Murat Muratoğlu, yeni yasal düzenlemelerin Türkiye'de demokrasi ve basın özgürlüğünü daha da kötüleştirdiğini iddia ediyor. Yeni düzenlemelerle, ekonomik ve politik eleştirilerin 'kara propaganda' olarak adlandırılabileceğini ve bu durumun 'etki ajanlığı' suçlamasıyla sonuçlanabileceğini belirtiyor. Ayrıca, Türkiye'nin 2024 Demokrasi Algı Endeksi'nde 53 ülke arasında 47. sıraya düştüğünü ve Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde ise 165. sırada olduğunu vurguluyor.
13 Mayıs 2024

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türkiye-İspanya 8’inci Üst Düzey Toplantısı için gittiği Madrid’de, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’ın durumlarıyla ilgili soru soran İspanyol gazeteciyi azarladı. Erdoğan, Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu ve yargı kararlarına saygı duyulması gerektiğini vurguladı. Gazetecinin sorusunu teröristleri savunmak olarak nitelendiren Erdoğan, Türkiye'deki yargı süreçlerinin bağımsız olduğunu belirtti.
13 Haziran 2024

Barış Pehlivan, Yargıtay, Danıştay ve bölge adliye mahkemelerinde görev yapan hâkimler ve savcılarla yaptığı görüşmeler sonucunda, Türkiye'deki yargı sisteminin siyasi konjonktürden nasıl etkilenebileceğini ele alıyor. Yazıda, yargının bağımsızlığına inanan meslek mensuplarının şahsi olarak gelecek kaygısı taşımadığı, ancak hukuka uygun olmayan kararlar verenlerin siyasi konjonktürü yakından takip etmek zorunda kaldığı belirtiliyor. Ayrıca, yüksek yargı organlarında dönüşümün beklendiği, Anayasa Mahkemesi ve YÖK'te belirli gruplara yönelik atamaların yapılması planlandığı ve anayasa değişikliği çalışmaları için zemin arandığı ifade ediliyor.
3 Nisan 2024

Barış Terkoğlu'nun yazısında, Türkiye'de yargının son yıllarda cemaatler, partiler ve nüfuzlu kişilerin etkisi altında kaldığı ve bu durumun yargı kalitesini olumsuz etkilediği belirtiliyor. Yargı içinde, geçmişteki sorunları nedeniyle manipüle edilebilir durumda olan 'lekeli' hâkimlerin varlığına dikkat çekiliyor. Bu hâkimlerin, yargının bağımsızlığını ve demokrasiyi tehdit ettiği, istenilen kararları verebildikleri ve geçmiş kararlarını bile değiştirebildikleri ifade ediliyor. Terkoğlu, yargının bu tür etkilerden arındırılmasının önemine vurgu yapıyor.
15 Nisan 2024

Türkiye Barolar Birliği (TBB), seçimle ilgili ihbar ve başvuruları almak üzere bir danışma hattı kurdu. Seçim hukuku konusunda uzman avukatlar, aralarında Birlik Başkanı Erinç Sağkan'ın da bulunduğu bir ekip tarafından, sabah 06.30'dan itibaren gelen yoğun başvurulara hukuki destek sağlıyor. Seçim Güvenliği Merkezi'ne 0312 988 16 70 numaralı telefondan ulaşılabilir.
31 Mart 2024

Yalçın Doğan, Türkiye'de demokrasiye dönüş sürecinin olup olmayacağını ve bu süreçte gerçekleşmesi beklenen reformları sorguluyor. Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanıp uygulanmayacağı, yargı bağımsızlığının sağlanması, ifade ve basın özgürlüğüne dönülmesi, politik tutukluların serbest bırakılması gibi konulara değiniliyor. Ayrıca, kamu sınavlarında mülakatın kaldırılması ve çevre talanına son verilmesi gibi ekonomik ve çevresel konular da ele alınıyor.
7 Mayıs 2024

Abdulkadir Selvi, Türkiye'nin hukuki standartlarını yükseltmek için yargı reformuna ihtiyaç duyduğunu belirtti. Meclis'te 9'uncu Yargı Paketi görüşülürken, zihniyet değişiminin de önemli olduğunu vurguladı. Türkiye'nin Avrupa Konseyi denetim mekanizmasından çıkması gerektiğini ifade eden Selvi, AKPM Denetim Komisyonu Türkiye Eş-Raportörü Stefan Schennach'ın raporunun olumsuz olduğunu belirtti.
26 Temmuz 2024

ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından her yıl hazırlanan ve Türkiye'nin de dahil olduğu İnsan Hakları Raporu, Türkiye'deki yargı bağımsızlığı, ifade özgürlüğü, yargı atamaları, siyasi baskılar ve insan hakları ihlalleri gibi konuları ele aldı. Raporda, Türkiye'de yargının yürütme organının etkisi altında olduğu, siyasi baskılar ve keyfi uygulamaların sürdüğü belirtildi. Türkiye Dışişleri Bakanlığı ise raporu, asılsız iddialar ve ön yargılı yorumlar içerdiği gerekçesiyle reddetti ve ABD'yi çifte standart uygulamakla suçladı.
25 Nisan 2024

İzmir Barosu 2024-2026 Olağan Genel Kurulu'nun ilk gününde, avukatlar arasında gerginlik yaşandı. Çağdaş Hukukçular Derneği ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği üyesi avukatlarla diğer gruptan avukatlar arasında çıkan tartışma, salonda sloganların atılmasına ve oturuma ara verilmesine neden oldu. Genel kurulda, yeni baro yönetimi ve mesleki sorunlar tartışılırken, seçimler için dört aday yarışacak.
19 Ekim 2024

Ali Duran Topuz, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Türkiye'de belirginleşen anti-hukuk anlayışının kökenlerini ve etkilerini ele alıyor. Topuz, bu anlayışın Türkiye tarihinde Kürtlere yönelik hukuki tutumlarla bağlantılı olduğunu ve olağanüstü halin artık olağan yönetim tekniğine dönüştüğünü vurguluyor. İtalyan düşünür Agamben'in olağanüstü hal ve hukukun askıya alınması konusundaki görüşlerine de değinen Topuz, anti-hukukun sadece Kürtleri değil, herkesin maruz kalabileceği bir tersine hukuk olduğunu belirtiyor.
16 Temmuz 2024

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 2024-2025 adli yılı mesajında demokrasinin standartlarının yükseltilmesi, hukuk devletinin güçlendirilmesi ve temel hak ve hürriyetlerin genişletilmesi adına önemli reformlara devam edeceklerini belirtti. Adli tatilin sona ermesiyle birlikte yeni adli yıl Yargıtay'daki törenle başlayacak. Bu kapsamda önemli davaların duruşmaları da Eylül ayında görülecek. Tunç, adalet hizmetlerinin etkinliğini ve kalitesini artırmak için kararlılıkla çalışacaklarını vurguladı.
1 Eylül 2024

İsmail Saymaz, Türkiye'deki yargı sisteminde yaşanan çifte standartlara dikkat çekiyor. Kardeşi ByLock kullandığı bilinen Yılmaz Tunç'un Adalet Bakanı olabilmesi ve benzer durumlar ele alınırken, beraat etmiş veya hiç yargılanmamış hakim ve savcıların somut delillere dayanmaksızın ihraç edildiğini vurguluyor. Danıştay 5. Dairesi'nin hukuksuzluklara son verme çabalarının iktidar tarafından FETÖ'cülükle suçlanmasına ve yüksek yargı mensuplarının baskı altında olduğuna işaret ediyor.
18 Şubat 2024

Avrupa Birliği Komisyonu, 2024 genişleme paketi kapsamında Türkiye Raporu'nu yayımladı. Raporda, Türkiye'de demokratik standartlar, hukukun üstünlüğü, yargının bağımsızlığı ve temel haklarla ilgili ciddi endişeler dile getirildi. Türkiye'nin göçmenler konusundaki çabaları takdir edilirken, AB ile Türkiye arasındaki vize serbestisi diyaloğunda ilerleme kaydedilmediği belirtildi. Ayrıca, Türkiye'nin dış politikadaki bazı tutumlarının AB ile uyumsuz olduğu vurgulandı.
30 Ekim 2024

Kobani davasında tahliye edilen Gültan Kışanak, cezaevi çıkışında yaptığı açıklamada, tahliyeden ziyade barış ve özgürlüğe ihtiyaç duyduklarını belirtti. Kışanak, arkadaşlarının özgürlüğüne kavuşamamasından dolayı buruk olduklarını ifade etti ve Türkiye'deki sorunların özgürlük temelinde çözülmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, hukukun, adaletin ve barışın olmadığı bir yerde özgürlüğün tam anlamıyla yaşanamayacağını söyledi.
16 Mayıs 2024

İstanbul Planlama Ajansı'nın hazırladığı şeffaflık raporuna göre, Türkiye son on yılda yolsuzlukla mücadelede 180 ülke arasında 115’inci sıraya geriledi. Raporda, Türkiye'nin şeffaflık ve hesap verebilirlik karnesi değerlendirildi ve ciddi bir şeffaflık kaybı yaşandığı vurgulandı. İPA Başkanı Dr. Buğra Gökce, hukukun üstünlüğü ve demokrasinin güçlenmesi için hesap verebilirlik ve şeffaflığın daha yüksek seviyede uygulanması gerektiğini belirtti. Ayrıca, ifade özgürlüğü alanında da gerilemenin sürdüğü ifade edildi.
7 Ağustos 2024

Esfender Korkmaz'ın yazısında, Türkiye'nin siyasi haklar, sivil özgürlükler ve yolsuzluk algısı açısından dünya genelinde olumsuz bir imaja sahip olduğu belirtiliyor. Ülkenin yatırım yapılabilirlik statüsünün düşük olduğu, yabancı ve yerli sermayenin çekildiği, dış borç risklerinin yüksek olduğu ve gelir dağılımındaki adaletsizliğin arttığı vurgulanıyor. Bu durumun Türkiye'nin ekonomik büyümesini ve uluslararası itibarını olumsuz etkilediği ifade ediliyor.
27 Şubat 2024

Barış akademisyeni Mühdan Sağlam, 2016'da 'Bu suça ortak olmayacağız' bildirisine imza attığı için 2017'de Ankara Üniversitesi'ndeki görevinden ihraç edilmişti. 8 Kasım 2023'te idare mahkemesinin kararıyla görevine iade edilen Sağlam, bu kez istinaf mahkemesi kararıyla yeniden ihraç edildi. Sağlam, karara tepki göstererek adaletin bir gün geleceğine ve görevine döneceğine inandığını belirtti.
27 Şubat 2024

Mustafa Karaalioğlu, Türk Ceza Kanunu'na eklenmesi önerilen yeni bir maddenin ifade özgürlüğünü daha da kısıtlayabileceğini ele alıyor. Bu madde, devletin iç veya dış siyasal yararlarına karşı faaliyet gösterenleri 'etki ajanlığı' suçu kapsamında cezalandırmayı öngörüyor. Madde, belirsiz suç tanımlarıyla medyayı ve eleştirel sesleri hedef alabilecek şekilde tasarlanmış. Karaalioğlu, ifade özgürlüğünü kısıtlayan mevcut maddelerin kaldırılması gerektiğini savunurken, bu yeni düzenlemenin tersine bir adım olduğunu vurguluyor.
13 Mayıs 2024

Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün 2024 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'ne göre Türkiye, 180 ülke arasında 158'inci sırada yer alarak 'çok vahim' durumda olan ülkeler arasında kalmaya devam etti. Türkiye'nin sıralamasındaki bu yükseliş, diğer ülkelerdeki durumun kötüleşmesiyle ilişkilendiriliyor. RSF, Türkiye'de gazetecilere yönelik tutuklamaların devam ettiğini ve medyanın çeşitli baskılar altında olduğunu belirtiyor. Türkiye'nin puanı 2023'te 33,97 iken, 2024'te 31,6'ya düşmüş.
3 Mayıs 2024

Taha Akyol, Batı'daki toplumsal hareketlerin, insan haklarına ve demokrasiye olan güçlü bağlılıklarını örnek göstererek, İslam ülkelerinde bu tür hareketlerin neden olmadığını sorguluyor. Batı'da İsrail politikalarına karşı çıkan sivil toplum kuruluşları ve bireylerin aktifliğine dikkat çekiyor. Akyol, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve vicdan gibi değerlerin her toplum için önemli olduğunu ve İslam ülkelerinde de bu tür değerlere dayalı hareketlerin gelişmesi gerektiğini vurguluyor.
21 Şubat 2024
İşaretlediklerim