Taha Akyol, Türkiye'nin siyasi tarihinde Kemalizm'den başlayarak, 1950'lerde Demokrat Parti'nin otoriterleşmesine ve AK Parti'nin ilk on yıl sonrasındaki politik değişimlerine değinmiştir. Kemalizm'in başlangıcında aydınlar ve şehirlerin desteğini aldığını, ancak Demokrat Parti'nin zamanla otoriterleşerek bu desteği kaybettiğini belirtmiştir. AK Parti'nin de benzer bir süreçten geçerek aydınlar ve şehirlerden uzaklaştığını ve bu durumun otoriterleşme ve ekonomik krize yol açtığını ifade etmiştir. Ayrıca, Türkiye'nin şehirleşmesi ve dünyaya açılmasıyla birlikte özgürlük, hukuk ve rasyonellik talebinin arttığını vurgulamıştır.
8 Mayıs 2024

Selin Nakıpoğlu, 'Türkiye Yüzyılı' adlı yeni eğitim müfredat taslağının, AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın seçim kampanyası sloganı olduğunu ve bu durumun bir eğitim programından ziyade parti programı niteliği taşıdığını öne sürdü. Nakıpoğlu, müfredatın ideolojik bir vurgu içerdiğini ve siyasal İslam'ı kalıcı hale getirmeyi amaçladığını iddia etti. Ayrıca, müfredatın hazırlanış sürecinde eğitimcilerin yer almadığını, bunun yerine tarikatlar ve siyasi iktidarla bağlantılı sivil toplum kuruluşlarının etkili olduğunu belirtti.
4 Mayıs 2024

Arslan Tekin, AK Parti'nin milli eğitim politikaları üzerinden fikirlerini topluma enjekte etmeye çalıştığını ancak bunda başarılı olamadığını belirtiyor. Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK Parti'nin, eğitim sisteminde imam hatipleştirme yolunda büyük adımlar atmak istediği ancak son üniversiteye giriş sınavı sonuçlarının bu çabaların başarısız olduğunu gösterdiği ifade ediliyor. Tekin, AK Parti'nin 22 yıllık iktidarında eğitimde istenilen sonuçları alamadığını vurguluyor.
18 Temmuz 2024

Zülal Kalkandelen, 3 Mart 1924'te kabul edilen Üç Devrim Yasası'nın Türkiye'de laiklik ve eğitim alanında önemli değişiklikler getirdiğini ancak zamanla bu kazanımların siyasal İslamcı gericilikle erozyona uğradığını belirtiyor. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kurulması ve Öğretim Birliği Yasası ile laik ve bilimsel eğitimin temellerinin atıldığı ancak günümüzde bu kurumların ve eğitim sisteminin AKP'nin politikaları doğrultusunda değiştiğini ifade ediyor. Tarikat ve cemaatlerin eğitimdeki etkisinin arttığı, laik ve bilimsel eğitimden uzaklaşıldığına dikkat çekiyor.
3 Mart 2024

Nurcan Gökdemir, Türkiye'de siyasi partiler arasındaki farkların giderek azaldığını ve bu durumun siyasi sığlaşmaya yol açtığını eleştiriyor. AKP'nin uzun yıllardır siyaset sahnesini domine etmesi ve muhalefetin de toplumdaki muhafazakarlaşma nedeniyle benzer bir dil kullanmaya başlaması, partiler arası kimliksizleşmeyi ve birbirinden farklılıkların azalmasını beraberinde getirmiş. Gökdemir, bu durumun toplumun yarısına yakınının iktidarı değiştirme hayallerini her seçimde boşa çıkardığını belirtiyor.
10 Mart 2024

Zülal Kalkandelen, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın demokrasiye sıcak bakmadığını ve siyasal İslamcı bir yol izlediğini öne sürüyor. Erdoğan'ın anayasayı değiştirme ve laikliği ortadan kaldırma hedeflerinin altını çiziyor. Ayrıca, CHP'nin muhalefet rolünü nasıl benimsediğini ve toplumsal direnişin nasıl dizginlendiğini tartışıyor. Kalkandelen, eğitimde dinselleşme ve çocuklara yönelik Kuran kursları gibi konuların müzakere edilip edilmediğini sorguluyor.
5 Mayıs 2024

Esfender Korkmaz, din eksenli ideolojik eğitimin laik yaşama tehdit oluşturduğunu belirtti. Eski Meclis Başkanı İsmail Kahraman'ın laikliğin anayasada olmaması gerektiği yönündeki açıklamaları ve mevcut Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'un 1921 Anayasasını istemesi, laiklik karşıtı eylemler olarak değerlendirildi. Korkmaz, Osmanlı İmparatorluğu'nun geri kalmasının temel nedenlerinden birinin eğitimde ve bilimde geri kalması olduğunu vurguladı. Ayrıca, din eksenli eğitimin kalkınma önünde engel oluşturduğunu ifade etti.
30 Mayıs 2024

Türkiye'nin yeni eğitim müfredatı, özellikle integralin kaldırılması ve Osmanlı tarihinin yeniden yorumlanması gibi konularla tartışma yaratmıştır. Müfredat, Osmanlı'nın 'dağılma' dönemini 'Savaşlar Sarmalında Osmanlı' olarak yeniden adlandırarak ve duraklama dönemini 'Dönüşüm Sürecinde Osmanlı' olarak tanımlayarak tarih anlayışında önemli değişiklikler yapmıştır. Ayrıca, Türk ve İslam tarihlerinin eşanlamlı hale getirilmesi, antik Türk tarihi ve Türk mitolojisinin göz ardı edilmesi eleştirilmiştir. Bu durum, AKP iktidarının eğitimde dincileşme eğilimini ve tarikatlarla olan ilişkilerini yansıttığı iddia edilmektedir.
4 Mayıs 2024

Selin Nakıpoğlu, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli adıyla hayata geçirilen yeni müfredat programının AKP'nin siyasi sloganını içerdiğini ve biat eden bir nesil yetiştirme amacı taşıdığını iddia ediyor. Nakıpoğlu, bu müfredata karşı kurulan 'Müfredatı Geri Çekin Platformu' ve 11 Haziran'da yapılacak boykottan bahsediyor. Müfredatın, Cumhuriyet ve özgür düşünceye düşman görüşler doğrultusunda hazırlandığını ve kitapların tarikat ve cemaatlerle bağlantılı şirketlere ihale edildiğini belirtiyor.
8 Haziran 2024

Yazıda, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in, siyasal İslamcı bir anlayışla eğitimi dönüştürme çabaları ele alınıyor. Tekin'in 'Türkiye Yüzyılı Maarif Müfredatı' adlı yeni eğitim planı, toplumda ve AKP içinde tepkilere neden olmuş. Can Ataklı, Tekin'in bu planı başarıyla uygulayamayacağını öne sürüyor ve onun bakan olarak görevde olmasını tehlikeli buluyor. Ayrıca, eğitim uzmanı Ali Özdemir'in eğitimde yapılan yanlışları ele aldığı bir değerlendirme de sunuluyor.
7 Mayıs 2024

Taha Akyol, Türkiye'nin ekonomik gelişme tarihinin neden yarı-başarılı veya yarı-başarısız olduğunu sorguluyor ve istikrarlı bir gelişme çizgisi izlemek için araştırmalara dayalı görüşler geliştirilmesi gerektiğini vurguluyor. Akyol, Türkiye'nin Japonya veya Güney Kore gibi istikrarlı bir büyüme performansı sergileyemediğini ve sık sık kriz ve küçülme dönemleri yaşadığını belirtiyor. Ayrıca, Merkez Bankası başkanlarının sık sık değiştirilmesinin ve bağımsız düzenleyici kurumların eksikliğinin ekonomik istikrarsızlığa yol açtığını ifade ediyor. Mehmet Şimşek'in de bu yapısal konuları ele almadığını eleştiriyor.
14 Temmuz 2024

Taha Akyol, Batı'daki toplumsal hareketlerin, insan haklarına ve demokrasiye olan güçlü bağlılıklarını örnek göstererek, İslam ülkelerinde bu tür hareketlerin neden olmadığını sorguluyor. Batı'da İsrail politikalarına karşı çıkan sivil toplum kuruluşları ve bireylerin aktifliğine dikkat çekiyor. Akyol, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve vicdan gibi değerlerin her toplum için önemli olduğunu ve İslam ülkelerinde de bu tür değerlere dayalı hareketlerin gelişmesi gerektiğini vurguluyor.
21 Şubat 2024

Taha Akyol, Mehmet Şimşek'in son dönemde yaptığı açıklamaları, Türkiye'nin ekonomi politikalarındaki ciddi yanlışların bir göstergesi olarak ele alıyor. Şimşek'in 'rasyonel zemine dönüş' ifadesi ve ekonomideki 'kopmuş linkler' hakkındaki yorumları, özellikle son on yılda, daha belirgin olarak son beş yılda yapılan hataların bir özeti olarak görülüyor. Akyol, geçmişte ekonomi yönetiminde yer alan Şimşek ve Ali Babacan'ın uyarılarının dikkate alınmadığını ve şimdi ise seçimler sonrası bu hataların düzeltilmesi için zorlu tedavilere başvurulduğunu belirtiyor.
14 Şubat 2024

Milli Eğitim Bakanlığı'nın eğitim verme sorumluluğunu terk ettiği ve okulları tarikat, cemaat ve siyasetçilerin etkisi altına aldığı belirtiliyor. Öğretmenlere yönelik inceleme-soruşturma adı altında cezaların arttığı, AKP iktidarının eğitimi dindar bir nesil yetiştirmek için araç olarak kullandığı ifade ediliyor. Kırıkkale'de, Milli Eğitim Temel Kanunu'na aykırı olarak karma eğitimin bırakılarak sınıfların kız-erkek diye ayrıldığı bir uygulamanın tespit edildiği aktarılıyor.
29 Mart 2024

Abdulkadir Selvi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AK Parti'de ve politikalarında köklü bir değişime hazırlandığını belirtiyor. Bu değişimin sadece kadro değişikliği değil, bir paradigma değişikliği olacağı vurgulanıyor. Erdoğan'ın bu değişimi geniş bir perspektiften ele alması ve uluslararası alanda da etkili olacağı ifade ediliyor. AK Parti'nin değerleri üzerine inşa edilecek bu yeni yol haritasının, daha fazla demokrasi ve özgürlükler üzerine odaklanacağı belirtiliyor.
3 Haziran 2024

Kürt siyasetinin önde gelen isimlerinden Ahmet Türk, HDP'nin seçim çalışmaları sırasında yaptığı konuşmada, Kürt halkının iktidara bir ders vermesi gerektiğini belirtti. Türk, Kürt halkının düşmanlığını yapan iktidara karşı protesto edilmesi ve oy verilmemesi gerektiğini vurguladı. Bu açıklama, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nu destekleme kararı ve iki lider arasında imzalanan protokolün basınla paylaşılmasının ardından geldi. HDP ve Yeşil Sol Parti ise kayyım maddesini eleştirerek seçimlerdeki tutumlarını açıklamayı planladıklarını duyurdu.
24 Mayıs 2023

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, AK Parti'nin temsili demokrasilerin yaşadığı açmazları çözerek doğrudan demokrasiyi Türkiye'de hayata geçirdiğini belirtti. Tekin, AKP Adıyaman il başkanlığının düzenlediği 'Türkiye Buluşmaları' programında konuştu ve yeni eğitim müfredatının dört yıl içinde tüm kademelerde uygulanacağını iddia etti. Ayrıca, AK Parti'nin Türkiye'de güvenlik, insan hakları ve hukuk devleti konularında önemli değişiklikler yaptığını vurguladı.
27 Eylül 2024

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın zaferiyle sonuçlanan seçim sonuçlarını değerlendirerek, iktidarın milli ve dini sembollerle gerçek sorunları örtbas ettiğini ve bir tehdit algısı yaratarak gündemi meşgul ettiğini ifade etti. Davutoğlu, iktidarın din ve vicdan özgürlüğü ile terörle mücadele kaygıları üzerinden bir korku iklimi oluşturduğunu ve bu durumun vatandaşların mevcut sorunları görmezden gelmesine neden olduğunu belirtti. Ayrıca, iletişim kanallarının kendilerine kapalı olması sebebiyle vatandaşlara yeterince ulaşamadıklarını dile getirdi.
29 Mayıs 2023

Mehmet Altan, Türkiye'de Kürtçenin hala TBMM'de 'bilinmeyen bir dil' olarak tanımlanmasını ve Kürt sorununun demokratik yollarla çözülememesini ele alıyor. 16 yıl önceki basın taramalarında da aynı sorunun gündemde olduğunu belirten Altan, Kobani Davası'nın sonuçlarının Türkiye'yi sarstığını ve Kürt siyasetçilerin ağır cezalara çarptırıldığını vurguluyor. Altan, Türkiye'nin yönetim tarzının neden sürekli kendini tekrar ettiğini sorguluyor.
23 Mayıs 2024

Deniz Zeyrek, iktidarın gerçek gündemi saklamak için çeşitli yapay gündemler yarattığını ve bu çabaların perde arkasındaki ekonomik kaosu gizleyemediğini belirtiyor. İktidarın yanlış ekonomi politikalarının yoksulları daha da yoksullaştırdığını ve küçük, orta ve büyük ölçekli işletmeleri zor durumda bıraktığını ifade ediyor. Ayrıca, iktidarın yabancı yatırım bulamaması nedeniyle iç kaynak yaratma çabalarının sıkılaştırılacağını ve bunun halk üzerinde zamlar şeklinde yansıyacağını öngörüyor. Zeyrek, 31 Mart seçimlerinde AK Parti'nin ikinci parti olmasının ve Metropol'ün son araştırmasında iktidarın oylarının yüzde 20'lere düşmesinin bu durumun göstergesi olduğunu vurguluyor.
27 Mayıs 2024
İşaretlediklerim