Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler sonrasında 10 ildeki hasar tespit verilerini yayınladı. En çok hasar gören ilçeler Gaziantep'in Nurdağı, Adıyaman'ın Merkez, Kahramanmaraş'ın Dulkadiroğlu ve Hatay'ın Antakya ilçeleri olarak belirlendi. Toplamda 35 bin 418 kişinin hayatını kaybettiği depremler sonucunda binlerce bina yıkıldı veya ağır hasar aldı. Bakanlık hasar tespit çalışmalarına devam ediyor.
14 Şubat 2023

Kahramanmaraş merkezli yaşanan büyük depremler sonucunda, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un açıklamasına göre 10 ilde toplam 41 bin 791 bina yıkık veya ağır hasarlı olarak tespit edildi. İnşaat Mühendisleri Odası hasar seviyelerini ağır, orta ve az hasarlı olarak sınıflandırıyor. Deprem bölgesinde yaşayanlar, bakanlığın internet sitesi üzerinden binalarının hasar raporlarına ulaşabiliyor. Hasar tespit işlemleri gözle yapılan incelemelerle gerçekleştiriliyor ve 6 binden fazla uzman sahada çalışmalarını sürdürüyor.
13 Şubat 2023

Kahramanmaraş merkezli büyük depremler Türkiye'nin 10 şehrini etkiledi ve son güncellemelere göre 20 bin 213 kişinin hayatını kaybettiği, 80 bin 52 kişinin yaralandığı ve 6 bin 444 binanın yıkıldığı bildirildi. Depremlerden en çok etkilenen illerden biri olan Hatay'da, birçok kişi hala enkaz altında kurtarılmayı bekliyor. Diken, yıkıma dönüşen Hatay sokaklarını görüntüledi.
11 Şubat 2023

6 Şubat'ta Kahramanmaraş'ta meydana gelen iki büyük deprem sonrasında, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı 11 şehirde 387 bin 410 binada hasar tespit çalışması yürüttü. Bakan Murat Kurum, Gaziantep AFAD merkezinde yaptığı açıklamada, depremden etkilenen illerde yerleşim alanlarına ilişkin yerlerin belirlendiğini ve mart ayı başında inşaat faaliyetlerine başlanacağını duyurdu. Ayrıca, hasar tespit sürecinin vatandaşlara sağlanacak yardımları da netleştireceğini belirtti.
18 Şubat 2023

Kahramanmaraş merkezli depremler sonucunda hasar gören ve yıkılan hastanelerin yerine Hatay'ın İskenderun, Antakya ve Defne ilçelerinde yeni hastaneler yapılması amacıyla bazı taşınmazların acele kamulaştırılmasına karar verildi. Resmi Gazete'de yayımlanan cumhurbaşkanı kararlarına göre, İskenderun ve Defne ilçelerindeki belirli taşınmazlar ile Antakya ilçesindeki bazı taşınmazlar Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından kamulaştırılacak.
14 Nisan 2023

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 6 Şubat'ta meydana gelen depremler sonrası en ağır hasar gören şehirlerden Hatay'da salgın riskine karşı alınan tedbirleri anlattı. Bakan Koca, güvenilir su ve gıda sağlanması, hijyenik WC'lerin kurulması ve çöp toplama gibi konularda yoğunlaştırılan tedbirlerden bahsetti. Ayrıca, şebeke suyunun sadece temizlik amaçlı kullanılması gerektiğini belirtti. Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği ise mevcut yaşam koşullarının bulaşıcı hastalıklar için risk oluşturduğunu ve önlemlerin hızla alınması gerektiğini duyurdu.
22 Şubat 2023

Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü (MTA), Türkiye'deki diri fay hatlarını gösteren güncellenmiş bir harita paylaştı. Yayınlanan haritaya göre, Türkiye'de 42 il ve 110 ilçe doğrudan diri fay hatları üzerinde yer alıyor. Harita, MTA'nın resmi web sitesi üzerinden erişilebilir durumda ve kullanıcılar şehirlerin fay haritalarını detaylı bir şekilde inceleyebiliyor.
15 Şubat 2023

Temiz Hava Hakkı Platformu, Türk Tabipleri Birliği ve Hatay Tabip Odası'nın iş birliğiyle Hatay Antakya'da yapılan 30 günlük toz ölçümleri, havadaki toz miktarının olması gereken limitin dört kat üstünde olduğunu gösterdi. Deprem sonrası yıkılan binalardan kaynaklanan toz, halk sağlığı için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Özellikle molozlardan demirin ayrıştırılması sırasında yüksek toz salınımı yaşanıyor ve bu durum bebek, çocuk, gebe kadınlar, yaşlılar ve kronik hastalığı olanları etkiliyor. Ayrıca, PM2.5 için yasal bir limit değer tanımlanmaması eleştiriliyor ve acilen ulusal limit değerlerin belirlenmesi çağrısı yapılıyor.
9 Şubat 2024

6 Şubat depremlerinden sonra Hatay'da yaşayan vatandaşlar, kentsel dönüşüm ve 'rezerv alan' yasası nedeniyle mülksüzleştirme tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. Yeni yasayla, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın istediği yerleri rezerv alan ilan edebilme yetkisi genişletildi, bu durum TMMOB tarafından 'mülksüzleştirme planı' olarak nitelendirildi. Vatandaşlar, hasarsız veya az hasarlı binalarının yıkılma tehdidi altında olduğunu ve bu süreçte hukuki haklarının çiğnendiğini belirtiyor. Yıkım sonrası geçici barınma ve mülklerinin geleceği konusunda belirsizlikler yaşanıyor.
1 Mart 2024

6 Şubat depremlerinden sonra Hatay'da, 'rezerv alan' adı altında oturulabilir raporu verilen binalar da dahil olmak üzere birçok yapı yıkılmaya başlandı. Yeni yasal düzenlemelerle, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın istediği yerleri rezerv alan olarak ilan etme yetkisi genişletildi. Bu durum, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği tarafından bir 'mülksüzleştirme planı' olarak nitelendirildi. Yıkımlar, resmi belge gösterilmeden ve OHAL bahanesiyle hızlandırılarak gerçekleştiriliyor.
7 Mayıs 2024

Erzincan'da yaşanan büyük bir toprak kayması sonucu yaklaşık 10 milyon metreküp toprak 800 metrelik bir alana yayıldı ve dokuz işçi toprak altında kaldı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, endişe edilen siyanür sızıntısı konusunda herhangi bir kirliliğe veya korkulan bir olaya rastlanmadığını belirtti. Bakan, tehlikeli atıkların Fırat'a ulaşıp ulaşmadığını kontrol etmek için ilgili birimlerin ve bağımsız laboratuvarların bölgeye sevk edildiğini ve numune analizleri yapıldığını ifade etti.
14 Şubat 2024

Erzincan İliç'te bulunan Çöpler altın madeninde 13 Şubat'ta meydana gelen toprak kayması sonucu dokuz işçi toprak altında kalmış ve siyanür dahil zehirli kimyasallar Fırat Havzası'na yayılmıştır. Halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Ali Osman Karababa, bu olayı 'çevre cinayeti' olarak nitelendirerek, madenin atık baraj gölünün depremle yıkılması halinde Fırat ekosisteminin çökeceği uyarısında bulunmuştur. Madencilik faaliyetlerinin çevre ve halk sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri, geçmişte yaşanan benzer felaketler ve madencilik sektörünün çevresel düzenlemelere uyum sorunları ele alınmıştır.
24 Şubat 2024

Erzincan'da 13 Şubat'ta meydana gelen ve dokuz işçinin toprak altında kalmasına neden olan maden faciası sahasında, ciddi bir heyelan riski tespit edildi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, son günlerde çalışma şartlarının zorlaştığını ve bu risk nedeniyle arama faaliyetlerinin durdurulduğunu açıkladı. Heyelan riski aynı zamanda atık toprağın taşınması faaliyetlerini de durdurdu. Bakan Bayraktar, önceliklerinin heyelan riskini ortadan kaldırmak olduğunu belirtti.
19 Şubat 2024

Türkiye'de asbest kullanımı 2010 yılında yasaklanmış olmasına rağmen, 1970'ler ve 1990'lar arasında inşa edilen binaların yıkımı sırasında asbest lifleri havaya karışarak insan sağlığını tehdit ediyor. Belediyeler, yıkım ve tadilat ruhsatlarında asbest denetimi yapmıyor. Asbest içeren tehlikeli maddelerin kontrollü bir şekilde uzaklaştırılması ve bertaraf edilmesi konusunda ülkenin yüzde 90'ında herhangi bir çalışma yapılmıyor. Asbestli atıklar belediye çöplüklerine atılıyor ve uluslararası standartlarda bertaraf tesisleri çok sınırlı.
1 Eylül 2024

Hatay'da 6 Şubat depremlerinin ardından kentsel dönüşüm kapsamında rezerv alan ilan edilen bir binada, polis eşliğinde elektrik kesintisi yapıldı. Binada yaşlı, engelli ve bebeklerin bulunmasına rağmen, resmi bir karar gösterilmeden yapılan bu işlem, bina sakinlerini zor durumda bıraktı. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), yeni yasayla Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı'nın istediği yeri rezerv alan ilan edebileceğini ve bunun mülksüzleştirme planı olduğunu belirtti. Bina sakinleri, mahkeme süreci devam ederken evlerini terk etmemekte kararlı.
27 Temmuz 2024

2023 yılında Türkiye'deki hava kirliliği raporuna göre, Hatay en kirli hava kalitesine sahip il olarak kaydedildi. Greenpeace Akdeniz tarafından yapılan analizde, İskenderun Merkez ilçesi Türkiye'nin en kirli havasına sahip bölgesi olarak belirlendi. Hava kirliliğinde fosil yakıtların yanı sıra, deprem sonucu yıkılan binalardan kaynaklanan asbest tehlikesi de önemli bir faktör olarak vurgulandı. Türk Tabipler Birliği ve uzmanlar asbest tehlikesine dikkat çekse de, yetkililerin bu konuda yeterli önlem almadığı belirtildi.
9 Şubat 2024

Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Marmara ve Ege bölgelerinde çöl tozları nedeniyle olumsuz koşulların beklendiğini ve tedbirli olunması gerektiğini duyurdu. Çöl tozları, hava kirliliğini artırarak solunum ve dolaşım sistemi sorunlarını şiddetlendirebiliyor. Sahra Çölü başta olmak üzere dünyanın çeşitli çöllerinden yıllık yaklaşık 2 milyar ton toz atmosfere karışıyor. Türkiye, Afrika ve Orta Doğu kaynaklı çöl tozlarının etkisi altında bulunuyor. Halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Çağatay Güler, toz taşınımının özellikle sahil bölgelerinde yaşayanlar için solunum sorunlarını artırabileceğini belirtti.
1 Nisan 2024

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, İzmir Körfezi'ndeki kirliliğin arıtılamayacağını belirtti. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, körfezdeki kirlilik ve balık ölümleri üzerine inceleme başlattı ve İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı arıtma tesislerinin standartların üzerinde kirli su deşarj ettiğini tespit etti. İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne 1 milyon 858 bin 610 lira ceza kesildi. Tugay, körfezdeki kirlilik sorununu bir veya bir buçuk yıl içinde çözeceklerini ve altyapı çalışmalarının devam ettiğini söyledi.
27 Eylül 2024

İzmir Körfezi'nde meydana gelen kirlilik ve balık ölümleri üzerine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü'ne 1,8 milyon lira ceza kesti. Bakanlık, kirliliğin kaynağını tespit etmek için bölgeye uzman ekipler ve laboratuvarlar gönderdi. Yapılan analizler sonucunda, Çiğli ve Güneybatı Atıksu Arıtma Tesisleri'nin çevre mevzuatına aykırı şekilde kirli su deşarj ettiği belirlendi. Ayrıca, Körfez'deki amonyak miktarının olması gerekenden 50 kat fazla olduğu ve oksijen seviyesinin balık ölümlerine yol açacak kadar düşük olduğu tespit edildi.
10 Eylül 2024

Can Ataklı, iktidarın çevreci ve bilim insanlarının uyarılarını dikkate almadığını, bu nedenle önlenebilir bir çevre faciasının yaşandığını ifade etti. İki yıl önce yaşanan siyanür borusu patlamasının ders olmadığını, aksine madenin üç kat daha büyütülmesine izin verildiğini belirtti. Murat Kurum'un çevre bakanıyken madenin büyütülmesine ve yığma atık dağı oluşturulmasına onay verdiğini, madenin büyük bir kısmının yabancı şirketlere ait olduğunu ve vergi borcunun silindiğini aktardı.
15 Şubat 2024
İşaretlediklerim