Şeref Oğuz, son seçim sürecinde ekonominin soğutulmaya çalışılmasının ve büyümeden taviz verilmemesinin zorluklarını ele alıyor. Heterodoks politikaların denendiğini ve bu politikaların ekonomik enkaz bıraktığını belirtiyor. Ortodoks politikaların benimsenmesiyle ekonomik büyümenin yavaşlayacağını ve işsizliğin artacağını öngörüyor. Oğuz, işsizliğin artması durumunda uygulanacak geçici çözümlerin yetersiz kalacağını ve yapısal reformların gerekli olduğunu vurguluyor.
16 Nisan 2024

Şeref Oğuz, Türkiye'nin heterodoks ekonomi politikaları nedeniyle yaşanan ekonomik sorunlara dikkat çekiyor. 1,9 trilyon TL'lik bütçe açığı, 818 milyar liralık Merkez Bankası zararı ve KKM ilave yüklerine işaret ederek, politika faizinin geç artırılmasının enflasyon ve döviz kuru üzerinde olumlu bir etki yaratmadığını belirtiyor. Oğuz, bu durumu gaflet ve cehalet ötesi bir hıyanet olarak nitelendiriyor ve yanlış politikaların sonuçlarına dair sorumluluğun kim tarafından üstlenileceğini sorguluyor.
19 Nisan 2024

Şeref Oğuz, ekonomideki sıkıntıları aşma yolunda israfla mücadelenin önemine dikkat çekiyor. Kamuda ve özel sektörde israfın yaygın olduğunu belirten Oğuz, özellikle bütçe açığı, seçim ekonomileri ve popülizm gibi konuların israfı artırdığını ifade ediyor. Oğuz, kamuda basılı malzemelerin büyük bir israf kalemi olduğunu ve bu tür harcamaların ciddi tasarruf potansiyeli taşıdığını vurguluyor.
8 Temmuz 2024

Şeref Oğuz, kamu sektöründe gözlemlenen aşırı harcamaları ve lüks tüketimi eleştirerek, bu durumun sosyal barışı tehdit ettiğini belirtti. Maliye Bakanı Şimşek'in tasarruf amacıyla çıkardığı genelgenin, beklenenin aksine daha fazla harcama talebi yarattığını ifade etti. Oğuz, enflasyonla mücadelede samimiyetin, kamunun israf kalemlerini gözden geçirmesiyle başlaması gerektiğini vurguladı.
22 Şubat 2024

Şeref Oğuz, Türkiye'deki KOBİ'lerin ekonomik zorluklarla karşı karşıya olduğunu ve bu zorlukların kötü yönetimden kaynaklandığını belirtiyor. Oğuz, KOBİ'lere dayatılan çözümler yerine, onların faydasına odaklanılması gerektiğini savunuyor. Ayrıca, KOBİ'lerin belirsizlik ve küçülme dönemlerinde kârlılıklarını gözden geçirmeleri gerektiğini vurguluyor. Oğuz, KOBİ'lerin yaşatılmasının ekonominin yaşaması için önemli olduğunu ifade ediyor.
17 Mayıs 2024

Şeref Oğuz, hükümetin mali sıkıntılara çözüm olarak vergilerle oynamaya meyilli olduğunu belirtiyor. Yazısında, bütçe açığının büyük bir kısmının faiz ödemelerinden kaynaklandığını ve hükümetin bu durumu vatandaşa daha fazla vergi yükleyerek çözmeye çalıştığını ifade ediyor. Oğuz, 1 Nisan'dan sonra vatandaşlardan peşin vergi talep edilmesinin bir şaka olmadığını, ciddi bir mali yük olduğunu vurguluyor.
20 Şubat 2024

Şeref Oğuz, hükümetin dar gelirli kesimden vergi alarak bütçe açığını kapatma çabalarını eleştirdi. Oğuz, zenginlerden vergi alınmadığını ve devletin gereksiz harcamalarına devam ettiğini belirtti. Ayrıca, tasarruf paketlerinin etkisiz kaldığını ve kamu harcamalarının arttığını vurguladı. Oğuz, bütçe açığının kayıt dışı ekonomiden elde edilecek gelirlerle kapatılması gerektiğini savundu.
24 Haziran 2024

Şeref Oğuz, Mehmet Şimşek'in yabancı yatırımcıyı çekebilmesi için önce içerdeki yatırımcıyı ikna etmesi gerektiğini vurguluyor. Oğuz, yerli yatırımcıların enflasyon, maliyetler, belirsizlik ve ani regülasyonlar gibi sorunlarla karşı karşıya olduğunu belirtiyor. Ayrıca, vergi reformu paketine hükümetten yeterli destek gelmediğini ve yabancı yatırımcıların bu durumu fark ettiğini ifade ediyor. Yabancı yatırımcıların sürprizleri sevmediğini, politik istikrarsızlıktan hoşlanmadığını ve hukuksuzluk ile ayrımcılıktan kaçındığını belirtiyor.
25 Haziran 2024

Şeref Oğuz, iktidarın muhalefet belediyelerini zor durumda bırakmak için çeşitli stratejiler uyguladığını iddia ediyor. Bu stratejiler arasında borç yükü oluşturma, belediye kasalarını boşaltma, projeleri onaylamama ve SGK borçlarını tahsil etme gibi yöntemler bulunuyor. Oğuz, bu durumun halkın gözünde iktidarın itibarını zedelediğini belirtiyor. Ayrıca, iktidarın bu tür 'şeytani inovasyonlar' yerine daha yapıcı çözümler üretmesi gerektiğini savunuyor.
26 Temmuz 2024

Şeref Oğuz, ekonomide kadın-erkek eşitliğinin sağlanmasının uzun bir süre alacağını, bu durumun sadece Türkiye için değil, dünya geneli için de geçerli olduğunu ifade etti. Time dergisinin 2000 yılında yaptığı bir ankette, kadın başkan beklentisinin 50 yıl olduğunu, buna karşın zenci bir başkanın 10 yıl içinde mümkün görüldüğünü hatırlattı. Oğuz, kadın-erkek eşitsizliğinin, pozitif ayrımcılık uygulamalarına rağmen devam ettiğini ve ayrımcılık yapmadan fırsat ve hayat eşitliğine ulaşmanın önemini vurguladı.
8 Mart 2024

Şeref Oğuz, bayram tatilinin sona ermesiyle birlikte Türkiye'deki ekonomik krizin devam ettiğini vurguluyor. Hükümetin aynı politikaları sürdürdüğünü ve bütçenin hala boş olduğunu belirtiyor. Anadolu ve Trakya'da yapılan gezilerde halkın krizi yönetmeye çalıştığını ancak belirsizlikten şikayetçi olduğunu ifade ediyor. Enflasyon, kur, faiz, döviz, ihracat, ithalat, bütçe açığı ve işsizlik gibi sorunların bayram sonrası da devam edeceğini hatırlatıyor.
20 Haziran 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'nin yüksek enflasyon ve yoksulluk gibi iki büyük krizle karşı karşıya olduğunu belirtti. Korkmaz, vergi adaletinin sağlanması için gelir vergisinde ücret ve maaşlar üzerindeki vergi yükünün düşürülmesi gerektiğini savundu. Reel sektörde zararların ve iflasların arttığını, sanayi üretiminde büyüme oranının düşük kaldığını ve doğrudan yabancı yatırım sermayesinin gelmediğini vurguladı. Ekonomik istikrarın sağlanması için demokratik ve hukuki altyapının düzeltilmesi gerektiğini ifade etti.
23 Temmuz 2024

Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası işlemlerin durdurulduğu Borsa İstanbul'da, düzenlemelerle şirketlerin hisse geri alımına yönelmesi ve bireysel emeklilik sistemine (BES) yapılan değişikliklerle borsaya 10 günde 10 milyar TL girişi bekleniyor. Merkez Bankası'nın da tahvil alımı yapacağını duyurmasıyla borsada yükseliş yaşandı. Ekonomist Şeref Oğuz, bu gelişmelerin borsadaki şaibeyi ortadan kaldıracak radikal ve güven verici kararlar olmadığını, yaratılan 'kazanma alanı'nın sadece seçimlere kadar süreceğini ve bu durumun spekülatörlerin lehine olacağını belirtti.
15 Şubat 2023

Elif Çakır, yazısında Türkiye'deki ekonomik krizin derinleştiğini ve halk ekmek fiyatlarının farklı şehirlerde ciddi şekilde arttığını vurguluyor. Çakır, merkezi yönetimin kötü ekonomi politikalarının yerel yönetimlerin çabalarını boşa çıkardığını ve vatandaşların hayat pahalılığı altında ezildiğini belirtiyor. Mehmet Şimşek'in bir yıldır ekonomiyi düzeltmek için çabaladığını ancak başarılı olamadığını ifade ediyor.
3 Temmuz 2024

Koç Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp, Türkiye'de enflasyonla mücadelede faiz artışlarının yetersiz kaldığını ve 'acı reçete' olarak adlandırılan kemer sıkma politikalarının etkilerinin seçim sonrasında hissedileceğini ifade etti. Merkez Bankası'nın enflasyonla mücadelede zor bir durumda olduğunu ve yapılan faiz artışlarının ekonomik yavaşlamaya yol açsa da enflasyonu kontrol altına almak için yeterli olmadığını belirtti. Ayrıca, sermaye girişlerinin beklenen ivmeyi kazanamamasının, geçmiş politikaların yarattığı güvensizlikten kaynaklandığını vurguladı.
16 Mart 2024

Şeref Oğuz, kredi faizlerinin %73'e ulaştığı bir dönemde şirketlerin borçlanma zorluklarını ele alıyor. Bu yüksek faiz oranlarıyla borçlanmanın, şirketlerin iflastan kaçınmak için zorunlu hale geldiğini belirtiyor. Ayrıca, şirketlerin öz sermayeye odaklanarak ve varlıklarını satarak bu zorlu dönemi atlatmaya çalışmaları gerektiğini vurguluyor. Oğuz, yüksek faiz oranlarının bankaların suçu olmadığını, ancak şirketlerin hayatta kalmak için bu faiz oranlarını kabul etmek zorunda kaldığını ifade ediyor.
20 Mayıs 2024

Orhan Bursalı, 2023 genel seçimlerinde AKP'nin güçlü bir konumda olmasına rağmen, son 10 ayda yaşanan ekonomik çöküş ve Erdoğan'ın emekçilere ve emeklilere karşı tutumu gibi faktörlerin partinin oy kaybına neden olduğunu belirtiyor. Muhalefetin, iktidarın ekonomi politikalarına karşı yürüttüğü aydınlatma çalışmalarının da önemli bir etkisi olduğunu vurguluyor. Ayrıca, seçime katılım oranında düşüş olduğunu ve bazı seçmenlerin oyunu değiştirdiğini veya sandığa gitmediğini ifade ediyor.
2 Nisan 2024

Yusuf Ziya Cömert, Mehmet Şimşek'in enflasyonla mücadele konusunda halkı ikna etme gerekliliğinden bahsettiğini ancak somut bir plan sunmadığını eleştiriyor. Cömert, Şimşek'in önerdiği muhtemel politikaların adaletsiz olduğunu ve özellikle dar gelirli vatandaşları olumsuz etkileyeceğini savunuyor. Ayrıca, Türkiye'deki vergi sisteminin dolaylı vergilere dayalı olması ve bu durumun zengin ile yoksul arasındaki eşitsizliği artırdığını belirtiyor. Cömert, gelir dağılımı adaletsizliğini gidermek için vergi reformunun gerekli olduğunu vurguluyor.
19 Nisan 2024

Ekonomist Remzi Özdemir, seçimlerin ardından Türkiye'de hükûmetin enflasyonla mücadele kapsamında daha sert tedbirlere başvuracağını iddia etti. Özdemir'e göre, Merkez Bankası Nisan toplantısında bu yönde önemli adımlar atacak ve bu durum fiyatların düşmesine neden olacak. Özdemir, halkın bu süreçte zorlanacağını ancak sonunda Merkez Bankası'nın enflasyonu düşürme başarısını takdir edeceğini belirtti.
24 Şubat 2024

Esfender Korkmaz, son bir yılda ekonomik güven endekslerinin düşüşünü ve halkın yaşam koşullarının kötüleşmesini ele alıyor. Ekonomik güven endeksi 101,3'ten 95,8'e, tüketici güven endeksi 85,1'den 78,3'e ve reel kesim güven endeksi 105,7'den 100,5'e geriledi. Korkmaz, halkın ve üreticilerin ekonomik durumlarının bozulduğunu ve gelecekte daha da kötüleşeceğini düşündüklerini belirtiyor. Mehmet Şimşek'in politikalarının halkın güvenini kazanamadığını ve ekonomik istikrarı sağlayamadığını vurguluyor.
28 Haziran 2024
İşaretlediklerim