James Webb Uzay Teleskobu'ndan alınan veriler, süper kütleli kara deliklerin galaksilerde yıldız oluşumu için gerekli olan gazı yok ederek galaksileri 'öldürdüğünü' ortaya çıkardı. Cambridge Üniversitesi'nden uluslararası bir ekip, Webb Teleskobu ile 'büyük patlama'dan iki milyar yıl sonrasında oluşan bir galaksiyi inceledi ve bu galaksinin merkezindeki kara deliğin, galaksiden yüksek hızda gaz fırlatarak yeni yıldız oluşumunu durdurduğunu keşfetti. Bu bulgu, kara deliklerin galaksilerde yıldız oluşumunu nasıl durdurduğunu anlamada önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
17 Eylül 2024

Britanya merkezli JET laboratuvarında yapılan bir deneyde, nükleer füzyon kullanılarak rekor seviyede enerji üretildi. Bu süreç, atomların birleşmesiyle oluşuyor ve Güneş ile diğer yıldızların enerji üretiminde de kullanılıyor. Bilim insanları, bu süreci yeryüzünde tekrar ederek temiz ve atmosferi ısıtmayan, yüksek miktarda nükleer enerji üretmeyi hedefliyor. JET deneyinde 5 saniye boyunca 69 megajul enerji üretildi, bu miktar yalnızca 4-5 banyoyu ısıtmaya yeterli olacak kadar az.
8 Şubat 2024

Earth Commission tarafından yapılan ve Nature dergisinde yayımlanan araştırmada, insan faaliyetlerinin gezegenin güvenliğini ve adaletini tehlikeye attığı belirtildi. Sekiz ekolojik göstergeden yedisinde tehlikeli sınırların aşıldığı, küresel sıcaklık artışının güvenli sınır olan 1 dereceyi geçtiği ve yüzey suyu akışında güvensiz seviyelerin görüldüğü tespit edildi. Ayrıca, gezegenin yalnızca yüzde 45 ila 50'sinin bozulmamış ekosistemlere sahip olduğu ve nitrojen ile fosfor kullanımındaki eşitsizliklerin tehlikeli boyutlara ulaştığı bulgularına ulaşıldı.
31 Mayıs 2023

Bilim insanları, Mars ile Jüpiter arasındaki cüce gezegen Ceres'te yaşam barındırabilecek organik maddeler keşfetti. Ceres'in yüzeyinin altında tuzlu su okyanusları ve organik kimyasalların bulunduğu alanlar tespit edildi. Araştırma, bu organik bileşiklerin Ernutet Krateri çevresinde nispeten kısa süre önce yüzeye çıkmış olabileceğini gösterdi. İtalya Ulusal Astrofizik Enstitüsü'nden Prof. Dr. Maria Cristina De Sanctis başkanlığındaki ekip, bu bulguların Ceres'in yaşam barındırma potansiyelini artırdığını belirtti.
26 Eylül 2024

NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu (JWST), evrenin en eskilerinden olduğu düşünülen üç galaksiyi inceledi ve galaksi oluşumunu ilk kez doğrudan gözlemledi. Araştırmada, galaksilerin yaydığı ışığın büyük miktardaki nötr hidrojen gazı tarafından emildiği ve bu gazın galaksileri beslediği tespit edildi. Bu gözlem, evrenin ilk yıldız sistemlerinin oluşumuna tanıklık edilmesi açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Araştırmacılar, galaksilerde genç yıldızların varlığını da belirledi ve bu gazın galaksilerin merkezine nasıl dağıldığını anlamak için çalışmalarını sürdüreceklerini açıkladı.
27 Mayıs 2024

NASA'nın Chandrayaan-1 uzay aracındaki Ay Mineraloji Haritalayıcı (M3) verilerini inceleyen bilim insanları, Ay'ın tüm enlemlerinde su ve hidroksil izlerine rastladı. Bu bulgular, Ay'ın yüzeyinde suyun yalnızca kutup bölgelerinde ve derin gölgeli kraterlerde bulunabileceği düşüncesini değiştirdi. Araştırma, Ay'ın yüzeyinde meydana gelen meteor çarpışmalarının su açısından zengin kayalar ortaya çıkardığını ve Güneş rüzgarlarının hidroksil oluşumuna katkıda bulunduğunu gösterdi. Bu keşif, Ay'ın karmaşık bir jeolojiye sahip olduğunu ve gelecekte astronotların Ay'ın ekvatoruna yakın bölgelerde bile su bulabileceğini ortaya koydu.
23 Eylül 2024

Birmingham Üniversitesi'nden bilim insanları, yaşlı meşe ağaçlarının karbondioksit emme kapasitesini araştırdı. Yedi yıl süren çalışmada, 180 yaşındaki ağaçların bile yüksek karbondioksit seviyelerine maruz kaldıklarında gövdelerini genişleterek daha fazla karbondioksit hapsettiği gözlemlendi. Bu bulgu, yaşlı ağaçların iklim değişikliğiyle mücadelede kritik bir rol oynadığını ortaya koydu.
13 Ağustos 2024

Sanayi devriminden bu yana artan karbondioksit seviyeleri, küresel ısınmayı hızlandırıyor ve Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından belirlenen kritik eşiklere yaklaşıyoruz. Bu eşikler arasında Grönland Buz Levhası, Permafrost, Okyanus sirkülasyonu ve sıcaklığı, Musonlar, Amazon Yağmur Ormanları, Antarktika Buz Levhaları ve mercan resifleri bulunuyor. Bilim insanları, bu eşiklerin aşılmasının geri dönüşü olmayan çevresel değişikliklere yol açabileceği konusunda uyarıyor ve küresel ısınmayı 1,5 derece altında tutmanın önemine dikkat çekiyor.
31 Mayıs 2024

Copernicus İklim Değişikliği Servisi'nin yeni verilerine göre, dünya son 12 ay boyunca sanayi öncesi döneme göre ortalama 1,5 santigrat derece daha sıcak oldu. Bilim insanları, Temmuz 2023 ile Haziran 2024 arasındaki sıcaklıkların kayıtlardaki en yüksek seviyelere ulaştığını belirtti. Bu durum, dünya liderlerinin 1,5 C ısınma hedefini tutturma sözlerini yerine getirmediklerini göstermese de, daha fazla insanın şiddetli hava koşullarına maruz kalacağı anlamına geliyor. Ayrıca, sıcaklıklardaki sürekli artış, felaketle sonuçlanabilecek dönüm noktaları riskini artırıyor.
9 Temmuz 2024

Muş'ta plastik dolu yağışı gözlemlendi ve bu durumun nedenleri tartışılıyor. Havadaki su zerreciklerinde yoğun plastik veya kimyasal maddelerin bulunması, dolunun plastikleşmesine yol açmış olabilir. Erzincan İliç'te Amerikalı madencilerin sülfürik asit havuzları kurarak çevreye zarar verdiği ve bu durumun Doğu Anadolu'yu tehdit ettiği belirtiliyor. Ayrıca, ABD'de yapılan bir araştırma, yağmur sularına karışan mikroplastik partiküllerin ciddi boyutlara ulaştığını gösteriyor.
27 Mayıs 2024

Bilim insanları, Mars'ın derinliklerinde sıvı su rezervleri keşfetti. NASA'nın Insight Lander aracı, Mars'ta dört yıl boyunca sismik titreşimleri kaydederek bu bulguları ortaya çıkardı. Araştırmalar, Mars kabuğunda yaklaşık 10 ila 20 km derinlikte su rezervleri olduğunu gösteriyor. Bu keşif, Mars'ta bir zamanlar yaşam olup olmadığına dair araştırmalara önemli bir katkı sağlayabilir.
13 Ağustos 2024

İsrail'deki İbrani Üniversitesi'nden bilim insanları, sivrisinek ısırıklarını önlemek için yüzde 99 etkili yeni bir tür kimyasal kamuflaj geliştirdi. Bu kimyasal, sivrisineklerin insan derisine konmasını ve ısırmasını büyük ölçüde azaltıyor. Geliştirilen formül, indol adı verilen bir çiçek kokusu özü ve selüloz polimerinin birleşiminden oluşuyor. Araştırma bulguları PNAS Nexus dergisinde yayınlandı ve ürünün önümüzdeki yıl piyasaya sürülmesi bekleniyor.
7 Haziran 2023

Bilim insanları, Grönland köpekbalıklarının metabolik adaptasyonlarının olağanüstü uzun ömürlerinin sırrı olabileceğini keşfettiler. Manchester Üniversitesi'nden Ewan Camplisson ve ekibi, bu köpekbalıklarının yaşla birlikte enzimatik aktivitede beklenen değişikliklere uyum sağlamadığını buldu. Bu bulgular, köpekbalıklarının kardiyovasküler hastalıklardan etkilenmeden uzun yaşamalarını sağlayan adaptasyonların insanlara uygulanabileceği umudunu doğurdu. Ancak, ısınan okyanusların bu tür için büyük tehdit oluşturduğu belirtildi.
5 Temmuz 2024

Leeds Üniversitesi'nin hazırladığı Küresel İklim Değişikliği Göstergeleri raporuna göre, insan faaliyetlerinden kaynaklanan küresel ısınma her 10 yılda 0,26 derece artışla tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. 2013-2022 döneminde sanayi öncesi döneme göre 1,14 derece olan küresel sıcaklık artışı, 2014-2023 döneminde 1,19 dereceye yükseldi. Fosil yakıt emisyonları, iklim değişikliğinin başlıca nedeni olarak gösterilirken, çimento üretimi, tarım ve ormansızlaşma gibi diğer kirlilik kaynaklarının da ısınmaya katkıda bulunduğu belirtildi. BM, küresel ısınmayı 1,5 derecede tutma kararlılığının azaldığını vurguladı.
5 Haziran 2024

Tarihçi Yuval Noah Harari, yapay zekanın hızla evrimleştiğini ve bu sürecin hem fırsatlar hem de riskler barındırdığını belirtti. Harari, yapay zekanın kendi kendine karar verebildiğini ve bu özelliğiyle diğer teknolojik devrimlerden farklı olduğunu vurguladı. Yapay zekanın hızla ilerlemesi ve insanların bu süreci anlamakta zorlanması, finansal sistemlerin kontrolünün kaybedilmesi gibi riskleri beraberinde getirebilir. Harari, bu risklerin üstesinden gelmek için işbirliğinin önemini vurguladı. Ayrıca, yapay zekanın kültürel ve hukuki ortamı değiştireceğini, yeni iş alanlarını belirsizleştireceğini ve insanların sürekli kendini yenilemesi gerektiğini belirtti.
30 Eylül 2023

Uluslararası bir araştırma, Amazon Yağmur Ormanları'nın neredeyse yarısının 2050'ye kadar kuraklık, ormansızlaşma ve yangınlar nedeniyle yok olabileceğini ortaya koydu. Bilim insanları, Amazonlar'ın %38'inin zaten bozulduğunu ve yağmur ormanlarının %10 ila %47'sinin tahrip olabileceğini belirtiyor. Araştırma sonuçları, ekosistemin büyük ölçüde yağışa bağlı olduğu ve 'Dünyanın akciğeri' olarak adlandırılan Amazon Ormanları'nın, nem seviyeleri düşmeye devam ederse kurak bir alana dönüşebileceğini gösteriyor.
14 Şubat 2024

Güney Kaliforniya Üniversitesi'nden Dr. Erika Garcia ve ekibi, 1300'den fazla kişinin çocukluk ve yetişkinlik dönemlerindeki hava kirliliği maruziyetini inceledi. Araştırma, çocuklukta partikül kirliliği ve nitrojen dioksite maruz kalan kişilerin yetişkinlikte bronşit semptomlarına yakalanma olasılığının daha yüksek olduğunu ortaya koydu. Ayrıca, çocuklukta akciğer problemi yaşamamış kişilerde de hava kirliliğinin yetişkinlikte bronşit semptomlarına yol açabileceği bulundu. Bu bulgular, çocukluk döneminde hava kirliliğinin uzun vadeli sağlık etkileri olabileceğini gösteriyor.
29 Temmuz 2024

İsveç'te bilim insanları, laboratuvar ortamında yetiştirilen beyin hücrelerinden oluşan ilk 'yaşayan bilgisayar'ı üretti. Bu bilgisayar, 10 bin canlı nörondan oluşan mini beyinlerin dopamin dozlarıyla eğitilmesiyle çalışıyor ve geleneksel dijital işlemcilere göre milyonlarca kat daha az enerji kullanıyor. Buluş, enerji krizinin çözümüne katkı sunmayı amaçlarken, yapay zekanın geleceği ve insanlığın teknolojiyle ilişkisi hakkında derin etik soruları da gündeme getiriyor.
11 Haziran 2024

Avustralyalı astronomlar, Dünya'ya ulaşması sekiz milyar yıl süren radyo dalgalarından kaynaklanan gizemli bir patlama saptadı. Hızlı Radyo Patlamaları (FRB) adı verilen bu dalgaların biri, sekiz milyar yıllık yolculuğunun ardından Dünya'ya ulaştı. Araştırmacılar, bu dalganın birleşmekte olan birkaç galaksinin yol açtığı patlama sonucu oluştuğunu belirtti. FRB'lerin, evrenin kütlesinin hesaplanmasında ve galaksiler arası iyonize olmuş materyalleri algılamada kullanılabileceği ifade edildi.
20 Ekim 2023

Harvard Üniversitesi'nden bir grup bilim insanı, stresin saç rengini değiştirdiğini bilimsel olarak kanıtladı. Çalışma, stresin saç foliküllerine norepinefrin salınımına neden olduğunu ve bu kimyasalın melanosit kök hücrelerini etkileyerek hızla pigment hücrelerine dönüşmesine yol açtığını gösterdi. Bu süreç sonucunda yeni pigment hücreleri oluşturulamadığında, saçlar gri veya beyaz çıkıyor. Çalışmanın başındaki Dr. Ya-Chieh Hsu, stresin vücut üzerindeki zararlı etkilerinin beklenenden çok daha büyük olduğunu belirtti.
13 Ağustos 2024
İşaretlediklerim