ILO'nun 2021 raporuna göre, uluslararası göçmen işçi sayısı 164 milyondan 169 milyona yükseldi. Bu işçilerin büyük bir kısmı yüksek gelirli ülkelerde çalışıyor. Küresel Kölelik Endeksi, zorla çalıştırılan insan sayısının 27,6 milyon olduğunu ve bunların dörtte birinin çocuk olduğunu belirtiyor. Türkiye, işgücü piyasasının ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla göç ve istihdam politikalarını uyumlaştırma yoluna gitmiş, bu kapsamda geçici ve/veya uluslararası koruma statüsündeki göçmenlerin kayıtlı bir şekilde çalışmalarını teşvik etmiştir.
31 Mart 2024

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), 2019-2022 yılları arasında küresel iş gücü gelir payında 0,6 puanlık bir düşüş yaşandığını ve bu durumun eşitsizliği artırdığını açıkladı. ILO'nun 2024 Dünya İstihdam ve Sosyal Görünüm raporuna göre, işçilerin küresel gelirden aldığı pay son 20 yılda önemli ölçüde azaldı. Kovid-19 pandemisi, sermaye gelirinin en zenginler arasında yoğunlaşmasına neden olarak eşitsizlikleri daha da derinleştirdi. Raporda, yapay zekadaki gelişmelerin iş gücü gelir payı üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceği uyarısında bulunuldu.
4 Eylül 2024

Avustralya merkezli insan hakları derneği Walk Free'nin 2023 Küresel Kölelik Endeksi'ne göre Türkiye, her bin kişiden 15,6'sının 'modern köle' olarak tanımlandığı bir oranla Avrupa ve Orta Asya'da en yüksek modern köle oranına sahip ülke oldu. Türkiye bu oranla dünya genelinde 8'inci sırada yer alırken, Hindistan listenin ilk sırasında bulunuyor. Raporda Türkiye, modern kölelikle mücadele konusunda en az eylemde bulunan ülkelerden biri olarak gösterildi. Modern kölelik, insanların zorla çalıştırılması, borç esareti, soy temelli kölelik, zorla evlilik ve ev hizmetlerindeki kölelik gibi çeşitli sömürü yollarını içeriyor.
24 Mayıs 2023

Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu'nun (ITUC) 2024 Küresel Haklar Endeksi'ne göre Türkiye, işçiler için en kötü 10 ülke arasında yer aldı. Türkiye, 2016'dan beri bu listede yer alıyor ve işçilerin hakları ve özgürlükleri sürekli olarak baskı altında tutuluyor. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Türkiye'de sendikalaşma, toplu sözleşme ve grev haklarının saldırı altında olduğunu belirtti. Raporda, işçilerin düşük maaşlar, kötü çalışma koşulları ve uzun mesai saatleri gibi sorunlarla karşı karşıya kaldığı vurgulandı.
12 Haziran 2024

Uluslararası Organize Suç İnisiyatifi'nin Küresel Organize Suç Endeksi 2023 raporu, Türkiye'nin Avrupa'da organize suç endeksinin en yüksek olduğu ülkeyi gösteriyor. Türkiye'nin 2023 skoru 7,03 puan olup, bu skor 2021'de 6,89'du. Raporda, Türkiye'de özellikle cinsel sömürü ve zorla çalıştırma amaçlı insan ticaretinin yaygınlaştığı, genç kızların zorla evlendirildiği, devlet içinde yerleşik aktörlerin insan ticaretinde rol aldığı ve Türkiye'nin göçmen kaçakçılığında kilit transit ülke olduğu belirtiliyor.
27 Eylül 2023

Uluslararası Göç Örgütü'nün (IOM) 2014 ile 2023 arasını kapsayan raporuna göre, dünya genelinde 62 bin 285 düzensiz göçmenin öldüğü ya da kaybolduğu açıklandı. Raporda, göçmenlerin büyük bir kısmının boğularak hayatını kaybettiği ve ölenlerin önemli bir bölümünün Afrika veya Asya'dan gelip Akdeniz'i geçmeye çalışırken yaşamını yitirdiği belirtildi. Kimliği belirlenebilenlerin üçte birinden fazlası silahlı çatışmaların yaşandığı Afganistan, Burma, Suriye ve Etiyopya gibi ülkelerin vatandaşları. 2023, 8 bin 541 göçmenin hayatını kaybettiği ile en ölümcül yıl olarak kaydedildi.
26 Mart 2024

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), ağustos verilerine göre açlık sınırının 12 bin 198 TL, yoksulluk sınırının ise 39 bin 733 TL'ye yükseldiğini duyurdu. Ayrıca bekar bir çalışanın yaşama maliyeti aylık 15 bin 813 TL olarak belirtildi. Mutfak enflasyonunun aylık 4,63, yıllık 77,04, yıllık ortalama olarak da yüzde 107,80 oranında artış gösterdiği ifade edildi.
29 Ağustos 2023

Dünya genelinde 160 milyondan fazla çocuk, eğitim haklarından mahrum kalarak tarım, madencilik ve sanayi gibi sektörlerde çalışmak zorunda kalıyor. Çocuk işçiliği, çocukların zihinsel ve fiziksel gelişimlerini olumsuz etkileyen bir sorun olarak tanımlanıyor. Türkiye, çocuk işçiliğiyle mücadele eden ilk ülkelerden biri olarak uluslararası kuruluşlarla iş birliği yapıyor. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, çocuk işçiliğinin sona erdirilmesi için kapsamlı çalışmalar yürütüldüğünü belirtiyor.
19 Kasım 2024

Dünya Bankası'nın 'Yoksulluk, Refah ve Gezegen Raporu'na göre, küresel yoksulluğun azaltılmasında ilerleme neredeyse durma noktasına geldi ve dünyanın yarısı için yoksulluğu sona erdirmenin 100 yıldan fazla sürebileceği belirtildi. Raporda, dünya nüfusunun yüzde 8,5'inin aşırı yoksulluk içinde yaşadığı ve yüzde 44'ünün ise orta üst gelirli ülkeler için yoksulluk sınırının altında bir gelirle yaşadığı ifade edildi. Kovid-19 salgınının yoksulluk üzerindeki kalıcı etkileri ve düşük ekonomik büyüme ile kırılganlığa sahip ülkelerde yoksulluğun yoğunlaştığı vurgulandı.
15 Ekim 2024

Oxfam'ın yayımladığı raporda, dünyanın en zengin yüzde 1'lik kesiminin son iki yılda kalan yüzde 99'luk kesimden iki kat fazla servet kazandığı belirtiliyor. Raporda, şirketlerin Rusya-Ukrayna savaşını fiyat artışları için bahane olarak kullandığı ve gıda şirketlerinin büyük karlar elde ettiği, bu nedenle vergilerinin artırılması gerektiği ifade ediliyor. Ayrıca, milyarderlerin servetinin günde 2,7 milyar dolar arttığı, enflasyonun ücret büyümesini geçtiği ülkelerde yaşayan işçilerin durumunun ise kötüleştiği kaydediliyor. Oxfam, zenginlere daha fazla vergi uygulanması tavsiyesinde bulunuyor.
17 Ocak 2023

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, dünyada 735 milyon insanın açlık çektiğini açıkladı. Gıda ve Tarım Örgütü yetkilileri, 2023 yılında yaklaşık 733 milyon kişinin açlıkla karşı karşıya kaldığını belirtti. Türk, dünya genelinde yeterince gıda olduğunu ancak bunun israf edildiğini vurguladı ve gıda hakkının sağlanabilmesi için gıda sistemlerinin sürdürülebilirliğe odaklanması gerektiğini ifade etti.
21 Ekim 2024

Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ), 2024 Dünya Ticaret Raporu'nda küresel gelir eşitsizliğinin 110 yıl önceki seviyelere geri döndüğünü belirtti. Raporda, ticaretin yoksulluğun azaltılmasına katkıda bulunduğu ancak tek başına yeterli olmadığı vurgulandı. Yoksul ülkelerin uluslararası ticarete daha az katıldığı ve daha az doğrudan yabancı yatırım aldığı ifade edildi. DTÖ, ticaretin daha kapsayıcı hale gelmesi için sosyal önlemler ve uluslararası işbirliğinin gerekliliğini vurguladı.
9 Eylül 2024

Türkiye'de net asgari ücretin yüzde 34 zamla 11 bin 402 lira olarak belirlenmesinin ardından, ekonomistler ve bazı yorumcular, ülkede çalışanların büyük bir kısmının asgari ücretli olduğuna dikkat çekiyor. Çalışma Bakanlığı özel sektörde çalışanların yüzde 37'sinin asgari ücretle çalıştığını belirtirken, işçi örgütleri bu oranın yüzde 60'a yaklaştığını iddia ediyor. Ekonomistler, asgari ücretin yoksulluk sınırının oldukça altında kaldığını ve Türkiye'nin düşük ücretli bir ekonomi yapısına sahip olduğunu vurguluyor. Ayrıca, Türkiye'nin asgari ücretli çalışan oranı bakımından dünya genelinde ilk sıralarda yer aldığı ve bu oranın Avrupa Birliği ülkelerine göre çok daha yüksek olduğu belirtiliyor.
20 Haziran 2023

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Kahramanmaraş depremleri nedeniyle Türkiye'de 658 bin kişinin işsiz kaldığını ve 150 binden fazla iş yerinin kullanılamaz hale geldiğini açıkladı. Bu durumun çalışanlar için ayda ortalama 230 dolarlık gelir kaybına ve toplamda ayda yaklaşık 150 milyon dolarlık net gelir azalmasına yol açtığı tahmin ediliyor. Ayrıca Suriye'de depremler nedeniyle 170 bin kişinin işini kaybettiği ve bu durumun yaklaşık 725 bin kişiyi etkilediği belirtiliyor. Türkiye ekonomisi üzerindeki toplam yükün ise yaklaşık 104 milyar dolar olduğu ifade ediliyor.
28 Mart 2023

Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu'nun (ITUC) Küresel Haklar Endeksi'ne göre Türkiye, işçi haklarının en kötü olduğu 10. ülke oldu. 2016'dan beri bu endekste işçi haklarının en kötü olduğu ülkeler arasında yer alan Türkiye, bu kategoride en fazla kalan ülke olarak rekor kırdı. ITUC, Türkiye'yle ilgili değerlendirmesinde grevlerin baskılanması, sendikacıların keyfi tutuklanması ve sistemik sendika bozuculuğunu öne çıkardı.
30 Haziran 2023

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), Türkiye'de dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi için gerekli olan asgari harcama tutarının, yani açlık sınırının 14 bin 25 liraya yükseldiğini bildirdi. Aynı zamanda yoksulluk sınırı 45 bin 686 liraya çıkarken, bekar bir çalışanın yaşama maliyeti aylık 18 bin 239 lira olarak hesaplandı. Ekim ayı verilerine göre açlık sınırı 13 bin 684 lira, yoksulluk sınırı ise 44 bin 573 lira idi.
28 Kasım 2023

Türk-İş'in Aralık ayı raporuna göre, dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 8 bin 864 lira, yoksulluk sınırı ise 28 bin 874 lira olarak belirlendi. Açlık sınırı, bir önceki aya göre 734 lira, bir önceki yılın aynı dönemine göre ise 4 bin 614 lira 5 kuruş artış gösterdi. Yoksulluk sınırı da bir önceki aya göre 2 bin 391 lira, bir önceki yılın aynı dönemine göre ise 15 bin 31 lira arttı. 2023 yılı için belirlenen asgari ücret olan 8 bin 500 lira, açlık sınırının altında kaldı.
30 Ocak 2023

Türk-İş'in raporuna göre, Türkiye'de dört kişilik bir ailenin mart ayı açlık sınırı 9 bin 590 lira, yoksulluk sınırı ise 31 bin 240 lira olarak belirlendi. Açlık sınırı, şubat ayına göre yüzde 1,76 oranında artış gösterdi ve yıllık artış yüzde 94,62 oldu. Ayrıca, bekar bir çalışanın yaşama maliyeti aylık 12 bin 469 lira olarak hesaplandı.
29 Mart 2023

Birleşmiş Milletler Çevre Programı'nın (UNEP) 2022 raporuna göre, dünya genelinde 780 milyondan fazla insan açlıkla mücadele ederken, her gün bir milyardan fazla öğün israf ediliyor. Gıda israfının büyük bir kısmı evlerde gerçekleşirken, gastronomi sektörü ve perakende satış yerleri de önemli oranda israfa katkıda bulunuyor. Dünya genelinde kişi başına yıllık ortalama 132 kilogram gıda israf edilirken, bu israfın toplam değeri 1 trilyon doları aşıyor.
27 Mart 2024

Son bir yılda Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde, farklı sektörlerde çalışan binlerce işçi, yedikleri yemeklerden dolayı zehirlendi. Ankara Tabip Odası, 2023 yılı başından itibaren her ay hastanelere bu tür şikayetlerin geldiğini belirtiyor. Bu durum, özelleştirmeler, alt-işverenlik ilişkileri, maliyet hesapları ve denetimsizlik gibi faktörlerin bir sonucu olarak değerlendiriliyor. Kansu Yıldırım, işçilerin yediği yemeklerin sağlık ve hijyen standartları açısından sınıf mücadelesinin önemli bir parçası olduğunu vurguluyor.
10 Mart 2024
İşaretlediklerim