Esfender Korkmaz, AKP iktidarının 2006 yılında çıkardığı ve tarımsal destekleme programlarının finansmanı için gayrisafi millî hasılanın yüzde birinden az olamayacağını belirten kanuna uymadığını ifade etti. 2007 yılından itibaren tarımsal desteklerin milli gelire oranı yüzde 1'in altında kaldı ve zamanla daha da azaldı. Korkmaz, tarımsal desteklerin yeniden GSYH'nın yüzde birine çıkarılması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, Türkiye'deki yüksek geçiş ücretlerinin gıda fiyatlarını artırdığına ve tarım ürünlerinin nakliyesinde paralı yolların bedava olması gerektiğine dikkat çekti.
7 Şubat 2024

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye ekonomisi 2022 yılında yüzde 5,6 oranında büyüme kaydetti. İşgücü ödemeleri yüzde 82,7 artış gösterirken, net işletme geliri yüzde 115,2 arttı. Buna rağmen, işgücü ödemelerinin Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) içindeki payı yüzde 26,5'e düşerek, 1998'den beri en düşük seviye olan yüzde 25,2'ye geriledi. Kişi başına düşen milli gelir ise 2022'de 10 bin 655 dolara yükseldi.
28 Şubat 2023

DEVA Partisi lideri Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçim öncesi maaş zamlarıyla vatandaşlara 'yalancı bir bahar' vadettiğini ve seçim sonrası Türkiye'nin 'kara kışa' sürükleneceğini iddia etti. Babacan, Türkiye'nin enflasyonla mücadele edecek politika ve iş bilen kadrolardan yoksun olduğunu, bu durumun devam etmesi halinde yoksulluğun artacağını ve temel gıda maddelerine erişimin zorlaşacağını belirtti. Ayrıca, iktidarın seçimler öncesinde ekonomiyi sağlam tutmak için döviz işlemlerine sınırlama getirdiği ve Merkez Bankası rezervlerini kullanarak dolar kurunu sabit tutmaya çalıştığına dikkat çekti.
22 Mayıs 2023

Veysel Ulusoy, TÜİK'in sunduğu istatistiklerin yanlış hesaplandığını ve bu durumun ekonomik politikaları olumsuz etkilediğini belirtiyor. Tarım ürünlerindeki maliyet artışlarının çiftçilerin reel kazançlarını kayba dönüştürdüğünü ve bu durumun gıda güvenliği açısından büyük bir sorun teşkil ettiğini vurguluyor. Ayrıca, sanayi üretimi ve milli gelir gibi verilerin de doğru olmayan enflasyon oranları ile hesaplandığını ve bu nedenle ülke gerçeklerinden sapıldığını ifade ediyor. Ulusoy, bu durumun sabit gelirli halkın birikim ve varlıklarının erimesine yol açtığını ve ek vergi ve ücret baskılaması ile karşı karşıya kaldıklarını belirtiyor.
16 Haziran 2024

Aziz Çelik, Türkiye'de yaşanan yüksek enflasyonun ülkenin en büyük sorunu olduğunu belirtiyor. Enflasyonun, emek gelirlerinin artış hızını aşması nedeniyle pahalılığın arttığını ve bu durumun özellikle emekçi sınıfları olumsuz etkilediğini vurguluyor. Ayrıca, yüksek enflasyonun sermaye gelirlerini koruduğunu ve gelir dağılımını bozduğunu ifade ediyor. Temmuz 2024'te açıklanacak olan resmi enflasyon oranlarının, kamu görevlileri ve emekliler için maaş artışlarını belirleyeceğini ancak bu artışların enflasyon oranının altında kalacağını öngörüyor.
6 Mayıs 2024

Birleşik Metal-İş Sendikası'nın (BİSAM) Mayıs dönemi raporuna göre, Türkiye'de dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi için gerekli asgari harcama tutarı olan açlık sınırı 10 bin 72 TL'ye, yoksulluk sınırı ise 34 bin 838 TL'ye yükseldi. Asgari ücretin 8 bin 506 lira olduğu Türkiye'de, açlık sınırı asgari ücretin 730 lira üzerinde bulunuyor. Yoksulluk sınırı ise eğitim, sağlık, barınma gibi temel ihtiyaçları da içerecek şekilde hesaplanıyor.
15 Haziran 2023

AKP Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı açıklamada, en düşük memur maaşının 22 bin TL'ye çıkarılmasını öngören kanun teklifinin bu hafta Meclis Başkanlığı'na sunulacağını duyurdu. Akbaşoğlu, enflasyon ve refah payını da içerecek düzenlemelerle verilen sözlerin yerine getirileceğini belirtti. Ayrıca, seçim beyannamesinde yer alan ev kadınlarının emeklilik hakkı ve evlilik primleri gibi taahhütlerin de bu süreçte kanun teklifi içinde yer alacağını ifade etti.
4 Temmuz 2023

Rahmi Turan, 31 Mart seçimlerinin ardından Türkiye'nin ekonomik durumunun daha da kötüleşebileceğini öne sürüyor. İktidarın 2028 yılına kadar seçim endişesi olmadan hareket edeceğini ve bu süreçte enflasyon, fiyatlar ve vergilerdeki artışların halkın bütçesinde derin yaralar açabileceğini belirtiyor. Turan, iktidarın savurgan politikalarının devam edeceği ve halktan yeni vergilerle fedakarlık beklenmeye devam edileceği konusunda uyarıda bulunuyor.
9 Mart 2024

Aziz Çelik'in analizine göre, 2024 seçimleri, Türkiye'de ekonominin doğrudan etkilediği önemli bir dönüm noktasıdır. AKP'nin ekonomi politikaları, enflasyonun yüzde 70-80 bandına yükselmesi, döviz kurundaki artış ve emek gelirlerinin alım gücünün düşmesi gibi faktörler nedeniyle eleştirilmiştir. 2002'den 2010'ların ortasına kadar ekonomik büyüme ve toplumsal refah artışı sağlanmışken, sonraki dönemde ekonomik koşulların zorlaşması ve emekçi sınıfların yoksullaşması, 2024 seçimlerinde siyasal iktidarın yenilgisine yol açan ana faktörlerden biri olmuştur.
8 Nisan 2024

Ipsos araştırma şirketinin gerçekleştirdiği ankete göre, Türkiye'de halkın yüzde 73'ü ülkenin yanlış istikamette ilerlediğini düşünüyor. 26 Ocak-9 Şubat tarihleri arasında 29 ülkede yapılan ankette, Türkiye'deki katılımcılar enflasyonu en büyük sorun olarak görüyor. Yoksulluk ve sosyal adaletsizlik ikinci, suç ve şiddet ile işsizlik ise diğer önemli kaygılar arasında yer alıyor. Ekonomik durumu kötü olarak değerlendirenlerin oranı ise yüzde 74.
4 Mart 2024

Türkiye, AKP iktidarının son 21 yılında toplamda 563 milyar dolar faiz ödemesi gerçekleştirdi. 2023 yılında toplanan her 100 lira verginin 15 lirası faiz ödemelerine gitti ve 2024'te bu oranın en az 17 lira olması bekleniyor. 2023'te ödenen faiz miktarı 28,4 milyar dolar ile 2011'den bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. 2024 bütçe planlamasına göre, hükümetin toplam harcamalarının 11,3'ü faiz ödemelerine ayrılacak.
7 Şubat 2024

Barış Terkoğlu, OYAK'ın son yıllarda kötü yönetildiğini ve siyasi müdahaleler nedeniyle performansının düştüğünü belirtti. 2016 yılından itibaren OYAK'ın enflasyonu karşılama oranının düştüğünü ve son beş yılda en kötü performansı gösterdiğini vurguladı. Üçok, siyasetin OYAK'a müdahale etmesinin ve şeffaflık eksikliğinin sorunların temelinde yattığını ifade etti. Siyasetin OYAK'tan elini çekmesi gerektiğini savunarak, aksi takdirde OYAK'ın zarar göreceğini belirtti.
20 Haziran 2024

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), Mayıs 2024 için dört kişilik bir ailenin açlık sınırını 18 bin 969 lira, yoksulluk sınırını ise 61 bin 788 lira olarak hesapladı. Açlık sınırı, mevcut asgari ücreti 1967 lira aşmış durumda. Bekar bir çalışanın yaşama maliyeti ise aylık 24 bin 609 lira olarak belirlendi. Bu veriler, asgari ücretin yetersizliğini ve yaşam maliyetlerinin yüksekliğini gözler önüne seriyor.
30 Mayıs 2024

Ekonomist Ali Ağaoğlu, 2023 yılında borsa endekslerinde oynaklığın artacağını belirtti ve genç yatırımcılara bütün tasarruflarıyla işlem yapmamaları konusunda tavsiyelerde bulundu. Geçen yıl enflasyon karşısında korunma aracı olarak kullanılan borsanın, yeni yıla dalgalı bir başlangıç yaptığına dikkat çekti. Ağaoğlu, seçim öncesi ve sonrasında oynaklığın artacağını öngörerek, yatırımcılara sermayelerinin bir kısmını ayırmalarını ve farklı finansal enstrümanlar hakkında bilgi edinmelerini önerdi.
9 Ocak 2023

Türkiye'de memur ve emekli maaşlarına yapılan yüzde 30 zam, engelli bireylerin ve bakım aylığı alanların maddi durumunu iyileştirmeye yetmiyor. 2023 yılında en yüksek engelli aylığı 2 bin 392 TL, bakım aylığı ise 4 bin 336 TL olarak belirlendi. Toplumsal Haklar ve Araştırmalar Derneği Başkanı Süleyman Akbulut, 731 bin engelli ve ailesinin açlık sınırının altında yaşadığını belirtiyor. Engelli bireyler ve aileleri, engellilikten kaynaklanan ekstra mali yükümlülükler nedeniyle daha fazla gelire ihtiyaç duyuyor. Ayrıca, engelli bakımını üstlenen aile yakınları, sosyal güvencesiz bir şekilde ve asgari ücretin yarısı kadar bir gelirle çalışmak zorunda kalıyor.
4 Ocak 2023

Rahmi Turan, iktidarın yıllardır savunduğu 'en az 3 çocuk' politikasının, halkı ekonomik zorluklar nedeniyle bir çocuk bile yapamaz hale getirdiğini belirtti. Genç ailelerin derin yoksulluk içinde olduğunu ve çocuklarına nasıl bakacakları konusunda endişe duyduklarını ifade etti. Eğitim sisteminin niteliksiz müfredatla çöktüğünü ve özel okulların yüksek maliyetlerinin aileleri zor durumda bıraktığını vurguladı. Ayrıca, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in enflasyonu düşürme çabalarının yoksulluğu daha da artırdığını iddia etti.
28 Mayıs 2024

Birleşmiş Milletler'in Dünya Ekonomik Durumu ve Beklentiler 2023 raporuna göre, küresel ekonomik büyüme 2023 yılında yüzde 1,9 olacak ve bu oran son yılların en düşük büyüme tahmini olarak kaydedildi. Raporda, 2024 yılında küresel ekonomik büyümenin yüzde 2,7'ye yükselebileceği belirtildi. Türkiye ekonomisinin 2023'te yüzde 3,7 ve 2024'te yüzde 3,5 büyümesi beklenirken, yıl sonu enflasyon oranının ortalama yüzde 42,4 olacağı ve 2024'te yüzde 13,5'e düşeceği tahmin ediliyor. Bu tahminler, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2023 enflasyon hedefinin yüzde 20'ler seviyesinde olacağı yönündeki açıklamasının üzerinde.
26 Ocak 2023

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, 2022 Yılı Değerlendirmesi 2023 Hedefleri Programı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye ekonomisinde iyileşmeler olduğunu ve kişi başına düşen milli gelirin arttığını belirtti. Nebati, 2022'de kişi başına gelirin 10 bin dolar seviyesini aştığını ve 2023 yılında 12 bin doların üzerine çıkacağını öngördüklerini ifade etti. Ayrıca, Türkiye'nin bütçe açığının yılın tamamında 139,1 milyar TL olduğunu söyledi.
16 Ocak 2023

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), Haziran 2024 için dört kişilik bir ailenin açlık sınırını 18 bin 978 lira, yoksulluk sınırını ise 61 bin 820 lira olarak hesapladı. Açlık sınırı, mevcut asgari ücreti 1976 lira aşmış durumda. Bekar bir çalışanın yaşama maliyeti ise aylık 24 bin 614 lira olarak belirlendi. Bu veriler, asgari ücretin yetersizliğini ve yaşam maliyetlerinin yüksekliğini gözler önüne seriyor.
1 Temmuz 2024

Alaattin Aktaş, reel faiz oranlarının hesaplanmasında kullanılan yöntemlerin ve gelecek dönem enflasyon tahminlerine duyulan güvensizliğin, tasarruf sahiplerinin döviz ve altın gibi alternatif yatırım araçlarına yönelmesine neden olduğunu belirtiyor. Aktaş, mevcut enflasyon oranları ile karşılaştırıldığında, yüzde 55'lik faiz oranının negatif olarak değerlendirilmesinin yanlış olmadığını, ancak bu hesaplama yönteminin pratikte doğru bir yaklaşım olduğunu ifade ediyor. Yazısında, gelecek dönem enflasyon tahminlerine güven olmamasının, bu tür bir hesaplama yönteminin tercih edilmesinin ana nedeni olduğunu vurguluyor.
25 Mart 2024
İşaretlediklerim