Intelsat 33e isimli haberleşme uydusu, Hint Okyanusu'nun üzerinde sabit bir yörüngede bulunurken aniden güç kaybederek en az 20 parçaya ayrıldı. Bu olay, Avrupa, Orta Afrika, Orta Doğu, Asya ve Avustralya'daki iletişim kullanıcılarını etkiledi. Uydunun parçalanma nedeni henüz bilinmiyor, ancak bu durum yörüngedeki uzay çöplerine bir yenisini ekledi ve diğer uydular için potansiyel bir tehdit oluşturdu. Uzay çöplerinin sorumluluğu ve yönetimi konusundaki tartışmalar devam ediyor.
23 Ekim 2024

Saatte 93 bin kilometre hızla ilerleyen 2011 UL21 adlı asteroit, son 125 yılda Dünya’ya en fazla yaklaşan gök cismi olacak. Gökbilimciler, asteroitin dünyaya çarpmayacağını düşünüyor. Dağ büyüklüğündeki asteroitin geçişi internetten ya da iyi bir teleskopla takip edilebilecek ve Youtube’taki canlı yayın 27 Haziran 23.00’da başlayacak. Avrupa Uzay Ajansı, çarpışma olasılığının sıfır olduğunu fakat 2011 UL21’in Dünya’ya çarpması halinde kitlesel yıkıma yol açacağını belirtti.
26 Haziran 2024

Bu sonbaharda, NASA'nın ATLAS sistemi tarafından tespit edilen 2024 PT5 adlı küçük bir asteroit, Dünya'nın çekim gücüne yakalanarak geçici bir süre için mini Ay haline gelecek. Bu asteroit, Arjuna Asteroit Kuşağı'ndan geliyor ve Dünya'nın yörüngesinde birkaç ay kalacak. Ancak, bu mini Ay çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük ve sönük olacak. Bilim insanları, bu tür olayların daha önce de yaşandığını ve 2024 PT5'in 2055 yılında yeniden Dünya yörüngesine döneceğini belirtiyor.
26 Eylül 2024

İzlandalı bilim insanları, İzlanda'nın güney batısındaki Grindavik kasabası yakınlarında bulunan bir yanardağ yarığında, kayıtlara geçen en hızlı magma akıntısını gözlemledi. 10 Kasım 2023 tarihinde yapılan gözlemlerde, magma akıntısının hızı saniyede 7 bin 400 metreküp olarak belirlendi. Bu hız, 2021, 2022 ve 2023'teki Fagradalsfjall bölgesindeki yanardağ patlamaları sırasında yapılan ölçümlerden yaklaşık 100 kat daha hızlı. Araştırmanın sonuçları Science dergisinde yayımlandı.
9 Şubat 2024

Bilim insanları, Aralık 2022'de Kuzey Kutup göklerinde görülen nadir bir 'kutup yağmuru aurora' olayının gizemini çözdü. Bu aurora, genellikle çıplak gözle görülmeyen ve düşük güneş rüzgarı seviyeleri sayesinde gözlemlenebilen bir uzay havası türüdür. Araştırmacılar, bu auroranın doğrudan güneşten gelen supratermal elektronlar tarafından üretildiğini ve 28 saat boyunca gözlemlenebildiğini belirtti. Bu keşif, kutup ışıklarının kökenlerini anlamada önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
23 Haziran 2024

Avustralya ve Şili'den bilim insanları, Şili'nin Atacama Çölü'nde bulunan teleskoplar yardımıyla 'J0529-4351' isimli, Güneş'ten 500 trilyon kat daha parlak bir kuasar keşfetti. Bu kuasar, Dünya'dan 12 milyar ışık yılı uzaklıkta bulunuyor ve merkezindeki kara deliğin kütlesi Güneş'in 17 ila 19 milyar katı olarak tespit edildi. Araştırma sonuçları Nature Astronomy dergisinde yayımlandı.
19 Şubat 2024

Gökbilimciler, Hubble Uzay Teleskobu aracılığıyla Dünya’ya şimdiye kadar bilinen en yakın kara deliği keşfetti. Samanyolu galaksisindeki Omega Centauri yıldız kümesinde bulunan bu kara delik, yaklaşık 8 bin 200 güneş kütlesinde. Bu keşif, orta büyüklükteki kara deliklerin yıldız kütleli ve süper kütleli kara delikler arasındaki bağlantıyı anlamada yeni sorular getireceğini ortaya koyuyor. Daha önce Dünya’ya en yakın kara delik olarak bilinen Gaia BH1, 1560 ışık yılı uzaklıkta ve Güneş’ten on kat daha fazla kütleye sahipti.
11 Temmuz 2024

Apollo misyonlarıyla getirilen ay örneklerini inceleyen bilim insanları, Ay’ın ince atmosferinin nasıl oluştuğuna dair gizemi çözdüklerini açıkladılar. Araştırmalar, Ay atmosferinin yaklaşık yüzde 70’inin meteor çarpmaları sonucu buharlaşmadan, yüzde 30’unun ise güneş rüzgarı püskürmesinden kaynaklandığını gösteriyor. Bu bulgular, Ay’ın yüzeyi ve atmosferinin uzun zaman ölçeklerinde nasıl etkileşime girdiğine dair daha net bir resim sağlıyor ve uzay aşınma süreçlerine dair anlayışımızı geliştiriyor.
3 Ağustos 2024

Küresel ısınma nedeniyle sıcaklıkların rekor kırmaya devam etmesi üzerine, bilim insanları Güneş ile Dünya arasına yerleştirilecek bir şemsiye fikrini gündeme getirdi. Bu fikir, güneş ışığını kısmen engelleyerek Dünya'nın ısınmasını yavaşlatmayı amaçlıyor. Farklı araştırma grupları, uzayın derinliklerine toz saçılmasından uzay baloncuklarından oluşan bir kalkan yaratmaya kadar çeşitli yöntemler üzerinde çalışıyor. Ancak, bu projelerin gerçekleştirilmesi için aşılması gereken önemli teknik zorluklar bulunuyor, örneğin projenin ağırlığı ve maliyeti.
11 Şubat 2024

Harvard Üniversitesi'nden bilim insanları, Dünya’daki yaşamın başlangıcının yıldırım düşmesiyle oluşan kimyasal reaksiyonların sonucu olabileceğini öne sürdü. Araştırma, su, elektrolitler ve yaygın gazların birleşerek Dünya’nın ilk biyomoleküllerini oluşturduğu hipotezine dayanıyor. Simüle edilen yıldırım düşmeleri, karbondioksit ve nitrojeni son derece reaktif bileşiklere dönüştürebilen yüksek enerjili kıvılcımlar üretti. Bu keşif, Dünya dışında yaşamın gelecekteki olası keşifleri için de potansiyel taşıyor.
11 Ağustos 2024

Dünyanın en büyük buz dağı olarak bilinen A23a, Antarktika kıyı şeridinden koparak Weddell Denizi'nde karaya oturduktan 30 yıl sonra harekete geçti. Ancak, devasa bir girdaba yakalanarak aylardır saat yönünün tersine dönüyor. Uzmanlar, buzdağının bu girdaptan yıllarca çıkamayabileceğini ve bu durumun erimesini geciktireceğini belirtiyor. A23a'nın yüz ölçümü yaklaşık 4 bin kilometrekare ve kalınlığı yaklaşık 400 metre.
4 Ağustos 2024

Gökbilimciler, Samanyolu Galaksisi'nde Dünya'dan yaklaşık 8 bin ışık yılı uzaklıkta bulunan V404 Cygni adlı sistemde ilk kez bir üçlü kara delik sistemi keşfetti. Massachusetts Institute of Technology'den Kevin Burdge ve ekibi, daha önce bilinen bu X-ray ikilisinin aslında üçlü bir yıldız sisteminin merkezinde yer aldığını ortaya çıkardı. Bu keşif, kara deliklerin evrimi ve oluşum süreçleri hakkında yeni sorular doğuruyor ve mevcut teorileri sorgulamamıza neden oluyor.
27 Ekim 2024

Londra Üniversitesi'nden bilim insanları, 938 gigabit/saniye hızında kablosuz veri iletimi gerçekleştirerek dünya rekoru kırdı. Bu hız, mevcut 5G ağlarından 9 bin kat daha hızlı olup, 4K filmlerin 0,12 saniyede indirilmesine olanak tanıyor. Araştırma ekibi, geniş bir frekans aralığı ve iki ileri teknoloji yöntemi kullanarak bu başarıyı elde etti. Teknolojinin ticari testlerinin yakında başlayabileceği ve 6G teknolojisi için bir temel oluşturabileceği belirtiliyor.
17 Ekim 2024

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana yapılan UFO incelemelerinin sonuçlarını açıkladı. Rapora göre, UFO olarak düşünülen cisimlerin çoğu sıradan maddeler olarak tanımlandı. Pentagon sözcüsü, yapılan incelemelerde UFO ihbarlarının Dünya dışı varlıklarla bağlantısız olduğunu, ancak bazı olayların tam olarak açıklanamadığını belirtti. Ayrıca, Pentagon'un her ay yüzlerce UFO ihbarı aldığı ifade edildi.
9 Mart 2024

Gökbilimciler, Samanyolu Galaksisi'nde Dünya'ya yaklaşık 2 bin ışık yılı uzaklıkta, Güneş'ten 33 kat büyük bir kara delik keşfetti ve bu kara deliğe 'Gaia-BH3' adı verildi. Bu keşif, Londra Üniversite Akademisi'nden George Seabroke ve ekibi tarafından Gaia teleskobu kullanılarak yapıldı. Gaia-BH3, şu anda aktif olmayan bir durumda ve herhangi bir maddeyi yutmuyor, bu nedenle İngiltere'deki gökbilimciler, boş bir alanın etrafında dönen bir yıldızın garip hareketlerini gözlemleyerek bu kara deliği tespit ettiler.
26 Nisan 2024

NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu (JWST), evrenin en eskilerinden olduğu düşünülen üç galaksiyi inceledi ve galaksi oluşumunu ilk kez doğrudan gözlemledi. Araştırmada, galaksilerin yaydığı ışığın büyük miktardaki nötr hidrojen gazı tarafından emildiği ve bu gazın galaksileri beslediği tespit edildi. Bu gözlem, evrenin ilk yıldız sistemlerinin oluşumuna tanıklık edilmesi açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Araştırmacılar, galaksilerde genç yıldızların varlığını da belirledi ve bu gazın galaksilerin merkezine nasıl dağıldığını anlamak için çalışmalarını sürdüreceklerini açıkladı.
27 Mayıs 2024

ABD Uzay Kuvvetleri, 1974 yılında fırlatılan ve daha sonra kaybolan S73-7 Kızılötesi Kalibrasyon Balonu (IRCB) adlı uydunun yerini tespit etti. Uydu, KH-9 Hexagon keşif uydusundan ayrıldıktan sonra şişirilemeyerek uzay çöpü haline gelmiş ve bir süre sonra gözden kaybolmuştu. 1999'da kısa bir süreliğine bulunan uydu, 25 yıl sonra yeniden keşfedildi. Uydu şu anda ilk fırlatıldığı yerden 14 kilometre alçalmış durumda ve atmosferde yanması için daha fazla zaman gerekiyor.
5 Mayıs 2024

Avustralya'nın Sidney kentinde matematikçiler Stephen Woodcock ve Jay Falletta, sonsuz maymun teoremini sorgulayan bir çalışma gerçekleştirdi. Araştırma, bir maymunun Shakespeare'in eserlerini yazabilmesi için gereken sürenin evrenin ömründen daha uzun olduğunu ortaya koydu. Bu sonuç, teoremin matematiksel olarak mantıklı olsa da pratikte yanıltıcı olduğunu savunuyor. Çalışma, evrenin ısıl ölümü teorisine dayandırılarak hesaplamalar yaptı.
1 Kasım 2024

James Webb Uzay Teleskobu (JWST), 'Kozmik Şafak' olarak adlandırılan dönemde oluşmuş bilinen en uzak galaksiyi görüntüledi. NASA, bu dönemin büyük patlamadan sonraki ilk birkaç yüz milyon yıl içinde, ilk galaksilerin doğduğu dönem olduğunu açıkladı. JWST'nin Yakın Kızılötesi Spektrografı (NIRSpec) ile Ocak 2024'te yapılan gözlemler sonucunda, galaksinin çapının 1600 ışık yılından fazla olduğu ve ışığın genç yıldızlardan geldiği tespit edildi. Bu keşif, galaksinin 300 milyon yıldan kısa bir sürede nasıl bu kadar parlak ve kütleli hale gelebildiğine dair yeni sorular ortaya çıkardı.
31 Mayıs 2024

1969 yılında Yeni Güney Galler kıyılarında fırtınaya yakalanarak batan ve 21 kişinin hayatını kaybettiği MV Noongah adlı yük gemisinin enkazı, 55 yıl sonra yüksek çözünürlüklü deniz tabanı haritalaması ve video görüntülerle doğrulandı. Yerellerin birkaç sene önce Sydney'in kuzeyinde rastladığı gemi enkazı, yeterli teknoloji ve dalış bilgisi olmadığından incelenememişti. Geçen ay alınan yüksek teknoloji bir gemi sayesinde, 170 metre derinlikteki enkazın MV Noongah olduğu tespit edildi. 55 yıl önce kurtulan bir gemi personeli, keşif sonrası rahatladığını belirtti.
25 Temmuz 2024
İşaretlediklerim