Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Covid-19 salgını nedeniyle dünya genelinde beklenen yaşam süresinin yaklaşık iki yıl azaldığını duyurdu. 2019-2021 yılları arasında beklenen yaşam süresi 1,8 yıl azalarak ortalama 71,4 yıla düştü. DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, salgının beklenen yaşam süresinde 10 yıllık bir kazanımı tersine çevirdiğini belirtti ve ülkelerin küresel bir salgın anlaşması üzerinde uzlaşmaları gerektiğini vurguladı.
24 Mayıs 2024

Türkiye'de her yıl yaklaşık iki bin çocuk Tip 1 diyabet tanısı alıyor ve toplamda 30 bin çocuk bu hastalıkla yaşıyor. Koç Üniversitesi'nden Prof. Dr. Şükrü Hatun, kök hücre çalışmalarının umut verici olduğunu ancak tedavi seçeneklerine eklenmesi için zamana ihtiyaç olduğunu belirtti. Dünya Diyabet Günü kapsamında düzenlenen bir sergide, diyabetli çocuklar hastalıkla nasıl başa çıktıklarını paylaştı. Diyabetle ilgili algılar ve önyargılar, çocukların yaşam kalitesini olumsuz etkileyen faktörler arasında yer alıyor.
15 Kasım 2024

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, küresel aşılamaların son 50 yılda yaklaşık 154 milyon hayat kurtardığını belirtti. Ghebreyesus, çiçek hastalığının ortadan kaldırılması ve kızamık, zatürre gibi hastalıkların önlenmesinde aşıların büyük rol oynadığını vurguladı. Ayrıca, DSÖ'nün Genişletilmiş Aşılama Programı (EPI) sayesinde dünya genelinde çocukların yüzde 84'üne difteri, tetanos ve boğmacaya karşı aşı yapıldığını ifade etti. DSÖ, aşılamaları desteklemek için 'İnsanca Mümkün' adlı bir kampanya başlattı.
25 Nisan 2024

Son araştırmalar, 2050 yılına kadar dünya çapında yaşam beklentisinin erkeklerde 4,9 yıl, kadınlarda ise 4,2 yıl artacağını öngörüyor. Bu artış, bulaşıcı hastalıklar, yenidoğan ve sindirim hastalıkları, kardiyovasküler rahatsızlıklar ve COVID-19 gibi salgınların etkisini azaltan halk sağlığı girişimlerine bağlanıyor. Araştırmacılar, daha az gelişmiş ülkelerdeki insanların yaşam beklentisinin gelişmiş ülkelere yaklaşacağını belirtiyor. Ancak, insanların daha uzun yaşamasıyla sağlıksız geçirecekleri yılların da artması bekleniyor.
21 Mayıs 2024

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, dünyada 735 milyon insanın açlık çektiğini açıkladı. Gıda ve Tarım Örgütü yetkilileri, 2023 yılında yaklaşık 733 milyon kişinin açlıkla karşı karşıya kaldığını belirtti. Türk, dünya genelinde yeterince gıda olduğunu ancak bunun israf edildiğini vurguladı ve gıda hakkının sağlanabilmesi için gıda sistemlerinin sürdürülebilirliğe odaklanması gerektiğini ifade etti.
21 Ekim 2024

Küresel bir araştırmaya göre, ilaçlara dirençli bakteriler 2050 yılına kadar 39 milyon insanın ölümüne neden olabilir. Araştırma, 1990 ile 2021 yılları arasındaki ilaç direncine bağlı ölüm verilerini analiz etti ve özellikle yaşlı nüfusun tehdit altında olduğunu belirtti. Çalışma, AMR'ye bağlı ölümlerin %80 oranında arttığını ve 2050'de bu oranın %146'ya yükseleceğini öngörüyor. En fazla ölümün Güney Asya, Doğu Asya ve Sahraaltı Afrika'da olacağı tahmin ediliyor.
17 Eylül 2024

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Tıp Fakültesi göğüs hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Yakup Arslan, tütün kullanımının adı konulmamış bir pandemi olduğunu belirtti. Dünya genelinde her yıl 8.2 milyon, Türkiye'de ise 80 bin-100 bin insan tütün ve tütün ürünlerine bağlı olarak hayatını kaybediyor. Sigara bağımlılığı, hem biyolojik hem de psikososyal bağımlılık yaparak insanların hayatını olumsuz etkiliyor. Sigara bırakma tedavileri, kısa hekim müdahalesi ve yoğunlaştırılmış tedavi olarak iki aşamada uygulanıyor ve devlet bazı ilaçları ücretsiz karşılıyor.
15 Eylül 2024

Dünya Sağlık Örgütü, tüberkülozun 2023 yılında Covid-19'u geride bırakarak en ölümcül bulaşıcı hastalık haline geldiğini açıkladı. 2023'te yaklaşık 8.2 milyon kişiye tüberküloz tanısı konulurken, toplam vaka sayısı 10.8 milyona ulaştı. DSÖ, hastalığın düşük ve orta gelirli ülkelerde yoğunlaştığını ve bu ülkelerin ciddi fon eksiklikleriyle karşı karşıya olduğunu belirtti. Ayrıca, tüberkülozun ilaçlara dirençli formunun hala büyük bir halk sağlığı krizi oluşturduğu vurgulandı.
30 Ekim 2024

Temiz Hava Hakkı Platformu'nun (THHP) raporuna göre, Türkiye'de nüfusun yüzde 92'sinden fazlası Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) standartlarına göre kirli hava soluyor. 2022'de Türkiye'de hava kirliliğine bağlı ölümler, toplam ölümlerin yüzde 14,2'sini oluşturdu. Raporda, fosil yakıt kullanımının azaltılması ve hava kalitesi izleme çalışmalarının iyileştirilmesi gibi önerilerde bulunuldu. Hava kirliliği, özellikle büyük şehirlerde ve sanayi bölgelerinde ciddi sağlık sorunlarına yol açıyor.
26 Eylül 2024

Senex: Yaşlanma Çalışmaları Derneği’nin raporuna göre, 2024’ün ilk dört ayında 378 yaşlı şiddet, ihmal, istismar ve ayrımcılığa uğradı. Türkiye’de neredeyse her 10 yaşlıdan altısı yaşadığı hak ihlali sonucunda yaşamını yitiriyor. Raporda, yaşlılara yönelik hak ihlallerinin büyük şehirlerde daha yaygın olduğu ve yaş arttıkça hak ihlallerinin de arttığı belirtiliyor. Ayrıca, yaşlıların en fazla ihmal sonucu gerçekleşen trafik kazaları ve şüpheli ölümlerle karşılaştığı vurgulanıyor.
29 Mayıs 2024

Kalp ve damar hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Meral Kayıkçıooğlu, 35 yaş altındaki sporcularda ani ölümlerin genellikle kalp krizinden değil, genetik kalp hastalıklarından kaynaklandığını belirtti. En yaygın nedenin hipertrofik kardiyomiyopati olduğunu ve bu durumun kalp kasının anormal kalınlaşmasına yol açtığını ifade etti. Ani ölümleri önlemek için sporcuların düzenli sağlık kontrollerinden geçmesi ve aile öykülerinin sorgulanması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, enerji içecekleri ve doping gibi maddelerin genç yaşta kalp krizlerini artırabileceği konusunda uyarılarda bulundu.
22 Kasım 2024

University College London'dan (UCL) yapılan yeni bir çalışma, kalp damar rahatsızlıklarının demans için giderek daha önemli bir risk faktörü haline geldiğini ortaya koydu. Çalışma, 1947 ile 2015 yılları arasında toplanan verilerle dünyanın dört bir yanından 27 araştırma makalesini analiz etti. Bulgular, düşük eğitim düzeyi ve sigara içmenin demans riskine katkısının azaldığını, buna karşın obezite, diyabet ve kalp damar hastalıklarının oranlarının arttığını gösterdi. UCL'de psikiyatri profesörü Naaheed Mukadam, hipertansiyonun demans riskine en çok katkıda bulunan faktör olduğunu belirtti.
28 Haziran 2024

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Covid-19 vakalarında dünya genelinde test pozitifliğinin yüzde 10'un, Avrupa'da ise yüzde 20'nin üzerine çıktığını açıkladı. DSÖ Salgın ve Pandemi Hazırlığı ve Önleme Direktörü Maria Van Kerkhove, virüsün evrimleşmeye devam ettiğini ve daha şiddetli bir virüs riski oluşturabileceğini belirtti. Kerkhove, Paris 2024 Olimpiyat Oyunları'nda en az 40 sporcunun virüse yakalandığını ve özellikle risk grubundakilerin hatırlatma dozunu almaları gerektiğini vurguladı.
6 Ağustos 2024

Washington Üniversitesi Sağlık Ölçümleri ve Değerlendirme Enstitüsü tarafından yürütülen uluslararası bir araştırma, Covid-19 salgınının 2019 ile 2021 yılları arasında dünya genelinde beklenen yaşam süresini 1,5 yılı aşkın süreyle azalttığını ortaya koydu. Araştırmacı Dr. Austin E. Schumacher, salgının yetişkinler üzerinde derin etkiler bıraktığını ve ülkelerin yüzde 84'ünde beklenen yaşam süresinin azaldığını belirtti. Bu durum, yeni patojenlerin potansiyel yıkıcı etkilerini gözler önüne seriyor.
13 Mart 2024

Lancet Komisyonu tarafından hazırlanan yeni bir rapor, demans riskini artıran 14 değiştirilebilir faktörü belirledi. Bu faktörler arasında işitme kaybı, yüksek tansiyon, sigara içmek, obezite, depresyon, fiziksel hareketsizlik, diyabet, aşırı alkol tüketimi, travmatik beyin hasarı, hava kirliliği, sosyal izolasyon, görme kaybı ve yüksek kolesterol bulunuyor. Raporda, bu risk faktörlerinin ele alınmasıyla demans vakalarının neredeyse yarısının geciktirilebileceği veya önlenebileceği belirtiliyor. Ayrıca, demans riskini azaltmak için sağlıklı yaşam alışkanlıklarının benimsenmesi gerektiği vurgulanıyor.
4 Ağustos 2024

Doğan Tılıç, Türkiye'nin doğurganlık oranının mevcut seviyede kalması durumunda 2050 yılında nüfusunun 93 milyona ulaşacağını belirtiyor. Avrupa'nın önümüzdeki 30 yılda yüzde 7 oranında bir nüfus azalması yaşayacağını ve bu durumu büyük bir sorun olarak görmediklerini ifade ediyor. Tılıç, düşük doğurganlığın her zaman olumsuz bir durum olarak değerlendirilmemesi gerektiğini, ekolojik denge ve kaynakların sürdürülebilir kullanımı açısından olumlu sonuçlar doğurabileceğini vurguluyor. Ayrıca, doğru yönetilen politikalarla toplumun refahının artırılabileceğini savunuyor.
13 Temmuz 2024

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Direktörü Hans Kluge, İstanbul'da yaptığı açıklamada ruh sağlığı sorunlarını 'bir sonraki pandemi' olarak adlandırdı. Kluge, özellikle COVID-19 sürecinde gençlerin tecrit altında kalmasının ruh sağlıklarını olumsuz etkilediğini belirtti. Ayrıca, teknoloji kullanımının artması ve küresel çapta yaşanan çevresel ve politik krizlerin insanların ruh sağlığı üzerinde baskı oluşturduğunu ifade etti. DSÖ'nün bu konuda daha fazla önlem alınması gerektiğini vurguladı.
7 Mayıs 2024

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, CNN'de yaptığı açıklamada, dünyanın yeni bir salgına hazırlıklı olmadığını ifade etti. Covid-19 salgını sırasında yaşanan küresel koordinasyon sorunlarının hala devam ettiğini belirten Ghebreyesus, tüm ülkeleri pandemi anlaşmasını imzalamaya çağırarak, salgınla mücadelede kullanılan araçların ve önemli bilgilerin paylaşımını kolaylaştırmanın önemine dikkat çekti. Ayrıca, sistemdeki boşluklara işaret ederek, hazırlıksız olmanın olası bir salgında büyük riskler taşıdığını vurguladı.
19 Şubat 2024

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 17 endemik patojen türü için acilen yeni aşıların geliştirilmesi gerektiğini açıkladı. Bu patojenler arasında A Grubu Streptokok, Klebsiella pneumoniae, HIV-1 ve Hepatit C gibi hastalıklara neden olan organizmalar bulunuyor. DSÖ, bu araştırmanın endemik patojenlerin bölgesel ve küresel sağlık üzerindeki etkilerini önceliklendirmeye yönelik ilk küresel çaba olduğunu belirtti. Yetkililer, bulguların uzun süredir bilinen aşı önceliklerini tasdik ettiğini ifade etti.
5 Kasım 2024

Dünya Bankası'nın 'Yoksulluk, Refah ve Gezegen Raporu'na göre, küresel yoksulluğun azaltılmasında ilerleme neredeyse durma noktasına geldi ve dünyanın yarısı için yoksulluğu sona erdirmenin 100 yıldan fazla sürebileceği belirtildi. Raporda, dünya nüfusunun yüzde 8,5'inin aşırı yoksulluk içinde yaşadığı ve yüzde 44'ünün ise orta üst gelirli ülkeler için yoksulluk sınırının altında bir gelirle yaşadığı ifade edildi. Kovid-19 salgınının yoksulluk üzerindeki kalıcı etkileri ve düşük ekonomik büyüme ile kırılganlığa sahip ülkelerde yoksulluğun yoğunlaştığı vurgulandı.
15 Ekim 2024
İşaretlediklerim