Rheumatology Dergisi'nde yayımlanan bir çalışmaya göre, kafein tüketimi kan damarlarının yenilenmesine yardımcı olarak damar sağlığını iyileştirebilir. Araştırma, özellikle lupus ve iltihaplı romatizma gibi hastalıklardan muzdarip bireylerde kafeinin olumlu etkilerini incelemiştir. Kafeinin, endotel hücrelerinin yenilenmesine katkı sağladığı ve anti-inflamatuar etkiler gösterdiği belirtilmiştir. Ancak, araştırmacılar daha uzun vadeli çalışmalara ihtiyaç duyulduğunu vurgulamaktadır.
10 Ekim 2024

Colorado Boulder Üniversitesi'nde yapılan bir araştırma, yüksek yağlı diyetlerin bağırsak bakterilerini bozarak kaygıyı artırabileceğini ortaya koydu. Araştırma, ergen fareler üzerinde yapıldı ve yüksek yağlı diyetle beslenen farelerin bağırsak bakterilerinde çeşitlilik kaybı ve kaygı ile ilişkili beyin bölgelerinde gen ekspresyonu artışı gözlemlendi. Bu bulgular, diyet, bağırsak sağlığı ve zihinsel refah arasındaki karmaşık ilişkiyi vurguluyor.
21 Haziran 2024

Gluten, buğday, çavdar ve arpada bulunan bir protein olup, hamur işlerinin yapısını iyileştiren bir bileşendir. Çoğu insan için zararsız olan gluten, Çölyak hastalığı gibi bazı durumlar nedeniyle bazı bireyler tarafından tüketilmemelidir. Gluten intoleransı, alerjisi veya duyarlılığı olan kişiler, glutensiz diyetlerden fayda görebilir. Son zamanlarda gluten ve kanser ilişkisi konusu, glutenin sağlık üzerindeki etkilerini yeniden gündeme getirmiştir.
4 Nisan 2024

Türkiye Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Derneği İkinci Başkanı Prof. Dr. Demirhan Dıraçoğlu, hareketsizliğin vücuttaki tüm organ ve sistemleri olumsuz etkilediğini belirtti. Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Bakanlığı, haftalık belirli sürelerde fiziksel aktivite yapılmasını öneriyor. Hareketsizlik, kalp ve damar hastalıkları, diyabet, depresyon gibi birçok hastalığın riskini artırıyor. Ayrıca, bağırsak mikrobiyotasının sağlığı için de düzenli egzersiz önemli.
9 Haziran 2024

ABD ve İngiltere'den elde edilen geniş çaplı genetik veriler, kahve tüketimiyle obezite ve madde bağımlılığına eğilim arasında istikrarlı ilişkiler olduğunu ortaya koydu. Ancak bu bulgular, kahve içen herkesin obez veya madde bağımlısı olacağı anlamına gelmiyor; daha çok kahve tüketimine olan eğilimin genetik faktörlerle ilişkili olduğunu gösteriyor. Ayrıca, anksiyete, depresyon ve bipolar bozukluk gibi psikiyatrik durumların da kahve tüketimiyle ilişkili olduğu bulundu. İki ülke arasındaki verilerde bazı uyumsuzluklar gözlemlendi, bu da çevresel faktörlerin ve kahve tüketim alışkanlıklarının farklılıklarından kaynaklanıyor olabilir.
23 Haziran 2024

Elektronik sigaraların içindeki yağ asitleri akciğere ulaşarak yağ zatürresine neden oluyor. E-sigara kullanımı, akciğer dokusunda iltihaplanmaya ve ani solunum yetmezliği gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Sağlık uzmanları, e-sigara kullanımının artmasıyla birlikte bu tür hastalıkların da yaygınlaştığını belirtiyor. Türkiye'de e-sigara üretimi ve satışı yasak olmasına rağmen, bu ürünler çeşitli yollarla temin edilebiliyor.
28 Ağustos 2024

University College London'dan (UCL) yapılan yeni bir çalışma, kalp damar rahatsızlıklarının demans için giderek daha önemli bir risk faktörü haline geldiğini ortaya koydu. Çalışma, 1947 ile 2015 yılları arasında toplanan verilerle dünyanın dört bir yanından 27 araştırma makalesini analiz etti. Bulgular, düşük eğitim düzeyi ve sigara içmenin demans riskine katkısının azaldığını, buna karşın obezite, diyabet ve kalp damar hastalıklarının oranlarının arttığını gösterdi. UCL'de psikiyatri profesörü Naaheed Mukadam, hipertansiyonun demans riskine en çok katkıda bulunan faktör olduğunu belirtti.
28 Haziran 2024

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve uluslararası araştırma görevlilerinin yürüttüğü bir bilimsel çalışma, dünya genelinde obezite oranlarının 1 milyar sınırını aştığını ortaya koydu. The Lancet tıp dergisinde yayımlanan araştırma sonuçlarına göre, 1990 yılına kıyasla yetişkinlerde obezite oranı bir kat, 5-19 yaş aralığındaki çocuk ve gençlerde ise dört kat artış gösterdi. Obezitenin, özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde daha yaygın olduğu ve kalp damar hastalıkları, böbrek hastalıkları, diyabet ve belli kanser türlerine yol açtığı belirtildi. DSÖ, obeziteyle mücadele için çeşitli önlemlerin alınması gerektiğini vurguladı.
1 Mart 2024

Colorado Boulder Üniversitesi'nde yapılan bir araştırma, yüksek yağlı diyetlerin bağırsak bakterilerini bozarak kaygıyı artırabileceğini ortaya koydu. Araştırma, ergen fareler üzerinde yapıldı ve yüksek yağlı diyetle beslenen farelerin bağırsak bakterilerinde önemli bir dengesizlik ve beyinlerinde kaygı ile ilişkili genlerin daha yüksek ekspresyonu gözlemlendi. Bu bulgular, diyet, bağırsak sağlığı ve zihinsel refah arasındaki karmaşık ilişkiyi vurguluyor.
21 Haziran 2024

İsveç'te Lund Üniversitesi tarafından 4,1 milyon kişi üzerinde 40 yıl süren bir araştırma, kanser vakalarının yüzde 40'ının aşırı kiloyla ilişkili olduğunu gösterdi. Araştırmada 32 kanser türü obeziteyle ilişkilendirildi, bu sayı daha önce 13 olarak biliniyordu. Vücut kitle endeksindeki her beş puanlık artış, kansere yakalanma riskini erkeklerde %24, kadınlarda %12 artırıyor. Araştırma sonuçları, obezitenin kanser üzerindeki etkisinin daha önce düşünülenden daha büyük olabileceğini gösteriyor.
12 Mayıs 2024

Granada Üniversitesi'nde yapılan bir araştırma, egzersiz zamanlamasının kan şekeri düzeyleri üzerinde önemli bir etkisi olabileceğini ortaya koydu. Araştırma, aşırı kilolu veya obezitesi olan 186 yetişkinin verilerini analiz ederek, akşam egzersizlerinin kan şekeri kontrolünde daha etkili olduğunu buldu. Özellikle akşamları egzersiz yapanların, gün ve gece boyunca kan şekeri seviyelerinde önemli iyileşmeler görüldü. Bu bulgular, kan şekeri sorunlarıyla mücadele edenler için akşam egzersizlerinin faydalı olabileceğini gösteriyor.
16 Haziran 2024

Kanser tedavileri, özellikle kemoterapi, hedefe yönelik ilaçlar, immünoterapiler ve radyoterapi gibi yöntemler, kalp ve damar sistemi üzerinde yan etkiler oluşturabiliyor. Bu durum, kanser hastalarının yüzde 10'dan fazlasının kalp ve damar hastalıklarından ölmesine yol açıyor. Kardiyoonkoloji, kanser tedavisi sırasında ve sonrasında kalp ve damar sistemini korumayı amaçlayan bir alan olarak gelişiyor. İstanbul Tıp Fakültesi'nde Türkiye'nin ilk KardiyoOnkoloji Polikliniği hizmet veriyor, kanser tedavilerinin kalp üzerindeki etkilerini azaltmayı ve hastaların tedavilerini güvenli bir şekilde almasını sağlamayı hedefliyor.
27 Mart 2024

Yeni bir araştırma, aralıklı oruç tutmanın tip 2 diyabet hastaları için ilaç tedavisi yerine etkili bir başlangıç müdahalesi olabileceğini ortaya koydu. Çin'de yapılan çalışmada, 5:2 aralıklı oruç planını uygulayan katılımcıların kan şekeri seviyelerinde önemli düşüşler gözlemlendi. 16 haftalık çalışmanın sonunda, aralıklı oruç tutanların yüzde 80'inin kan şekeri seviyeleri ilaca ihtiyaç duymadan diyabet olmayan bir aralığa döndü.
24 Haziran 2024

Bahar aylarının gelmesiyle birlikte polenler ve çöl tozunun artması, alerjik hastalıklar ve solunum yolu sorunlarına neden oluyor. Dünya nüfusunun yüzde 40'ını etkileyen alerjik hastalıklar, bu dönemde zirveye ulaşıyor. Alerji, vücudun zararlı olmayan maddelere karşı gösterdiği abartılı tepki olarak tanımlanır ve belirtileri soğuk algınlığı ile karıştırılabilir. Erken tanı ve tedavi, alerjinin kronikleşmesini ve astıma dönüşmesini önleyebilir.
31 Mart 2024

Lancet Komisyonu tarafından hazırlanan yeni bir rapor, demans riskini artıran 14 değiştirilebilir faktörü belirledi. Bu faktörler arasında işitme kaybı, yüksek tansiyon, sigara içmek, obezite, depresyon, fiziksel hareketsizlik, diyabet, aşırı alkol tüketimi, travmatik beyin hasarı, hava kirliliği, sosyal izolasyon, görme kaybı ve yüksek kolesterol bulunuyor. Raporda, bu risk faktörlerinin ele alınmasıyla demans vakalarının neredeyse yarısının geciktirilebileceği veya önlenebileceği belirtiliyor. Ayrıca, demans riskini azaltmak için sağlıklı yaşam alışkanlıklarının benimsenmesi gerektiği vurgulanıyor.
4 Ağustos 2024

Fransa'da yapılan bir araştırma, kafein tüketiminin demans ve Alzheimer hastalığının ilerleme riskini azaltabileceğini ortaya koydu. 2010-2015 yılları arasında hafif bilişsel bozukluk veya Alzheimer teşhisi almış 263 kişinin verileri incelendi. Araştırma, düşük kafein tüketiminin hafif bilişsel gerileme riskini artırdığını ve beta-amiloid protein birikimiyle ilişkili olduğunu buldu. Ancak, kafein tüketiminin Alzheimer semptomları üzerindeki etkilerini tam olarak anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğu belirtildi.
15 Ekim 2024

Alman Havacılık ve Uzay Merkezi ve Aachen Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, uçuş sırasında içki içmenin kardiyovasküler sistemi zorladığını ve kandaki oksijen seviyelerini düşürdüğünü belirtti. Bu durumun uyku kalitesini de olumsuz etkilediği ve özellikle yaşlı bireyler ile tıbbi rahatsızlıkları olanlarda sağlık komplikasyonlarına yol açabileceği vurgulandı. Araştırmacılar, havayollarının uçak içi alkollü içecek tüketimini kısıtlamasını önerdi.
26 Haziran 2024

Güney Kaliforniya Üniversitesi'nden Dr. Erika Garcia ve ekibi, 1300'den fazla kişinin çocukluk ve yetişkinlik dönemlerindeki hava kirliliği maruziyetini inceledi. Araştırma, çocuklukta partikül kirliliği ve nitrojen dioksite maruz kalan kişilerin yetişkinlikte bronşit semptomlarına yakalanma olasılığının daha yüksek olduğunu ortaya koydu. Ayrıca, çocuklukta akciğer problemi yaşamamış kişilerde de hava kirliliğinin yetişkinlikte bronşit semptomlarına yol açabileceği bulundu. Bu bulgular, çocukluk döneminde hava kirliliğinin uzun vadeli sağlık etkileri olabileceğini gösteriyor.
29 Temmuz 2024

Son yapılan araştırmalar, meme kanserinin özellikle 20 ile 49 yaş arasındaki kadınlarda artış gösterdiğini ve bu kanser türünün giderek daha genç yaşlarda görüldüğünü ortaya koyuyor. ABD'de yapılan bir çalışma, 2000'den 2019'a kadar meme kanseri görülme sıklığının yılda yüzde 0,79 oranında arttığını ve özellikle 2016'dan sonra bu artışın daha da belirginleştiğini gösteriyor. Risk faktörleri arasında genetik mutasyonlar, ailede meme kanseri öyküsü, ilk doğumu 30 yaşından sonra yapmak, az sayıda çocuk doğurmak, emzirmemek, hareketsiz yaşam, alkol ve sigara kullanımı gibi etmenler bulunuyor. Erken teşhis için 40 yaşından itibaren mamografi ve riskli gruplarda meme ultrasonu öneriliyor.
20 Şubat 2024

Apple Kadın Sağlığı Araştırması'na göre, menarş olarak bilinen ilk adet dönemine giriş yaşı giderek düşüyor ve adet döngüsünün düzenli hale gelmesi için gereken süre artıyor. Bu eğilim, özellikle ırksal azınlıklar ve düşük sosyoekonomik kökenden gelenler arasında belirgin. Çocukluk çağı obezitesi, beslenme kalıpları, psikolojik stres ve çevresel faktörler bu değişimlerin ardındaki başlıca nedenler olarak öne çıkıyor. Bu durum, sağlık eşitsizliklerini artırarak daha iyi halk sağlığı politikaları ve araştırmalarının önemini vurguluyor.
6 Haziran 2024
İşaretlediklerim