Bilim insanları, Büyük Patlama sırasında ortaya çıkan ve daha sonra 'kayıplara karışan' anti-maddenin, yer çekimi karşısında madde gibi hareket ettiğini tespit etti. İsviçre'deki Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi'nde (CERN) yapılan deneyler, anti-maddenin aşağı doğru hareket ettiğini gösterdi. Araştırmacılar, antihidrojen atomlarının hareket yönünü tespit eden sensörlerle anti-maddenin aşağı doğru hareket ettiğini belirledi. Bilim insanlarının bir sonraki adımı, madde ile anti-maddenin yer çekimi karşısında aynı hızda hareket edip etmediğini tespit etmek olacak.
27 Eylül 2023

Avrupa Nükleer Araştırma Örgütü (CERN), evrenin temel yapı taşlarını oluşturan gizli hayalet parçacıkları keşfetmeyi amaçlayan 10 yıllık bir proje başlattı. Bu proje kapsamında, 'Geleceğin Dairesel Çarpıştırıcısı' adı verilen çok hassas bir süper çarpıştırıcı inşa ediliyor. Bu yeni cihaz, bilim insanlarının Büyük Patlama koşullarını yeniden yaratmalarına ve evrenin nasıl oluştuğunu daha iyi anlamalarına olanak tanıyacak. CERN'de kıdemli fizikçi Dr. Richard Jacobsson, bu projenin evrenin yaratılışı hakkındaki düşünceleri yeniden tanımlayabileceğini belirtti.
26 Mart 2024

Bilim insanları, Büyük Patlama'dan 470 milyon yıl sonra oluşmuş ve şimdiye kadar keşfedilmiş en eski kara deliği tespit etti. Araştırma ekibi, NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu ve Chandra X-ışını Gözlemevi verilerini kullanarak, Dünya'dan 13,2 milyar ışık yılı uzaklıkta bir kara delik buldu. Bu keşif, erken evrenin anlaşılması ve ilk süper kütleli kara deliklerin oluşumu hakkındaki teorilerin geliştirilmesine katkı sağlayabilir. Yale Üniversitesi astrofizikçisi Priyamvada Natarajan, bulguyu büyük gaz bulutlarından oluşan kara delikler için şimdiye kadar elde edilen en iyi kanıt olarak değerlendirdi.
6 Kasım 2023

Harvard Üniversitesi'nden bilim insanları, Güney Afrika'daki meteor kalıntılarını inceleyerek 3,26 milyar yıl önce Dünya'ya çarpan dev bir göktaşının erken yaşamı tetiklemiş olabileceğini öne sürdü. Araştırma, bu çarpmanın Dünya'da yaşamın gelişmesine elverişli koşullar yarattığını ve demir açısından zengin derin suların yüzeye çıkmasına neden olan tsunamiler oluşturduğunu belirtiyor. Bu bulgular, göktaşı çarpmalarının sadece yıkım getirmediği, aynı zamanda yaşamın gelişmesine katkıda bulunduğu fikrini destekliyor.
22 Ekim 2024

Galler'deki Bangor Üniversitesi'nden bilim insanları, Ay'da yaşamı mümkün kılacak bir enerji kaynağı geliştirdi. Bu enerji kaynağı, haşhaş tohumu kadar küçük nükleer hücrelerden oluşuyor ve bir araba boyutunda bir nükleer enerji santralinde kullanılacak. Bu teknoloji, Ay'ın öteki gezegenlere ulaşmak için bir sıçrama tahtası olarak kullanılmasını sağlayabilir. Ayrıca, bu teknoloji elektriği kesilen afet bölgelerinde de kullanılabilir.
4 Eylül 2023

Bu sonbaharda, NASA'nın ATLAS sistemi tarafından tespit edilen 2024 PT5 adlı küçük bir asteroit, Dünya'nın çekim gücüne yakalanarak geçici bir süre için mini Ay haline gelecek. Bu asteroit, Arjuna Asteroit Kuşağı'ndan geliyor ve Dünya'nın yörüngesinde birkaç ay kalacak. Ancak, bu mini Ay çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük ve sönük olacak. Bilim insanları, bu tür olayların daha önce de yaşandığını ve 2024 PT5'in 2055 yılında yeniden Dünya yörüngesine döneceğini belirtiyor.
26 Eylül 2024

Harvard Üniversitesi'nden bilim insanları, Dünya’daki yaşamın başlangıcının yıldırım düşmesiyle oluşan kimyasal reaksiyonların sonucu olabileceğini öne sürdü. Araştırma, su, elektrolitler ve yaygın gazların birleşerek Dünya’nın ilk biyomoleküllerini oluşturduğu hipotezine dayanıyor. Simüle edilen yıldırım düşmeleri, karbondioksit ve nitrojeni son derece reaktif bileşiklere dönüştürebilen yüksek enerjili kıvılcımlar üretti. Bu keşif, Dünya dışında yaşamın gelecekteki olası keşifleri için de potansiyel taşıyor.
11 Ağustos 2024

Apollo misyonlarıyla getirilen ay örneklerini inceleyen bilim insanları, Ay’ın ince atmosferinin nasıl oluştuğuna dair gizemi çözdüklerini açıkladılar. Araştırmalar, Ay atmosferinin yaklaşık yüzde 70’inin meteor çarpmaları sonucu buharlaşmadan, yüzde 30’unun ise güneş rüzgarı püskürmesinden kaynaklandığını gösteriyor. Bu bulgular, Ay’ın yüzeyi ve atmosferinin uzun zaman ölçeklerinde nasıl etkileşime girdiğine dair daha net bir resim sağlıyor ve uzay aşınma süreçlerine dair anlayışımızı geliştiriyor.
3 Ağustos 2024

Avustralya'nın Sidney kentinde matematikçiler Stephen Woodcock ve Jay Falletta, sonsuz maymun teoremini sorgulayan bir çalışma gerçekleştirdi. Araştırma, bir maymunun Shakespeare'in eserlerini yazabilmesi için gereken sürenin evrenin ömründen daha uzun olduğunu ortaya koydu. Bu sonuç, teoremin matematiksel olarak mantıklı olsa da pratikte yanıltıcı olduğunu savunuyor. Çalışma, evrenin ısıl ölümü teorisine dayandırılarak hesaplamalar yaptı.
1 Kasım 2024

NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu ve Chandra X-ışını Gözlemevi verilerini inceleyen bilim insanları, büyük patlamadan 1,5 milyar yıl sonra bir galaksinin merkezinde süper kütleli bir kara delik keşfetti. LID-568 adı verilen bu kara delik, teorik limitin 40 katından fazla madde tüketiyor. Keşif, süper kütleli kara deliklerin evrenin ilk dönemlerinde nasıl oluştuğuna dair önemli ipuçları sunuyor. Ayrıca, bu kara deliğin çevresinde yüksek parlaklık ve güçlü gaz çıkışları gözlemlendi.
5 Kasım 2024

Tarihçi Yuval Noah Harari, yapay zekanın hızla evrimleştiğini ve bu sürecin hem fırsatlar hem de riskler barındırdığını belirtti. Harari, yapay zekanın kendi kendine karar verebildiğini ve bu özelliğiyle diğer teknolojik devrimlerden farklı olduğunu vurguladı. Yapay zekanın hızla ilerlemesi ve insanların bu süreci anlamakta zorlanması, finansal sistemlerin kontrolünün kaybedilmesi gibi riskleri beraberinde getirebilir. Harari, bu risklerin üstesinden gelmek için işbirliğinin önemini vurguladı. Ayrıca, yapay zekanın kültürel ve hukuki ortamı değiştireceğini, yeni iş alanlarını belirsizleştireceğini ve insanların sürekli kendini yenilemesi gerektiğini belirtti.
30 Eylül 2023

Avustralyalı astronomlar, Dünya'ya ulaşması sekiz milyar yıl süren radyo dalgalarından kaynaklanan gizemli bir patlama saptadı. Hızlı Radyo Patlamaları (FRB) adı verilen bu dalgaların biri, sekiz milyar yıllık yolculuğunun ardından Dünya'ya ulaştı. Araştırmacılar, bu dalganın birleşmekte olan birkaç galaksinin yol açtığı patlama sonucu oluştuğunu belirtti. FRB'lerin, evrenin kütlesinin hesaplanmasında ve galaksiler arası iyonize olmuş materyalleri algılamada kullanılabileceği ifade edildi.
20 Ekim 2023

Bilim insanları, sismik dalgalar aracılığıyla Dünya'nın dış çekirdeğinde halka benzeri bir yapı keşfetti. Bu yapı, büyük depremlerin oluşturduğu sismik dalgaların analiz edilmesiyle tespit edildi ve 'donut' şeklinde bir yapıya benzetildi. Araştırma, dış çekirdeğin manyetik alanın oluşumunda kritik bir rol oynadığını ve bu bölgenin daha iyi anlaşılmasının önemli olduğunu vurguluyor. Çalışma, Science Advances dergisinde yayınlandı.
1 Eylül 2024

Bilim insanları, Aralık 2022'de Kuzey Kutup göklerinde görülen nadir bir 'kutup yağmuru aurora' olayının gizemini çözdü. Bu aurora, genellikle çıplak gözle görülmeyen ve düşük güneş rüzgarı seviyeleri sayesinde gözlemlenebilen bir uzay havası türüdür. Araştırmacılar, bu auroranın doğrudan güneşten gelen supratermal elektronlar tarafından üretildiğini ve 28 saat boyunca gözlemlenebildiğini belirtti. Bu keşif, kutup ışıklarının kökenlerini anlamada önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
23 Haziran 2024

ABD'deki Georgia Southern Üniversitesi'nde çalışan Türk araştırmacı Cemil Emre Yavaş ve ekibi, yapay zeka algoritması 'Random Forest' ile San Andreas Fay Hattı'ndaki depremleri yüzde 98'e yakın başarı ile tahmin ettiklerini açıkladı. Çalışma, Nature dergisinde yayınlandı ve algoritmanın İstanbul gibi deprem riski yüksek bölgelerde yüzde 91,65 doğruluk oranına ulaştığı belirtildi. Ancak, Türkiye'deki bazı yerbilimciler bu çalışmaya mesafeli yaklaşıyor ve depremlerin tahmin edilemez olduğunu savunuyorlar.
2 Kasım 2024

ABD'nin Washington Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, yapay zekanın derin öğrenme modelini kullanarak hamile kadınların rahimlerindeki elektrik dalgalanmalarını analiz etti. Bu analiz sonucunda, yapay zekanın erken doğumları hamileliğin 31. haftasında tahmin edebildiği belirlendi. Araştırmada, katılan kadınların yüzde 19'unda erken doğum tahmini yapıldı ve bu tahminlerin doğruluğu gebeliğin 37. haftasında teyit edildi. Dr. Arye Nehorai, buldukları yöntemin evde kullanımının mümkün olduğunu ve maliyet avantajları sunduğunu ifade etti.
21 Haziran 2023

ABD'deki UC Merced Üniversitesi'nden araştırmacılar, hücrelerde protein üretiminin yavaşlaması sonucunda insan ömrünün iki kat uzayabileceğini keşfetti. Araştırma, OTUD6 proteininin hücrelerde protein üretimini yüzde 50 oranında azalttığını ve bu durumun meyve sineklerinin yaşam süresini iki katına çıkardığını gösterdi. Bilim insanları, bu mekanizmanın kanser hücrelerinin gelişimini nasıl etkilediğini de inceliyor. Eğer çalışma insanlar üzerinde etkili olursa, ortalama insan ömrü 80 yıldan 160 yıla kadar çıkabilir.
6 Eylül 2024

Bilim insanları artık evrende yaşam olup olmadığını sorgulamıyor, bunun yerine 'yaşamı ne zaman bulacakları' sorusuna odaklanıyorlar. NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu, Güneş Sistemimiz dışındaki bir gezegende yaşama dair umut verici ipuçları tespit etti. Teleskoplar, uzak yıldızların yörüngesindeki gezegenlerin atmosferlerini analiz edebiliyor ve Dünya'da yalnızca canlı organizmalar tarafından üretildiği bilinen kimyasalları arayabiliyor. İskoçya Kraliyet Gözlemevi'nin başındaki Prof. Dr. Catherine Heymans, evrende yalnız olup olmadığımız sorusuna cevap verebilecek teknolojiye ve yeteneğe sahip olduklarını belirtti.
3 Ekim 2023

NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu, erken evren dönemine ait iki büyük kara deliğin birleştiğini ortaya çıkardı. Bu kara deliklerden biri Güneş'ten 50 milyon kat daha büyükken, diğeri ona yakın büyüklükte. Birleşmenin, Büyük Patlama'dan 740 milyon yıl sonra gerçekleştiği tespit edildi. Bu bulgu, bilinen en eski tarihli kara delik birleşmesi olarak kaydedildi.
17 Mayıs 2024

ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA) ve diğer gökbilimciler, Dünya'dan 3,8 milyar ışık yılı uzaklıkta bulunan SDSS J1531 galaksi kümesinde, kaydedilen en güçlü kara delik patlamalarından birini tespit etti. Patlama, bir galaksinin merkezindeki süper kütleli kara delikten kaynaklandı ve sonucunda devasa bir boşluk oluştu. Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi'nden Osase Omoruyi, daha fazla gözlemle durumu kesinleştireceklerini ve boşluğun kökenine dair daha fazla bilgi edinmeyi umduklarını belirtti. Araştırma bulguları, The Astrophysical Journal dergisinde yayınlandı.
22 Şubat 2024
İşaretlediklerim