Rahmi Turan, iktidarın yıllardır savunduğu 'en az 3 çocuk' politikasının, halkı ekonomik zorluklar nedeniyle bir çocuk bile yapamaz hale getirdiğini belirtti. Genç ailelerin derin yoksulluk içinde olduğunu ve çocuklarına nasıl bakacakları konusunda endişe duyduklarını ifade etti. Eğitim sisteminin niteliksiz müfredatla çöktüğünü ve özel okulların yüksek maliyetlerinin aileleri zor durumda bıraktığını vurguladı. Ayrıca, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in enflasyonu düşürme çabalarının yoksulluğu daha da artırdığını iddia etti.
28 Mayıs 2024

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Merkez Bankası'nın yeni başkanı olarak atanan Fatih Karahan ve ekibine güveninin tam olduğunu belirtti. Bu açıklama, Merkez Bankası'nın önceki başkanı Hafize Gaye Erkan'ın görevden ayrılmasının ardından geldi. Erkan'ın yerine atanan Karahan'ın göreve başlamasıyla, ekonomi politikalarında bir değişiklik olup olmayacağı tartışmaları başladı. Şimşek, yapısal reformlarla ekonomi programının kararlılıkla uygulanmaya devam edeceğini ve mali disiplin ile dezenflasyon sürecine destek olunacağını vurguladı.
4 Şubat 2024

Esfender Korkmaz, Türk Lirası'nın değer kaybı ve Merkez Bankası'nın karşılaştığı zorlukları tartışıyor. Merkez Bankası'nın parasal sıkılaştırma politikalarının, siyasi iktidarın seçim öncesi KOBİ'lere ve esnafa kredi dağıtımı gibi uygulamalarıyla çeliştiğini belirtiyor. Ayrıca, bütçede lüks harcamaların arttığı ve bu durumun Merkez Bankası'nın sıkı para politikasını etkisiz kılacağını ifade ediyor. Korkmaz, bu koşullar altında bir Merkez Bankası Başkanının neden görevde kalmak istemeyeceğini sorguluyor.
9 Şubat 2024

Türkiye'nin ekonomi yönetiminde Mehmet Şimşek'in uyguladığı ortodoks politikalar, uluslararası alanda olumlu karşılanmış ve Türkiye'nin risk primi düşmüştür. Financial Times, Fitch, Moody's ve JP Morgan gibi kuruluşlar bu politikalara olumlu tepkiler vermiş, IMF ise destek açıklamıştır. Ayrıca, Dünya Bankası Türkiye'ye üretim projeleri için 18 milyar dolar destek sağlayacağını duyurmuştur. Ancak yapısal reformların eksikliği gibi önemli sorunlar hala devam etmektedir.
24 Nisan 2024

Merkez Bankası'nın başkan yardımcısı, ekonomi politikaları ve uygulamaları hakkında eleştirel açıklamalarda bulundu. Ağırlıklı fonlama maliyeti, mevduat faizi, politika faizi ve faiz kur ilişkilerinin kopukluğundan bahsetti. Bu eleştirilerin, kendisini bu pozisyona atayanlara ve seçimler öncesi sorunları gizleyerek halkın gözünü boyayan Nureddin Nebati ekibine yönelik olduğu belirtildi. Hayri Kozanoğlu, bu durumu ele alarak, başkan yardımcısının şikayetlerinin adresinin yanlış olduğunu vurguladı.
20 Şubat 2024

Yakup Kepenek, Türkiye ekonomisinin sağlam bir temele oturması için gerekli olan üç ana kurumsal dayanağın; Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Kamu İhale Kurumu (KİK) ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) olduğunu ifade etmiştir. Ancak, bu kurumların hukuki temeller üzerine sağlamlaştırılmadığı sürece, ekonominin mevcut krizden kurtulmasının mümkün olmadığını vurgulamıştır. Ayrıca, TCMB'nin sınırlı uygulama bağımsızlığına sahip olduğunu, ancak genel olarak ülke ekonomisinin bu üç kurumsal dayanaktan yoksun olduğunu belirtmiştir.
24 Mart 2024

İbrahim Kahveci, Türkiye'nin uyguladığı ekonomi programının dış dengeyi sağlama ve döviz ihtiyacını karşılama amacına ulaşamadığını belirtiyor. Tüketim malı ithalatının yüksek seviyelerde olduğunu ve başarının sadece düşen küresel enerji fiyatlarına bağlı olduğunu ifade ediyor. Ayrıca, finansal yatırımlardan gelen döviz akışının sınırlı olduğunu ve kalıcı iyileşmeler için daha sert önlemler gerektiğini vurguluyor. Kahveci, mevcut durumun sürdürülebilir olmadığını ve alt gelir gruplarının bu durumdan en çok etkileneceğini öne sürüyor.
6 Mayıs 2024

Esfender Korkmaz, pandemi sonrası yıllarda güven endekslerinin 2023 yaz başında arttığını, bunun nedeninin ekonomi yönetiminin değişmesi olduğunu belirtti. Ancak 2024 seçimleri nedeniyle ekonomi yönetiminin istikrar programı yapmadığını ve tasarruf önlemleri almadığını vurguladı. Türkiye'ye doğrudan yabancı sermaye gelmediğini, bunun en büyük nedeninin hukuk ve demokrasi sorunları olduğunu ifade etti. Korkmaz, kapı kapı dolaşıp döviz aramanın güvenirlik sorununu artırdığını ve Türkiye'nin sıcak paraya mahkûm olduğunu söyledi.
2 Haziran 2024

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ekonomi üzerine yaptığı açıklamalar ve gelecek vaatleri, gazeteci Mehmet Y. Yılmaz tarafından eleştirildi. Yılmaz, Erdoğan'ın ekonomik dengeleri yerine oturtma vaadine ve enflasyonun düşeceği yönündeki öngörülerine şüpheyle yaklaştığını belirtti. Yılmaz, geçmişte yapılan ekonomik tahminlerin tutmaması ve Erdoğan'ın uzun süredir ülkeyi yönetmesine rağmen ekonomik dengeleri sağlayamamış olmasını eleştirdi. Ayrıca, okuyucuları Cumhurbaşkanı'nın açıklamalarına karşı temkinli olmaya çağırdı.
29 Şubat 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'de kamu harcamaları, vergi politikaları ve mali disiplin konularında yaşanan sorunlara dikkat çekiyor. Bütçe kaynaklarının popülizm ve şatafat için kullanılmasının, kamu özel işbirliği ile yapılan yatırımların atıl kalmasının ve kamu yatırımlarının piyasa maliyeti üzerinde yapılmasının kamu kaynaklarının etkin kullanılmadığını gösterdiğini belirtiyor. Ayrıca, ücret artışlarının verimlilik artışına ve fiyatların frenlenmesine katkı sağlayabileceğini ifade ediyor. Korkmaz, mevcut siyasi yapı ve koşullarda Merkez Bankası'nın sıkı para politikası uygulamasının bile istikrarı sağlamakta yetersiz kalacağını öne sürüyor.
23 Şubat 2024

Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, genel kurul tarihinin nisana alınmasını normalleşme sürecinin bir parçası olarak nitelendirirken, bu tarih değişikliğinin yerel seçimlerle çakışmaması amacıyla yapıldığı iddia ediliyor. Merkez Bankası'nın, özellikle Kur Korumalı Mevduat hesaplarından kaynaklanan zararları açıklaması bekleniyor. Bu hesaplar, özellikle son iki yılda ekonomi yönetimi için önemli bir sorun haline geldi. 30 Nisan'daki genel kurulda, Merkez Bankası'nın finansal durumuna dair daha fazla şeffaflık ve açıklık bekleniyor.
12 Nisan 2024

Şeref Oğuz, Türkiye'nin heterodoks ekonomi politikaları nedeniyle yaşanan ekonomik sorunlara dikkat çekiyor. 1,9 trilyon TL'lik bütçe açığı, 818 milyar liralık Merkez Bankası zararı ve KKM ilave yüklerine işaret ederek, politika faizinin geç artırılmasının enflasyon ve döviz kuru üzerinde olumlu bir etki yaratmadığını belirtiyor. Oğuz, bu durumu gaflet ve cehalet ötesi bir hıyanet olarak nitelendiriyor ve yanlış politikaların sonuçlarına dair sorumluluğun kim tarafından üstlenileceğini sorguluyor.
19 Nisan 2024

Türkiye'de ekonomi yönetiminin uygulamaya koyduğu sıkılaştırma politikaları sonucunda krediye erişim zorlaşmış, borçlanma maliyetleri artmış ve kredi kartı kullanımının cazibesi azalmıştır. Maliye ve Hazine Bakanı Mehmet Şimşek'in hem yurt içinde hem de yurt dışında yaptığı açıklamalarla bu politikaların sinyalleri önceden verilmişti. İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, dezenflasyonist politikaların üretim ve ihracat üzerinde baskı oluşturduğunu belirterek, iş dünyasının bu süreçte sabırlı ve azimli olacağını ifade etmiştir.
18 Mart 2024

Ozan Gündoğdu, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) seçim öncesinde döviz rezervlerini kullanarak döviz kurunu kontrol altında tutmaya çalıştığını ve bu durumun ekonomik güveni sarsabileceğini belirtiyor. Gündoğdu, mevcut politik sistemin, tek bir kişinin endişelerine odaklanması nedeniyle ekonomik kurumların uzun vadeli hedeflere ulaşmasının mümkün olmadığını savunuyor. Yazara göre, ekonominin düzelmesi için politik düzenin değişmesi gerekmektedir.
20 Mart 2024

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın uygulanan ekonomi politikalarına tam destek verdiğini belirtti. Bu açıklamalar, Erdoğan'ın ekonomi politikaları üzerindeki etkisinin ve son sözü söyleme gücünün altını çizerken, her yeni destek açıklaması kamuoyunda çeşitli spekülasyonlara ve soru işaretlerine neden oluyor. Yazı, Erdoğan'ın ekonomi politikalarındaki rolünün kaçınılmazlığına ve bu politikalara verdiği desteğin şüphesiz olduğuna dikkat çekiyor.
29 Mart 2024

Şeref Oğuz, bayram tatilinin sona ermesiyle birlikte Türkiye'deki ekonomik krizin devam ettiğini vurguluyor. Hükümetin aynı politikaları sürdürdüğünü ve bütçenin hala boş olduğunu belirtiyor. Anadolu ve Trakya'da yapılan gezilerde halkın krizi yönetmeye çalıştığını ancak belirsizlikten şikayetçi olduğunu ifade ediyor. Enflasyon, kur, faiz, döviz, ihracat, ithalat, bütçe açığı ve işsizlik gibi sorunların bayram sonrası da devam edeceğini hatırlatıyor.
20 Haziran 2024

Merkez Bankası Nisan ayı ödemeler bilançosunu açıkladı ve cari açığın geçen yıla göre çok değişmediği görüldü. Esfender Korkmaz, cari açığın aynı kalmasının hükümetin hedeflerini tutturamayacağını gösterdiğini belirtti. Ayrıca, doğrudan yabancı yatırım sermayesinde ve net hata ve noksan kaleminde önemli çıkışlar olduğunu vurguladı. Korkmaz, bu durumun Türkiye ekonomisinin kırılgan, kayıt dışı ve güvenilmez olduğunu gösterdiğini ifade etti.
13 Haziran 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'nin kredi notunun bir kademe artmasını umut verici bulmakla birlikte, ülkenin yatırım yapılabilir seviyeye ulaşması için daha fazla ilerleme kaydetmesi gerektiğini belirtiyor. Standard and Poor’s, Moody’s ve Fitch gibi kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'yi yatırım yapılabilir seviyenin altında tuttuğunu ve bu durumun ekonomik göstergelerle ilişkili olduğunu ifade ediyor. Korkmaz, enflasyon beklentileri, demokratik ve hukuki güven sorunları, bütçe açıkları ve Merkez Bankası rezervlerindeki artış gibi konulara değinerek, bu faktörlerin Türkiye'nin ekonomik istikrarı üzerindeki etkilerini ele alıyor.
12 Mart 2024

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İzmir'deki bir mitingde halka hatalarını dile getirmeleri çağrısında bulundu. Ancak Rahmi Turan, ülkede gerçeklerin dile getirilmesinin riskli olduğunu, çünkü 'Cumhurbaşkanına hakaret' iddiasıyla çok sayıda insanın cezaevinde olduğunu ve rekor düzeyde dava açıldığını belirtiyor. 2022 yılında 16,753 kişi bu iddia ile yargılanıyor. Turan, Erdoğan'ın gerçekten hatalarını düzeltmek istiyorsa, avukatlarına dava açmama talimatı vermesi gerektiğini savunuyor.
16 Mart 2024

Murat Muratoğlu, seçimlerin ülkenin ekonomik belirsizliklerinden kurtulmasına bir çözüm olmayacağını ve bütçe açığının ciddi boyutlara ulaştığını ifade ediyor. Seçim öncesi ekonomik göstergelerin suni olarak iyileştirilmeye çalışıldığını, ancak bu durumun sürdürülebilir olmadığını vurguluyor. Ayrıca, döviz kurlarının ve faiz oranlarının manipüle edilmesine rağmen, ülkenin ekonomik temellerinin zayıf kaldığını eleştiriyor. Muratoğlu, seçim sonrası ekonomik zorlukların daha da artacağını öngörüyor.
30 Mart 2024
İşaretlediklerim