Barış Terkoğlu, OYAK'ın son yıllarda kötü yönetildiğini ve siyasi müdahaleler nedeniyle performansının düştüğünü belirtti. 2016 yılından itibaren OYAK'ın enflasyonu karşılama oranının düştüğünü ve son beş yılda en kötü performansı gösterdiğini vurguladı. Üçok, siyasetin OYAK'a müdahale etmesinin ve şeffaflık eksikliğinin sorunların temelinde yattığını ifade etti. Siyasetin OYAK'tan elini çekmesi gerektiğini savunarak, aksi takdirde OYAK'ın zarar göreceğini belirtti.
20 Haziran 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'nin cari açık sorununu çözmesi için üretimde ithal ara malı ve hammadde kullanımını azaltması gerektiğini belirtiyor. Özel sektör yatırım yapmadığı için devletin pamuk ve iplik gibi ürünlerin üretimine teşvik vermesi gerektiğini savunuyor. Ayrıca, Türkiye için uygun kur rejiminin yönetimli dalgalanma veya yarı sabit kur rejimi olabileceğini ve bu değişiklikler için Merkez Bankası'nda reform yapılması gerektiğini öne sürüyor.
14 Şubat 2024

Ayşenur Arslan, son yazısında Türkiye'de laiklik ilkesine yönelik tartışmaları ele alıyor. Ata Parti Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek'in danışmanı Oğuz Uçar'ın kendisine ulaşarak, Ata Parti'nin AKP'yi laik cumhuriyet ilkelerine aykırı eylemler nedeniyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikayet ettiğini bildirdiğini aktarıyor. Şikayetin, AKP'nin 2008 yılında aldığı devlet yardımının yarısının kesilmesine yol açan eylemlerine dayandığı belirtiliyor. Arslan, Türkiye'de laiklik karşıtlığının artık söylemden eyleme geçtiğini ve önümüzdeki seçimler sonrası ekonomik ve siyasi alanda büyük değişiklikler beklendiğini ifade ediyor.
10 Şubat 2024

Nurcan Gökdemir, Türkiye'de siyasi partiler arasındaki farkların giderek azaldığını ve bu durumun siyasi sığlaşmaya yol açtığını eleştiriyor. AKP'nin uzun yıllardır siyaset sahnesini domine etmesi ve muhalefetin de toplumdaki muhafazakarlaşma nedeniyle benzer bir dil kullanmaya başlaması, partiler arası kimliksizleşmeyi ve birbirinden farklılıkların azalmasını beraberinde getirmiş. Gökdemir, bu durumun toplumun yarısına yakınının iktidarı değiştirme hayallerini her seçimde boşa çıkardığını belirtiyor.
10 Mart 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'nin yaşadığı 14'üncü krizin ekonomik, siyasi ve sosyal alanlarda farklı olduğunu ve bu nedenle IMF ile yapılabilecek bir anlaşmanın krizi çözemeyeceğini belirtiyor. Türkiye'nin siyasi ve sosyal sorunları çözmeden IMF ile anlaşma yapmasının mümkün olmadığını ve mevcut iktidarın demokrasi ve hukuk alanında geri dönüş yapması gerektiğini ifade ediyor. Korkmaz, en akılcı çözümün siyasi iktidarın değişmesi olduğunu vurguluyor.
6 Mart 2024

Murat Sabuncu, mevcut cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin, yargıdan ekonomiye kadar birçok alanda tek bir kişinin kararlarına bağlı olduğunu ve bu sistemin normalleşme sürecini engellediğini tartışıyor. Sabuncu, gerçek anlamda bir normalleşmenin, kuvvetler ayrılığının yeniden inşa edilmesiyle mümkün olabileceğini savunuyor. Ayrıca, mevcut sistemin değişmemesi yönünde MHP lideri Devlet Bahçeli'nin tavrını ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeni sistemden memnuniyetini ele alıyor. Sabuncu, CHP'nin parlamenter sistemin geri gelmesi için daha somut adımlar atması gerektiğini belirtiyor.
29 Mayıs 2024

Akif Beki'nin yazısında, Türkiye'deki çeşitli yolsuzluk iddiaları ve siyasi figürlerin bu iddialarla bağlantılı olduğu olaylar ele alınıyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun mafya bağlantılı bir siyasetçi hakkında bilgi sahibi olduğu, ancak kamuoyunun bu bilgiden mahrum bırakıldığı iddia ediliyor. Ayrıca, Adıyaman'da bir girişimcinin kamu arazisi üzerinde yolsuzluk yapmakla suçlandığı ve bu süreçte AK Parti Merkez Disiplin Kurulu Başkanı olan bir milletvekilinin de adının geçtiği belirtiliyor. Yazıda, yolsuzlukla mücadele konusunda etkili adımların atılmadığı ve bu durumun siyasi yozlaşmayı perdelediği vurgulanıyor.
8 Mayıs 2024

İbrahim Kahveci, Türkiye'deki ekonomik sorunların dış güçlerin etkisi altında değil, iç politika ve yönetimdeki liyakatsizlikten kaynaklandığını iddia ediyor. Merkez Bankası Başkanlığı'nda Naci Ağbal'ın yerine Şahap Kavcıoğlu'nun getirilmesi ve Nureddin Nebati ile olan politikalar gibi örneklerle, ekonomik krizin yönetim kararlarından kaynaklandığını öne sürüyor. Kahveci, enflasyonun artışı ve döviz rezervlerinin tükenmesi gibi sorunların, akılcı olmayan politikalar ve liyakatsiz yönetim anlayışı nedeniyle yaşandığını belirtiyor.
19 Şubat 2024

Arslan Bulut, Türkiye'nin bilinçli olarak kötü yönetildiğini ve AKP iktidarının sorunların sebeplerini ortadan kaldırmak yerine sonuçların konuşulmasını engellemek için yasal önlemler aldığını iddia ediyor. Bulut, başıboş köpek sorununun çözülmesi için yasa hazırlandığını ancak sokak köpeği sayısının 10 milyona ulaşana kadar hiçbir şey yapılmadığını belirtiyor. Ayrıca, ülkenin başıboş bırakıldığını ve milyonlarca insanın sınırları rahatça geçtiğini ifade ediyor. Bulut, iktidarın kontrollü kaos yaratarak rejimi değiştirmek için zemin hazırladığını öne sürüyor.
25 Mayıs 2024

Hepsiburada Yönetim Kurulu Başkanı Hanzade Doğan, Antalya Diplomasi Forumu'nda yaptığı konuşmada, 'Big Tech' olarak bilinen büyük teknoloji şirketlerinin büyük miktarda bilgi ve veri biriktirdiğini ve bu sayede kamuoyu ve seçimlere dahi etki edebilecek güce sahip olduğunu ifade etti. Doğan, küresel ticaretin ve ekonominin yapısal bir değişim içinde olduğunu, teknoloji gelişiminin ve yaratımının tüm ülkelere açık olması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, teknolojiye yeni girenler ve küçük ülkeler için adil bir rekabet ortamının sağlanmasının önemine dikkat çekti.
3 Mart 2024

İbrahim Kaboğlu, Türkiye'de 2017 yılında gerçekleşen anayasal değişikliklerin, Cumhurbaşkanı'na yürütme yetkisi verirken bakanları siyaset dışı bıraktığını ve bu durumun anayasaya aykırı olduğunu belirtiyor. Cumhurbaşkanı'nın parti genel başkanı olmasının ve bakanların seçim meydanlarında aktif rol almasının anayasaya aykırı olduğunu, bu durumun Cumhuriyet'in niteliklerine zarar verdiğini ve Türkiye'nin Temmuz 2018'den itibaren bir fetret dönemine girdiğini savunuyor. Kaboğlu, mevcut sistemin 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi' adı altında gerçek eksiklikleri gizlemeye çalıştığını iddia ediyor.
28 Mart 2024

Selin Nakıpoğlu, 'Türkiye Yüzyılı' adlı yeni eğitim müfredat taslağının, AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın seçim kampanyası sloganı olduğunu ve bu durumun bir eğitim programından ziyade parti programı niteliği taşıdığını öne sürdü. Nakıpoğlu, müfredatın ideolojik bir vurgu içerdiğini ve siyasal İslam'ı kalıcı hale getirmeyi amaçladığını iddia etti. Ayrıca, müfredatın hazırlanış sürecinde eğitimcilerin yer almadığını, bunun yerine tarikatlar ve siyasi iktidarla bağlantılı sivil toplum kuruluşlarının etkili olduğunu belirtti.
4 Mayıs 2024

İbrahim Kaboğlu, 2007-2017 yılları arasında Türkiye'de yapılan anayasal değişikliklerin kişisel iktidar arayışıyla motive edildiğini ve bu süreçte demokratik standartların azaldığını belirtti. Anayasa'da yazılı olmayan fiili durumlar ve uygulamaların arttığını, yasama, yürütme ve yargı arasındaki ayrımın sadece biçimsel kaldığını ifade etti. Kaboğlu, bu değişikliklerin siyasal krizleri ve toplumsal bunalımları derinleştirdiğini ve Türkiye'nin anayasacılık yörüngesinden sapmasına neden olduğunu vurguladı.
2 Mayıs 2024

Yerel seçimlerin yoğun gündemi arasında, Türk dış politikasında önemli bir ivmelenme dönemi yaşandığı belirtiliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğindeki Türk dış politika yapıcılarının, uluslararası sistemin kaotik durumunu stratejik değerlendirmelerle ele aldığı ve dosyalar arası irtibatları gözettiği ifade ediliyor. Bu süreçte, komşularla olan gerginliklerin yerini ortak çözüm arayışı ve işbirliği alırken, Türkiye'nin yurtdışındaki askeri varlığı güvenlik, istikrar ve ekonomik işbirliği üreten bir konuma getiriliyor. Güvenlik, savunma sanayisi, enerji ve ticaret sektörleri Türkiye'nin dış politika hedeflerine katkı sağlayarak bir 'çarpan etkisi' oluşturuyor.
23 Mart 2024

Şeref Oğuz, son seçim sürecinde ekonominin soğutulmaya çalışılmasının ve büyümeden taviz verilmemesinin zorluklarını ele alıyor. Heterodoks politikaların denendiğini ve bu politikaların ekonomik enkaz bıraktığını belirtiyor. Ortodoks politikaların benimsenmesiyle ekonomik büyümenin yavaşlayacağını ve işsizliğin artacağını öngörüyor. Oğuz, işsizliğin artması durumunda uygulanacak geçici çözümlerin yetersiz kalacağını ve yapısal reformların gerekli olduğunu vurguluyor.
16 Nisan 2024

Sultan Özer, Türkiye'de geçmişte birçok yolsuzluk ve facia olayına ilişkin Meclis araştırma komisyonları kurulduğunu ve bu komisyonların önemli raporlar yayımladığını belirtti. Ancak son dönemde AKP ve MHP ittifakı, bu tür komisyonların kurulmasına ilişkin önergeleri reddediyor. Özellikle çete-mafya-devlet ilişkileri konusunda Meclisin tamamen devre dışı bırakıldığını vurgulayan Özer, bu durumun Türkiye'nin BM'nin gri listesinde yer almasına neden olduğunu ifade etti. Özer, 90'lı yıllarda bile Meclisin daha aktif olduğunu ve devlet mekanizmasının daha iyi çalıştığını belirtti.
30 Mayıs 2024

Akif Beki, devletin itibarının eleştirenlerin susturulmasıyla korunamayacağını savunuyor. Beki, Menzil Tarikatı'nın Yargıtay başkanlığına aday seçtirdiği iddiası ve Ankara Emniyeti'nde iktidarın iki ortağına komplo kurulduğu iddialarını sorguluyor. Ayrıca, Fransa Cumhurbaşkanı'na yönelik bir tweet atan büyükelçi ve Lyon Başpiskoposu'nun önünde poz veren başkonsolos gibi örneklerin devletin itibarını zedelediğini belirtiyor. Beki, bu tür davranışların devletin ciddiyetini zedelediğini vurguluyor.
16 Mayıs 2024

Aziz Babuşcu, AK Parti'nin önemli isimlerinden biri olarak, Cumhurbaşkanlığı danışmanı Mehmet Uçum'a sert bir dille eleştiride bulundu. Bu eleştiri, AK Parti'nin eski, daha demokratik ve vesayete karşı duruşunu hatırlattı. Babuşcu'nun ifadeleri, partinin geçmişteki antidemokratik müdahalelere karşı tutumunu yansıtıyor ve bu, AK Parti içinde bir hafıza canlanması olarak yorumlanabilir. Akif Beki, bu durumu AK Parti'nin 31 Mart seçimlerinden sonra yaşadığı değişimlerle ilişkilendiriyor.
6 Nisan 2024

TBMM Genel Kurulu'nda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi görüşmeleri sırasında CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, Savunma Sanayii Başkanlığı'nda tarikat ve cemaat yapılanmalarının etkisine işaret etti. Salıcı, Gaye Vakfı, Erkam Vakfı ve Hayra Davet Vakfı gibi vakıfların Savunma Sanayii şirketlerinde önemli pozisyonlarda etkili olduğunu belirtti. Bu vakıfların üyeleri, TEI, TUSAŞ, ASELSAN gibi şirketlerde üst düzey görevlerde bulunuyor. Ayrıca, bu yapılanmaların Savunma Sanayii Başkanlığı'na kadar uzandığı ve gelecek başkanların bu vakıflardan çıkabileceği iddia edildi.
7 Mayıs 2024

Taha Akyol, Türkiye'nin siyasi tarihinde Kemalizm'den başlayarak, 1950'lerde Demokrat Parti'nin otoriterleşmesine ve AK Parti'nin ilk on yıl sonrasındaki politik değişimlerine değinmiştir. Kemalizm'in başlangıcında aydınlar ve şehirlerin desteğini aldığını, ancak Demokrat Parti'nin zamanla otoriterleşerek bu desteği kaybettiğini belirtmiştir. AK Parti'nin de benzer bir süreçten geçerek aydınlar ve şehirlerden uzaklaştığını ve bu durumun otoriterleşme ve ekonomik krize yol açtığını ifade etmiştir. Ayrıca, Türkiye'nin şehirleşmesi ve dünyaya açılmasıyla birlikte özgürlük, hukuk ve rasyonellik talebinin arttığını vurgulamıştır.
8 Mayıs 2024
İşaretlediklerim