Erzincan İliç'te, siyanür kullanılarak yapılan altın ayrıştırma işlemi çevre ve insan sağlığı üzerinde ciddi riskler barındırıyor. İşçilerin zehirli atıklarla teması ve siyanürün Fırat Nehri'ne sızma ihtimali endişe yaratıyor. Anagold şirketi ve ortakları, yerel halkın ve bilim insanlarının uyarılarına rağmen faaliyetlerine devam ediyor. AKP iktidarı ve ilişkili isimler, madencilik yasalarında yapılan değişiklikler ve verilen imtiyazlarla eleştiriliyor. Altın madenciliği, Türkiye genelinde çevresel ve sağlık sorunlarına yol açarken, iktidarın bu konudaki politikaları tartışma konusu olmaya devam ediyor.
16 Şubat 2024

Erzincan'ın İliç ilçesinde, 13 Şubat'ta bir altın madeninde büyük bir toprak kayması meydana geldi ve dokuz işçi toprağın altında kaldı. Olaya ilişkin soruşturma kapsamında, madeni işleten şirketin Türkiye Ülke Müdürü C.D. gözaltına alındı. Maden daha önce siyanür sızdırma şikayetiyle gündeme gelmiş ve Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı tarafından firmaya 16,4 milyon lira ceza kesilmişti. Maden, gerekli iyileştirmeler yapıldıktan sonra faaliyetlerine yeniden başlamıştı.
18 Şubat 2024

Erzincan'ın İliç ilçesinde bulunan bir altın madeninde 13 Şubat'ta büyük bir toprak kayması yaşandı. Bu olayın ardından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, maden ocağının çevre izin ve lisans belgesini iptal etti. Bilirkişi heyetinin ön raporunda, maden sahasındaki çatlakların bilinmesine rağmen çalışmalara devam edildiği ve işçilerin hayatlarının tehlikeye atıldığı belirtildi. Bakanlık, yığın liç sahasından malzemenin akması ve lisans şartlarının ortadan kalkması nedeniyle bu kararı aldı.
17 Şubat 2024

Erzincan'ın İliç ilçesinde bulunan bir altın madeninde 13 Şubat'ta meydana gelen büyük bir toprak kayması sonucu dokuz işçi hayatını kaybetti. Meclis'te kurulan İliç Maden Kazası Araştırma Komisyonu'nda, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yetkilileri sorumlulukları kabul etmedi. Çevre Bakanlığı, madenin denetim ve izleme görevlerini yerine getirmediğini belirtti, Enerji Bakanlığı ise alanın Çevre Bakanlığı'nın sorumluluğunda olduğunu ifade etti.
2 Mayıs 2024

Can Ataklı, iktidarın çevreci ve bilim insanlarının uyarılarını dikkate almadığını, bu nedenle önlenebilir bir çevre faciasının yaşandığını ifade etti. İki yıl önce yaşanan siyanür borusu patlamasının ders olmadığını, aksine madenin üç kat daha büyütülmesine izin verildiğini belirtti. Murat Kurum'un çevre bakanıyken madenin büyütülmesine ve yığma atık dağı oluşturulmasına onay verdiğini, madenin büyük bir kısmının yabancı şirketlere ait olduğunu ve vergi borcunun silindiğini aktardı.
15 Şubat 2024

Erzincan İliç'te bulunan Çöpler altın madeninde 13 Şubat'ta meydana gelen toprak kayması sonucu dokuz işçi toprak altında kalmış ve siyanür dahil zehirli kimyasallar Fırat Havzası'na yayılmıştır. Halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Ali Osman Karababa, bu olayı 'çevre cinayeti' olarak nitelendirerek, madenin atık baraj gölünün depremle yıkılması halinde Fırat ekosisteminin çökeceği uyarısında bulunmuştur. Madencilik faaliyetlerinin çevre ve halk sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri, geçmişte yaşanan benzer felaketler ve madencilik sektörünün çevresel düzenlemelere uyum sorunları ele alınmıştır.
24 Şubat 2024

Ardahan’ın Göle ilçesinde altı ayrı maden sahası oluşturulmuş olup, bu sahalardan bazıları Koza Altın ve Cemar Madencilik'e verilmiştir. Bölgedeki meralar, köyler ve ilçe merkezi madencilik faaliyetleri nedeniyle tehdit altındadır. Devlet Su İşleri, taşkın riski olan alanların kullanılmaması gerektiğini belirtmiş, ancak bu alanlar Koza Altın’ın ruhsat sahasının büyük bir kısmını kapsamaktadır. Avukat Cömert Uygar Erdem, maden sahalarının deprem ve taşkın riskleri taşıdığını ve bu durumun doğal hayat ile can ve mal güvenliği açısından tehlikeli olduğunu vurgulamaktadır.
20 Haziran 2024

Oksit Kırıcı Mühendisi Şenol Demir, Anagold madeninde çalıştığı dört yıl boyunca yaşanan bir heyelan olayını anlattı. Demir, heyelanın meydana geldiği gün maden sahasında dinamit patlatıldığını ve bu patlamanın heyelanı tetiklemiş olabileceğini ifade etti. Olay günü çatlaklar tespit edilmiş ve bölge güvenlik açısından boşaltılmıştı. Demir, göçük altında kalan bir personelin neden riskli bölgeye gittiğini bilmediğini belirtti ve tutuklandı.
20 Şubat 2024

Cemalettin Küçük, Kışladağ-Eşme-Uşak bölgesinde altın madenciliğinin çevresel yıkıma yol açtığını ve yerel halkın zorunlu göçe tabi tutulduğunu belirtiyor. Altın Madencileri Derneği'nin 'sorumlu altın işletmeciliği' etkinliği düzenleyeceği duyurulurken, bölgedeki madencilik faaliyetlerinin su kaynaklarını kirlettiği ve tarım alanlarını yok ettiği vurgulanıyor. Yerel halk, bu duruma karşı direniş gösteriyor ve seslerinin duyulmasını istiyor.
15 Mayıs 2024

Erzincan'ın İliç ilçesinde bulunan Çöpler Altın Madeni'nde meydana gelen toprak kayması sonucu dokuz kişiye ulaşılamıyor. Maden, siyanür sızdırma şikayetiyle daha önce de gündeme gelmiş ve Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı tarafından 16,4 milyon lira ceza almıştı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, siyanür tehlikesi ve ihmal ile ilgili soruları Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'a yönlendirirken, Erzincan Belediye Başkanı Bekir Aksun siyanürle ilgili bilgisinin olmadığını belirtti.
13 Şubat 2024

Ankara'da Maden Petrol İşleri Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen ihalelerle Türkiye'nin çeşitli bölgelerindeki araziler madencilik faaliyetleri için açılmaktadır. Özellikle Erdoğan'ın sınırlarını üç yıl önce değiştirdiği Araklı Pazarcık Yaylası ve Araklı Yeşilyurt Yılantaş Yaylası'ndaki altın ruhsatları satılmıştır. Bu durum, potansiyel ekolojik yıkıma ve altın madenciliğinin doğal alanlar üzerindeki etkilerine dikkat çekmektedir. Bahadır Özgür, altın lobisinin bu tür faaliyetlerle nasıl bir ekolojik yıkıma yol açabileceğini ve halkı nasıl etkileyebileceğini ele alıyor.
2 Mart 2024

Gazeteci Murat Ağırel, Erzincan İliç'te bulunan Çöpler madeninin kapatılması gerektiğini belirterek, bu konuda iki yıl önce de uyarılarda bulunduğunu ifade etti. Madenin büyük bir tehdit oluşturduğunu ve yaşananların bir felaket değil, cinayet olduğunu vurguladı. Çeşitli siyasetçiler, bilim insanları ve uzmanlar da madenin tehlikeleri konusunda uyarılarda bulunmuş, Yüksek Metalurji Mühendisi Cemalettin Küçük tehlikeleri on yıl önce öngörmüştü. Gazeteci İbrahim Gündüz ise bu konuyu 'Altın Ölüm' kitabında detaylandırdı.
17 Şubat 2024

Anayasa Mahkemesi, Artvin Cerattepe'deki madencilik faaliyetlerine yönelik 'ÇED Olumlu' raporuna karşı yapılan bireysel başvuruda 'hak ihlali' kararı verdi ve yeniden yargılanmanın yolunu açtı. Kararda, madencilik faaliyetlerinin bölgenin doğal yapısı, suları ve ekosistem bütünlüğünü olumsuz etkilediği belirtildi. Yeşil Artvin Derneği, bu kararın kamu idaresinin madencilik faaliyetini durdurması için yeterli olduğunu ifade etti. Daha önce Rize İdare Mahkemesi tarafından iptal edilen 'ÇED Olumlu' raporu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yeniden verilmişti.
24 Mayıs 2024

Erzincan'ın İliç ilçesinde yaşanan büyük bir çevre felaketi sonucu, 16 milyon ton siyanür ve sülfürik asitle kirlenmiş toprak bir dağı yıkarak bir vadiyi doldurdu ve 9 maden çalışanı hayatını kaybetti. Bu olayın ardından, olayı eleştiren gazeteci Deniz Zeyrek, yetkililerden gelen tepkileri ve mesajları alıyor. Yetkililer, yaşanan felaketin sorumluluğunu üstlenmek yerine, olayı sorgulayan gazetecilere saldırıyor. Bu durum, medya üzerindeki baskının ve çevre felaketlerinin yönetimindeki eksikliklerin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
17 Şubat 2024

Erzincan'ın İliç ilçesinde bulunan Anagold Madencilik'e ait Çöpler Altın Madeni'nde çalışan işçiler, yığın liçi sahasında büyük bir yarık fark etti. Yığın liçi, altından ayrıştırıldıktan sonra kalan siyanürlü atık toprağı ifade eder. İşçilerin ve ustabaşının uyarısı üzerine iş durduruldu ve 100'ün üzerinde işçi sahadan çekildi. Ancak, çöküntü meydana geldiğinde dokuz işçi toprak altında kaldı. İlk bulgular, yığın liçinde kapasite artışı, eğri yüzeyde istifleme ve dinamit patlatmalarının heyelanı tetiklediğini gösteriyor.
15 Şubat 2024

TEMA Vakfı, Erzincan İliç'teki altın madeninde 13 Şubat'ta meydana gelen toprak kayması sonucu siyanür ve diğer zehirli kimyasalların Fırat Havzası'na karıştığını açıkladı. Vakıf, bu felaketin önlenebilir olduğunu ve yeterli önlemlerin alınmadığını belirtti. Ayrıca, madencilik faaliyetlerinin çevre ve insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekerek, bu tür faaliyetlerin sonlandırılması gerektiğini vurguladı. TEMA Vakfı, yetkililere çeşitli sorular yöneltti ve madencilik faaliyetlerine ilişkin daha sıkı düzenlemeler yapılması çağrısında bulundu.
15 Şubat 2024

Muğla'daki Akbelen Ormanı'nda, Limak Holding ve IC Holding ortak iştiraki YK Enerji'ye ait kömür madenine karşı direnen köylülerin su tankeri, jandarma tarafından 'incelenecek' gerekçesiyle nöbet tutulan alana alınmadı. Ancak, eylemcilerin direnişi sonucunda tankerin alana alındığı belirtildi. Köylüler, 2019'dan bu yana madene karşı mücadele ediyorlar ve ağaç kesimine karşı eylemler düzenliyorlar.
4 Ağustos 2023

TBMM Amasra Maden Kazası Araştırma Komisyonu'nun raporunda, 14 Ekim 2022'de 41 işçinin hayatını kaybettiği maden faciasının ana nedeninin tali havalandırmadaki yetersizlik olduğu belirtilmiştir. Ayrıca, denetimsizliğin de riski artırdığı vurgulanmıştır. Sayıştay'ın 2019'da madenle ilgili uyarıları olduğu ve hükümetin yeterli tedbirlerin alındığını savunduğu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ise olayı 'kader' olarak nitelendirdiği bilgisi verilmiştir. Komisyon raporunda, metan gazı varlığının ve patlamayı tetikleyici unsurların yönetilememesinin ve etkin bir denetim mekanizmasının olmamasının kazaya yol açtığı tespitleri yer almaktadır.
14 Mart 2023

Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası oluşan enkazın bertarafı için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bürokratları, atıl durumdaki açık maden sahalarını inceledi. Bölgedeki 20 bin maden sahasının kapasitesi değerlendirildi ve uygun sahaların listesi hazırlandı. 4T Platformu Başkanı Ali Rıza Öner, enkazın maden sahalarına dökülmesinin devletin işini kolaylaştıracağını ifade etti.
18 Şubat 2023

Muğla'daki Akbelen Ormanı'nda YK Enerji'ye ait kömür madenine karşı köylülerin mücadelesi devam ederken, ağaç kesimi başladı. Çok sayıda sivil toplum kuruluşu, ortak bir açıklama ile ağaç kesiminin ve saldırıların son bulmasını talep etti. Açıklamada, ormanın çevresindeki yaşamın, tarım alanlarının, köylerin ve binlerce yıllık kadim kültürün, kömür madenleri tarafından 40 yılı aşkın süredir ve Çevresel Etki Değerlendirme raporu dahi düzenlenmeden yok edildiği belirtildi. Ayrıca, Akbelen Ormanı'ndaki maden sahasının genişletilmesine karşı dava açan İkizköylüler'in talebiyle yerel idari mahkemenin, yürütmeyi durdurma kararı verdiği hatırlatıldı.
26 Temmuz 2023
İşaretlediklerim