Kanser tedavileri, özellikle kemoterapi, hedefe yönelik ilaçlar, immünoterapiler ve radyoterapi gibi yöntemler, kalp ve damar sistemi üzerinde yan etkiler oluşturabiliyor. Bu durum, kanser hastalarının yüzde 10'dan fazlasının kalp ve damar hastalıklarından ölmesine yol açıyor. Kardiyoonkoloji, kanser tedavisi sırasında ve sonrasında kalp ve damar sistemini korumayı amaçlayan bir alan olarak gelişiyor. İstanbul Tıp Fakültesi'nde Türkiye'nin ilk KardiyoOnkoloji Polikliniği hizmet veriyor, kanser tedavilerinin kalp üzerindeki etkilerini azaltmayı ve hastaların tedavilerini güvenli bir şekilde almasını sağlamayı hedefliyor.
27 Mart 2024

İsviçre'de yapılan ve Lancet'te yayınlanan bir araştırma, obezitenin 18 yeni kanser türüyle daha ilişkili olabileceğini ortaya koydu. Araştırma, 332 bin kanser hastasının verilerini inceleyerek, obezitenin baş ve boyun kanserleri, B hücreli lenfoma ve ince bağırsak kanseri gibi türlerle ilişkili olabileceğini belirtti. Ankara Üniversitesi'nden Prof. Dr. Yüksel Ürün, kanserlerin %40'ının obeziteyle ilişkilendirilebileceğini ve obezitenin kanser hücrelerinin büyümesini kolaylaştırdığını ifade etti. Obeziteyle ilişkili insülin direnci ve diyabetin de kanser riskini artırdığı vurgulandı.
4 Kasım 2024

Uluslararası Af Örgütü'nün 'Dünyada İnsan Haklarının Durumu' başlıklı raporunda, dünya genelinde LGBTİ+ haklarında hem ilerlemeler hem de gerilemeler yaşandığı belirtiliyor. Rapora göre, Letonya ve Tayvan gibi ülkelerde bazı pozitif gelişmeler yaşanırken, Rusya ve Uganda gibi ülkelerde LGBTİ+ haklarına yönelik kısıtlamalar artmış durumda. Ayrıca, dünya genelinde 62 ülke hala onaya dayalı eşcinsel ilişkileri suç olarak kabul ediyor. Raporda ayrıca silahlı çatışmalar, toplumsal cinsiyet adaleti, ekonomik krizler ve teknolojik tehditler gibi konuların insan hakları üzerindeki etkilerine de değiniliyor.
29 Nisan 2024

Araştırmalar, aşırı teknoloji kullanımının demans benzeri bilişsel değişikliklere ve potansiyel olarak demans riskinin artmasına yol açabileceğini gösteriyor. 'Dijital demans' terimi, teknolojinin aşırı kullanımı sonucu bilişteki değişiklikleri tanımlamak için kullanılıyor, ancak bu durum resmi olarak teşhis edilebilir bir sağlık durumu değil. 2022'de yapılan bir araştırma, televizyon izlemenin demans riskini artırırken, bilgisayar kullanımının daha düşük demans riskiyle ilişkilendirildiğini buldu. Dijital demansın önlenmesi için önerilen adımlar arasında telefon bildirimlerini sınırlamak ve pasif medya süresini azaltmak yer alıyor.
3 Mart 2024

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) tarafından yayımlanan rapora göre, son sekiz yılda kadın sünneti oranları yüzde 15 artış gösterdi. Şu anda hayatta olan 230 milyondan fazla kız çocuğu ve kadın sünnet edilmiş durumda. Kadın sünneti en çok Afrika, Asya ve Ortadoğu'daki ülkelerde uygulanıyor. UNICEF, 2030'a kadar kadın sünnetinin tamamen durdurulması hedefine ulaşılmasının zor olduğunu ve bu konuda hükümetlerin de üzerlerine düşeni yapması gerektiğini belirtti.
8 Mart 2024

İsveç'te Lund Üniversitesi tarafından 4,1 milyon kişi üzerinde 40 yıl süren bir araştırma, kanser vakalarının yüzde 40'ının aşırı kiloyla ilişkili olduğunu gösterdi. Araştırmada 32 kanser türü obeziteyle ilişkilendirildi, bu sayı daha önce 13 olarak biliniyordu. Vücut kitle endeksindeki her beş puanlık artış, kansere yakalanma riskini erkeklerde %24, kadınlarda %12 artırıyor. Araştırma sonuçları, obezitenin kanser üzerindeki etkisinin daha önce düşünülenden daha büyük olabileceğini gösteriyor.
12 Mayıs 2024

The Lancet'de yayınlanan bir meta analiz, kumarın küresel bir sorun haline geldiğini gösterdi. 68 ülke ve bölgeden toplanan veriler, yetişkinlerin yüzde 46,2'sinin ve ergenlerin yüzde 17,9'unun son 12 ayda kumar oynadığını ortaya koydu. Çevrimiçi kumarın yaygınlaşması, kumar bağımlılığını artıran önemli bir faktör olarak öne çıkıyor. Araştırma, kumarın halk sağlığı sorunu olarak kabul edilmesi gerektiğini ve hükümetlerin bu konuda daha sıkı düzenlemeler yapması gerektiğini vurguluyor.
10 Ağustos 2024

İsveç'teki Lund Üniversitesinde yapılan bir araştırma, dövme yaptıran kişilerin lenf kanserine yakalanma riskinin yüzde 21 daha fazla olduğunu ortaya koydu. Araştırma, 2007-2017 yılları arasında lenf kanseri tanısı konulan 20 ila 60 yaşlarındaki 11 bin 905 kişinin verilerini inceledi. Araştırmacılar, dövme mürekkebinde bulunan kanserojen kimyasalların vücuda girdiğini ve iltihaplanmayı tetikleyerek kanser riskini artırdığını belirtti. Araştırmanın sonuçları 'Science Direct' adlı internet sitesinde yayımlandı.
29 Mayıs 2024

Londra'daki University College'tan bilim insanları tarafından yapılan bir araştırma, Viagra ve benzeri sertleşme ilaçlarını kullanan erkeklerde Alzheimer görülme oranının daha düşük olduğunu ortaya koydu. Araştırma, 260 binden fazla erkeğin reçete kayıtlarını inceleyerek, ilacı kullananlarda demans gelişme ihtimalinin yüzde 18 daha az olduğunu belirledi. Viagra'nın başlangıçta yüksek tansiyon ve kalp ilacı olarak tasarlandığı, ancak vücuttaki genel kan dolaşımını arttırdığı ve beyin hücrelerini koruyucu etkileri olduğu bilgisi paylaşıldı. Araştırmacılar, bulguların doğrulanması ve ilacın Alzheimer üzerindeki direkt etkisinin belirlenmesi için daha fazla çalışma yapılması gerektiğini vurguladı.
8 Şubat 2024

Osman Müftüoğlu, fiziksel hareketliliğin ve düzenli egzersizin, mükemmel yaşlanma için önemli belirleyicilerden biri olduğunu vurguluyor. Nörologların, insan beyninin temel işlevinin hareket ve eylemi düzenlemek olduğuna dair görüşlerine atıfta bulunarak, fiziksel hareketliliğin hem fiziksel hem de zihinsel sağlık için vazgeçilmez olduğunu belirtiyor. Yeni bir çalışmaya göre, haftanın her günü yapılan sadece 4 dakikalık egzersizlerin bile beynin nöroplastisite yeteneğini korumaya yardımcı olduğu ve yaşlanma sürecini geciktirebileceği ifade ediliyor.
24 Şubat 2024

Dünya genelinde yaklaşık 7 bin 150 dil konuşulmaktadır ve bu dillerin yüzde 40'ı yok olma tehlikesi altındadır. En çok dilin konuşulduğu ülke 839 dille Papua Yeni Gine olarak belirlenmiştir. Listede ayrıca Endonezya 704 dil, Nijerya 520 dil, Hindistan 424 dil ve diğer ülkeler yer almaktadır. Bu çeşitlilik, dilin kültürel zenginliğin bir göstergesi olarak kabul edilmektedir.
21 Şubat 2024

Bilim dünyasında 100 yıldan fazla süredir varlığı kanıtlanamayan bir hücre türü farelerde bulundu. EndoMac progenitör hücreleri olarak adlandırılan bu hücreler, farelerin aortasında tespit edildi ve diyabetik yara modellerinde yaraların hızla iyileşmesini sağladı. Bu keşif, yeni makrofaj hücrelerinin üretilmesini sağlayan kök hücrelerin varlığına yönelik hipotezi destekliyor. Araştırma ekibi, bu hücrelerin insanlarda da var olup olmadığını araştırıyor ve ilk bulgular olumlu yönde.
30 Eylül 2024
İşaretlediklerim