Çiğdem Toker, Türkiye'deki asgari ücretin dolar bazında diğer bazı ülkelerden yüksek olmasına rağmen, yolsuzluk ve gelir eşitsizliği konularının göz ardı edildiğini belirtiyor. Toker, Bakan Şimşek'in yolsuzluk ve yoksulluk arasındaki bağlantıyı sorgulayan bir gazeteci olmadığını eleştiriyor. Ayrıca, Şimşek'in uluslararası finans kuruluşları gibi konuşmasının, Türkiye'deki ekonomik koşulları iyileştirmek için iyi bir örnek oluşturmadığını vurguluyor.
3 Temmuz 2024

Eski AK Parti Milletvekili Metin Külünk, AKP döneminde servet kazananların çocuklarının lüks yaşam tarzlarını eleştirdi. Külünk, bu kişilerin dünün yoksulları olup bugünün şımarıkları haline geldiğini ve AKP'nin bu durumu görüp çözüm üretemediğini belirtti. Ahmet Taşgetiren'in yazısında, Külünk'ün bu eleştirileri, AKP'nin 22 yıllık iktidarı boyunca oluşan ekonomik eşitsizliklere dikkat çekmek için yaptığı vurgulanıyor.
7 Temmuz 2024

Ahmet Taşgetiren, Cumhurbaşkanı ve bakanların enflasyonla mücadele etmek yerine meydanlarda muhalefeti suçlayıp propaganda yaptıklarını eleştiriyor. İstanbul'daki kent yoksulluğuna dikkat çekerek, iktidarın ve adaylarının vaatlerinin gerçekçi olmadığını ve halkın ekonomik zorluklar karşısında çaresiz bırakıldığını vurguluyor. Taşgetiren, iktidarın halkın gerçek durumunu görmemesi ve çözüm üretmemesi konusunda eleştirilerini dile getiriyor.
17 Mart 2024

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, İstanbul'un Kartal ilçesindeki bir pazar yerinde vergi adaletsizliğine dikkat çekti. Baş, hükümetin vergi politikalarını eleştirerek, eskiden alınan vergilerin yol, su ve elektrik gibi hizmetlere dönüştüğünü, ancak şimdi bu hizmetler için ek vergiler alındığını belirtti. Ayrıca, dolaylı vergilerin halkın cebinden fark ettirmeden çalındığını ve büyük şirketlerin vergi ödemekten kaçındığını vurguladı.
28 Haziran 2024

Fatih Polat, AKP'nin İstanbul mitingine gitmek üzere Aksaray'da bir çay ocağında yaşanan bir sohbeti aktarıyor. Çay ocağında, emekli yaşlardaki iki kişi, çileğin kilosunun 100 lira olduğunu ve çayın fiyatının yüksekliğini konuşuyor. Bu sohbet, Türkiye'deki ekonomik sıkıntıların günlük hayata yansımasını ve emeklilerin maddi zorluklarını gözler önüne seriyor. Polat'ın yazısı, ekonomik durumun yanı sıra siyasi bir etkinlik olan AKP mitingine de değinerek, Türkiye'deki siyasi ve ekonomik atmosferi ele alıyor.
25 Mart 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'de sermaye karşıtlığı ve Batı emperyalizmi konularına dikkat çekiyor. Korkmaz, spekülatif sermaye, kara para, rüşvet ve yolsuzluk yoluyla oluşan sermayenin siyasi iktidarların sorumluluğunda olduğunu belirtiyor. Ayrıca, piyasa ekonomisinde sermayenin önemine vurgu yaparak, ciddi yabancı yatırım sermayesinin Türkiye'ye gelmediğini ve bunun nedeninin sıcak para ve spekülatif sermaye girişi olduğunu ifade ediyor. Batı emperyalizminin günümüzde dış ticaret ve ekonomik ilişkiler yoluyla gerçekleştiğini de ekliyor.
2 Temmuz 2024

Deniz Zeyrek, Türkiye'de yaşanan ekonomik zorlukları ve halkın karşılaştığı mali sıkıntıları ele alıyor. Yazıda, emeklilerin ve asgari ücretle çalışan işçilerin ucuz gıda ürünleri için uzun kuyruklarda beklediği durumlar örneklerle anlatılıyor. Ayrıca, Türkiye'nin uzun yıllardır sağ iktidarlar ve AK Parti tarafından yönetilmesine rağmen yaşanan ekonomik sorunlar ve yoksulluk üzerinde duruluyor. Zeyrek, ülkenin zenginlik kaynaklarına ve yöneticilerin lüks yaşamına rağmen halkın neden yoksulluk içinde olduğunu sorguluyor.
24 Şubat 2024

İbrahim Kahveci, AK Parti yönetiminde Türkiye'nin durumunu 'cehalet, sefalet, felaket' kelimeleriyle özetliyor. Yazısında, vatandaşların gerçeklerden çok şova önem verdiğini, ülkeden nitelikli beyin göçünün yaşandığını ve buna karşın niteliksiz göç alındığını belirtiyor. Kahveci, bu durumun Türkiye'yi yapısal olarak çöküşe sürüklediğini ve büyük bir felakete doğru ilerlediğini ifade ediyor.
6 Mart 2024

Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mustafa Gültepe, Türkiye'de iş beğenmeme sorunu olduğunu ve gençlerin zor işler yerine masabaşı işleri tercih ettiğini söyledi. Gültepe, işçi bulma zorluğu nedeniyle bazı işverenlerin yurtdışından işçi getirdiğini belirtti. Ayrıca, asgari ücret artışının tek başına yeterli olmadığını, ekonomik politikalarla desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Gültepe, Türkiye'nin rekabetçiliğini koruyacak bir ücret dengesinin sağlanması gerektiğini ifade etti.
4 Kasım 2024

Kaan Sezyum'un yazısında, Türkiye'de ekonomik zorlukların ve siyasi baskının arttığı, sürdürülebilir fakirliğin yeni bir yaşam biçimi haline geldiği vurgulanıyor. İktidarın seçim dönemlerinde hizmet tehditleri ve demokratik seçim sonuçlarını sorgulaması, şeriat isteyenlerin ve Osmanlı'ya geri dönmek isteyenlerin varlığına dikkat çekiliyor. Ayrıca, geçen yıl 85 lira olan bir kumpirin fiyatının şimdi 180 lira olduğu örneğiyle ekonomik durumun kötüleştiği işaret ediliyor.
6 Mart 2024

Uğur Emek, Türkiye'de sağ siyasetçilerin ve iş insanlarının piyasa ekonomisini, devlet üzerinden zenginleşmek şeklinde anladığını ifade etmiştir. 19. yüzyılın ortalarından itibaren Türkiye'de devlet gücünün ekonomik kalkınmayı hızlandırmak ve 20. yüzyılın başlarından itibaren Türk müteşebbis sınıfının gelişimini teşvik etmek amacıyla kullanıldığını belirtmiştir. Devletin, düşük gelir grupları için istihdam olanakları ve iş insanları için teşvikler sağladığı, son olarak mega projelere döviz üzerinden gelir garantileri verdiği anlatılmaktadır.
18 Şubat 2024

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) batmadığını ancak özelleştirme politikaları nedeniyle hortumlandığını belirtti. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, sağlıkta özelleştirmenin sosyal güvenlik sistemine zarar verdiğini ve SGK'nın özel hastanelerden hizmet satın almasının yolsuzluklara yol açtığını savundu. Çerkezoğlu, bu durumun sorumlusunun mevcut hükümet politikaları olduğunu ve sistemin değiştirilmesi gerektiğini vurguladı.
21 Ekim 2024

Gözde Bedeloğlu, mevcut iktidarın 20 yıldır yürürlükte olan bir yasaya uymamasının sorumluluğunu üstlenmediğini ve bu durumun toplumsal gerilime yol açtığını belirtiyor. Evrensel yaşam hakkı meselesinin günlük siyasetin aracı haline getirildiğini ve iktidar medyasının bu konuda manipülatif yorumlar yaptığını ifade ediyor. Yasaya karşı çıkanların 'elit' olarak etiketlendiğini ve seküler yaşam tarzını savunanların 'batıcı' ve 'emperyalizm hayranı' olarak nitelendirildiğini vurguluyor. Bedeloğlu, bu durumun Türkiye'de yeni bir direnişe ve sokakların terörize edilme riskine yol açabileceğini öne sürüyor.
21 Temmuz 2024

İbrahim Kahveci, Diyanet'in camilerde rüşvet, devlet malını kötüye kullanma veya çalma gibi yolsuzluklardan bahsetmediğini eleştiriyor. Cemaatler ve tarikatların da bu konuda hassasiyet göstermediğini belirtiyor. Ekonomik verilerin sahte olduğunu ve vergi gelirlerinin enflasyona oranla çok daha fazla arttığını vurguluyor. Kahveci, bu durumu sahte bir cennet olarak nitelendiriyor ve insanların bu sahte cennette gerçek bir cehennem yaşadığını ifade ediyor.
29 Temmuz 2024

Murat Ağırel, Mehmet Şimşek'i vergi adaletsizliği ve liberal kapitalist ekonomi politikaları nedeniyle sert bir şekilde eleştirdi. Ağırel, yoksul halk kesimlerinin ve maaşlı çalışanların borç yükünü taşıdığını, buna karşın lüks işletmelerin vergi ödemekten kaçındığını belirtti. İzmir'deki bir börekçi firmanın ödediği vergilerle lüks işletmelerin ödemediği vergileri karşılaştırarak, Şimşek'in bu duruma müdahale etmediğini vurguladı.
11 Haziran 2024

Şeref Oğuz, Türkiye'deki KOBİ'lerin ekonomik zorluklarla karşı karşıya olduğunu ve bu zorlukların kötü yönetimden kaynaklandığını belirtiyor. Oğuz, KOBİ'lere dayatılan çözümler yerine, onların faydasına odaklanılması gerektiğini savunuyor. Ayrıca, KOBİ'lerin belirsizlik ve küçülme dönemlerinde kârlılıklarını gözden geçirmeleri gerektiğini vurguluyor. Oğuz, KOBİ'lerin yaşatılmasının ekonominin yaşaması için önemli olduğunu ifade ediyor.
17 Mayıs 2024

Türkiye'de sendikal hareket, geçmiş dönemlere kıyasla oldukça zayıflamış durumda. 2023 Temmuz verilerine göre, çalışanların sadece yüzde 14,76'sı sendikalı ve bu sendikaların büyük bir kısmı iktidar ve sermaye yanlısı. Toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçilerin oranı ise yüzde 7'yi aşmıyor. Sendikal hareketin zayıflığı, işçi sınıfının ekonomik kriz ve otoriter yönetim koşulları altında daha da güçsüzleşmesine yol açıyor. Bu durum, işçi sınıfının hak arama mücadelesini zorlaştırıyor ve grev gibi eylemler, işsizlik ve açlık riski taşıyor.
3 Mayıs 2024

Kadın Girişimciler Derneği'nin (KAGİDER) hesaplamalarına göre, Türkiye'de 10 kadından yedisinin herhangi bir geliri bulunmuyor. KAGİDER Yönetim Kurulu Başkanı Esra Bezircioğlu, Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) yoksulluk ve yaşam koşulları istatistiklerine göre yoksulluk oranının 2023'te yüzde 13,9 olduğunu belirtti. Bezircioğlu, çalışma yaşındaki kadın nüfusunun sadece yüzde 35,8'inin iş gücünde olduğunu ve kadınların yüzde 65'inin herhangi bir geliri olmadığını vurguladı.
25 Eylül 2024

Esfender Korkmaz'ın yazısında, Türkiye'nin siyasi haklar, sivil özgürlükler ve yolsuzluk algısı açısından dünya genelinde olumsuz bir imaja sahip olduğu belirtiliyor. Ülkenin yatırım yapılabilirlik statüsünün düşük olduğu, yabancı ve yerli sermayenin çekildiği, dış borç risklerinin yüksek olduğu ve gelir dağılımındaki adaletsizliğin arttığı vurgulanıyor. Bu durumun Türkiye'nin ekonomik büyümesini ve uluslararası itibarını olumsuz etkilediği ifade ediliyor.
27 Şubat 2024

Kaan Sezyum, Türkiye'deki mafyatik yapıların ve cemaatlerin mevcut durumunu eleştiren bir yazı kaleme aldı. Yazısında, mafyatik yapıların Türkiye'de rahatça faaliyet gösterebileceğini ve vatandaşlık, oturma izni alabileceğini belirtti. Ayrıca, cemaatler için dönemsel kampanyalar düzenlendiğini ve çok uluslu şirketlerin Türkiye'de çevreyi tahrip edebileceğini vurguladı. Sezyum, bu tür yapıların Türkiye'de koruma altında olduğunu iddia etti.
17 Temmuz 2024
İşaretlediklerim