2023 yılı, kaydedilen en sıcak yıl olarak tarihe geçti ve bu dönemde ormanlar, bitkiler ve topraklar neredeyse hiç karbon emmedi. Araştırmacılar, toprak tarafından emilen karbon miktarının geçici olarak çöküşte olduğunu belirtiyor. Bu durum, iklim değişikliğinin etkilerini daha da artırabilir ve doğal karbon yutaklarının işlevselliğini kaybetmesine yol açabilir. Dünya genelinde artan sıcaklıklar ve kuraklık, ekosistemleri alışılmadık durumlara itiyor ve bu da karbon emilimini olumsuz etkiliyor.
15 Ekim 2024

2023 yılı, iklim bilimcilerin tahminlerinin aksine, kaydedilen en sıcak yıl oldu ve bu durum bilim insanlarını şaşırttı. NASA Goddard Uzay Araştırmaları Enstitüsü Direktörü Gavin Schmidt, iklim modellerinin bu ani sıcaklık artışını öngöremediğini belirtti. Sera gazı emisyonları, Tonga'daki volkanik patlama ve denizcilik endüstrisindeki sülfür emisyonlarını azaltan düzenlemeler gibi faktörlerin etkileri incelendi, ancak hiçbiri sıcaklık artışını tam olarak açıklayamadı. Schmidt ve diğer bilim insanları, iklim sisteminin işleyişinde beklenmedik değişiklikler olabileceğini ve daha iyi veri sistemlerine ihtiyaç duyulduğunu ifade ediyor.
28 Mart 2024

Dünya Meteoroloji Örgütü'nün raporuna göre, 2023 Avrupa'da kaydedilen en sıcak yıl oldu ve kıta aynı zamanda hızla ısınmaya devam ediyor. Sıcaklık artışları, deniz yüzeyi sıcaklıklarında rekor düzeyde artışlara ve sıcaklığa bağlı ölümlerde yüzde 30'luk bir artışa yol açtı. Ayrıca, yıl boyunca Avrupa'nın yağış miktarı ortalamanın yüzde 7 üzerinde gerçekleşti ve nehirlerin üçte birinde sel eşiğini aşan akışlar kaydedildi. Rüzgar enerjisi üretimi de yoğun fırtınalar nedeniyle rekor seviyede artış gösterdi.
22 Nisan 2024

Fransa merkezli Uluslararası Ticaret Odası'nın raporuna göre, iklim değişikliğinin yol açtığı aşırı hava olayları, 2014-2023 yılları arasında küresel ekonomiye en az 2 trilyon dolar zarar verdi. Bu dönemde en çok zarar gören ülkeler arasında ABD, Çin ve Hindistan yer alıyor. Aşırı hava olayları nedeniyle yaklaşık 1,6 milyar kişi etkilendi ve Asya, Avrupa ve Afrika'da yüksek ölüm oranları kaydedildi. ICC Genel Sekreteri John Denton, iklim değişikliğinin geleceğin değil, bugünün sorunu olduğunu vurguladı.
11 Kasım 2024

Dünya Bankası'nın raporuna göre, 2022'den bu yana dünya genelinde 400 milyon öğrenci iklim değişikliği nedeniyle eğitimden mahrum kaldı. Düşük gelirli ülkelerdeki çocuklar, daha zengin ülke çocuklarına göre her yıl ortalama 18 gün eğitim alamadı. Raporda, iklim değişikliğinin eğitim sistemleri üzerindeki olumsuz etkileri ve bu etkileri azaltmak için alınabilecek düşük maliyetli önlemler vurgulanıyor. Ayrıca, öğrencilerin iklim krizi konusunda bilgi ve beceri eksikliği yaşadığı belirtiliyor.
5 Eylül 2024

İklim krizi, sosyal ve ekonomik baskılar yaratarak toplumsal dayanışmayı zayıflatmakta ve psikolojik sorunlara yol açmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü, iklim krizini bir sağlık krizi olarak ilan etmiş ve bu krizin sağlık alanındaki etkilerine dikkat çekmiştir. Yuvam Dünya Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Kıvılcım Pınar Kocabıyık, iklim olaylarının ruh sağlığı üzerindeki etkilerini vurgularken, eko-anksiyete ve ekolojik yas gibi kavramların daha sık kullanılmaya başlandığını belirtmiştir. Ayrıca, iklim krizinin tüketim kültürüyle ilişkili bir kriz olduğunu ve tüketim alışkanlıklarının değiştirilmesi gerektiğini ifade etmiştir.
10 Ekim 2024

TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsü tarafından yapılan ölçümler ve araştırmalar sonucunda, Antarktika'da son üç yıl içinde Türkiye büyüklüğünde bir buz kaybı olduğu tespit edildi. Bilim insanları, bu erimenin küresel iklim değişikliğiyle bağlantılı olduğunu ve atmosfere daha fazla su buharı salınmasıyla sera gazı konsantrasyonlarının artacağını belirtiyor. Bu durum, küresel iklim değişiminin hızlanmasına yol açacak. Araştırma, İHA ve uydu tabanlı ölçme yöntemleri kullanılarak yapıldı ve önemli miktarda erime gözlemlendi.
26 Şubat 2024

Türkiye'de küçük çiftçiler ve köylüler, artan girdi maliyetleri, topraklarının gasp edilmesi, borç yükünün artması gibi nedenlerle üretim yapmaya zorlanıyor ve emeklerinin karşılığını alamıyorlar. Bu sorunlar karşısında ortaya çıkan tepkiler genellikle anlık, cılız ve savunmacı oluyor. Tarım politikaları, küçük çiftçilerin ve köylülerin lehine olmaktan çok, şirketlerin çıkarına hizmet edecek şekilde örgütlenmiş durumda. Bu durum, 1980 darbesiyle başlayan örgütsüzleşme ve örgütlenmenin kriminalize edilmesi sürecinin bir sonucu olarak görülüyor.
13 Şubat 2024

Doğan Tılıç, Türkiye'nin doğurganlık oranının mevcut seviyede kalması durumunda 2050 yılında nüfusunun 93 milyona ulaşacağını belirtiyor. Avrupa'nın önümüzdeki 30 yılda yüzde 7 oranında bir nüfus azalması yaşayacağını ve bu durumu büyük bir sorun olarak görmediklerini ifade ediyor. Tılıç, düşük doğurganlığın her zaman olumsuz bir durum olarak değerlendirilmemesi gerektiğini, ekolojik denge ve kaynakların sürdürülebilir kullanımı açısından olumlu sonuçlar doğurabileceğini vurguluyor. Ayrıca, doğru yönetilen politikalarla toplumun refahının artırılabileceğini savunuyor.
13 Temmuz 2024

2014-2022 yılları arasında, enerji ve madencilik projeleri için orman alanlarının büyük bir kısmı tahsis edildi. Enerji projelerinin %72.7'si ve madencilik projelerinin %64.6'sı için orman alanları kullanıldı. Türkiye'de orman kanunları ve yönetmelikleri, orman dışı kullanımlar için sık sık değiştirilerek, orman alanlarının tahsisini kolaylaştırdı. Bu durum, ormanların yok olmasına ve parçalanmasına neden oluyor. Ayrıca, 2023 yılında orman alanlarının tahsisinde rekor bir artış yaşandı ve bu durum, ormanların ekonomik çıkarlar için feda edildiğini gösteriyor.
6 Nisan 2024

Türkiye'de 2025'te devreye girecek olan depozito iade sistemi, ambalaj başına 25 kuruşluk bir bedel belirledi. Ancak Prof. Dr. Sedat Gündoğdu, bu miktarın yetersiz olduğunu ve sistemin ölü doğmasına neden olacağını belirtti. Gündoğdu, mevcut plastik şişelerin yeniden doldurulmaya uygun olmadığını ve geri dönüşüm oranlarının düşük olduğunu vurguladı. Ayrıca, sanayicilerin baskısıyla depozito ücretinin düşük tutulduğunu ve bu durumun çevreye olan plastik salınımını azaltmayacağını ifade etti.
30 Haziran 2024

Bahar aylarının gelmesiyle birlikte polenler ve çöl tozunun artması, alerjik hastalıklar ve solunum yolu sorunlarına neden oluyor. Dünya nüfusunun yüzde 40'ını etkileyen alerjik hastalıklar, bu dönemde zirveye ulaşıyor. Alerji, vücudun zararlı olmayan maddelere karşı gösterdiği abartılı tepki olarak tanımlanır ve belirtileri soğuk algınlığı ile karıştırılabilir. Erken tanı ve tedavi, alerjinin kronikleşmesini ve astıma dönüşmesini önleyebilir.
31 Mart 2024

Küresel Su Ekonomisi Komisyonu, dünya genelinde hızla derinleşen su krizi nedeniyle gıda üretiminin yarısının önümüzdeki 25 yıl içinde risk altında olabileceğini belirtti. Rapora göre, dünya nüfusunun yarısı su kıtlığıyla karşı karşıya ve iklim krizinin etkileri arttıkça bu oran daha da artacak. Su talebinin arzı yüzde 40 oranında aşacağı öngörülüyor. Komisyon, su kaynaklarının korunması ve verimli kullanımı için uluslararası işbirliğinin önemine dikkat çekti.
17 Ekim 2024

Sekiz sivil toplum kuruluşu, Türkiye'de hazırlanan iklim kanunu taslağında eksiklikler olduğunu belirterek, iklimi ve toplumu koruyacak bir kanun talep etti. Kuruluşlar, 2053 net sıfır hedefinin kanunda yer alması, 2030'a kadar mutlak emisyon azaltım hedefinin belirlenmesi ve uyum politikalarının net şekilde tanımlanması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, iklim politika kurulu ve bağımsız bilimsel danışma kurulu kurulması, adil geçiş mekanizmalarının eklenmesi ve emisyon ticaret sisteminin revize edilmesi gerektiği ifade edildi.
16 Ekim 2024

Küresel enerji üretiminin büyük bir kısmını oluşturan fosil yakıtlar, özellikle kömür, sera gazı emisyonlarının yüksek oranlarından sorumlu tutuluyor. Ember enerji analisti Bahadır Sercan Gümüş'e göre, kömürlü termik santrallerin kapatılması iklim değişikliği üzerinde olumlu etkiler yaratabilir. 2023 yılında dünya genelinde kömür kapasitesi net olarak artış göstermiş, özellikle Çin'deki yeni santraller bu artışın büyük bir kısmını oluşturmuş. Gümüş, kömürlü santrallerden kaynaklanan zararlı emisyonların ve partiküllerin çevresel sağlık üzerindeki etkilerini de detaylandırmıştır.
29 Nisan 2024

Bilim insanları, okyanusların deniz yaşamını sürdüremeyecek ve iklimi dengelemekte yetersiz kalacak kadar asidik hale gelmek üzere olduğu konusunda uyardı. Potsdam İklim Etkileri Araştırma Enstitüsü'nün (PIK) raporuna göre, gezegenimizin yaşamı sürdürebilme kapasitesini belirleyen dokuz kritik faktörden altısı, insan faaliyetleri nedeniyle güvenli sınırlarını aşmış durumda. Okyanus asidifikasyonu, fosil yakıtların yakılmasıyla atmosfere salınan karbondioksit (CO2) emisyonlarının artması nedeniyle sürdürülebilir sınırını aşmak üzere. Bu durum, deniz yaşamını ve milyarlarca insanın gıda kaynaklarını tehdit ediyor.
24 Eylül 2024

Küresel bir enerji raporuna göre, 2023 yılında fosil yakıt tüketimi rekor seviyeye ulaşarak emisyonların 40 gigaton CO2’nin üzerine çıkmasına neden oldu. Yenilenebilir enerji kullanımındaki artışa rağmen, gelişmekte olan ülkelerde kömür, gaz ve petrole olan bağımlılık devam etti. Avrupa'da fosil yakıtların enerji kullanımındaki payı düşerken, Hindistan'da fosil yakıt tüketimi önemli ölçüde arttı. Bu durum, küresel enerji talebinin fosil yakıtlara olan bağımlılığını sürdürdüğünü gösteriyor.
20 Haziran 2024

Türkiye, Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de düzenlenen Dünya İklim Zirvesi'nde, nükleer enerji kapasitesini 2050 yılına kadar üç katına çıkarmayı hedefleyen bir deklarasyonu imzaladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2053 net sıfır emisyon hedefleri doğrultusunda yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve nükleer enerjinin temel öncelikler olduğunu belirtti. Türkiye'nin yanı sıra El Salvador, Kazakistan, Kenya, Kosova ve Nijerya da bu deklarasyona katıldı. Bu adım, Türkiye'nin enerji politikalarında nükleer enerjinin önemini artırma çabalarının bir parçası olarak değerlendiriliyor.
14 Kasım 2024

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin tütün ürünlerine karşı en etkili mücadeleyi yürüttüğünü iddia etse de, resmi veriler bu iddiayı desteklemiyor. Türkiye, 27 Avrupa ülkesi arasında tütün kullanım sıklığı artan tek ülke olarak öne çıkıyor. 2012-2020 yılları arasında tütün kullanım sıklığı genel olarak %20, kadınlarda ise %38 arttı. Ayrıca, e-sigara ve diğer tütün ürünlerinin yaygınlaşması, tütünle mücadeledeki eksiklikleri gözler önüne seriyor.
14 Haziran 2024

SolarPower Europe tarafından hazırlanan Güneş Enerjisi Küresel Piyasa Görünümü 2024 raporuna göre, geçen yıl güneş enerjisi kurulumları 447 gigavatla tüm zamanların rekorunu kırdı. Bu artış, yenilenebilir enerji kapasitesinin 576 gigavat artmasına katkıda bulundu. Güneş enerjisinin payı yüzde 79 olurken, rüzgar enerjisi yüzde 20 ve hidroelektrik enerjisi yüzde 1,2 pay aldı. 2022'deki yıllık artış oranı yüzde 46 iken, 2023'te bu oran yüzde 87 olarak kaydedildi.
27 Haziran 2024
İşaretlediklerim