Zülal Kalkandelen, Türkiye'de laiklik ilkesini savunan gruplara anında müdahale edilirken, şeriatçı grupların rahatça toplanıp açıklama yapabilmesine dikkat çekiyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın şeriatın İslam olduğunu söylemesi ve şeriat taleplerinin artışı, AKP yönetimine bağlanıyor. Ayrıca, cumhuriyet savcılarının bu konularda sessiz kalması ve görevlerini yerine getirmemeleri, Türkiye'de hukuk devletinin sona erdiğine dair kanıtlar olarak sunuluyor.
28 Şubat 2024

Zülal Kalkandelen, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın demokrasiye sıcak bakmadığını ve siyasal İslamcı bir yol izlediğini öne sürüyor. Erdoğan'ın anayasayı değiştirme ve laikliği ortadan kaldırma hedeflerinin altını çiziyor. Ayrıca, CHP'nin muhalefet rolünü nasıl benimsediğini ve toplumsal direnişin nasıl dizginlendiğini tartışıyor. Kalkandelen, eğitimde dinselleşme ve çocuklara yönelik Kuran kursları gibi konuların müzakere edilip edilmediğini sorguluyor.
5 Mayıs 2024

Milli Eğitim Bakanlığı'nın eğitim verme sorumluluğunu terk ettiği ve okulları tarikat, cemaat ve siyasetçilerin etkisi altına aldığı belirtiliyor. Öğretmenlere yönelik inceleme-soruşturma adı altında cezaların arttığı, AKP iktidarının eğitimi dindar bir nesil yetiştirmek için araç olarak kullandığı ifade ediliyor. Kırıkkale'de, Milli Eğitim Temel Kanunu'na aykırı olarak karma eğitimin bırakılarak sınıfların kız-erkek diye ayrıldığı bir uygulamanın tespit edildiği aktarılıyor.
29 Mart 2024

Esfender Korkmaz, din eksenli ideolojik eğitimin laik yaşama tehdit oluşturduğunu belirtti. Eski Meclis Başkanı İsmail Kahraman'ın laikliğin anayasada olmaması gerektiği yönündeki açıklamaları ve mevcut Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'un 1921 Anayasasını istemesi, laiklik karşıtı eylemler olarak değerlendirildi. Korkmaz, Osmanlı İmparatorluğu'nun geri kalmasının temel nedenlerinden birinin eğitimde ve bilimde geri kalması olduğunu vurguladı. Ayrıca, din eksenli eğitimin kalkınma önünde engel oluşturduğunu ifade etti.
30 Mayıs 2024

Türkiye'nin yeni eğitim müfredatı, özellikle integralin kaldırılması ve Osmanlı tarihinin yeniden yorumlanması gibi konularla tartışma yaratmıştır. Müfredat, Osmanlı'nın 'dağılma' dönemini 'Savaşlar Sarmalında Osmanlı' olarak yeniden adlandırarak ve duraklama dönemini 'Dönüşüm Sürecinde Osmanlı' olarak tanımlayarak tarih anlayışında önemli değişiklikler yapmıştır. Ayrıca, Türk ve İslam tarihlerinin eşanlamlı hale getirilmesi, antik Türk tarihi ve Türk mitolojisinin göz ardı edilmesi eleştirilmiştir. Bu durum, AKP iktidarının eğitimde dincileşme eğilimini ve tarikatlarla olan ilişkilerini yansıttığı iddia edilmektedir.
4 Mayıs 2024

Son zamanlarda eğitim sisteminde yapılan değişiklikler, dini derslerin zorunlu hale getirilmesi, vakıf ve derneklerin eğitim alanında daha fazla yer alması, vergi muafiyeti ve kamu kaynaklarının tarikat yurtlarına aktarılması gibi konuları içermektedir. Ayrıca, müfredat değişikliği ve MEB'in sosyal sorumluluk programı uygulama yönergesi gibi adımlar atıldı. Bu değişiklikler, eğitimdeki yönelimlerin ve kaynakların kullanımının değiştiğini gösteriyor.
16 Şubat 2024

Kemal Kılıçdaroğlu, eğitim sisteminin siyasetten arındırılması gerektiğini ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın bağımsız bir yapıya dönüştürülmesi gerektiğini ifade etti. Yeni bir video yayınlayarak eğitimde yapmayı planladığı reformları açıkladı. Eğitim politikalarının liyakat esasına göre yönetilmesi ve siyasi müdahalelere kapalı olması gerektiğini vurguladı. Bu değişikliklerin kanunla güvence altına alınacağını söyledi.
8 Mayıs 2023

Selin Nakıpoğlu, 'Türkiye Yüzyılı' adlı yeni eğitim müfredat taslağının, AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın seçim kampanyası sloganı olduğunu ve bu durumun bir eğitim programından ziyade parti programı niteliği taşıdığını öne sürdü. Nakıpoğlu, müfredatın ideolojik bir vurgu içerdiğini ve siyasal İslam'ı kalıcı hale getirmeyi amaçladığını iddia etti. Ayrıca, müfredatın hazırlanış sürecinde eğitimcilerin yer almadığını, bunun yerine tarikatlar ve siyasi iktidarla bağlantılı sivil toplum kuruluşlarının etkili olduğunu belirtti.
4 Mayıs 2024

Deniz Zeyrek, Türkiye'nin yeni eğitim modeli olan 'Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nde yer alan 27 kitapçıktan 7'sinin dini derslerle ilgili olduğunu belirtiyor. Müfredatın, bilimsel dersler yerine dini ve ahlaki değerler öğretimine ağırlık verdiğini ve evrensel bilim derslerinin öneminin azaltıldığını ifade ediyor. Ayrıca, müfredatta evrim teorisi gibi önemli bilimsel konuların göz ardı edildiğini ve matematik gibi temel bilimlerin yeterince kapsanmadığını eleştiriyor.
29 Nisan 2024

Yazıda, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in, siyasal İslamcı bir anlayışla eğitimi dönüştürme çabaları ele alınıyor. Tekin'in 'Türkiye Yüzyılı Maarif Müfredatı' adlı yeni eğitim planı, toplumda ve AKP içinde tepkilere neden olmuş. Can Ataklı, Tekin'in bu planı başarıyla uygulayamayacağını öne sürüyor ve onun bakan olarak görevde olmasını tehlikeli buluyor. Ayrıca, eğitim uzmanı Ali Özdemir'in eğitimde yapılan yanlışları ele aldığı bir değerlendirme de sunuluyor.
7 Mayıs 2024

Ayşenur Arslan, son yazısında Türkiye'de laiklik ilkesine yönelik tartışmaları ele alıyor. Ata Parti Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek'in danışmanı Oğuz Uçar'ın kendisine ulaşarak, Ata Parti'nin AKP'yi laik cumhuriyet ilkelerine aykırı eylemler nedeniyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikayet ettiğini bildirdiğini aktarıyor. Şikayetin, AKP'nin 2008 yılında aldığı devlet yardımının yarısının kesilmesine yol açan eylemlerine dayandığı belirtiliyor. Arslan, Türkiye'de laiklik karşıtlığının artık söylemden eyleme geçtiğini ve önümüzdeki seçimler sonrası ekonomik ve siyasi alanda büyük değişiklikler beklendiğini ifade ediyor.
10 Şubat 2024

Türkiye'de ilkokul, ortaokul ve lise öğretmenleri, yeni müfredatın onay sürecinde yeterince bilgilendirilmediklerini ve aceleyle imza atmaya zorlandıklarını belirtiyorlar. Öğretmenler, müfredat taslaklarını görmeden veya okumadan imza attıklarını ifade ediyor. Talim Terbiye Kurulu ve çeşitli derneklerden oluşan komisyon, müfredat değişikliklerinde önemli roller oynamış. Yeni müfredatta, bazı bilimsel teorilerin çıkarılması ve dini içeriklerin eklenmesi dikkat çekiyor.
3 Mayıs 2024

CHP, anayasa değişikliği tartışmaları ve 'tek adam' yönetim sisteminden parlamenter sisteme geçiş hedefi arasında, Türkiye'nin karşı karşıya olduğu yoksulluk, yolsuzluk ve yozluk gibi temel sorunlara çözüm üretmeye çalışıyor. Parti, demokratik hukuk devleti ilkelerine uygun hareket etme ve hesap verilebilirlik konularında seçmen desteğiyle baskıyı artırmayı hedefliyor. Ayrıca, eğitimde ve sağlıkta yaşanan sorunlar ile çocuk işçiliğinin artışı gibi toplumsal meseleler de gündemde yer alıyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın yeni müfredat taslağı ise dini temaların öne çıkarılması planlarıyla eleştiriliyor.
29 Nisan 2024

Selçuk Candansayar, Türkiye'de şeriatın zaten var olabileceğini öne sürerek, bu durumun sadece geçici bir seçim manevrası olarak görülmemesi gerektiğini belirtiyor. RTE'nin iktidara geldiği günden bu yana şeriatı uygulama isteğini hiçbir zaman gizlemediğini ve fırsat buldukça bu yönde adımlar attığını ifade ediyor. Candansayar, muhaliflerin tutsaklıklarının ve Can Atalay gibi isimlerin milletvekilliğinin düşürülmesinin, Türkiye'de şeriat kurallarına göre hareket edildiğinin göstergesi olduğunu savunuyor. Ayrıca, Milli Eğitim Bakanlığı'ndaki uygulamaların da bu durumu desteklediğini öne sürüyor.
5 Şubat 2024

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, 26 dersin programını değiştiren yeni müfredatı onayladı. Ortaöğretim, Temel Eğitim ve Din Öğretimi Genel Müdürlükleri tarafından hazırlanan taslak, 26 Nisan'da kamuoyunun görüşüne sunulmuş ve 10 Mayıs'a kadar askıda kalmıştı. Toplamda 67 bin 284 görüş ve öneri bildirildi ve bunların yüzde 58'i öğretmenlerden geldi. Görüşlerin değerlendirilmesinin ardından Talim ve Terbiye Kurulu müfredatı 24 Mayıs'ta onayladı. Yeni müfredat, 2024-2025 eğitim öğretim yılından itibaren kademeli olarak uygulanacak.
27 Mayıs 2024

Selin Nakıpoğlu, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli adıyla hayata geçirilen yeni müfredat programının AKP'nin siyasi sloganını içerdiğini ve biat eden bir nesil yetiştirme amacı taşıdığını iddia ediyor. Nakıpoğlu, bu müfredata karşı kurulan 'Müfredatı Geri Çekin Platformu' ve 11 Haziran'da yapılacak boykottan bahsediyor. Müfredatın, Cumhuriyet ve özgür düşünceye düşman görüşler doğrultusunda hazırlandığını ve kitapların tarikat ve cemaatlerle bağlantılı şirketlere ihale edildiğini belirtiyor.
8 Haziran 2024

Taha Akyol, Türkiye'nin siyasi tarihinde Kemalizm'den başlayarak, 1950'lerde Demokrat Parti'nin otoriterleşmesine ve AK Parti'nin ilk on yıl sonrasındaki politik değişimlerine değinmiştir. Kemalizm'in başlangıcında aydınlar ve şehirlerin desteğini aldığını, ancak Demokrat Parti'nin zamanla otoriterleşerek bu desteği kaybettiğini belirtmiştir. AK Parti'nin de benzer bir süreçten geçerek aydınlar ve şehirlerden uzaklaştığını ve bu durumun otoriterleşme ve ekonomik krize yol açtığını ifade etmiştir. Ayrıca, Türkiye'nin şehirleşmesi ve dünyaya açılmasıyla birlikte özgürlük, hukuk ve rasyonellik talebinin arttığını vurgulamıştır.
8 Mayıs 2024

Maarif Platformu, çeşitli tarikat ve sermaye odaklarından oluşan bir yapı olarak, eğitim müfredatında yapmayı planladıkları değişiklikleri açıkladı. Bu değişiklikler arasında, eğitim sisteminin yeni bir 'insan, toplum ve devlet tahayyülü' geliştirmesi, zorunlu eğitimin kaldırılması, ve eğitim terminolojisinde önemli değişiklikler yapılması gibi hedefler bulunuyor. Ayrıca, Türk İslam tarihi ve Osmanlı mirasının daha fazla vurgulanacağı, yerli ve milli unsurların öne çıkarılacağı bir müfredatın, Türkiye Yüzyılı Projesi'nin önemli bir parçası olduğu belirtiliyor.
2 Mart 2024

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Karabük'te yaptığı esnaf ziyareti sırasında eğitim müfredatında evrim teorisinin yer almasının çocukların PKK'lı olmasına yol açabileceğini öne sürdü. Erbakan, eğitim sisteminin ahlaki ve manevi kalitesinin yükseltilmesi gerektiğini belirtti ve evrim teorisinin PKK tarafından da anlatıldığını ifade ederek, bu teorinin müfredata dahil edilmesinin olumsuz sonuçlar doğurabileceğini savundu.
22 Haziran 2023

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sultanahmet Camii'nin açılış töreninde yaptığı konuşmada, muhalefetin Diyanet İşleri Başkanlığı'nı kaldırma iddialarına değindi. Erdoğan, bu iddiaların gündeme gelmesi üzerine dinleyicilerin yuhalamasına, muhalefeti 'siyasi mevta' yapacaklarını söyleyerek karşılık verdi. Türkiye İşçi Partisi İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil'in Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kapatılması ve yerine 'inanç başkanlığı' kurulması gerektiğini söylediği, ancak Millet İttifakı'nın mutabakat metninde bu yönde bir madde bulunmadığı belirtildi.
21 Nisan 2023
İşaretlediklerim