NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu (JWST), evrenin en eskilerinden olduğu düşünülen üç galaksiyi inceledi ve galaksi oluşumunu ilk kez doğrudan gözlemledi. Araştırmada, galaksilerin yaydığı ışığın büyük miktardaki nötr hidrojen gazı tarafından emildiği ve bu gazın galaksileri beslediği tespit edildi. Bu gözlem, evrenin ilk yıldız sistemlerinin oluşumuna tanıklık edilmesi açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Araştırmacılar, galaksilerde genç yıldızların varlığını da belirledi ve bu gazın galaksilerin merkezine nasıl dağıldığını anlamak için çalışmalarını sürdüreceklerini açıkladı.
27 Mayıs 2024

Avustralyalı ve Japon bilim insanları, Japonya yakınlarındaki Izu-Ogasawara çukurunda 8.336 metre derinlikte bilinmeyen bir salyangoz türünü görüntüledi. Bu keşif, daha önce Mariana Çukuru'nda 8.178 metrede görüntülenen salyangozun rekorunu geçerek dünyanın en derin noktasında görüntülenen canlı olarak kayıtlara geçti. Keşif, Batı Avustralya Derin Deniz Araştırma Merkezi ve Tokyo Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Üniversitesi'nin 10 yıllık derin deniz araştırmalarının bir sonucudur.
3 Nisan 2023

NASA, James Webb Uzay Teleskobu'nun iki yıl önce keşfedilen GJ 486b adlı ötegezegende su buharı bulduğunu açıkladı. GJ 486b, Dünya'dan yüzde 30 daha büyük ve kütlesi üç kat fazla olup, kırmızı bir cüce yıldızın etrafında 1,5 Dünya gününde bir turunu tamamlıyor ve yaklaşık 426,5 derece sıcaklığa sahip. Bu keşfin, gezegenin yaşamı destekleyebilecek bir atmosfere sahip olabileceğine işaret ettiği düşünülüyor. Ancak su buharının gezegenden mi yoksa çevresindeki yıldızdan mı kaynaklandığı konusu henüz netlik kazanmamıştır.
4 Mayıs 2023

Bilim insanları artık evrende yaşam olup olmadığını sorgulamıyor, bunun yerine 'yaşamı ne zaman bulacakları' sorusuna odaklanıyorlar. NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu, Güneş Sistemimiz dışındaki bir gezegende yaşama dair umut verici ipuçları tespit etti. Teleskoplar, uzak yıldızların yörüngesindeki gezegenlerin atmosferlerini analiz edebiliyor ve Dünya'da yalnızca canlı organizmalar tarafından üretildiği bilinen kimyasalları arayabiliyor. İskoçya Kraliyet Gözlemevi'nin başındaki Prof. Dr. Catherine Heymans, evrende yalnız olup olmadığımız sorusuna cevap verebilecek teknolojiye ve yeteneğe sahip olduklarını belirtti.
3 Ekim 2023

Türkiye’nin başta başkent Ankara olmak üzere İstanbul, Gaziantep, Samsun ve Bingöl gibi birçok ilinde Süper Ay gözlemi yapıldı. Süper Ay, Ay’ın yörüngesinin Dünya’ya en yakın noktasında bulunması nedeniyle gökyüzünde normalden daha büyük ve parlak görünmesiyle oluşuyor. Bu doğa olayı, Ay’ın yörüngesinin Güneş ve Dünya ile doğru sıralamaya ulaşması sonucu meydana geliyor.
19 Ağustos 2024

2020 yılında fırlatılan Solar Orbiter uzay aracı, Güneş'e olan yakın yolculuğunda önemli gözlemler yapmaya devam ediyor. Araç, Güneş'in dış atmosferinin neden yüzeyinden daha sıcak olduğunu araştırırken, Güneş'in kutuplarından ve güneş rüzgarından ilk detaylı görüntüleri sağladı. Yeni yayınlanan videoda, Güneş'in manyetik alan çizgilerini takip eden gaz yapısı ve Dünya büyüklüğünde bir püskürme ile koronal yağmur görülebiliyor. Bu gözlemler, Güneş'in yapısını ve davranışlarını daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor.
12 Mayıs 2024

Avrupa Uzay Ajansı (ESA), Euclid Uzay Teleskobu tarafından çekilen ve milyonlarca ışık yılı uzaklıktaki galaksileri gösteren ilk fotoğrafları yayınladı. Fotoğraflar, evrenin derinliklerindeki geniş bir alanı yüksek netlikte gösteriyor ve daha önce Hubble Uzay Teleskopu ile de görüntülenen galaksileri içeriyor. Euclid Teleskobu'nun amacı, evrenin en büyük üç boyutlu haritasını çıkarmak ve evrenin büyük bir kısmını oluşturan karanlık madde ve karanlık enerji hakkında bilgi edinmektir. Teleskop, 1 Temmuz'da Florida'daki Cape Canaveral Uzay İstasyonu'ndan fırlatılmıştı.
8 Kasım 2023

Yaklaşık 5 bin kilometre derinlikte bulunan Dünya'nın iç çekirdeği, sismik ölçümlere göre artık yüzeyden daha yavaş dönüyor. Nature Geoscience dergisinde yayınlanan araştırmaya göre, iç çekirdek 1970'lerin başında gezegenin geri kalanından biraz daha hızlı dönmeye başlamış, ancak 2009 yılı civarında yavaşlamış. Araştırmacılar, iç çekirdeğin dönüş hızındaki bu değişimin, Dünya'nın kendi ekseni etrafında dönmesi için geçen süredeki küçük değişimlerle uyumlu olduğunu belirtiyorlar. Diğer uzmanlar ise bulgular konusunda temkinli yaklaşıyor ve Dünya'nın merkeziyle ilgili gizemlerin devam ettiğini vurguluyorlar.
26 Ocak 2023

Gök bilimciler, Hawaii ve Şili'deki teleskoplar aracılığıyla Neptün ve Uranüs'ün yörüngelerinde daha önce bilinmeyen uyduları keşfetti. Neptün etrafında iki, Uranüs etrafında ise bir yeni uydu tespit edildi, bu keşiflerle Neptün'ün uydu sayısı 16'ya, Uranüs'ünki ise 28'e yükseldi. Washington'daki Carnegie Bilim Enstitüsünden gök bilimci Scott Sheppard, bu uyduların keşfiyle ilgili detayları paylaştı ve henüz keşfedilmemiş daha fazla küçük uydu olabileceğini belirtti.
24 Şubat 2024

2023 yılı, gökyüzünde bir dizi nadir gök olayına ev sahipliği yapacak. Bunlar arasında nadir bir kuyruklu yıldızın geçişi, süper mavi ay ve çeşitli meteor yağmurları bulunuyor. C/2022 E3 kuyruklu yıldızı, yaklaşık 185 bin yıl sonra ilk kez Dünya'ya bu kadar yakın bir mesafeye gelecek ve çıplak gözle gözlemlenebilecek. Ayrıca, Venüs ve Jüpiter'in kavuşumu gibi görsel açıdan etkileyici olaylar da yaşanacak. Yıl boyunca halkalı güneş tutulması ve parçalı ay tutulması gibi olaylar da gözlemcileri bekliyor.
2 Şubat 2023

Bu sonbaharda, NASA'nın ATLAS sistemi tarafından tespit edilen 2024 PT5 adlı küçük bir asteroit, Dünya'nın çekim gücüne yakalanarak geçici bir süre için mini Ay haline gelecek. Bu asteroit, Arjuna Asteroit Kuşağı'ndan geliyor ve Dünya'nın yörüngesinde birkaç ay kalacak. Ancak, bu mini Ay çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük ve sönük olacak. Bilim insanları, bu tür olayların daha önce de yaşandığını ve 2024 PT5'in 2055 yılında yeniden Dünya yörüngesine döneceğini belirtiyor.
26 Eylül 2024

NASA'nın InSight iniş aracının kaydettiği bir deprem verileri kullanılarak Mars kabuğunun ortalama 45 ila 56 kilometre kalınlıkta olduğu tespit edildi. Bu kalınlık, Dünya'nın kabuğundan yaklaşık yüzde 70 daha fazla. Ayrıca, Mars'ın kuzey yarımküresinin kabuğunun güney yarımküresine göre daha ince olduğu ve gezegenin kuzey yarımküresinin güney yarımküresinden daha alçak olduğu belirlendi. Zürih ETH Üniversitesi'nden sismoloji uzmanı Doyeon Kim ve ekibi, bu verileri kullanarak gezegenin kabuk kalınlığını tahmin etti.
29 Mayıs 2023

Küresel ısınma nedeniyle sıcaklıkların rekor kırmaya devam etmesi üzerine, bilim insanları Güneş ile Dünya arasına yerleştirilecek bir şemsiye fikrini gündeme getirdi. Bu fikir, güneş ışığını kısmen engelleyerek Dünya'nın ısınmasını yavaşlatmayı amaçlıyor. Farklı araştırma grupları, uzayın derinliklerine toz saçılmasından uzay baloncuklarından oluşan bir kalkan yaratmaya kadar çeşitli yöntemler üzerinde çalışıyor. Ancak, bu projelerin gerçekleştirilmesi için aşılması gereken önemli teknik zorluklar bulunuyor, örneğin projenin ağırlığı ve maliyeti.
11 Şubat 2024

Avustralya’daki Monash Üniversitesi’nde yapılan araştırmaya göre, Dünya’nın yaklaşık 466 milyon yıl önce Satürn’deki gibi bir halka sistemine sahip olmuş olabileceği keşfedildi. Araştırma, büyük bir asteroidin gelgit kuvveti nedeniyle parçalanarak gezegenin etrafında bir halka sistemi oluşturduğunu öne sürüyor. Bu halkanın güneş ışığını engelleyerek küresel soğumaya yol açmış olabileceği belirtiliyor. Çalışma, Dünya dışı olayların gezegenimizin iklimini nasıl etkileyebileceğine dair yeni bir anlayış sunuyor.
16 Eylül 2024

Bilim insanları, 66 milyon yıl önce dinozorları yok eden devasa asteroitin yanı sıra, aynı dönemde daha küçük bir asteroidin de Dünya'ya çarptığını keşfetti. Bu ikinci asteroit, Batı Afrika kıyılarında denize çarparak Nadir Krateri'ni oluşturdu. Araştırmacılar, bu çarpmanın büyük bir tsunamiye ve depreme neden olduğunu düşünüyor. İki asteroitin neden birbirine yakın zamanlarda Dünya'ya çarptığı ise henüz bilinmiyor.
4 Ekim 2024

NASA'nın Chandra X-ışını Gözlemevi ve X-Işını Görüntüleme Polarimetri Gezgini (IXPE), içine çökmüş bir ölü yıldızın etrafında oluşan manyetik alanın 'hayalet el' şeklindeki görüntüsünü fotoğrafladı. Bu görüntü, PSR B1509-58 adlı pulsar ve onun kutuplarından yayılan enerji yüklü madde ve antimadde parçacıklarından oluşan MSH 15-52 Bulutsusu'ndan kaynaklanıyor. Araştırma, bu süper enerjili madde ve antimadde parçacıklarının nasıl davrandığını ortaya çıkardı ve pulsarların parçacık hızlandırıcı olarak nasıl hareket edebileceğini gösterdi.
31 Ekim 2023

NASA, 47 yıldır görev yapan Voyager 2 uzay aracının enerji tasarrufu sağlamak amacıyla 'Plazma Bilimi' deneyini durdurma kararı aldı. Dünya'dan yaklaşık 20,9 milyar kilometre uzakta bulunan Voyager 2, Güneş rüzgarlarını gözlemleyen bu deneyin kapatılması için 26 Eylül'de bir emir gönderdi ve sinyalin araca ulaşması 19 saat sürdü. NASA, Voyager 2'nin enerji kaynaklarının tükenmeye yaklaşmasına rağmen, aracın en az bir bilimsel cihazla 2030'lara kadar çalışmaya devam edeceğini öngörüyor. Voyager 2, heliosferin ötesinde, yıldızlararası uzayda görev yaparak eşsiz veriler topluyor.
3 Ekim 2024

Avustralyalı astronomlar, Dünya'ya ulaşması sekiz milyar yıl süren radyo dalgalarından kaynaklanan gizemli bir patlama saptadı. Hızlı Radyo Patlamaları (FRB) adı verilen bu dalgaların biri, sekiz milyar yıllık yolculuğunun ardından Dünya'ya ulaştı. Araştırmacılar, bu dalganın birleşmekte olan birkaç galaksinin yol açtığı patlama sonucu oluştuğunu belirtti. FRB'lerin, evrenin kütlesinin hesaplanmasında ve galaksiler arası iyonize olmuş materyalleri algılamada kullanılabileceği ifade edildi.
20 Ekim 2023

Solar Orbiter uzay aracı, Güneş’in şimdiye kadarki en yüksek çözünürlüklü görüntülerini çekti. Bu görüntüler, Güneş lekeleri ve iyonize gazların hareketlerini net bir şekilde gösteriyor ve heliofizikçilere Güneş’i daha iyi anlama fırsatı sunuyor. ESA ve NASA'nın ortak misyonu olan Solar Orbiter, Güneş’in manyetik alanlarının kaynağını ve Güneş rüzgarlarını tetikleyen unsurları anlamaya yardımcı olacak. Yeni görüntüler, Güneş’in farklı katmanlarının karmaşıklığını ve manyetik alanların yoğunlaştığı bölgeleri de gözler önüne seriyor.
21 Kasım 2024

Bilim insanları, Aralık 2022'de Kuzey Kutup göklerinde görülen nadir bir 'kutup yağmuru aurora' olayının gizemini çözdü. Bu aurora, genellikle çıplak gözle görülmeyen ve düşük güneş rüzgarı seviyeleri sayesinde gözlemlenebilen bir uzay havası türüdür. Araştırmacılar, bu auroranın doğrudan güneşten gelen supratermal elektronlar tarafından üretildiğini ve 28 saat boyunca gözlemlenebildiğini belirtti. Bu keşif, kutup ışıklarının kökenlerini anlamada önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
23 Haziran 2024
İşaretlediklerim