Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı, iklim değişikliğiyle mücadele için yenilenebilir enerji yatırımlarının 2030'a kadar üç katına çıkması gerektiğini belirtti. Bu hedefe ulaşmak için her yıl 1,5 trilyon dolarlık yatırım yapılması gerektiği vurgulandı. Yenilenebilir enerji kaynaklarının fosil yakıtların yerini alması ve enerji verimliliği ile elektrifikasyon uygulamalarının yaygınlaştırılması gerektiği ifade edildi. Türkiye'de elektrik üretiminin yüzde 42'sinin yenilenebilir enerjiden sağlandığı belirtilirken, Avrupa'da yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik fiyatlarını düşürdüğü kaydedildi.
11 Ekim 2024

Orkun Ün, Türkiye'deki sahil bölgelerinin bu yıl çok pahalı olduğunu ve bazı işletmecilerin fiyatları abarttığını belirtti. Ün, Yunanistan'daki düşük sınıf restoranlarla Türkiye'deki lüks yerlerin kıyaslanmasının yanlış olduğunu vurguladı. Ayrıca, Türkiye'deki esnafın fiyatlarının yüksek olduğunu kabul etmekle birlikte, bu durumun nedenlerinin de dinlenmesi gerektiğini ifade etti. Ün, bu sorunun vatandaşların kendi esnafına küsmemesi için bir an önce çözülmesi gerektiğini söyledi.
23 Temmuz 2024

Bilim insanları, okyanusların deniz yaşamını sürdüremeyecek ve iklimi dengelemekte yetersiz kalacak kadar asidik hale gelmek üzere olduğu konusunda uyardı. Potsdam İklim Etkileri Araştırma Enstitüsü'nün (PIK) raporuna göre, gezegenimizin yaşamı sürdürebilme kapasitesini belirleyen dokuz kritik faktörden altısı, insan faaliyetleri nedeniyle güvenli sınırlarını aşmış durumda. Okyanus asidifikasyonu, fosil yakıtların yakılmasıyla atmosfere salınan karbondioksit (CO2) emisyonlarının artması nedeniyle sürdürülebilir sınırını aşmak üzere. Bu durum, deniz yaşamını ve milyarlarca insanın gıda kaynaklarını tehdit ediyor.
24 Eylül 2024

Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Dr. Fatih Çolak, yaz aylarında artan sıcaklıkların vücudun daha fazla sıvı kaybetmesine neden olduğunu ve bu durumun böbrek taşı riskini artırdığını belirtti. Çolak, böbrek ve üreter taşlarının oluşumunu engellemek için en etkili yöntemin su içmek olduğunu vurguladı. Günlük su tüketiminin artırılması ve idrar miktarının takip edilmesi gerektiğini söyleyen Çolak, dengeli beslenme ve düzenli egzersizin de önemli olduğunu ekledi. Türkiye'de her 100 kişiden 11'inde böbrek taşı bulunduğu belirtildi.
25 Temmuz 2024

Esfender Korkmaz'ın yazısında, Türkiye'nin siyasi haklar, sivil özgürlükler ve yolsuzluk algısı açısından dünya genelinde olumsuz bir imaja sahip olduğu belirtiliyor. Ülkenin yatırım yapılabilirlik statüsünün düşük olduğu, yabancı ve yerli sermayenin çekildiği, dış borç risklerinin yüksek olduğu ve gelir dağılımındaki adaletsizliğin arttığı vurgulanıyor. Bu durumun Türkiye'nin ekonomik büyümesini ve uluslararası itibarını olumsuz etkilediği ifade ediliyor.
27 Şubat 2024

Tarım ve Orman Bakanlığı'nın 2024 yılına yönelik hayvan ithalatı kararları, gıda enflasyonuyla mücadelede kısa vadeli bir çözüm olarak görülse de, uzun vadede yerel üretimi zayıflattığı ve küçük çiftçilerin tasfiyesine yol açtığı belirtiliyor. Türkiye'de gıda fiyatlarındaki artışın devam ettiği, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) küresel gıda fiyatlarında düşüş raporlarına rağmen, yerel politikalara odaklanılması gerektiği vurgulanıyor. Gıda enflasyonunu kontrol altına almak için ithalata dayalı stratejiler yerine, gıda sistemini yerel ölçekte küçük çiftçiler ve köylüler lehine dönüştürecek çözümlerin hedeflenmesi gerektiği ifade ediliyor.
12 Mart 2024

Dünya genelinde artan çevresel farkındalık ve sürdürülebilir çözümler, yeşil yakalı işçilerin önemini artırıyor. Bu işçiler, enerji verimliliği, atık yönetimi, yenilenebilir enerji kaynakları gibi alanlarda çalışarak ekonomiye ve çevreye önemli katkılar sağlıyor. 2022'de yeşil yatırımlar 1,1 trilyon dolarla rekor kırarken, Türkiye'nin elektrik üretiminde yenilenebilir enerjinin payı %50'yi aştı. Ancak sanayicilerin büyük bir kısmı yeşil yetenekli çalışan bulmakta zorlanıyor. LinkedIn raporuna göre, yeşil becerilere sahip çalışanların işe alım oranı, iş gücü ortalamasından %29 daha yüksek.
22 Mart 2024

Adil dönüşüm kavramı, fosil yakıtların iklim değişikliğine etkileri ve işçi hakları bağlamında ele alındı. 1990'larda başlayan bu kavram, kömür gibi fosil yakıtların yerini yenilenebilir enerji kaynaklarına bırakmasıyla önem kazandı. Türkiye'de adil dönüşüm planlarının hazırlanmaması durumunda, karbon yoğun sektörlerde çalışan işçilerin işsizlik ve zorunlu göç gibi sorunlarla karşılaşabileceği belirtildi. Yazıda, planlı ve adil bir dönüşümle, işçi haklarının korunabileceği ve çevreye uyumlu işler yaratılabileceği ifade edildi.
3 Mayıs 2024

Akif Beki, Avrupa'da aşırı sağın yükselişinin Türkiye için ne anlama gelebileceğini tartışıyor. Eski Almanya Şansölyesi Merkel'in Türkiye'nin istikrarının Avrupa için önemli olduğunu belirten sözlerine atıfta bulunarak, aşırı sağcı liderlerin de benzer bir yaklaşım sergileyebileceğini öne sürüyor. Ancak, bu durumun Türkiye üzerindeki baskıyı artırabileceği ve iç siyasette radikal sağa kayışı hızlandırabileceği belirtiliyor. Avrupa'nın siyasi istikrarsızlığının Türkiye'ye olumsuz etkileri olabileceği vurgulanıyor.
11 Haziran 2024

İklim krizi, sosyal ve ekonomik baskılar yaratarak toplumsal dayanışmayı zayıflatmakta ve psikolojik sorunlara yol açmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü, iklim krizini bir sağlık krizi olarak ilan etmiş ve bu krizin sağlık alanındaki etkilerine dikkat çekmiştir. Yuvam Dünya Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Kıvılcım Pınar Kocabıyık, iklim olaylarının ruh sağlığı üzerindeki etkilerini vurgularken, eko-anksiyete ve ekolojik yas gibi kavramların daha sık kullanılmaya başlandığını belirtmiştir. Ayrıca, iklim krizinin tüketim kültürüyle ilişkili bir kriz olduğunu ve tüketim alışkanlıklarının değiştirilmesi gerektiğini ifade etmiştir.
10 Ekim 2024

Hayko Bağdat, Türkiye'de 1,3 milyon modern köle olduğunu iddia etti. Suriye'deki savaşın ardından Türkiye'ye taşınan fabrikalar ve yağmalanan kaynaklar, Suriye halkını perişan etti. Türkiye'nin demografik değişim planları ve cihatçılara verilen pasaportlar, ülkenin iç güvenliğini tehdit ediyor. Walk Free'nin 2023 Küresel Modern Kölelik Endeksi'ne göre Türkiye, modern kölelik açısından dünyada beşinci sırada yer alıyor.
3 Temmuz 2024

Işıl Özgentürk, Türkiye'de artan yoksulluk seviyesinin günlük yaşama etkilerini anlatıyor. Metro inşaatında çalışan işçilerin düşük ücretlerle nasıl geçindiklerini, mahalledeki insanların ekonomik sıkıntılar içinde nasıl yaşadıklarını ve evcil hayvan sahiplerinin artan maliyetlerle nasıl mücadele ettiğini örneklerle açıklıyor. Yazı, ekonomik zorlukların toplumun farklı kesimlerini nasıl etkilediğini detaylı bir şekilde ortaya koyuyor.
21 Nisan 2024

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Belgin Özbek, iyot eksikliğinin çocuklarda zeka geriliği gibi ciddi sağlık sorunlarına neden olabileceğini vurguladı. Dünya Sağlık Örgütü'nün önerdiği günlük iyot alım miktarlarına dikkat çeken Özbek, özellikle hamile ve emziren kadınların iyot alımına özen göstermesi gerektiğini belirtti. Türkiye'de iyot eksikliğini önlemek amacıyla 1994'ten bu yana sofralık tuzların iyotla zenginleştirildiği ifade edildi. İyot eksikliğinin dünya genelinde önlenebilir zeka geriliği nedenleri arasında ilk sıralarda yer aldığına dikkat çekildi.
25 Ekim 2024

Muğla'nın Ula ilçesinde yer alan Ula Göleti, yağış azlığı nedeniyle ciddi su kaybı yaşıyor. Göletin suları kıyıdan yaklaşık 50 metre çekilmiş durumda ve bu durum dronla görüntülendi. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi'nden Doç. Dr. Ceyhun Özçelik, bölgede ciddi yağış eksikliği olduğunu ve bu durumun içme suyu, sulama ve enerji temini açısından zorluklar yaratabileceğini belirtti. Kuraklık, sadece Ula'da değil, Karaman'da da balık ölümlerine yol açmış durumda.
19 Kasım 2024

İstanbul Planlama Ajansı'nın hazırladığı şeffaflık raporuna göre, Türkiye son on yılda yolsuzlukla mücadelede 180 ülke arasında 115’inci sıraya geriledi. Raporda, Türkiye'nin şeffaflık ve hesap verebilirlik karnesi değerlendirildi ve ciddi bir şeffaflık kaybı yaşandığı vurgulandı. İPA Başkanı Dr. Buğra Gökce, hukukun üstünlüğü ve demokrasinin güçlenmesi için hesap verebilirlik ve şeffaflığın daha yüksek seviyede uygulanması gerektiğini belirtti. Ayrıca, ifade özgürlüğü alanında da gerilemenin sürdüğü ifade edildi.
7 Ağustos 2024

Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü'nden Prof. Dr. Mehmet Ali Eryurt, Türkiye nüfusunun 2070'lerde 70 milyonun, 2100'de ise 50 milyonun altına düşmesinin beklendiğini açıkladı. Türkiye'nin doğum oranı 1,51 çocuğa düşmüş durumda ve bu oran 2014'ten beri düzenli olarak azalmaktadır. Eryurt, Türkiye'nin 90 milyona bile ulaşamayacağını ve nüfusun 2040'larda yaklaşık 88 milyona ulaştıktan sonra azalmaya başlayacağını belirtti.
10 Temmuz 2024

Esfender Korkmaz, MAK danışmanlık ve uluslararası araştırma şirketi Ipsos'un anket sonuçlarına dayanarak, Türkiye'deki halkın büyük bir çoğunluğunun sığınmacılardan rahatsız olduğunu belirtiyor. Ankete göre, halkın yüzde 83'ü sığınmacıların sosyal ve ekonomik sorunların temelinde olduğunu düşünüyor. Ayrıca, halkın yüzde 82'si sığınmacıların güvenlik sorunu yarattığını ifade ediyor. Türkiye'de halkın yüzde 70'i göçün arkasındaki nedenin ekonomik gerekçeler olduğunu ve sığınmacıları göndermek için yasal yolların yetersiz olduğunu düşünüyor.
24 Temmuz 2024

COP29 İklim Zirvesi, Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de başladı ve Türkiye'nin kömürden kademeli çıkış kararı alması gerektiği vurgulandı. Aralarında Greenpeace ve TEMA'nın da bulunduğu sivil toplum kuruluşları, Türkiye'nin kömürlü termik santrallerden çıkış yaparak yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmesi gerektiğini belirtti. Türkiye'nin 2035 yılı için belirlediği 120 GW güneş ve rüzgar enerjisi kapasite hedefi, kömürden çıkışla birlikte iklim hedeflerine ulaşmada önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Bu adım, Türkiye'nin uluslararası yatırım ve desteklere ulaşmasını da kolaylaştırabilir.
11 Kasım 2024

Prof. Dr. Mustafa Sarı, Marmara Denizi'nde 2021 yılında görülen müsilajın yeniden ortaya çıktığını belirtti. Müsilajın deniz ekosistemine zarar verdiğini ve ekonomik kayıplara yol açabileceğini vurgulayan Sarı, Marmara Denizi Eylem Planı'nın etkin uygulanmadığını söyledi. Müsilajın etkilerini azaltmak için merkezi ve yerel yönetimlerin acilen harekete geçmesi gerektiğini ifade etti. Ayrıca, deniz yüzey sıcaklığı ve kirliliğin müsilaj oluşumunu tetiklediğini belirtti.
25 Ekim 2024

Birleşmiş Milletler Çevre Programı, ülkelerin sera gazı emisyonlarını hızla azaltmaması durumunda Paris Anlaşması'nın 1,5 derece hedefinin birkaç yıl içinde kaybedilebileceği uyarısında bulundu. UNEP'in Emisyon Açığı Raporu, ülkelerin 2030'a kadar emisyonlarını yüzde 42, 2035'e kadar ise yüzde 57 azaltması gerektiğini belirtiyor. Mevcut politikaların devam etmesi durumunda küresel sıcaklık artışının 3,1 dereceye kadar çıkabileceği ve bu senaryonun yüzde 66 gerçekleşme ihtimali olduğu ifade ediliyor. Küresel sıcaklık artışını 2 derecenin altında tutmak için emisyonların 2030'a kadar yüzde 28, 2035'e kadar yüzde 37 düşmesi gerektiği vurgulanıyor.
24 Ekim 2024
İşaretlediklerim