Esfender Korkmaz, Türk Lirası'nın değer kaybı ve Merkez Bankası'nın karşılaştığı zorlukları tartışıyor. Merkez Bankası'nın parasal sıkılaştırma politikalarının, siyasi iktidarın seçim öncesi KOBİ'lere ve esnafa kredi dağıtımı gibi uygulamalarıyla çeliştiğini belirtiyor. Ayrıca, bütçede lüks harcamaların arttığı ve bu durumun Merkez Bankası'nın sıkı para politikasını etkisiz kılacağını ifade ediyor. Korkmaz, bu koşullar altında bir Merkez Bankası Başkanının neden görevde kalmak istemeyeceğini sorguluyor.
9 Şubat 2024

Esfender Korkmaz, CHP'nin ekonomik krizle ilgili önerilerinin eksik ve yanlış olduğunu savundu. Vergi artışlarının krizi derinleştireceğini ve yatırımları olumsuz etkileyeceğini belirtti. Ayrıca, tüketici kredilerindeki faiz oranlarının yüksek olmadığını ve devlet yardımlarının daha adil dağıtılması gerektiğini vurguladı. Korkmaz, CHP'nin krizden çıkış için somut bir plan sunmadığını eleştirdi.
26 Haziran 2024

Esfender Korkmaz'ın yazısında, Türkiye'nin siyasi haklar, sivil özgürlükler ve yolsuzluk algısı açısından dünya genelinde olumsuz bir imaja sahip olduğu belirtiliyor. Ülkenin yatırım yapılabilirlik statüsünün düşük olduğu, yabancı ve yerli sermayenin çekildiği, dış borç risklerinin yüksek olduğu ve gelir dağılımındaki adaletsizliğin arttığı vurgulanıyor. Bu durumun Türkiye'nin ekonomik büyümesini ve uluslararası itibarını olumsuz etkilediği ifade ediliyor.
27 Şubat 2024

Esfender Korkmaz, dünyada genel bir ekonomik kriz olmadığını, ancak Türkiye ve Arjantin'in kriz yaşadığını belirtti. Türkiye'deki krizin nedeninin 20 yıllık siyasi iktidarın yanlış politikaları olduğunu vurguladı. Krizin çözümü için standart politikaların yeterli olmadığını, özel bir 3 yıllık istikrar programı ve uzun vadeli planlama gerektiğini savundu. Muhalefetin de bu konuda yeterince farkında olmadığını ve köklü çözümler sunmadığını ifade etti.
25 Haziran 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'nin millî dış ticaret politikasının olmadığını, özellikle Çin'den yapılan ithalatlarda teknoloji ürünleri yerine daha düşük katma değerli ürünlerin tercih edildiğini belirtiyor. Üretimde yüksek oranda ithal girdi kullanıldığını ve hükümetin bu konuda bir iyileştirme programına sahip olmadığını ifade ediyor. Dış borçların çevrilmesi için yüksek faiz oranları ödendiğini, altın ithalatına getirilen kotaların hem olumlu hem olumsuz sonuçlar doğurduğunu, kaçak altın ticaretinin arttığını vurguluyor.
19 Mart 2024

Esfender Korkmaz, 2021 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 779 şirkete el konulduğunu belirtmesi ve gerekirse yeni şirketlere de el konulabileceğini söylemesi üzerine, bu durumun Türkiye'deki şirketlerin iflas riskini nasıl artırdığını ele alıyor. Korkmaz, FETÖ örgütüne ait şirketlerin nasıl bu kadar mal ve mülk sahibi olduğunu ve devletin bu duruma nasıl izin verdiğini sorguluyor. Ayrıca, Türkiye'deki büyük şirketlerin yurt dışında yatırım yapmak için bankalardan aldıkları krediler ve bu durumun Türkiye ekonomisine etkileri üzerinde duruyor. 2023 yılında doğrudan yabancı yatırım sermayesi giriş ve çıkışlarının dengesizliği de vurgulanıyor.
3 Mart 2024

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, enflasyonla mücadele amacıyla hazırlanan yeni 'kamuda tasarruf' paketini açıkladı. Paket, kamuda yabancı menşeili araç kullanımını sonlandırma, yeni araç ve bina alımını üç yıl süreyle durdurma gibi önlemleri içeriyor. Ayrıca, kamu harcamalarında genel bir kesinti yapılacak ve enerji verimliliği artırılacak. Bu önlemler, sürdürülebilir büyüme ve düşük enflasyon hedeflerine ulaşmak için tasarlanmıştır.
13 Mayıs 2024

TÜSİAD YİK Başkanı Tuncay Özilhan, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, enflasyonla mücadelede TL'ye değer kazandırmanın doğru bir yol olmadığını ve güçlü liranın ihracatı olumsuz etkilediğini belirtti. Özilhan, makroekonomik istikrarın sağlanması gerektiğini ve cari açık sorununun çözümü için geniş kapsamlı reformlara ihtiyaç duyulduğunu ifade etti. Ayrıca, sermaye girişlerinin rezervleri güçlendirmek için kullanılması gerektiğini vurguladı.
16 Haziran 2023

Saygı Öztürk, devletin ekonomik zorluklar karşısında yolsuzlukla mücadele yerine kamuda tasarruf önlemlerine odaklandığını belirtiyor. Özellikle el değiştiren belediyelerde lüks makam odaları, fazla araç kiralamaları ve gereğinden fazla personel gibi konuların gündemde olduğunu vurguluyor. Hazine ve Maliye Bakanı'nın, kamuda tasarruf önlemlerinin yılın ikinci yarısında uygulanacağını açıkladığını ifade ediyor.
2 Haziran 2024

Esfender Korkmaz, son bir yılda ekonomik güven endekslerinin düşüşünü ve halkın yaşam koşullarının kötüleşmesini ele alıyor. Ekonomik güven endeksi 101,3'ten 95,8'e, tüketici güven endeksi 85,1'den 78,3'e ve reel kesim güven endeksi 105,7'den 100,5'e geriledi. Korkmaz, halkın ve üreticilerin ekonomik durumlarının bozulduğunu ve gelecekte daha da kötüleşeceğini düşündüklerini belirtiyor. Mehmet Şimşek'in politikalarının halkın güvenini kazanamadığını ve ekonomik istikrarı sağlayamadığını vurguluyor.
28 Haziran 2024

Esfender Korkmaz, Ocak-Şubat döneminde Türkiye'nin AB, İngiltere ve ABD ile olan ticaretinde 0,7 milyar dolar fazla verirken, Rusya ve Çin ile olan ticaretinde 12,8 milyar dolar açık verdiğini belirtti. Bu durumun, Türkiye'nin toplam dış ticaret açığının neredeyse tamamını bu iki ülkeye karşı verdiğini gösterdiğini ifade etti. Korkmaz, Rusya ile enerji ticaretinde pazarlık yapılması ve Çin'den yapılan ithalatta teknoloji dışı ürünler için kota uygulanması gerektiğini savundu. Ayrıca, bu ülkelerin yolsuzluğa açık ülkelerle işbirliği yaparak dış ticaret yoluyla sömürü düzeni kurduğunu öne sürdü.
3 Nisan 2024

Deniz Zeyrek, hükümetin küçük ölçekli tasarruf önlemleri yerine büyük kamu harcamalarında kesinti yapılması gerektiğini savunuyor. Yazısında, yüksek maliyetli devlet projeleri, saraylar, konvoylar ve yandaş firmalara verilen ihaleler gibi konulara dikkat çekiyor. Zeyrek, bu tür harcamaların kısılması gerektiğini öne sürerek, mevcut tasarruf önlemlerinin yetersiz olduğunu belirtiyor. Ayrıca, vatandaşa hizmet edecek yatırımların askıya alınmasının da doğru bir tasarruf yöntemi olmadığını vurguluyor.
13 Mayıs 2024

Hazine ve Maliye Bakanı göreve geldikten sonra KDV oranlarını yüzde 18'den yüzde 20'ye çıkardı ve seçim sonrası için KDV ve ÖTV'de daha fazla artış yapılacağını ima etti. Ayrıca, bakan bütçeden yeni yatırımların bir süre yapılmayacağını duyurdu. Esfender Korkmaz, devletin altyapı yatırımlarını durdurmasının ve tüketim vergilerini artırmasının üretimi ve mal arzını daraltacağını, bu durumun da fiyatları artıracağını belirtti. Korkmaz'a göre, çözüm vergileri artırmak değil, kamu harcamalarında popülizmi, lüksü ve yolsuzluğu azaltmaktır.
20 Mart 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'de özel eğitim kurumlarının yüksek ücretleri nedeniyle toplumda bir kastlaşma oluştuğunu ifade etti. İstanbul'da bir yabancı kolejin 2024-2025 ders yılı kayıt ücretinin 830.000 lira olduğunu, taksitlendirildiğinde ise 1 milyon 150 bin liraya çıktığını belirtti. Korkmaz, bu durumun sadece çok az bir kesimin ödeyebileceği bir durum olduğunu ve Türkiye'de 2022 yılında kaynağı belirsiz 26,4 milyar dolarlık para girişi olduğuna dikkat çekti. Ayrıca, vakıf üniversitelerinin bazılarının kendi şirketleri üzerinden kazanç sağladığını ifade etti.
29 Mart 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'nin yaşadığı 14'üncü krizin ekonomik, siyasi ve sosyal alanlarda farklı olduğunu ve bu nedenle IMF ile yapılabilecek bir anlaşmanın krizi çözemeyeceğini belirtiyor. Türkiye'nin siyasi ve sosyal sorunları çözmeden IMF ile anlaşma yapmasının mümkün olmadığını ve mevcut iktidarın demokrasi ve hukuk alanında geri dönüş yapması gerektiğini ifade ediyor. Korkmaz, en akılcı çözümün siyasi iktidarın değişmesi olduğunu vurguluyor.
6 Mart 2024

Şeref Oğuz, hükümetin dar gelirli kesimden vergi alarak bütçe açığını kapatma çabalarını eleştirdi. Oğuz, zenginlerden vergi alınmadığını ve devletin gereksiz harcamalarına devam ettiğini belirtti. Ayrıca, tasarruf paketlerinin etkisiz kaldığını ve kamu harcamalarının arttığını vurguladı. Oğuz, bütçe açığının kayıt dışı ekonomiden elde edilecek gelirlerle kapatılması gerektiğini savundu.
24 Haziran 2024

Esfender Korkmaz, 2003 yılından sonra Türkiye'ye gelen yabancı sermayenin çoğunlukla kârlı işletme ve banka alımlarında yoğunlaştığını, fiziki yatırımların ise sınırlı kaldığını belirtiyor. 2023 yılında Türkiye'ye 6,2 milyar dolar yabancı sermaye girişi olurken, 6,9 milyar dolar yerli sermaye çıkışı yaşandı. Korkmaz, yabancı sermaye çekmek için sıcak para ve spekülatif sermayeyi kontrol altına almanın, devletin kurumsal yapısını güçlendirmenin ve mülkiyet güvencesini sağlamanın, ayrıca daha yüksek teşvikler sunmanın önemini vurguluyor.
26 Mart 2024

Kamil Tekin Sürek, kamu sektöründe uygulanacak tasarruf tedbirlerinin halk ve kamu çalışanları üzerindeki olumsuz etkilerini ele alıyor. Üç yıl boyunca kamuda sadece emekli olan personel kadar alım yapılacak olması, sağlık, eğitim ve yargı gibi kritik alanlarda hizmet kalitesinin düşmesine yol açacak. Ayrıca, muhalefet belediyelerine fon sağlanmayacak, ancak iktidar bürokrasisinin lüks harcamaları devam edecek. Bu tedbirler, işsizlik oranını artıracak ve kamu çalışanlarının yaşam koşullarını zorlaştıracak.
14 Mayıs 2024

Esfender Korkmaz, 1980 öncesi Türkiye'de yaşanan yüksek enflasyon oranlarına değinerek, nominal ve reel faiz kavramlarını açıklıyor. Merkez Bankası'nın gösterge faiz oranının beklenen TÜFE'nin altında olduğunu ve gerçekte reel faizlerin artmadığını, hatta eksi değerde olduğunu belirtiyor. Ayrıca, seçim ekonomisinin toplam talebi ve TÜFE'yi artıracağını, bu durumun 2024 Haziran ayına kadar aylık enflasyon oranlarının 2023'ün üzerinde çıkacağını öngörüyor. Bu koşullar altında, TL mevduat hesabı açanlar için bankaların ortalama yüzde 51 faiz verdiğini ifade ediyor.
13 Şubat 2024

Zülal Kalkandelen, Türkiye'de kamu bütçesinin nasıl harcandığına dair şeffaflık eksikliğini eleştiriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tasarruf tedbirlerine tüm kamu idarelerinin uyması gerektiğini belirtmesine rağmen, Saray ve Diyanet gibi kurumların büyük harcamalarına dikkat çekiyor. Yeni tasarruf paketi kapsamında bazı önlemler öne çıksa da, Kalkandelen bu önlemlerin bütçe açığını kapatmakta yetersiz olduğunu ve kamuda yaşanan yolsuzlukların bedelinin dürüst vatandaşlara yüklendiğini vurguluyor.
17 Mayıs 2024
İşaretlediklerim