Türkiye ekonomisine dair analizleriyle tanınan Timothy Ash, piyasanın Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Mehmet Şimşek ve ekibinin ekonomi yönetiminde kalması konusunda güvence beklediğini ifade etti. Mayıs 2023 seçimlerinden sonra ekonomi yönetimine getirilen Mehmet Şimşek, rasyonel politikalar uygulayacağını duyurmuştu. Ayrıca, Goldman Sachs'in eski stratejisti Robin Brooks, CHP'nin yerel seçimlerdeki başarısının piyasalar tarafından olumsuz karşılanabileceğini ve yeni seçimlere yol açabileceğini öne sürdü.
31 Mart 2024

Murat Muratoğlu, Merkez Bankası'nın 818.2 milyar lira zarar açıklamasını eleştirdi. Yazara göre, bu zarar özellikle Şahap Kavcıoğlu ve Hafize Gaye Erkan'ın dönemine aitken, Mehmet Şimşek'in Kur Korumalı Mevduat'ın yükünü Merkez Bankası'na paslamasıyla zararın büyüklüğü artmış. Muratoğlu, Merkez Bankası'nın özerkliğinin sadece sözde kaldığını ve yönetiminin emir almaya mecbur bırakıldığını ifade ediyor. Ayrıca, bu zararın Türk Lirası'nın değer kaybına ve enflasyonun devamına yol açacağını belirtiyor.
16 Nisan 2024

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nda (TCMB) Hafize Gaye Erken'in yerine başkan olarak atanan Fatih Karahan, görevine başlar başlamaz enflasyonla mücadele konusunda kararlı olduklarını belirtti. Karahan, fiyat istikrarının sağlanması, dezenflasyon sürecinin devam ettirilmesi ve enflasyon hedefleriyle uyumlu seviyelere ulaşılana kadar parasal sıkılığın korunacağını ifade etti. Osman Ulagay, Karahan'ın bu ilk açıklamalarını olumlu bulmakla birlikte, enflasyonla mücadeledeki zorluklara dikkat çekerek, bu vaatlerin gerçekleşmesi konusunda uyarılarda bulunuyor.
7 Şubat 2024

Ahmet Taşgetiren, Cumhurbaşkanı ve bakanların enflasyonla mücadele etmek yerine meydanlarda muhalefeti suçlayıp propaganda yaptıklarını eleştiriyor. İstanbul'daki kent yoksulluğuna dikkat çekerek, iktidarın ve adaylarının vaatlerinin gerçekçi olmadığını ve halkın ekonomik zorluklar karşısında çaresiz bırakıldığını vurguluyor. Taşgetiren, iktidarın halkın gerçek durumunu görmemesi ve çözüm üretmemesi konusunda eleştirilerini dile getiriyor.
17 Mart 2024

Şebnem Korur Fincancı, Türkiye'de sağlık hizmetlerinin giderek kötüleştiğini ve bu durumun hem hizmet alanlar hem de sunanlar için ciddi sorunlar yarattığını belirtti. Sağlık Bakanı'nın açıklamalarına göre, poliklinik ve acil servis başvuru sayıları artmış, ancak bu durumun övünülecek bir şey olmadığını, aksine eleştirilmesi gereken bir durum olduğunu vurguladı. Ayrıca, sağlık sistemindeki randevu sürelerinin yetersizliği ve basamaklandırılmamış sağlık hizmeti yapısının sorunları artırdığını ifade etti.
9 Mayıs 2024

Şeref Oğuz, Gaye Erkan'ın Merkez Bankası Başkanlığından ayrılışının faiz politikalarıyla ilgili olmadığını, daha çok itibar suikastı ve ekonomi magazini üslubu nedeniyle olduğunu belirtiyor. Naci Ağbal'ın aksine, Erkan'ın görevden alınma sebebinin ekonomik kararlar yerine, kamuoyu algısıyla ilgili olduğu vurgulanıyor. Bu durumun yurtdışı algısını olumsuz etkilediği ve Türkiye'nin ekonomik istikrarına dair endişeleri artırdığı ifade ediliyor.
5 Şubat 2024

Merkez Bankası'nın yeni başkanı olarak atanan Fatih Karahan, görevine başlamasının ardından ilk açıklamasını yaptı. Önceliğinin fiyat istikrarını sağlamak olduğunu belirten Karahan, dezenflasyonu sağlamaya yönelik çalışmalara devam edeceklerini ve enflasyonun hedeflenen seviyelere düşürülmesi için gerekli parasal sıkılığı koruyacaklarını ifade etti. Ayrıca, 8 Şubat'ta yılın ilk enflasyon raporunun yayınlanacağı duyuruldu. HSBC, Merkez Bankası'ndan herhangi bir politika değişikliği beklemediğini açıkladı.
4 Şubat 2024

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek liderliğinde Finansal İstikrar Komitesi (FİK) toplandı. Toplantıda, tüketici kredileri başta olmak üzere kredilerdeki son dönem gelişmeleri ve bu gelişmelerin finansal istikrara etkileri ele alındı. Toplantı sonrası yapılan açıklamada övgü dolu ifadeler kullanılmadığı için, yandaş medya bu kez 'müjde' temalı manşetler atamadı. Murat Muratoğlu, toplantının içeriği ve medyanın tepkisi üzerine ironik bir dille yorumlar yaparak, toplantının somut sonuçlarından ziyade, medyanın yaklaşımını eleştirdi.
10 Şubat 2024

Murat Muratoğlu, Türkiye'de ekonomik istikrarsızlığın ve hukuk sisteminin yetersizliğinin yabancı yatırımcıları nasıl etkilediğini tartışıyor. Honda, Volkswagen, LG, Ford, Chery, Saıc Motor, Skywell ve Great Wall gibi büyük şirketlerin Türkiye'deki yatırım planlarını iptal ettiği veya askıya aldığı belirtiliyor. Türk Lirası'nın değerli tutulması nedeniyle Türkiye'nin artık ucuz bir ülke olmadığı, ancak Türk halkının gelirlerinin Avrupa seviyesine ulaşmadığı vurgulanıyor. Ayrıca, meslek liselerinin durumu ve mavi yakalı iş gücü eksikliği gibi sorunlar da ele alınıyor.
12 Nisan 2024

Mehmet Y. Yılmaz, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurumlarının durumunun kötüleştiğini ve bu durumun siyasi tercihler sonucu olduğunu belirtiyor. Kamu kurumlarında önemli pozisyonların, işi bilen ve layıkıyla yerine getirecek kişilere değil, siyasi olarak uygun görülenlere verildiğini ifade ediyor. Yılmaz, bu durumun Türkiye'yi totaliter ve faşist bir rejime doğru sürüklediğini iddia ediyor.
27 Şubat 2024

Saygı Öztürk, devletin ekonomik zorluklar karşısında yolsuzlukla mücadele yerine kamuda tasarruf önlemlerine odaklandığını belirtiyor. Özellikle el değiştiren belediyelerde lüks makam odaları, fazla araç kiralamaları ve gereğinden fazla personel gibi konuların gündemde olduğunu vurguluyor. Hazine ve Maliye Bakanı'nın, kamuda tasarruf önlemlerinin yılın ikinci yarısında uygulanacağını açıkladığını ifade ediyor.
2 Haziran 2024

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası toplantılarında kullandığı 'yerel halk' ifadesiyle ilgili olarak vatandaşların değil, yatırımcıların kastedildiğini belirtti. Bu ifade kamuoyu ve siyasiler tarafından tepki çekmiş, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Şimşek'i eleştirmişti. Şimşek, ifadenin finans terminolojisinde sıkça kullanıldığını ve kötü niyetli çevreler tarafından istismar edildiğini ifade etti. Ayrıca, Türkiye ekonomisinin doğru yolda olduğunu ve zaman gerektirdiğini söyledi.
23 Nisan 2024

Akif Beki, AK Parti'nin ilk yıllarında gündeme gelen kamu yönetimi reformlarının başarısız olduğunu ve aşırı merkeziyetçi bir sistemin oluştuğunu eleştiriyor. Kamu çalışanı sayısının 2003'ten 2024'e kadar önemli ölçüde arttığını ve lüks makam araçları ile odalarının yaygınlaştığını belirtiyor. Ayrıca, THY'deki yüksek maaşlar ve personel artışına dikkat çekiyor. Son açıklanan tasarruf tedbirlerinin israf düzenini kabul ettiğini ve bu tedbirlerin seçici olup olmayacağını sorguluyor.
14 Mayıs 2024

Şeref Oğuz, son seçim sürecinde ekonominin soğutulmaya çalışılmasının ve büyümeden taviz verilmemesinin zorluklarını ele alıyor. Heterodoks politikaların denendiğini ve bu politikaların ekonomik enkaz bıraktığını belirtiyor. Ortodoks politikaların benimsenmesiyle ekonomik büyümenin yavaşlayacağını ve işsizliğin artacağını öngörüyor. Oğuz, işsizliğin artması durumunda uygulanacak geçici çözümlerin yetersiz kalacağını ve yapısal reformların gerekli olduğunu vurguluyor.
16 Nisan 2024

Murat Sabuncu, Türkiye'de devletin bireylerle olan ilişkisini, geçmişten günümüze devlet yapılarının nasıl değiştiğini ve siyasi iktidarların bu yapılar üzerindeki etkilerini tartışıyor. Devletin şeffaflaşması, denge ve denetleme mekanizmalarının yeniden kurulması gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, CHP'nin yeni siyasi stratejileri ve demokratik zeminin güçlendirilmesi çabaları üzerinde duruyor. Yazı, devlet ve birey arasındaki ilişkinin yeniden tanımlanması gerekliliğine odaklanıyor.
10 Mayıs 2024

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Albaraka İslami Finans Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, dünyada mazlumu koruyacak ve zalimi durduracak bir kurumsal mekanizma olmadığını belirtti. Erdoğan, mevcut küresel sistemin sorun ürettiğini ve değişmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, adaletin olmadığı yerde huzur ve barışın, güvenliğin olmadığı yerde ise demokrasi ve özgürlüğün olamayacağını ifade etti. Küresel finansal sistemin reel sektörden bağımsız hale geldiğini ve gelir adaletsizliğini artırdığını söyledi.
24 Mayıs 2024

Ömer Faruk Çolak, Türkiye'nin ekonomik durumunu ve borçlanma politikalarını eleştiren bir yazı kaleme aldı. Yazıda, Diyanet İşleri Başkanı'nın lüks araçlarla dolaşması ve kamu kaynaklarının denetimsiz kullanımı gibi konulara değinildi. Türkiye'nin borç tuzağına düştüğü ve bu durumun ülkenin ekonomik yapısını olumsuz etkilediği vurgulandı. Ayrıca, Mehmet Şimşek'in Maliye Bakanlığı'na getirilmesiyle birlikte karşılaştığı ekonomik zorluklar da ele alındı.
12 Haziran 2024

Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) Dünya Ekonomik Görünümü raporunda, Türkiye dahil G20'nin gelişmekte olan ekonomilerinde yaşanan ekonomik şokların dünya ekonomisini yüzde 4 oranında etkilediği belirtiliyor. Raporda, bu ekonomilerin 2000'den bu yana küresel GSYH'deki paylarını iki katından fazla artırdığı ve özellikle Çin'deki şokların gelişmiş ülkelere yayılma riskinin üç kat arttığı ifade ediliyor. Ayrıca, politika yapıcılara gelişmekte olan piyasalardan gelebilecek daha büyük şokları yönetmek için tamponları koruma ve politika çerçevelerini güçlendirme çağrısında bulunuluyor.
10 Nisan 2024

Şeref Oğuz, Türkiye'deki KOBİ'lerin ekonomik zorluklarla karşı karşıya olduğunu ve bu zorlukların kötü yönetimden kaynaklandığını belirtiyor. Oğuz, KOBİ'lere dayatılan çözümler yerine, onların faydasına odaklanılması gerektiğini savunuyor. Ayrıca, KOBİ'lerin belirsizlik ve küçülme dönemlerinde kârlılıklarını gözden geçirmeleri gerektiğini vurguluyor. Oğuz, KOBİ'lerin yaşatılmasının ekonominin yaşaması için önemli olduğunu ifade ediyor.
17 Mayıs 2024

Murat Muratoğlu, Türkiye'de iktidarın yıllardır vatandaşların yastık altında sakladığı birikimlere ilgi duyduğunu ve bu birikimleri ekonomiye kazandırmak için çeşitli çağrılarda bulunduğunu ifade ediyor. Ancak, vatandaşların bu çağrılara yanıt vermediğini ve birikimlerini güvenli buldukları yastık altında tutmaya devam ettiklerini belirtiyor. Muratoğlu, bu durumun Türkiye'deki ekonomik belirsizlikler ve güvensizlik ortamı nedeniyle vatandaşların bir nevi sigorta olarak gördüğü bir davranış olduğunu vurguluyor.
9 Mart 2024
İşaretlediklerim