Ömer Faruk Çolak, Türkiye'nin ekonomik durumunu ve borçlanma politikalarını eleştiren bir yazı kaleme aldı. Yazıda, Diyanet İşleri Başkanı'nın lüks araçlarla dolaşması ve kamu kaynaklarının denetimsiz kullanımı gibi konulara değinildi. Türkiye'nin borç tuzağına düştüğü ve bu durumun ülkenin ekonomik yapısını olumsuz etkilediği vurgulandı. Ayrıca, Mehmet Şimşek'in Maliye Bakanlığı'na getirilmesiyle birlikte karşılaştığı ekonomik zorluklar da ele alındı.
12 Haziran 2024

Akif Beki, AK Parti'nin ilk yıllarında gündeme gelen kamu yönetimi reformlarının başarısız olduğunu ve aşırı merkeziyetçi bir sistemin oluştuğunu eleştiriyor. Kamu çalışanı sayısının 2003'ten 2024'e kadar önemli ölçüde arttığını ve lüks makam araçları ile odalarının yaygınlaştığını belirtiyor. Ayrıca, THY'deki yüksek maaşlar ve personel artışına dikkat çekiyor. Son açıklanan tasarruf tedbirlerinin israf düzenini kabul ettiğini ve bu tedbirlerin seçici olup olmayacağını sorguluyor.
14 Mayıs 2024

Esfender Korkmaz, maaş ve ücret artışlarının yalnızca zam oranları üzerinden tartışılmasının hükûmetin işine geldiğini belirtti. Hükûmetin bu tartışmayı popülizm politikasının bir aracı olarak kullandığını ve zamları kendi cebinden yapmış gibi gösterdiğini ifade etti. Korkmaz, maaş ve ücret artışlarının standarda bağlanması gerektiğini ve bağımsız sendika talebinin önemini vurguladı.
11 Temmuz 2024

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, İstanbul'un Kartal ilçesindeki bir pazar yerinde vergi adaletsizliğine dikkat çekti. Baş, hükümetin vergi politikalarını eleştirerek, eskiden alınan vergilerin yol, su ve elektrik gibi hizmetlere dönüştüğünü, ancak şimdi bu hizmetler için ek vergiler alındığını belirtti. Ayrıca, dolaylı vergilerin halkın cebinden fark ettirmeden çalındığını ve büyük şirketlerin vergi ödemekten kaçındığını vurguladı.
28 Haziran 2024

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, 2016 yılından bu yana sürdürdüğü görevinden ayrılacağını duyurdu. Karamollaoğlu, sağlık sorunları nedeniyle görevini tam olarak yerine getiremediğini ve bu nedenle liderlikten çekildiğini belirtti. Ayrıca, siyasetten tamamen çekilmeyeceğini ve yeni genel başkanın en büyük destekçisi olacağını ifade etti. Bu karar, altılı masa olarak bilinen siyasi ittifakın genel seçimlerdeki başarısızlığı sonrası diğer parti liderlerinin de benzer kararlar almasıyla birlikte geldi.
4 Mayıs 2024

CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, hükümetin uygulamaya koyacağı Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi'ni (UTTS) eleştirerek, bunun vatandaşlar için mali bir yük oluşturacağını belirtti. Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından düzenlenen sistem, akaryakıt alımında taşıtların plaka bilgilerinin otomatik olarak kaydedilmesini sağlayacak. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sistemin vergi kaybını önlemek için önemli bir adım olduğunu savundu. Ancak Yavuzyılmaz, mevcut sistemlerin entegre edilebileceğini ve yeni sistemin gereksiz masraflara yol açacağını iddia etti.
18 Kasım 2024

Deniz Zeyrek, hükümetin küçük ölçekli tasarruf önlemleri yerine büyük kamu harcamalarında kesinti yapılması gerektiğini savunuyor. Yazısında, yüksek maliyetli devlet projeleri, saraylar, konvoylar ve yandaş firmalara verilen ihaleler gibi konulara dikkat çekiyor. Zeyrek, bu tür harcamaların kısılması gerektiğini öne sürerek, mevcut tasarruf önlemlerinin yetersiz olduğunu belirtiyor. Ayrıca, vatandaşa hizmet edecek yatırımların askıya alınmasının da doğru bir tasarruf yöntemi olmadığını vurguluyor.
13 Mayıs 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'nin cari açık sorununu çözmesi için üretimde ithal ara malı ve hammadde kullanımını azaltması gerektiğini belirtiyor. Özel sektör yatırım yapmadığı için devletin pamuk ve iplik gibi ürünlerin üretimine teşvik vermesi gerektiğini savunuyor. Ayrıca, Türkiye için uygun kur rejiminin yönetimli dalgalanma veya yarı sabit kur rejimi olabileceğini ve bu değişiklikler için Merkez Bankası'nda reform yapılması gerektiğini öne sürüyor.
14 Şubat 2024

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, elektrik ve doğalgaz kullanımında 'gelire göre fatura' düzenlemesi için sinyal verdi. Bayraktar, yüksek gelir grubundaki tüketicilere maliyet esaslı fatura yansıtmanın daha doğru olduğunu belirtti. Devletin, salgın döneminden bu yana doğalgaz ve elektrik faturalarının yüzde 60'ını karşıladığını ve bu desteklerin devam edeceğini vurguladı. Ayrıca, enerji fiyatlarındaki değişikliklerin enflasyona etkisini göz ardı etmeden, Merkez Bankası ve Hazine ve Maliye Bakanlığı ile sürecin eşgüdümle yürütüldüğünü ifade etti.
11 Eylül 2024

Bahadır Özgür, Türkiye'nin enerji politikalarının ve elektrik hizmetlerinin hızla çöktüğünü belirtiyor. Elektrik kesintilerinin sıklaştığını ve kamu hizmetlerinin yetersiz kaldığını vurguluyor. Özgür, 12 yıl önce temeli atılan bu çöküşün henüz başlangıcında olduğumuzu ve özel şirketlerle kamu hizmetlerinin sürdürülemez hale geldiğini ifade ediyor. Ayrıca, devletin halkı mağdur ederek şirketlerin kârını koruduğunu iddia ediyor.
17 Temmuz 2024

Şeref Oğuz, hükümetin mali sıkıntılara çözüm olarak vergilerle oynamaya meyilli olduğunu belirtiyor. Yazısında, bütçe açığının büyük bir kısmının faiz ödemelerinden kaynaklandığını ve hükümetin bu durumu vatandaşa daha fazla vergi yükleyerek çözmeye çalıştığını ifade ediyor. Oğuz, 1 Nisan'dan sonra vatandaşlardan peşin vergi talep edilmesinin bir şaka olmadığını, ciddi bir mali yük olduğunu vurguluyor.
20 Şubat 2024

Şeref Oğuz, kamu sektöründe gözlemlenen aşırı harcamaları ve lüks tüketimi eleştirerek, bu durumun sosyal barışı tehdit ettiğini belirtti. Maliye Bakanı Şimşek'in tasarruf amacıyla çıkardığı genelgenin, beklenenin aksine daha fazla harcama talebi yarattığını ifade etti. Oğuz, enflasyonla mücadelede samimiyetin, kamunun israf kalemlerini gözden geçirmesiyle başlaması gerektiğini vurguladı.
22 Şubat 2024

Mehmet Y. Yılmaz, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurumlarının durumunun kötüleştiğini ve bu durumun siyasi tercihler sonucu olduğunu belirtiyor. Kamu kurumlarında önemli pozisyonların, işi bilen ve layıkıyla yerine getirecek kişilere değil, siyasi olarak uygun görülenlere verildiğini ifade ediyor. Yılmaz, bu durumun Türkiye'yi totaliter ve faşist bir rejime doğru sürüklediğini iddia ediyor.
27 Şubat 2024

İbrahim Kahveci, AK Parti yönetiminde Türkiye'nin durumunu 'cehalet, sefalet, felaket' kelimeleriyle özetliyor. Yazısında, vatandaşların gerçeklerden çok şova önem verdiğini, ülkeden nitelikli beyin göçünün yaşandığını ve buna karşın niteliksiz göç alındığını belirtiyor. Kahveci, bu durumun Türkiye'yi yapısal olarak çöküşe sürüklediğini ve büyük bir felakete doğru ilerlediğini ifade ediyor.
6 Mart 2024

İbrahim Kaboğlu, Türkiye'de 2017 yılında gerçekleşen anayasal değişikliklerin, Cumhurbaşkanı'na yürütme yetkisi verirken bakanları siyaset dışı bıraktığını ve bu durumun anayasaya aykırı olduğunu belirtiyor. Cumhurbaşkanı'nın parti genel başkanı olmasının ve bakanların seçim meydanlarında aktif rol almasının anayasaya aykırı olduğunu, bu durumun Cumhuriyet'in niteliklerine zarar verdiğini ve Türkiye'nin Temmuz 2018'den itibaren bir fetret dönemine girdiğini savunuyor. Kaboğlu, mevcut sistemin 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi' adı altında gerçek eksiklikleri gizlemeye çalıştığını iddia ediyor.
28 Mart 2024

Deniz Zeyrek, Türkiye'de yaşanan ekonomik zorlukları ve halkın karşılaştığı mali sıkıntıları ele alıyor. Yazıda, emeklilerin ve asgari ücretle çalışan işçilerin ucuz gıda ürünleri için uzun kuyruklarda beklediği durumlar örneklerle anlatılıyor. Ayrıca, Türkiye'nin uzun yıllardır sağ iktidarlar ve AK Parti tarafından yönetilmesine rağmen yaşanan ekonomik sorunlar ve yoksulluk üzerinde duruluyor. Zeyrek, ülkenin zenginlik kaynaklarına ve yöneticilerin lüks yaşamına rağmen halkın neden yoksulluk içinde olduğunu sorguluyor.
24 Şubat 2024

Ipsos araştırma şirketinin gerçekleştirdiği ankete göre, Türkiye'de halkın yüzde 73'ü ülkenin yanlış istikamette ilerlediğini düşünüyor. 26 Ocak-9 Şubat tarihleri arasında 29 ülkede yapılan ankette, Türkiye'deki katılımcılar enflasyonu en büyük sorun olarak görüyor. Yoksulluk ve sosyal adaletsizlik ikinci, suç ve şiddet ile işsizlik ise diğer önemli kaygılar arasında yer alıyor. Ekonomik durumu kötü olarak değerlendirenlerin oranı ise yüzde 74.
4 Mart 2024

Murat Muratoğlu, yeni yasal düzenlemelerin Türkiye'de demokrasi ve basın özgürlüğünü daha da kötüleştirdiğini iddia ediyor. Yeni düzenlemelerle, ekonomik ve politik eleştirilerin 'kara propaganda' olarak adlandırılabileceğini ve bu durumun 'etki ajanlığı' suçlamasıyla sonuçlanabileceğini belirtiyor. Ayrıca, Türkiye'nin 2024 Demokrasi Algı Endeksi'nde 53 ülke arasında 47. sıraya düştüğünü ve Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde ise 165. sırada olduğunu vurguluyor.
13 Mayıs 2024

Ali Topuz, bir milletvekilinin 'Dünya Anadili Günü'nde Kürtçeye yönelik olumsuz bir mesaj yayınlamasını eleştirdi. Turgut Özal dönemindeki 'tarlada şarkı söyleme' özgürlüğünün bile şu anda lüks kabul edildiğini belirtti. Topuz, Kürtçenin toplumsal alanda giderek daha fazla kısıtlandığını ve son sığınağının ev olduğunu ifade etti. Ayrıca, iktidarın Kürtçe ve Kürt düşmanlığını belagat oyunlarıyla gizleyemediğini ve MHP gibi açık olmaları gerektiğini vurguladı.
24 Şubat 2024

Ataol Behramoğlu, devlet memurları arasında farklı standartlar olup olmadığını ve bu durumun demokrasi açısından ne anlama geldiğini tartışıyor. Diyanet İşleri Başkanı ve imamlar gibi bazı devlet memurlarının ülkenin temel değerleri hakkında serbestçe konuşabildiğini, ancak diğer devlet memurlarının suskun kalmaya zorlandığını belirtiyor. Ayrıca, Çetin Doğan ve arkadaşlarının yaşadıklarını intikam hırsı olarak nitelendiriyor ve Cumhurbaşkanının cezaları hafifletme yetkisinin adil kullanımını sorguluyor.
17 Nisan 2024
İşaretlediklerim