ABD Ulusal Kar ve Buz Veri Merkezi'nden alınan uydu verileri, Antarktika'daki deniz buzu seviyesinin küresel ısınma nedeniyle mevsimsel ortalamanın çok altında olduğunu gösteriyor. Walter Meier, buz seviyesinin 'akıllara durgunluk verecek derecede düşük' olduğunu belirtti ve buzullardaki kaybın eski seviyesine dönmesi konusunda pek iyimser olmadığını ifade etti. Manitoba Üniversitesi'nden Robbie Mallet, verilerin 'endişelenmeyi gerektirecek düzeyde' olduğunu vurguladı.
18 Eylül 2023

ABD Ulusal Kar ve Buz Veri Merkezi (NSIDC), Antarktika'daki deniz buzlarında bu yıl erimenin son 45 yılın en yüksek seviyesine ulaştığını bildirdi. Her yıl kıtanın yaz aylarının yaşandığı şubat ayı sonuna doğru Antarktika deniz buzunun en düşük seviyesine geldiği kış aylarında eski durumuna döndüğü ancak bu yıl buzun beklenen seviyelere ulaşmadığı kaydedildi. Bilim insanları, iklim krizi nedeniyle Kuzey Kutbu'ndaki deniz buzunun sabit biçimde azaldığını ancak Antarktika’dakinin, son dönemde rekor yüksek seviyelerden rekor düşük seviyelere iniş ve çıkışlar kaydettiğini, 2016’dan itibaren de giderek küçülme eğilimine girdiğini vurguluyor.
31 Temmuz 2023

TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsü tarafından yapılan ölçümler ve araştırmalar sonucunda, Antarktika'da son üç yıl içinde Türkiye büyüklüğünde bir buz kaybı olduğu tespit edildi. Bilim insanları, bu erimenin küresel iklim değişikliğiyle bağlantılı olduğunu ve atmosfere daha fazla su buharı salınmasıyla sera gazı konsantrasyonlarının artacağını belirtiyor. Bu durum, küresel iklim değişiminin hızlanmasına yol açacak. Araştırma, İHA ve uydu tabanlı ölçme yöntemleri kullanılarak yapıldı ve önemli miktarda erime gözlemlendi.
26 Şubat 2024

Newcastle Üniversitesi uzmanları tarafından yapılan araştırma, Alaska'daki Juneau Buz Alanı'ndaki buzulların beklenenden daha hızlı eridiğini ve geri dönüşü olmayan bir dönüm noktasına yaklaştığını ortaya koyuyor. Araştırma, 2010 yılından bu yana buzul kaybında çarpıcı bir artış olduğunu gösteriyor. Bu durum, deniz seviyesinin yükselmesine önemli katkıda bulunuyor ve diğer yüksek Arktik bölgeleri de benzer şekilde etkilenebilir. Çalışma, iklim değişikliğine karşı etkili azaltma ve uyum stratejileri geliştirmek için bu süreçlerin anlaşılmasının önemini vurguluyor.
7 Temmuz 2024

1986 yılında Antarktika'dan ayrılan ve yaklaşık 4 bin kilometrekare yüzölçümüne sahip olan A23a adlı buzdağı, 30 yıldan fazla bir süre sonra hareket etmeye başladı. Buzdağının kalınlığı 400 metre civarında olup, Avrupa'nın en yüksek gökdeleni olan Londra Shard'dan daha yüksek. Bilim insanları, buzdağının kütlesindeki azalma sonucu hafifleyerek hareket edebilecek duruma geldiğini belirtiyor. A23a'nın hareketi, Güney Georgia'daki fok ve penguenler için olası bir tehdit oluşturabilirken, erimesiyle serbest kalan mineraller okyanus besin zincirine katkıda bulunuyor.
24 Kasım 2023

California Üniversitesi ve NASA'nın ortaklaşa yürüttüğü bir çalışma, Grönland'daki Petermann Buzulu'nun gelgit hareketleri nedeniyle beklenenden daha hızlı eridiğini ve deniz seviyesindeki yükselme oranını hızlandırdığını gösterdi. Uydu radar verileriyle yapılan analizler, buzulun kara ile bağlantısının koparak okyanusta yüzmeye başladığını ve gelgit döngüleri sırasında önemli ölçüde yer değiştirdiğini ortaya çıkardı. Çalışmanın baş yazarı Enrico Ciraci, bu durumun deniz seviyesinin yükselmesini hızlandırabilecek yeni bir erime etkisini gösterdiğini belirtti. Çalışmanın ortak yazarı Eric Rignot, bu bulguların deniz seviyesindeki yükselme projeksiyonlarını yüzde 200'e kadar artırabileceğini ifade etti.
10 Mayıs 2023

Dünyanın en büyük buz dağı olarak bilinen A23a, Antarktika kıyı şeridinden koparak Weddell Denizi'nde karaya oturduktan 30 yıl sonra harekete geçti. Ancak, devasa bir girdaba yakalanarak aylardır saat yönünün tersine dönüyor. Uzmanlar, buzdağının bu girdaptan yıllarca çıkamayabileceğini ve bu durumun erimesini geciktireceğini belirtiyor. A23a'nın yüz ölçümü yaklaşık 4 bin kilometrekare ve kalınlığı yaklaşık 400 metre.
4 Ağustos 2024

Bilim insanları, Grönland'daki buzulların erime hızının son 20 yılda beş kat arttığını belirledi. Uydu görüntüleri ve 200 bin eski fotoğraf kullanılarak yapılan incelemelerde buzulların 130 yıl boyunca gelişimi izlendi. Grönland buz tabakasının, 2006 ile 2018 arasında deniz seviyesindeki artışın yüzde 17,3'ünü oluşturduğu ve tüm buzların erimesi halinde deniz seviyesinin en az 6 metre yükselebileceği ifade edildi. Ocak ayında yapılan bir araştırma, Grönland'da 20'nci yüzyıl ortalamasından 2,7 derece daha fazla sıcaklık yaşandığını gösterdi.
11 Kasım 2023

Temmuz ayında Antarktika'da kaydedilen sıcaklıklar, beklenenin 28 derece üzerine çıkarak aylık ortalamada 10 santigrat derece daha yüksek kaydedildi. MetDesk Tahmin Direktörü Michael Dukes, bu tür bir ısınmanın buz tabakalarının çökmesine yol açabileceğini belirtti. Bu, son iki yılda bölgeyi etkileyen en sıcak ikinci sıcak hava dalgası oldu. Araştırmacı Zeke Hausfather, Antarktika'daki sıcak hava dalgasının küresel sıcaklıklardaki artışın en büyük etkenlerinden biri olduğunu ifade etti.
2 Ağustos 2024

Yeni bir araştırmaya göre, kutup buzullarının erimesi Dünya'nın dönüşünü yavaşlatarak günlerin uzamasına neden oluyor. İnsan kaynaklı küresel ısınma nedeniyle Grönland ve Antarktika'daki buz tabakalarının erimesi, suyun ekvator çevresindeki denizlere dağılmasına yol açıyor ve bu da Dünya'nın dönüş hızını yavaşlatıyor. Araştırma, 1900 ile 2000 yılları arasında gün uzunluğundaki yavaşlama oranının yüzyılda 0.3-1.0 milisaniye arasında değiştiğini, ancak 2000'den bu yana bu oranın 1.3 ms/cy'ye yükseldiğini gösteriyor. Emisyonlar azaltılmazsa, yavaşlama oranının 2100 yılına kadar yüzyılda 2.6 milisaniyeye ulaşacağı öngörülüyor.
16 Temmuz 2024

Kanadalı ve ABD'li araştırmacılar, Kuzey Buz Denizi'ndeki buzul erimeleri nedeniyle kutup ayılarının avlanma yöntemlerini adapte etmekte zorlandığını ve bu durumun açlıkla sonuçlandığını belirledi. Üç yıl boyunca 20 kutup ayısının takip edildiği araştırmada, deniz buzullarının erimesiyle avlanma dönemlerinde kutup ayılarının yüzde 11'e varan oranlarda vücut kütlesini kaybettiği gözlemlendi. Araştırma, kutup ayılarının farklı avlanma stratejileri benimsemesine rağmen, bu stratejilerin verimli olmadığını ve hayatta kalma şanslarının azaldığını ortaya koydu.
14 Şubat 2024

Orta Doğu Teknik Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsü'nün verilerine göre, Marmara Denizi'nin dibindeki oksijensiz tabaka giderek yüzeye doğru ilerliyor. 1980'lerde litrede 2 miligramın üstünde seyreden oksijen değerleri, bugün litrede 0,5 miligramın altına inmiş durumda. Uzmanlar, artan kirliliğin önlenememesi durumunda bir felaketin yaşanacağı konusunda uyarıyor. Kirliliğe karşı önlem alınmaması halinde müsilaj, denizanası sayısında artış ve toksik gazlar çıkaran zararlı alg patlamaları gibi olayların daha fazla yaşanacağı belirtiliyor.
26 Temmuz 2023

Antarktika'da Bellingshausen Denizi'nde bulunan 10 bine yakın penguen yavrusu, üzerinde bulundukları buzun erimesi sonucu hayatını kaybetti. Olay, uydu görüntülerinin analizi sonucu fark edildi. Araştırmacılar, penguenlerin ölümünü bilimsel bir dergide duyurdu ve bu durumun küresel ısınmanın bir sonucu olduğunu belirtti. Ayrıca, bu yıl da buz oluşumunun yavaş ilerlemesi nedeniyle kolonilerin tüm yavrularının öleceği tahmin ediliyor.
25 Ağustos 2023

İstanbul Üniversitesi ve Küresel Denge Derneği tarafından yapılan bir çalışma, İstanbul ve İzmir'deki deniz seviyesi yükselmesinin olası etkilerini ortaya koydu. Çalışma sonucunda hazırlanan rapora göre, İstanbul'da 6 milyon kişinin yaşadığı 120 kilometrekarelik alan ve İzmir'de Kordon ve tatil beldeleri sular altında kalma riskiyle karşı karşıya. Ayrıca, İstanbul'daki 16 atık su arıtma tesisinin 12'si ve İzmir'deki 20 atık su arıtma tesisinin dördü de tehdit altında. Deniz sularının yer altı sularına karışması durumunda, özellikle İzmir'deki tarımsal faaliyetler olumsuz etkilenebilir.
7 Eylül 2023

Katmandu merkezli Uluslararası Entegre Dağ Geliştirme Merkezi'nin raporuna göre, Himalaya buzulları son on yılda önceki on yıla göre %65 daha hızlı eriyor. Bu durum, bölgede yaşayan yaklaşık 2 milyar insanın tatlı su kaynağını olumsuz etkileme riski taşıyor. Sera gazı emisyonlarının azaltılmaması halinde buzulların %80 oranında hacim kaybetmesi bekleniyor. Ayrıca, iklim değişikliğinin etkileri nedeniyle bölgede ani sel, çığ ve buzul taşkınları artış gösteriyor.
21 Haziran 2023

Ortadoğu Teknik Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsü'nün yaptığı dört günlük araştırma sonucunda, Marmara Denizi'nin ilk 30 metresi hariç ciddi oksijen azlığı yaşadığı tespit edildi. Araştırmada deniz suyu sıcaklıklarının artması, kirlilik ve oksijen azlığı gibi birçok parametre incelendi. Özellikle Doğu Marmara'da nitrat seviyelerinin düşmesi ve hidrojen sülfür gazının oluşma riski, deniz ekosistemi için büyük bir tehdit oluşturuyor. Marmara Denizi'ndeki bu durumun, tarımsal girdiler ve şehirlerin arıtılmamış atık sularından kaynaklandığı belirtiliyor.
12 Ağustos 2024

Son 20 yılda Marmara Denizi'nde 30'a yakın yeni denizanası türü tespit edilmiş ve bu türlerin balık stokları üzerinde olumsuz etkileri olduğu belirtilmiştir. İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Melek İşinibilir Okyar, denizanalarının ekosistemdeki rolüne değinmiş, ancak denizanalarıyla beslenen deniz canlılarının sayısında azalma olduğunu vurgulamıştır. Aşırı avcılık ve insan kaynaklı faktörlerin denizanası popülasyonunu artırdığı, bu durumun balıkların üremesini ve besin zincirindeki yerini olumsuz etkilediği ifade edilmiştir. Okyar, çözümün kolay olmadığını ve yerel yönetimlerle bakanlıkların iş birliği yapması gerektiğini belirtmiştir.
3 Nisan 2023

Mersin Körfezi'nde son bir aydır deniz yüzeyinde köpüklenme artışı gözlemlendi. ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu, bu durumun Marmara Denizi'ndeki müsilajla eşdeğer olduğunu ve kirliliğin ana kaynağının karasal girdiler olduğunu belirtti. Salihoğlu, kirliliğin deniz ekosistemlerini ciddi şekilde tehdit ettiğini ve acil önlemler alınması gerektiğini vurguladı.
13 Ağustos 2024

Zehirli bir tür olan pusula denizanası, Marmara Denizi'nde görülmeye başlandı. İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Melek İşinibilir Okyar, bu türün Marmara Denizi'nde yaygın hale geldiğini ve özellikle İzmit, Erdek, Bandırma, Gemlik Körfezi ile İstanbul Boğazı'nda yoğun olarak görüldüğünü belirtti. Küresel ısınma ve gemilerin balast suları, denizanalarının Türk sahillerine kadar gelmesinde önemli faktörler olarak gösteriliyor. Denizanalarının organik kirlilik göstergesi olduğu ve kirli bölgelerde daha baskın hale geldikleri de vurgulandı.
6 Temmuz 2024

Marmara Denizi'nde müsilaj nedeniyle balık çeşitliliği yüzde 25 azaldı, ancak köpek balığı ve vatoz gibi türlerin sayısında yüzde 100'e yakın artış gözlendi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi'nin yaptığı araştırmalar, müsilajın deniz ekosistemine olan olumsuz etkilerini ortaya koydu. Prof. Dr. Mustafa Sarı, Marmara Denizi'nin biyolojik koridor olma özelliği nedeniyle bu durumun Karadeniz, Akdeniz ve Ege Denizi'ni de etkileyebileceğini belirtti. Müsilajın, deniz süngerlerinin toplu ölümüne ve mercanlarda yüzde 30'lara varan kayıplara neden olduğu da vurgulandı.
7 Haziran 2024
İşaretlediklerim