İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı İPA'nın şubat raporuna göre, İstanbul'da dört kişilik bir ailenin yaşam maliyeti 55 bin 321 liraya yükseldi. Bu rakam, Türkiye'deki asgari ücretin yaklaşık 3,25 katına denk geliyor. Geçen yılın aynı ayına göre yaşam maliyetindeki artış oranı yüzde 81 olarak belirlendi. Temel tüketim maddeleri arasında en yüksek fiyat artışı yüzde 114,27 ile et-kıyma ürünlerinde görüldü.
6 Mart 2024

İstanbul'da Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi'nde hekimler, Merkezi Randevu Sistemi (MHRS) tarafından iki dakika arayla verilen randevular nedeniyle protesto düzenledi. İstanbul Tabip Odası ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası'nın düzenlediği eylemde, sağlık sistemindeki yetersizlikler ve hekimlerin çalışma koşullarının zorlaştırılması eleştirildi. Sağlık Bakanlığı'nın bu sorunları piyasa dinamikleriyle çözmeye çalıştığı ve sağlık hakkının gasp edildiği iddia edildi. Ayrıca, sağlık sisteminin ticarileşmesi ve hekimlerin yurtdışına gitme eğilimi gibi sorunlar da gündeme getirildi.
8 Mayıs 2024

Birleşik Kamu İş Konfederasyonu'nun verilerine göre Türkiye'de açlık sınırı 19 bin 926 liraya, yoksulluk sınırı ise 59 bin 353 liraya yükseldi. Dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi için gerekli asgari harcama tutarı açlık sınırı olarak kabul ediliyor. Yoksulluk sınırı ise eğitim, sağlık, barınma, eğlence, ısınma ve ulaşım gibi giderleri kapsıyor. Bu koşullarda 17 bin 2 lira asgari ücretle geçinmeye çalışan milyonlar her geçen gün daha da zorlanıyor.
27 Mayıs 2024

Birleşik Metal-İş Araştırma Merkezi (BİSAM) tarafından hazırlanan Şubat 2024 raporuna göre, Türkiye'de dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenme için yapması gereken minimum gıda harcaması (açlık sınırı) 16 bin 100 lira olarak belirlendi. Aynı ailenin barınma, ulaşım, eğitim, sağlık gibi temel ihtiyaçlarını karşılaması için gereken minimum tutar ise (yoksulluk sınırı) 55 bin 691 lira oldu. Tek başına yaşayan bir kişinin yoksulluk sınırı ise 25 bin 568 lira olarak hesaplandı. Gıda harcamaları içinde süt ve süt ürünleri en yüksek maliyet grubunu oluşturdu.
15 Mart 2024

Türkiye'deki 30 bin eczane, 5 Ağustos'tan bu yana maliye ekipleri tarafından denetleniyor. İstanbul Eczacı Odası, bu denetimlerin adil olmadığını ve eczacıların haksız yere cezalandırıldığını belirtti. Eczacılar, vergi sisteminin adil ve hakkaniyetli olmasını talep ederek, kesilen cezaların iptal edilmesini ve denetimlerin daha adil bir şekilde yapılmasını istiyor. Ayrıca, denetimlerin uzun sürmesi nedeniyle sağlık hizmetlerinin aksadığını ve hastalar nezdinde negatif algı oluştuğunu vurguladılar.
13 Ağustos 2024

Şebnem Korur Fincancı, Türkiye'de sağlık hizmetlerinin giderek kötüleştiğini ve bu durumun hem hizmet alanlar hem de sunanlar için ciddi sorunlar yarattığını belirtti. Sağlık Bakanı'nın açıklamalarına göre, poliklinik ve acil servis başvuru sayıları artmış, ancak bu durumun övünülecek bir şey olmadığını, aksine eleştirilmesi gereken bir durum olduğunu vurguladı. Ayrıca, sağlık sistemindeki randevu sürelerinin yetersizliği ve basamaklandırılmamış sağlık hizmeti yapısının sorunları artırdığını ifade etti.
9 Mayıs 2024

Son üç yılda, özel sektör ve kamu dahil, yapılan ücret artışları asgari ücret ile diğer ücretler arasındaki farkı daralttı. Enflasyonun etkisiyle, işçilerin satın alma gücü ciddi şekilde azaldı. Bu durum, sendikalı ve sendikasız işçilerin ortak taleplerle eylemler yapmasına yol açtı. İş bırakma, toplu yürüyüşler ve basın açıklamaları gibi çeşitli eylemlerle, işçiler yaşadıkları ekonomik sıkıntılara dikkat çekmeye çalışıyorlar.
15 Şubat 2024

Ömer Faruk Çolak, Türkiye'nin OECD ülkeleri içinde yoksul ailelere en düşük kamu harcaması yapan ülke olduğunu vurguladı. Türkiye'de doğurganlık oranının 2001'de 2,3 iken 2023'te 1,51'e düştüğünü belirtti. Kentleşmenin artması ve gelir dağılımının bozulması, evlilik oranlarının düşmesine ve boşanma oranlarının artmasına neden oldu. Türkiye'de sosyal harcamaların kamu harcamaları içindeki payı OECD ortalamasının oldukça altında kaldı.
26 Haziran 2024

İstanbul'da sağlık çalışanlarının da dahil olduğu bir grubun, bebek acil hastalarını özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları iddiasıyla yargılandığı davada, müşteki aileler yaşadıklarını anlattı. Aileler, tedavi için kendilerinden yüksek miktarda para talep edildiğini ve bebeklerinin uygun şekilde tedavi edilmediğini iddia etti. Dava kapsamında 47 sanık yargılanırken, 22'si tutuklu bulunuyor. İddianamede, çetenin yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin doluluğunu sağlamak ve SGK'dan üst sınırda ödeme almak amacıyla hareket ettiği belirtiliyor.
3 Aralık 2024

İstanbul Planlama Ajansı (İPA) tarafından yayınlanan 'İstanbul’da Emekli Olmak' araştırmasına göre, İstanbul'da altı haneden biri sadece emekli aylığıyla geçiniyor. EYT’den faydalanarak emekli olan her iki kişiden biri resmi olarak çalışmaya devam ediyor. En düşük emekli maaşı 10 bin lira olup, bu miktar asgari ücretin neredeyse yarısı seviyesinde kalıyor. Ayrıca, emekli maaşıyla geçinen beş haneden biri kiracı olarak ikamet ediyor ve iki kişilik emekli hanesinin ortalama maliyeti nisanda 24,991 lira olarak hesaplanmış.
28 Mayıs 2024

İstanbul Planlama Ajansı'nın (İPA) Ocak 2024 araştırmasına göre, İstanbul'da dört kişilik bir ailenin yaşam maliyeti 53 bin 58 lira olarak hesaplandı. Bu maliyet, üç net asgari ücretin toplamından daha fazla. Ocak ayında yaşam maliyeti bir önceki aya göre yüzde 7,93 ve geçen yılın aynı ayına göre yüzde 80,29 artış gösterdi. En dikkat çekici fiyat artışlarından biri yüzde 52,83 ile makarna oldu.
10 Şubat 2024

Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde görev yapan Nefroloji Uzmanı Dr. Ayhan Haspulat'ın intiharı, hekimlerdeki tükenmişlik sorununu yeniden gündeme getirdi. Türk Tabipleri Birliği Merkez Konsey üyesi Dr. Murat Erkan, mevcut sağlık sisteminin hekimler üzerinde ciddi bir yük oluşturduğunu belirtti. Dünya genelinde hekim intiharlarını önlemeye yönelik çeşitli programlar uygulanırken, Türkiye'de bu konuda henüz sistematik bir adım atılmadığı vurgulandı. Hekimlerin yüksek stres, kötüleşen çalışma koşulları ve damgalanma korkusuyla yardım aramaktan çekinmeleri intihar riskini artıran faktörler arasında yer alıyor.
12 Ağustos 2024

Alaattin Aktaş, TÜİK'in açıkladığı uzman doktor muayene ücretinin 33 lira 69 kuruş olduğunu ve bu rakamın gerçeklikle uyuşmadığını belirtiyor. Aktaş, özel hastanelerde ve doktor muayenehanelerinde ödenen ücretlerin çok daha yüksek olduğunu vurguluyor. Ayrıca, TÜİK'in yurt ve kira ücretleri gibi diğer kalemlerde de benzer şekilde düşük rakamlar açıkladığını ifade ediyor. Bu durumun, TÜİK'in verilerinin güvenilirliğini sorgulattığını dile getiriyor.
8 Temmuz 2024

Bursa Tabip Odası'nın yaptığı ankete göre, radyoloji hizmetlerinde taşeronlaşma nedeniyle hekimlerin yalnızca yüzde yedisi raporlara güveniyor. Hatalı raporlamalar, tedavi süreçlerinde gecikmelere ve hasta güvenliğinde risklere yol açıyor. Taşeron firmaların kârlılık odaklı yaklaşımı, radyolog ve klinisyen arasındaki iletişimi koparıyor ve bu durum sağlık hizmetlerinin kalitesini düşürüyor. Oda, taşeronlaşmanın son bulması ve her hastanede yeterli sayıda radyoloji uzmanının istihdam edilmesi gerektiğini vurguluyor.
23 Kasım 2024

Tüm Eczacı İşverenler Sendikası Genel Başkanı Nurten Saydan, ithal ilaçların güncel kura göre ithalatında sıkıntıların devam edeceğini belirtti. Resmi Gazete'de yayınlanan değişiklikle ilaç fiyatlandırmasında kullanılan avro değeri yüzde 23,5 artırıldı, ancak bu artışın güncel kurun çok altında kaldığı ifade edildi. Saydan, ilaç temininde kalıcı çözümler bulunması gerektiğini ve mevcut fiyatlandırma sisteminin güncel ekonomik koşullara uygun olmadığını vurguladı.
24 Ekim 2024

Türkiye'de son yıllarda akciğer nakil merkezlerinin sayısı 11'den ikiye düştü. Bu durum, 210'dan fazla hastanın organ bulma ve ameliyat olma kaygısını artırdı. Akciğer nakli yapabilen merkezlerin kapanmasının nedeni olarak, bu alandaki uzmanların emeklilik veya özel sektöre geçiş yapması gösteriliyor. Şu anda akciğer nakilleri sadece Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma ile Ankara Bilkent Şehir hastanelerinde gerçekleştirilebiliyor. Bu durum, hastalar ve yakınları için büyük bir mağduriyet yaratıyor ve nakil bekleyen hastaların hayatını tehlikeye atıyor.
8 Nisan 2024

Osman Öztürk, sağlık sektöründe artan şiddet olaylarının nedenlerini ve çözüm yollarını ele alıyor. Yazısında, sağlık çalışanlarının mesleki itibarlarının yok edilmesi ve sağlıkta kışkırtılmış talebin, şiddetin artmasındaki başlıca etkenler olduğunu belirtiyor. Geçmişte doktor ve sağlık çalışanlarına yönelik itibarın, onları şiddetten koruyan bir zırh işlevi gördüğünü, ancak sağlığın ticarileşmesiyle bu itibarın zarar gördüğünü ifade ediyor. Ayrıca, AKP'nin sağlık reformu sonrası sağlık hizmetlerine olan talebin artışının da şiddeti körüklediğini vurguluyor.
19 Şubat 2024

Son bir yılda Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde, farklı sektörlerde çalışan binlerce işçi, yedikleri yemeklerden dolayı zehirlendi. Ankara Tabip Odası, 2023 yılı başından itibaren her ay hastanelere bu tür şikayetlerin geldiğini belirtiyor. Bu durum, özelleştirmeler, alt-işverenlik ilişkileri, maliyet hesapları ve denetimsizlik gibi faktörlerin bir sonucu olarak değerlendiriliyor. Kansu Yıldırım, işçilerin yediği yemeklerin sağlık ve hijyen standartları açısından sınıf mücadelesinin önemli bir parçası olduğunu vurguluyor.
10 Mart 2024

Engelli bireyler, döviz kuru ve yüksek enflasyon nedeniyle tıbbi malzemelerin fiyatlarının artması sonucu SGK'nın geri ödeme tutarlarının yetersiz kalmasından şikayetçi. Kalitesiz tıbbi malzemeler enfeksiyonlara ve ek sağlık sorunlarına yol açarken, engelliler daha kaliteli ürünlere erişim için yüksek farklar ödemek zorunda kalıyor. Ayrıca, engelli bireyler hane içi gelir kriteri olmaksızın engelli aylığı bağlanmasını ve SGK'nın geri ödemelerinin güncel dolar kuru üzerinden yapılmasını talep ediyor. Engelli Hakları Erişim Platformu, bu sorunların çözümü için yetkililere çağrıda bulunuyor.
18 Mayıs 2024

OECD verilerine göre Türkiye, yüzde 60,1'lik sezaryen oranıyla dünya genelinde en yüksek orana sahip ülke konumunda. İstanbul Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Atıl Yüksel, bu artışın temel nedeninin sağlık sistemindeki özelleşme olduğunu belirtiyor. Hekimlerin medikolegal korkular ve hasta talepleri nedeniyle sezaryen oranlarının arttığını ifade eden Yüksel, özel hastanelerdeki sistemin de bu durumu tetiklediğini söylüyor. Ayrıca, normal doğum eğitiminin yeterliliği ve kamu spotlarının etkisizliği de tartışılan konular arasında.
7 Ekim 2024
İşaretlediklerim