Türkiye, 2030'a kadar sera gazı emisyonlarını %41 azaltmayı ve 2053'te sıfır karbon üretmeyi hedefliyor. Ancak, bugüne kadar atılan adımlar bu hedeflere ulaşmak için yetersiz görünüyor. Türkiye'nin sera gazı emisyonları 2021'de 1990'a göre %157 artarak 564 milyon tona yükseldi. Uzmanlar, Türkiye'nin yenilenebilir enerjiye geçiş yaparak bu fırsatı kaçırmaması gerektiğini vurguluyor.
15 Mayıs 2024

Türkiye, Arap Yarımadası ve Afrika'dan gelen çöl tozlarının etkisine girecek. Prof. Dr. Doğan Yaşar'a göre, bu tozlar yağmur ile birlikte toprağa karıştığında, toprak verimliliğini artırabilir. Çöl tozları, özellikle Batı ve Güneydoğu Anadolu'da toprak verimliliğine katkıda bulunuyor. Yağışla birlikte toprağa karışan çöl tozları, içerdikleri mineraller sayesinde doğal bir gübre görevi görüyor.
9 Mayıs 2024

İlber Ortaylı, dünya genelinde artan kirlilik ve beslenme krizine dikkat çekerek, nüfus artışının azalmasına rağmen bu sorunların önüne geçemeyeceğini ifade etti. Gelecekte su ve gıda problemlerinin büyüyeceğini ve bu kaynaklar etrafında çatışmaların yoğunlaşacağını öngördü. Ayrıca, Türkiye'nin coğrafi ve stratejik pozisyonunu gözden geçirmesi gerektiğini vurguladı. Avrupa'nın geçmişteki birlik deneyimlerinden ve Brexit sonrası yaşanan gelişmelerden bahsederek, Avrupa'nın hala çözülmemiş sorunlara sahip olduğunu belirtti.
5 Mayıs 2024

Ember tarafından yayınlanan Küresel Elektrik Görünümü Raporu'na göre, Türkiye elektrik üretiminin yüzde 42'sini yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlamaktadır. Bu oran, küresel ortalamanın üzerindedir ve Türkiye'nin 2030 yılına kadar bu oranı yüzde 47'ye çıkarma hedefi bulunmaktadır. Raporda, Türkiye'nin özellikle hidroelektrik enerjisi kullanımının kuraklık gibi doğal koşullardan etkilenebileceği ve bu nedenle çatı ve yüzer güneş enerjisi gibi diğer yenilenebilir enerji kaynaklarının potansiyelinden faydalanılması gerektiği vurgulanmaktadır.
8 Mayıs 2024

Tarım ve Orman Bakanlığı'nın 2024 yılına yönelik hayvan ithalatı kararları, gıda enflasyonuyla mücadelede kısa vadeli bir çözüm olarak görülse de, uzun vadede yerel üretimi zayıflattığı ve küçük çiftçilerin tasfiyesine yol açtığı belirtiliyor. Türkiye'de gıda fiyatlarındaki artışın devam ettiği, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) küresel gıda fiyatlarında düşüş raporlarına rağmen, yerel politikalara odaklanılması gerektiği vurgulanıyor. Gıda enflasyonunu kontrol altına almak için ithalata dayalı stratejiler yerine, gıda sistemini yerel ölçekte küçük çiftçiler ve köylüler lehine dönüştürecek çözümlerin hedeflenmesi gerektiği ifade ediliyor.
12 Mart 2024

Türkiye, uzay çöplerine karşı milli çözümler geliştirmeyi hedefliyor. Türksat Uydu Programları Direktörü Fatih Ayhan, uzay çöplerinin ciddi kazalara ve uydu kayıplarına yol açabileceğini belirtti. Ayhan, bu çözümlerin Türkiye'ye bilimsel, ekonomik, güvenlik ve çevresel alanlarda önemli avantajlar sağlayacağını ve uzay endüstrisinde yeni iş kolları oluşturacağını ifade etti. Ayrıca, Türkiye'nin uzayda aktif varlık göstermesi ve uzay çöplerini takip etmesi için radar ve teleskop sistemlerinin genişletilmesi gerektiğini vurguladı.
30 Mayıs 2024

İklim değişikliğinin enflasyon üzerindeki etkileri ve merkez bankalarının fiyat istikrarını koruma kabiliyetleri üzerindeki potansiyel etkileri giderek daha fazla önem kazanıyor. Avrupa Merkez Bankası ve bilim insanlarının yaptığı araştırma, küresel ısınmanın ve sıcak hava dalgalarının gıda fiyatlarını ve genel enflasyonu artıracağını gösteriyor. Araştırmaya göre, iklim değişikliği 2035 yılına kadar gıda maliyetini her yıl yüzde 1,49 ila 1,79 puan, genel enflasyonu ise 0,76 ile 0,91 puan arasında artıracak.
27 Mart 2024

2023 yılında Türkiye'deki hava kirliliği raporuna göre, Hatay en kirli hava kalitesine sahip il olarak kaydedildi. Greenpeace Akdeniz tarafından yapılan analizde, İskenderun Merkez ilçesi Türkiye'nin en kirli havasına sahip bölgesi olarak belirlendi. Hava kirliliğinde fosil yakıtların yanı sıra, deprem sonucu yıkılan binalardan kaynaklanan asbest tehlikesi de önemli bir faktör olarak vurgulandı. Türk Tabipler Birliği ve uzmanlar asbest tehlikesine dikkat çekse de, yetkililerin bu konuda yeterli önlem almadığı belirtildi.
9 Şubat 2024

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türkiye Ziraat Odaları Birliği Danışma Kurulu toplantısında yaptığı konuşmada, bazı çıkar gruplarının fiyat manipülasyonu yaparak piyasayı bozduğunu ve bu gruplardan hesap soracaklarını belirtti. Erdoğan, Türkiye'nin tarım politikalarını eleştirenlere sert yanıtlar vererek, Türkiye'nin tarımsal üretimde dünya liderleri arasında olduğunu vurguladı. Ayrıca, genç ve kadın üreticilere ek destek sağlanacağını, hayvansal üretimin planlı hale getirileceğini ve su israfının önleneceğini açıkladı.
14 Mayıs 2024

IQAir tarafından yayınlanan 2023 'Dünya Hava Kalitesi' raporuna göre, Türkiye'nin hava kirliliği ortalaması 20.5 ile WHO'nun belirlediği eşik değerlerin dört katı seviyesinde. Raporda, Türkiye havası en kirli 44'üncü ülke olarak sıralanırken, Iğdır şehri Avrupa'nın en kirli havasına sahip kenti olarak belirlendi. Raporda ayrıca, Türkiye'de hava kirliliğinin sağlık üzerindeki olumsuz etkilerine ve kirliliğe yol açan başlıca faktörlere de değiniliyor. Hava kirliliği nedeniyle dünya genelinde her yıl 7 milyon insanın öldüğü belirtiliyor.
20 Mart 2024

Türkiye, iklim kriziyle mücadele kapsamında 2024-2030 dönemini kapsayan yeni bir eylem planı açıkladı. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı tarafından desteklenen plan, fosil yakıtların azaltılmasına yönelik somut adımlar içermiyor ve özellikle kömür santrallarının kapatılması ya da sayısının azaltılması konusunda herhangi bir taahhüt bulunmuyor. Plan, yenilenebilir enerji ve nükleer enerjinin kapasitesinin artırılmasını öngörüyor ve karbon yakalama teknolojilerine odaklanıyor. Ancak, bu teknolojilerin maliyeti ve etkinliği konusundaki endişeler nedeniyle, Türkiye'nin fosil yakıtlardan vazgeçmeye yönelik net bir planının olmadığı eleştiriliyor.
31 Mart 2024

Avrupa Çevre Ajansı tarafından hazırlanan Avrupa İklim Riski Değerlendirmesi Raporu, Avrupa'nın küresel ısınmanın etkilerini daha fazla hissetmeye başladığını ve acil önlemler alınmadığı takdirde felaket senaryolarıyla karşı karşıya kalabileceğini vurguluyor. Raporda, Avrupa için 36 büyük iklim riski beş başlık altında inceleniyor ve özellikle Güney Avrupa'nın orman yangınları, aşırı sıcaklar ve su kıtlığı gibi risklerle daha fazla tehdit altında olduğu belirtiliyor. Ayrıca, Avrupa'nın deniz kenarındaki alçak kıyı bölgelerinin sel, erozyon ve tuzlu su sızması tehditleriyle karşı karşıya olduğu kaydediliyor.
11 Mart 2024

Türkiye, 2023 yılında iklim değişiminin etkisiyle 47 aşırı sıcak gün yaşadı. Climate Central, World Weather Attribution ve Kızılhaç Kızılay İklim Merkezi tarafından yayınlanan rapor, 2023'ün kayıtlara geçen en sıcak yıl olduğunu ve küresel sıcaklıkların rekor kırdığı 11 ay boyunca aşırı sıcak olaylarını inceledi. Raporda, insan kaynaklı iklim değişikliğinin aşırı sıcak günlerin sayısını artırdığı ve Türkiye'de bu etkinin 47,6 gün olarak gözlemlendiği belirtildi. İklim değişikliği olmasaydı bu sayı 18,8 gün olacaktı.
28 Mayıs 2024

Yeni bir araştırma, iklim değişikliğinin doğal afetleri nasıl tetiklediğini ve artırdığını inceliyor. Araştırmaya göre, ortalama sıcaklıklardaki artışlar daha şiddetli yağmurlar, daha yüksek sıcaklıklar, daha uzun süreli kuraklıklar ve daha fazla yangın riski gibi sonuçlar doğuruyor. Özellikle Dubai'de artan yağışlar, Sahel bölgesindeki aşırı sıcak hava dalgaları ve Doğu Afrika'daki kuraklıklar iklim değişikliğinin etkileri arasında yer alıyor. Ayrıca, Kanada'da 2023 yılında yaşanan orman yangınları da iklim değişikliğinin etkilerine örnek olarak gösteriliyor.
4 Mayıs 2024

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2022 yılı sera gazı emisyonu verilerini açıkladı. Verilere göre, Türkiye’nin sera gazı emisyonu 2022’de önceki yıla göre yüzde 2,4 azalarak 558,3 milyon ton karbondioksit (CO2) eşdeğeri oldu. Enerji sektörü emisyonları yüzde 1,4 azalırken, endüstriyel işlemler ve ürün kullanımı emisyonları yüzde 6,4 azaldı. Tarım sektörü emisyonları yüzde 5,1 azalırken, atık sektörü emisyonları yüzde 5,5 arttı.
5 Haziran 2024

Sanayi devriminden bu yana artan karbondioksit seviyeleri, küresel ısınmayı hızlandırıyor ve Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından belirlenen kritik eşiklere yaklaşıyoruz. Bu eşikler arasında Grönland Buz Levhası, Permafrost, Okyanus sirkülasyonu ve sıcaklığı, Musonlar, Amazon Yağmur Ormanları, Antarktika Buz Levhaları ve mercan resifleri bulunuyor. Bilim insanları, bu eşiklerin aşılmasının geri dönüşü olmayan çevresel değişikliklere yol açabileceği konusunda uyarıyor ve küresel ısınmayı 1,5 derece altında tutmanın önemine dikkat çekiyor.
31 Mayıs 2024

Britanya merkezli tıp dergisi The Lancet'in yayımladığı raporda, iklim değişikliğinin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri vurgulanıyor ve Avrupa'da bu etkilerin eşitsiz dağılımına işaret ediliyor. Raporda, sıcaklıkla ilişkili ölümlerin ve sıcak hava dalgalarının arttığı, gıda güvencesizliği ve ekonomik kayıpların yükseldiği belirtiliyor. Ayrıca, fosil yakıtların yanmasından kaynaklanan emisyonların ve hava kirliliğinin azaltılmasına yönelik yetersiz ilerleme kaydedildiği ifade ediliyor. Rapor, Avrupa'nın iklim krizindeki sorumluluğunu ve bu krizin sağlık üzerindeki eşitsiz etkilerini öne çıkarıyor.
13 Mayıs 2024

Leeds Üniversitesi'nin hazırladığı Küresel İklim Değişikliği Göstergeleri raporuna göre, insan faaliyetlerinden kaynaklanan küresel ısınma her 10 yılda 0,26 derece artışla tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. 2013-2022 döneminde sanayi öncesi döneme göre 1,14 derece olan küresel sıcaklık artışı, 2014-2023 döneminde 1,19 dereceye yükseldi. Fosil yakıt emisyonları, iklim değişikliğinin başlıca nedeni olarak gösterilirken, çimento üretimi, tarım ve ormansızlaşma gibi diğer kirlilik kaynaklarının da ısınmaya katkıda bulunduğu belirtildi. BM, küresel ısınmayı 1,5 derecede tutma kararlılığının azaldığını vurguladı.
5 Haziran 2024

Adil dönüşüm kavramı, fosil yakıtların iklim değişikliğine etkileri ve işçi hakları bağlamında ele alındı. 1990'larda başlayan bu kavram, kömür gibi fosil yakıtların yerini yenilenebilir enerji kaynaklarına bırakmasıyla önem kazandı. Türkiye'de adil dönüşüm planlarının hazırlanmaması durumunda, karbon yoğun sektörlerde çalışan işçilerin işsizlik ve zorunlu göç gibi sorunlarla karşılaşabileceği belirtildi. Yazıda, planlı ve adil bir dönüşümle, işçi haklarının korunabileceği ve çevreye uyumlu işler yaratılabileceği ifade edildi.
3 Mayıs 2024

Yeni bir araştırma, iklim değişikliğinin aşırı hava olaylarını tetikleme biçimlerini dört ana başlık altında inceliyor: daha şiddetli yağmurlar, daha yüksek sıcaklıklar, daha uzun süreli kuraklıklar ve artan yangın riski. Her 1 derecelik sıcaklık artışı atmosferin yüzde 7 daha fazla nem tutmasına neden oluyor, bu da yoğun yağışlara yol açabiliyor. Ayrıca, küçük sıcaklık artışları bile aşırı sıcaklıkları tetikleyebilirken, sıcak hava dalgaları kuraklıkları kötüleştiriyor ve uzun süreli sıcaklık artışları yangın riskini artırıyor.
4 Mayıs 2024
İşaretlediklerim