Ali Bayramoğlu, Türkiye'de hem dünya siyasetinden hem de iç dinamiklerden beslenen çift katmanlı bir otoriter dalga olduğunu ifade ediyor. Tayyip Erdoğan ve onun kurduğu ittifakın, yeni Türkiye iddiaları ile dünya siyasetindeki milliyetçilik, devletçilik ve milli sınırların büyümesi gibi konularda paralellikler gösterdiğini belirtiyor. Bayramoğlu, bu durumun demokratik değerlerin üzerine çıkan milliyetçi ve güce dayalı bir yapıyı ortaya çıkardığını ve Türkiye'nin bu tablo içinde umut üretmeye çalıştığını vurguluyor.
10 Şubat 2024

Ali Bayramoğlu, Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) mevcut siyasi duruşunu ve geleceğe yönelik vizyonunu eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirdi. Yazısında, CHP'nin çağdaş siyasi sorunlara ve Türkiye'nin ihtiyaçlarına yönelik somut çözüm önerileri sunmada yetersiz kaldığını belirtti. Kılıçdaroğlu'nun liderliğinde partinin kimlik politikalarından uzaklaşma ve siyasi faaliyetlerin normalleşmesi yönünde çabaları olduğunu ancak son dönemde bu çabaların da geride kaldığını ifade etti. Bayramoğlu, CHP'nin ve muhalif kesimlerin mevcut durumda bir ilerleme kaydedemediğini vurguladı.
17 Şubat 2024

Ali Bayramoğlu, Türkiye'de devletin siyaset üzerindeki etkisinin artık çok daha belirgin bir hale geldiğini ve siyaset ile devlet arasındaki mesafenin ortadan kalktığını ifade ediyor. Bahçeli'nin 'Türkiye sandıkta kurulmamıştır' ifadesini, siyasi bir zihniyetin dışavurumu olarak değerlendiriyor. Bayramoğlu, seçimlerin devletin başına kimin geleceğine dair yapılan yoklamalar olduğunu ve son yerel seçimlerde yaşanan sapmaların, Bahçeli zihniyeti tarafından düzeltilmeye çalışıldığını belirtiyor. Yazı, muhalif siyasi aktörlerin bu yeni modele nasıl tepki vereceği sorusunu gündeme getiriyor.
20 Nisan 2024

Hayko Bağdat, Türkiye'nin mevcut siyasi ve hukuki durumunu eleştirerek, ülkenin normalleşmesi için hukukun üstünlüğünün şart koşulması gerektiğini vurguladı. Özgür Özel'in muhalefetteki rolüne değinen Bağdat, Türkiye'nin hukuk alanında ciddi sorunlar yaşadığını ve bu durumun düzeltilmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, Selahattin Demirtaş, Osman Kavala ve KHK mağdurları gibi örneklerle, siyasi kumpasların ve haksızlıkların kabul edilemez olduğunu ifade etti.
8 Mayıs 2024

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 29 Ekim özel programında yaptığı konuşmada, Cumhur İttifakı ortağı Devlet Bahçeli'nin son dönemdeki yaklaşımlarının önyargısız değerlendirilmesinin faydalı olacağını belirtti. Erdoğan, Cumhuriyetin kuruluş sürecinde adil ve eşit vatandaşlık anlayışının sancılı bir süreçten geçtiğini, ancak bu sürecin başarıyla tamamlandığını ifade etti. Türkiye'nin tarihi bir yeniden yapılanma sürecinde olduğunu vurgulayan Erdoğan, Türkiye yüzyılı vizyonu etrafında birleşmenin önemine dikkat çekti.
29 Ekim 2024

Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, AİHM'nin Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala kararlarını anımsatarak Türkiye'nin hukuk devleti olması gerektiğini belirtti. Ayrıca, Atatürk Havalimanı'nın havacılık ve uzay çalışmaları merkezi haline getirilmesi planı çerçevesinde, Bayraktar ailesinin şirketi Baykar ile yaşanan tartışmaya değindi. Kılıçdaroğlu, Bayraktar ailesinin önemli işler yaptığını ve onlara destek vereceklerini ifade etti. Ayrıca, Türkiye'nin kavgadan yorulduğunu ve herkesin oylarına talip olduğunu, HDP ile de diğer partilerle de görüşmeye açık olduklarını söyledi.
29 Nisan 2023

Rahmi Turan, AKP iktidarının Türkiye'deki sorunlara çözüm getirme gücünün kalmadığını ve ekonomiyi çıkmaza sokan zihniyetin değişmedikçe ülkenin düzelmeyeceğini savunuyor. Yabancı yatırımcıların Türkiye'ye gelmemesinin nedeninin ülkeye olan güvensizlik olduğunu belirtiyor. Demokrasi ve hukuk sistemindeki sorunlara dikkat çekerek, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararlarının uygulanmadığını ve haksız yere cezaevlerinde tutulanların olduğunu vurguluyor.
22 Haziran 2024

HDP'nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, Twitter hesabından Türkiye'de bir değişim sürecinin başladığını belirtti ve başarıya olan kararlılığını 'Ya başaracağız ya başaracağız' sözleriyle ifade etti. Makro ve mikro siyaset kavramları üzerinden Türkiye'deki ve uluslararası siyasetin yapısını eleştiren Demirtaş, seçimlerin bu siyasi oyunları temizleyen bir mekanizma olarak işlediğini ve kendisi gibi siyasetçilerin halkın öz gücüne dayanarak ayakta kaldığını vurguladı. Ayrıca, seçimlerin bölgesel ve küresel güç dengelerini etkileyecek önemli bir temizlik süreci olduğunu ve bu süreçte halkın saf iradesinin önemli bir güç olduğunu belirtti.
31 Ocak 2023

Gözde Bedeloğlu, mevcut iktidarın 20 yıldır yürürlükte olan bir yasaya uymamasının sorumluluğunu üstlenmediğini ve bu durumun toplumsal gerilime yol açtığını belirtiyor. Evrensel yaşam hakkı meselesinin günlük siyasetin aracı haline getirildiğini ve iktidar medyasının bu konuda manipülatif yorumlar yaptığını ifade ediyor. Yasaya karşı çıkanların 'elit' olarak etiketlendiğini ve seküler yaşam tarzını savunanların 'batıcı' ve 'emperyalizm hayranı' olarak nitelendirildiğini vurguluyor. Bedeloğlu, bu durumun Türkiye'de yeni bir direnişe ve sokakların terörize edilme riskine yol açabileceğini öne sürüyor.
21 Temmuz 2024

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın zaferiyle sonuçlanan seçim sonuçlarını değerlendirerek, iktidarın milli ve dini sembollerle gerçek sorunları örtbas ettiğini ve bir tehdit algısı yaratarak gündemi meşgul ettiğini ifade etti. Davutoğlu, iktidarın din ve vicdan özgürlüğü ile terörle mücadele kaygıları üzerinden bir korku iklimi oluşturduğunu ve bu durumun vatandaşların mevcut sorunları görmezden gelmesine neden olduğunu belirtti. Ayrıca, iletişim kanallarının kendilerine kapalı olması sebebiyle vatandaşlara yeterince ulaşamadıklarını dile getirdi.
29 Mayıs 2023

İbrahim Kaboğlu, 2007-2017 yılları arasında Türkiye'de yapılan anayasal değişikliklerin kişisel iktidar arayışıyla motive edildiğini ve bu süreçte demokratik standartların azaldığını belirtti. Anayasa'da yazılı olmayan fiili durumlar ve uygulamaların arttığını, yasama, yürütme ve yargı arasındaki ayrımın sadece biçimsel kaldığını ifade etti. Kaboğlu, bu değişikliklerin siyasal krizleri ve toplumsal bunalımları derinleştirdiğini ve Türkiye'nin anayasacılık yörüngesinden sapmasına neden olduğunu vurguladı.
2 Mayıs 2024

Barış Terkoğlu, Türkiye'de yargı mensuplarının ve devlet kurumlarının siyasi tarafsızlığını yitirdiğini ve adaletin militanlaştığını iddia ediyor. Gökçeada Belediye Başkanı örneği üzerinden, seçim kurulu başkanının İYİ Parti'ye karşı tarafsızlığını ihlal ettiğini ve sonrasında ödül gibi yeni bir göreve tayin edildiğini belirtiyor. Ayrıca, Yargıtay Başkanlığı seçimlerinin uzun süre sonuçlanmaması ve Yargıtay üyelerinin ideolojik bağlarla oy kullanmasının tehlike sinyalleri verdiğini vurguluyor.
28 Mart 2024

İbrahim Kaboğlu, Türkiye'de 2017 yılında gerçekleşen anayasal değişikliklerin, Cumhurbaşkanı'na yürütme yetkisi verirken bakanları siyaset dışı bıraktığını ve bu durumun anayasaya aykırı olduğunu belirtiyor. Cumhurbaşkanı'nın parti genel başkanı olmasının ve bakanların seçim meydanlarında aktif rol almasının anayasaya aykırı olduğunu, bu durumun Cumhuriyet'in niteliklerine zarar verdiğini ve Türkiye'nin Temmuz 2018'den itibaren bir fetret dönemine girdiğini savunuyor. Kaboğlu, mevcut sistemin 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi' adı altında gerçek eksiklikleri gizlemeye çalıştığını iddia ediyor.
28 Mart 2024

Nurcan Gökdemir, Türkiye'de siyasi partiler arasındaki farkların giderek azaldığını ve bu durumun siyasi sığlaşmaya yol açtığını eleştiriyor. AKP'nin uzun yıllardır siyaset sahnesini domine etmesi ve muhalefetin de toplumdaki muhafazakarlaşma nedeniyle benzer bir dil kullanmaya başlaması, partiler arası kimliksizleşmeyi ve birbirinden farklılıkların azalmasını beraberinde getirmiş. Gökdemir, bu durumun toplumun yarısına yakınının iktidarı değiştirme hayallerini her seçimde boşa çıkardığını belirtiyor.
10 Mart 2024

Barış Pehlivan, Yargıtay, Danıştay ve bölge adliye mahkemelerinde görev yapan hâkimler ve savcılarla yaptığı görüşmeler sonucunda, Türkiye'deki yargı sisteminin siyasi konjonktürden nasıl etkilenebileceğini ele alıyor. Yazıda, yargının bağımsızlığına inanan meslek mensuplarının şahsi olarak gelecek kaygısı taşımadığı, ancak hukuka uygun olmayan kararlar verenlerin siyasi konjonktürü yakından takip etmek zorunda kaldığı belirtiliyor. Ayrıca, yüksek yargı organlarında dönüşümün beklendiği, Anayasa Mahkemesi ve YÖK'te belirli gruplara yönelik atamaların yapılması planlandığı ve anayasa değişikliği çalışmaları için zemin arandığı ifade ediliyor.
3 Nisan 2024

İbrahim Kahveci, Türkiye'nin ekonomik durumunu ve potansiyel yıkım veya sıkıntı senaryolarını değerlendiriyor. Mayıs seçimlerinden önce iktidar değişikliği olmazsa, Türkiye'nin ya büyük bir yıkım ya da büyük sıkıntı ile karşı karşıya kalacağını öngörmüştü. Erdoğan'ın ekonomi politikaları ve karar alma süreçlerinin öngörülemezliği, ekonomideki en büyük risk olarak görülüyor. Kahveci, Mehmet Şimşek ve Cevdet Yılmaz'ın bu belirsiz ortamda ekonomiyi yönetmeye çalıştıklarını ve ekonominin sadece Erdoğan'ın kararlarına bağlı olmadığını, aynı zamanda hazine garantili müteahhitlere verilen fahiş fiyatların da sorun teşkil ettiğini ifade ediyor.
12 Mart 2024

Abdulkadir Selvi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AK Parti'de ve politikalarında köklü bir değişime hazırlandığını belirtiyor. Bu değişimin sadece kadro değişikliği değil, bir paradigma değişikliği olacağı vurgulanıyor. Erdoğan'ın bu değişimi geniş bir perspektiften ele alması ve uluslararası alanda da etkili olacağı ifade ediliyor. AK Parti'nin değerleri üzerine inşa edilecek bu yeni yol haritasının, daha fazla demokrasi ve özgürlükler üzerine odaklanacağı belirtiliyor.
3 Haziran 2024

Ali Bayramoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeni iktidar dönemindeki esas hedefinin, hukuk devletinin kalan parçalarını ve sistem içindeki direnç noktalarını zayıflatmak olduğunu belirtiyor. Erdoğan'ın siyasi iktidarın gücünün sınırsız olması gerektiğine inandığı ve bu nedenle hukuk devleti kurallarını, özellikle Anayasa Mahkemesini, ilk hedef olarak gördüğü ifade ediliyor. Yazıda, Anayasa Mahkemesini itibarsızlaştırma, siyasal iddialarla işlevsizleştirme ve diğer kurumların meydan okumasını sağlama gibi yöntemlerin uygulanmaya başlandığı belirtiliyor.
2 Mart 2024

MHP'nin kurucusu Alparslan Türkeş'in eşi Seval Türkeş, eski Ülkü Ocakları genel başkanı Sinan Ateş'in cinayeti hakkında konuştu. Türkeş, MHP'nin karanlık güçler tarafından yönetildiğini ve partinin tarihi misyonuna uygun bir iradeyi temsil edemediğini belirtti. Ayrıca, Ülkü Ocakları'nın ve MHP'nin iç içe geçmiş mafyatik bir yapılanmaya sahip olduğunu ve bu durumun toplumda korku yarattığını ifade etti. Türkeş, Türkiye'nin dikta rejimine doğru gittiğini ve MHP'nin bu süreçte kötü bir pozisyonda kullanıldığını söyledi.
25 Ocak 2023

HDP'nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş'ın eşi Başak Demirtaş, DW Türkçe'ye verdiği röportajda, eşi serbest olsaydı Türkiye'nin daha iyi bir durumda olabileceğini ifade etti. 2017 referandumunun geçmemiş olabileceğini ve 'tek adam' sisteminden kaynaklanan sorunların bu kadar büyük olmayacağını belirtti. Ayrıca, önümüzdeki seçimlerde iktidar değişikliği beklediğini ve bu durumda eşi ve diğer tutukluların serbest kalabileceğini düşündüğünü söyledi. Türkiye'nin geleceği konusunda umutlu olduğunu ve çok dilli, çok kültürlü bir toplumda eşit ve barış içinde yaşanabileceğine inandığını dile getirdi.
15 Nisan 2023
İşaretlediklerim