Bir grup bilim insanının yaptığı araştırmaya göre, 2022'de okyanus sıcaklıkları insan kaynaklı emisyonların etkisiyle rekor düzeye çıktı. St. Thomas Üniversitesi'nden Prof. John Abraham, küresel ısınmanın büyük bir kısmının okyanuslara gittiğini ve bu durumun aşırı hava koşullarına yol açtığını belirtti. 1958'den beri tutulan kayıtlar, 1990'dan sonra okyanus sıcaklıklarında önemli bir artış olduğunu gösteriyor. Araştırma, insanlık net sıfır emisyona ulaşana kadar okyanusların ısınmasının ve aşırı hava koşullarının etkilerinin artacağını öngörüyor.
12 Ocak 2023

ABD'li bilim insanı James Hansen ve ekibinin yaptığı araştırmaya göre, küresel ısınma şu anda tespit edilenden daha hızlı artıyor. Bu durum, önümüzdeki 10 yıl içinde önemli bir sıcaklık eşiğinin aşılmasına yol açacak. Araştırma, dünyanın Paris İklim Anlaşması'nda belirlenen 1.5 santigrat derece eşiğini beklenenden çok daha erken aşacağını öngörüyor. Hansen, fosil yakıtların yakılmaya devam edilmesi ve Dünya'nın bunun etkilerine karşı 'çok hassas' olması nedeniyle 'taahhütlü ısınma' ile büyük miktarda küresel ısınma biriktiğini belirtiyor.
2 Kasım 2023

James Webb Uzay Teleskobu'ndan alınan verilerle yapılan araştırmada, HD 189733 b gezegeninin atmosferinde hidrojen sülfür tespit edildi. Bu gaz, gezegenin atmosferine çürük yumurta kokusu veriyor. Araştırma, Johns Hopkins Üniversitesi'nden Dr. Guangwei Fu liderliğinde gerçekleştirildi ve Nature dergisinde yayınlandı. Hidrojen sülfürün tespiti, gezegenlerin oluşumu hakkında yeni bilgiler sunabilir.
9 Temmuz 2024

Birleşik Krallık'ın Oxford şehrinde meydana gelen gizemli patlamanın, yıldırım düşmesi sonucu olduğu belirtildi. Sosyal medyada paylaşılan görsellerde gökyüzünü aydınlatan büyük bir alev topu görülüyor. Patlamanın, gıda atıklarını biyogaza dönüştüren Severn Trent Green Enerji Santrali'nde meydana geldiği ve yıldırımın, tesisteki biyogaz tanklarından birini patlattığı açıklandı. Olayda herhangi bir can kaybı veya yaralanma olmadığı bildirildi.
2 Ekim 2023

Maya uygarlığı, MS 250 civarında zirveye ulaşmış ancak MS 900 civarında büyük şehirlerinin neredeyse tamamı terk edilmişti. Illinois Üniversitesi'nden Profesör Lisa Lucero, Mayaların tamamen yok olmadığını, sadece siyasi sistemlerinin çöktüğünü belirtiyor. NASA'nın araştırmaları ve Jared Diamond'ın çalışmaları, kuraklığın ve ormansızlaşmanın Maya uygarlığının çöküşünde önemli rol oynadığını gösteriyor. Ormansızlaşma sonucu artan sıcaklıklar ve azalan yağışlar, mahsüllerin kalitesizleşmesine ve sosyal karışıklıklara yol açarak uygarlığın sonunu getirdi.
19 Nisan 2024

Yeni bir araştırma, Samanyolu galaksisindeki iki yıldızın nadir bir çarpışmasının Dünya'nın koruyucu ozon tabakasını ortadan kaldırabileceğini ve bu durumun gezegendeki tüm yaşam formlarının kitlesel olarak yok olmasına neden olabileceğini ortaya koydu. Bilim insanları, bu tür bir patlamanın Dünya'ya yakın bir yerde meydana gelmesi halinde yaşam için tehlike oluşturabileceğini belirtti. Bu tür yıldız çarpışmalarından kaynaklanan en büyük tehdit, gama ışınları ve ürettikleri X-ışını da dahil olmak üzere radyasyon patlamasıdır.
24 Ekim 2023

ABD'deki UC Merced Üniversitesi'nden araştırmacılar, hücrelerde protein üretiminin yavaşlaması sonucunda insan ömrünün iki kat uzayabileceğini keşfetti. Araştırma, OTUD6 proteininin hücrelerde protein üretimini yüzde 50 oranında azalttığını ve bu durumun meyve sineklerinin yaşam süresini iki katına çıkardığını gösterdi. Bilim insanları, bu mekanizmanın kanser hücrelerinin gelişimini nasıl etkilediğini de inceliyor. Eğer çalışma insanlar üzerinde etkili olursa, ortalama insan ömrü 80 yıldan 160 yıla kadar çıkabilir.
6 Eylül 2024

2023 yılı, iklim bilimcilerin tahminlerinin aksine, kaydedilen en sıcak yıl oldu ve bu durum bilim insanlarını şaşırttı. NASA Goddard Uzay Araştırmaları Enstitüsü Direktörü Gavin Schmidt, iklim modellerinin bu ani sıcaklık artışını öngöremediğini belirtti. Sera gazı emisyonları, Tonga'daki volkanik patlama ve denizcilik endüstrisindeki sülfür emisyonlarını azaltan düzenlemeler gibi faktörlerin etkileri incelendi, ancak hiçbiri sıcaklık artışını tam olarak açıklayamadı. Schmidt ve diğer bilim insanları, iklim sisteminin işleyişinde beklenmedik değişiklikler olabileceğini ve daha iyi veri sistemlerine ihtiyaç duyulduğunu ifade ediyor.
28 Mart 2024

Biyolog David Sinclair ve ekibi, yaşlanma sürecinin ileri ve geri götürülebilen bir süreç olduğunu deneylerle kanıtladı. Yapılan deneylerde yaşlı ve kör farelere görme yetisi geri kazandırıldı, beyin gençleştirilerek bilişsel beceriler artırıldı ve daha sağlıklı kas ve böbrek dokusu oluşturuldu. Ayrıca genç fareler üzerinde yapılan müdahalelerle yaşlanma süreci hızlandırıldı. Bu bulgular, yaşlanmanın DNA hasarından kaynaklandığına dair bilimsel inanca meydan okuyor ve yaşlanmanın bir bilgi kaybı olduğu teorisini öne sürüyor.
13 Ocak 2023

Çin Bilim Akademisi'ndeki bilim insanları, Ay'dan toplanan örnekleri inceleyerek dinozorlar Dünya'da yaşarken Ay'ın volkanik aktiviteye sahip olduğunu ortaya çıkardı. Chang'e 5 uzay aracı tarafından yaklaşık dört yıl önce toplanan örneklerde, 120 milyon yıl önce oluşmuş volkanik cam parçaları bulundu. Bu bulgu, Ay'ın varoluş sürecinin çoğunda volkanik olarak aktif olduğunu gösteriyor. Araştırma, Science dergisinde yayınlandı.
6 Eylül 2024

Oxford, Bristol, Exeter Üniversiteleri ve Doğu Finlandiya Üniversitesi'nden bilim insanlarının yaptığı ortak araştırma, çocukluk ve gençlik dönemlerindeki hareketsiz yaşam tarzının atardamar sertleşmesini artırdığını ortaya koydu. Araştırmada, 11 ila 24 yaşları arasındaki bin 339 kişi üzerinde 13 yıl boyunca yapılan incelemeler sonucunda, günde 6 saatten 9 saate çıkan hareketsizlik süresinin atardamar sertleşmesini yaklaşık yüzde 10 artırdığı bulundu. Ayrıca, yaşlanmanın atardamar sertliğini artırdığı ve bu durumun yetişkinlerde genç yaşta ölüm riskini yüzde 47 artırabileceği, günde en az 3 saatlik hafif fiziksel aktivitenin ise atardamar sertleşmesi riskini en aza indirebileceği belirtildi.
27 Mart 2024

NASA'nın Modis-Aqua uydusu, son 20 yılda dünya okyanuslarının yüzde 56'sında maviden yeşile doğru bir renk değişimi tespit etti. Bu değişim, özellikle ekvatora yakın tropikal bölgelerde gözlemlendi ve İngiltere'deki Ulusal Oşinografi Merkezi'nden araştırmacılar, bu yeşillenmenin iklim değişikliği nedeniyle değişen ekosistemlerin bir göstergesi olduğuna inanıyor. Renk değişikliğinin nedeni tam olarak belirlenemese de, fitoplanktonlarla bağlantılı olabileceği ve bu organizmaların atmosfer dengesi ve oksijen üretimi için hayati öneme sahip olduğu belirtiliyor.
15 Temmuz 2023

James Webb Uzay Teleskobu'ndan alınan veriler, süper kütleli kara deliklerin galaksilerde yıldız oluşumu için gerekli olan gazı yok ederek galaksileri 'öldürdüğünü' ortaya çıkardı. Cambridge Üniversitesi'nden uluslararası bir ekip, Webb Teleskobu ile 'büyük patlama'dan iki milyar yıl sonrasında oluşan bir galaksiyi inceledi ve bu galaksinin merkezindeki kara deliğin, galaksiden yüksek hızda gaz fırlatarak yeni yıldız oluşumunu durdurduğunu keşfetti. Bu bulgu, kara deliklerin galaksilerde yıldız oluşumunu nasıl durdurduğunu anlamada önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
17 Eylül 2024

Britanya merkezli JET laboratuvarında yapılan bir deneyde, nükleer füzyon kullanılarak rekor seviyede enerji üretildi. Bu süreç, atomların birleşmesiyle oluşuyor ve Güneş ile diğer yıldızların enerji üretiminde de kullanılıyor. Bilim insanları, bu süreci yeryüzünde tekrar ederek temiz ve atmosferi ısıtmayan, yüksek miktarda nükleer enerji üretmeyi hedefliyor. JET deneyinde 5 saniye boyunca 69 megajul enerji üretildi, bu miktar yalnızca 4-5 banyoyu ısıtmaya yeterli olacak kadar az.
8 Şubat 2024

Earth Commission tarafından yapılan ve Nature dergisinde yayımlanan araştırmada, insan faaliyetlerinin gezegenin güvenliğini ve adaletini tehlikeye attığı belirtildi. Sekiz ekolojik göstergeden yedisinde tehlikeli sınırların aşıldığı, küresel sıcaklık artışının güvenli sınır olan 1 dereceyi geçtiği ve yüzey suyu akışında güvensiz seviyelerin görüldüğü tespit edildi. Ayrıca, gezegenin yalnızca yüzde 45 ila 50'sinin bozulmamış ekosistemlere sahip olduğu ve nitrojen ile fosfor kullanımındaki eşitsizliklerin tehlikeli boyutlara ulaştığı bulgularına ulaşıldı.
31 Mayıs 2023

NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu (JWST), evrenin en eskilerinden olduğu düşünülen üç galaksiyi inceledi ve galaksi oluşumunu ilk kez doğrudan gözlemledi. Araştırmada, galaksilerin yaydığı ışığın büyük miktardaki nötr hidrojen gazı tarafından emildiği ve bu gazın galaksileri beslediği tespit edildi. Bu gözlem, evrenin ilk yıldız sistemlerinin oluşumuna tanıklık edilmesi açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Araştırmacılar, galaksilerde genç yıldızların varlığını da belirledi ve bu gazın galaksilerin merkezine nasıl dağıldığını anlamak için çalışmalarını sürdüreceklerini açıkladı.
27 Mayıs 2024

Birmingham Üniversitesi'nden bilim insanları, yaşlı meşe ağaçlarının karbondioksit emme kapasitesini araştırdı. Yedi yıl süren çalışmada, 180 yaşındaki ağaçların bile yüksek karbondioksit seviyelerine maruz kaldıklarında gövdelerini genişleterek daha fazla karbondioksit hapsettiği gözlemlendi. Bu bulgu, yaşlı ağaçların iklim değişikliğiyle mücadelede kritik bir rol oynadığını ortaya koydu.
13 Ağustos 2024

Sanayi devriminden bu yana artan karbondioksit seviyeleri, küresel ısınmayı hızlandırıyor ve Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından belirlenen kritik eşiklere yaklaşıyoruz. Bu eşikler arasında Grönland Buz Levhası, Permafrost, Okyanus sirkülasyonu ve sıcaklığı, Musonlar, Amazon Yağmur Ormanları, Antarktika Buz Levhaları ve mercan resifleri bulunuyor. Bilim insanları, bu eşiklerin aşılmasının geri dönüşü olmayan çevresel değişikliklere yol açabileceği konusunda uyarıyor ve küresel ısınmayı 1,5 derece altında tutmanın önemine dikkat çekiyor.
31 Mayıs 2024

Copernicus İklim Değişikliği Servisi'nin yeni verilerine göre, dünya son 12 ay boyunca sanayi öncesi döneme göre ortalama 1,5 santigrat derece daha sıcak oldu. Bilim insanları, Temmuz 2023 ile Haziran 2024 arasındaki sıcaklıkların kayıtlardaki en yüksek seviyelere ulaştığını belirtti. Bu durum, dünya liderlerinin 1,5 C ısınma hedefini tutturma sözlerini yerine getirmediklerini göstermese de, daha fazla insanın şiddetli hava koşullarına maruz kalacağı anlamına geliyor. Ayrıca, sıcaklıklardaki sürekli artış, felaketle sonuçlanabilecek dönüm noktaları riskini artırıyor.
9 Temmuz 2024

Muş'ta plastik dolu yağışı gözlemlendi ve bu durumun nedenleri tartışılıyor. Havadaki su zerreciklerinde yoğun plastik veya kimyasal maddelerin bulunması, dolunun plastikleşmesine yol açmış olabilir. Erzincan İliç'te Amerikalı madencilerin sülfürik asit havuzları kurarak çevreye zarar verdiği ve bu durumun Doğu Anadolu'yu tehdit ettiği belirtiliyor. Ayrıca, ABD'de yapılan bir araştırma, yağmur sularına karışan mikroplastik partiküllerin ciddi boyutlara ulaştığını gösteriyor.
27 Mayıs 2024
İşaretlediklerim