olduğu cezaevi idareleri sıralamasında da Türkiye ilk sırada yer aldı. 2005'ten 2023'e kadar olan dönemde Türkiye'deki mahkum ve tutuklu sayısı yüzde 439 oranında arttı.
6 Haziran 2024

Doğan Tılıç, Türkiye'nin doğurganlık oranının mevcut seviyede kalması durumunda 2050 yılında nüfusunun 93 milyona ulaşacağını belirtiyor. Avrupa'nın önümüzdeki 30 yılda yüzde 7 oranında bir nüfus azalması yaşayacağını ve bu durumu büyük bir sorun olarak görmediklerini ifade ediyor. Tılıç, düşük doğurganlığın her zaman olumsuz bir durum olarak değerlendirilmemesi gerektiğini, ekolojik denge ve kaynakların sürdürülebilir kullanımı açısından olumlu sonuçlar doğurabileceğini vurguluyor. Ayrıca, doğru yönetilen politikalarla toplumun refahının artırılabileceğini savunuyor.
13 Temmuz 2024

Türkiye'de yapılan bir araştırma, ülkedeki kalp yetersizliği hastalığının durumunu ortaya koydu. 2016-2022 yılları arasında 2 milyon 722 bin 151 kişi üzerinde yapılan çalışma, Türkiye'de her yüz kişiden ikisinin kalp yetmezliği hastası olduğunu ve hastalığın Avrupa ülkelerine kıyasla 8-10 yıl daha genç yaşta başladığını gösterdi. Araştırma, kalp yetersizliği sıklığının kadınlarda erkeklere göre daha yüksek olduğunu ve genç hastaların prevalansının endişe verici olduğunu belirtti. Ayrıca, düşük sosyoekonomik koşullarda yaşayan hastaların hayatta kalma oranının yüksek olduğu ve sağlık sigortası sisteminin (SGK) bu durumda kritik bir rol oynadığı tespit edildi.
9 Şubat 2024

Durex'in yaptığı araştırmaya göre, Türkiye prezervatif kullanımında 36 ülke arasında 20'nci sırada yer alıyor. Araştırmaya katılan Türklerin yüzde 46'sı, güvenilir bir partnerle prezervatif kullanmayı gereksiz buluyor. Türkiye'de prezervatif kullananların çoğunluğu gebeliğe karşı korunma amacı güderken, cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı kullanım oranı düşük. Türkiye'de cinsel yolla bulaşan hastalıklar, özellikle sifilis, son yıllarda artış gösteriyor.
12 Kasım 2024
İşaretlediklerim