Esfender Korkmaz, Türkiye'ye giren portföy yatırımlarının ve Hazine'nin uluslararası piyasalardan borçlanmasının ekonomik istikrarı sağlamak için yeterli olmadığını belirtiyor. Kısa vadeli yabancı sermaye girişlerinin (sıcak para) kur artışlarına ve ekonomik kırılganlığa neden olduğunu vurguluyor. Ekonomik istikrarın sağlanması için demokratik ve hukuki altyapının önemine dikkat çekiyor. Ayrıca, Türkiye'de finans sektörü ve sermaye piyasasının reel sektörden uzaklaştığını ve ekonomik faaliyetlerde daralma yaşandığını ifade ediyor.
12 Temmuz 2024

Mehmet Altan, Türkiye'de hukukun ve ekonominin çöktüğünü, 2021'de yapılan anayasal ihlaller ve ekonomik politikaların ülkeyi zor duruma soktuğunu belirtiyor. 2021'de başlatılan Kur Korumalı Mevduat sistemiyle zenginlerin daha da zenginleştiğini, bu sistemin maliyetinin 2022 ve 2023'te Hazine ve Merkez Bankası tarafından yapılan toplam 47.8 milyar dolarlık ödemelerle belirlendiğini ifade ediyor. Ayrıca, Türkiye'nin hukuk ve basın özgürlüğü sıralamalarında düşük pozisyonlarda olduğunu ve ekonomik göstergelerin kötüleştiğini vurguluyor.
6 Mayıs 2024

Uluslararası derecelendirme kuruluşu Fitch, Türkiye'nin kredi notunu 'B'den 'B+'ya yükseltti ve not görünümünü 'durağan'dan 'pozitif'e çıkardı. Bu gelişme, daha önce Moody’s ve S&P tarafından yapılan olumlu değerlendirmelerin ardından geldi. Türkiye'nin ekonomi yönetimi konusunda Mehmet Şimşek'in yaptığı açıklamalar, ülkenin son 12 yılda, özellikle son beş yılda, ekonomik politikalarının nasıl yönetildiğine dair eleştirileri gündeme getirdi. Şimşek, Türkiye'nin uluslararası normlara uygun, kural bazlı ve öngörülebilir politikalar izlemesinin not artışında etkili olduğunu belirtti.
12 Mart 2024

Merkez Bankası'nın yılın ilk Enflasyon Raporu yayımlandı ve bu raporun ilan edildiği toplantıda yeni başkan Fatih Karahan ilk kez medya karşısına çıktı. Toplantıda yeni dönemin para politikası stratejisi netleşti ve yönetimde bütünlük ile ekip çalışması vurgulandı. Başkan Karahan'ın konuya hakimiyeti ve net mesajları olumlu karşılandı. 'Yolumuza daha öngörülebilir bir yol haritası ve politika seti ile devam ediyoruz' mesajı piyasalar tarafından olumlu bir şekilde karşılandı.
10 Şubat 2024

RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in aynı zamanda Halkbank Yönetim Kurulu üyesi olması, medya ve finansal kurumlar arasındaki çıkar çatışmasını gündeme getirdi. Şahin’in Halkbank’ın iletişim çalışmalarında aktif rol alması ve medya üzerindeki gücünü kullanarak haber sansürlemesi, etik ihlal olarak değerlendiriliyor. Bu durum, Türkiye’de medya ve siyaset arasındaki ilişkilerin sorgulanmasına neden oldu. Ceren Sözeri, bu durumu eleştirerek, Şahin’in istifasının istenmesi gerektiğini savunuyor.
9 Haziran 2024

Esfender Korkmaz, Türkiye'de 2021 sonunda başlayan ve maliyet enflasyonu şeklinde ortaya çıkan yüksek enflasyonun, eksi reel faiz ve TL'den kaçış nedeniyle düşmediğini belirtiyor. Gelir dağılımındaki bozuklukların lüks tüketimi etkilemediğini, ancak genel olarak enflasyonun düşürülmesinin zor olduğunu ifade ediyor. Korkmaz, enflasyonla mücadele için başkanlık sisteminin değişmesi, demokratik ve hukuki altyapının güçlendirilmesi ve IMF ile iş birliği yapılması gerektiğini öne sürüyor.
6 Şubat 2024

Türkiye ekonomisine dair analizleriyle tanınan Timothy Ash, piyasanın Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Mehmet Şimşek ve ekibinin ekonomi yönetiminde kalması konusunda güvence beklediğini ifade etti. Mayıs 2023 seçimlerinden sonra ekonomi yönetimine getirilen Mehmet Şimşek, rasyonel politikalar uygulayacağını duyurmuştu. Ayrıca, Goldman Sachs'in eski stratejisti Robin Brooks, CHP'nin yerel seçimlerdeki başarısının piyasalar tarafından olumsuz karşılanabileceğini ve yeni seçimlere yol açabileceğini öne sürdü.
31 Mart 2024

Murat Muratoğlu, Merkez Bankası'nın 818.2 milyar lira zarar açıklamasını eleştirdi. Yazara göre, bu zarar özellikle Şahap Kavcıoğlu ve Hafize Gaye Erkan'ın dönemine aitken, Mehmet Şimşek'in Kur Korumalı Mevduat'ın yükünü Merkez Bankası'na paslamasıyla zararın büyüklüğü artmış. Muratoğlu, Merkez Bankası'nın özerkliğinin sadece sözde kaldığını ve yönetiminin emir almaya mecbur bırakıldığını ifade ediyor. Ayrıca, bu zararın Türk Lirası'nın değer kaybına ve enflasyonun devamına yol açacağını belirtiyor.
16 Nisan 2024

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nda (TCMB) Hafize Gaye Erken'in yerine başkan olarak atanan Fatih Karahan, görevine başlar başlamaz enflasyonla mücadele konusunda kararlı olduklarını belirtti. Karahan, fiyat istikrarının sağlanması, dezenflasyon sürecinin devam ettirilmesi ve enflasyon hedefleriyle uyumlu seviyelere ulaşılana kadar parasal sıkılığın korunacağını ifade etti. Osman Ulagay, Karahan'ın bu ilk açıklamalarını olumlu bulmakla birlikte, enflasyonla mücadeledeki zorluklara dikkat çekerek, bu vaatlerin gerçekleşmesi konusunda uyarılarda bulunuyor.
7 Şubat 2024

Ahmet Taşgetiren, Cumhurbaşkanı ve bakanların enflasyonla mücadele etmek yerine meydanlarda muhalefeti suçlayıp propaganda yaptıklarını eleştiriyor. İstanbul'daki kent yoksulluğuna dikkat çekerek, iktidarın ve adaylarının vaatlerinin gerçekçi olmadığını ve halkın ekonomik zorluklar karşısında çaresiz bırakıldığını vurguluyor. Taşgetiren, iktidarın halkın gerçek durumunu görmemesi ve çözüm üretmemesi konusunda eleştirilerini dile getiriyor.
17 Mart 2024

Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, Türkiye ekonomisinin zorlu bir dönemi geride bıraktığını ve parlak bir geleceğe doğru ilerlediğini belirtti. Sabancı, nitelikli insan kaynağı ve sürdürülebilirlik konusundaki kararlılıklarının Sabancı'nın geleceği için önemli olduğunu vurguladı. Ayrıca, Türkiye'nin potansiyeline olan güvenlerinin arttığını ve enflasyonun ekonomi yönetimi tarafından birincil öncelik olarak ele alınmasından memnun olduklarını ifade etti.
10 Ekim 2024

Şebnem Korur Fincancı, Türkiye'de sağlık hizmetlerinin giderek kötüleştiğini ve bu durumun hem hizmet alanlar hem de sunanlar için ciddi sorunlar yarattığını belirtti. Sağlık Bakanı'nın açıklamalarına göre, poliklinik ve acil servis başvuru sayıları artmış, ancak bu durumun övünülecek bir şey olmadığını, aksine eleştirilmesi gereken bir durum olduğunu vurguladı. Ayrıca, sağlık sistemindeki randevu sürelerinin yetersizliği ve basamaklandırılmamış sağlık hizmeti yapısının sorunları artırdığını ifade etti.
9 Mayıs 2024

Şeref Oğuz, Gaye Erkan'ın Merkez Bankası Başkanlığından ayrılışının faiz politikalarıyla ilgili olmadığını, daha çok itibar suikastı ve ekonomi magazini üslubu nedeniyle olduğunu belirtiyor. Naci Ağbal'ın aksine, Erkan'ın görevden alınma sebebinin ekonomik kararlar yerine, kamuoyu algısıyla ilgili olduğu vurgulanıyor. Bu durumun yurtdışı algısını olumsuz etkilediği ve Türkiye'nin ekonomik istikrarına dair endişeleri artırdığı ifade ediliyor.
5 Şubat 2024

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin BRICS ile gelişen ilişkilerinin mevcut angajmanların alternatifi olmadığını vurguladı. Erdoğan, Türkiye'nin çıkarları doğrultusunda işbirliklerini geliştirdiğini ve dış politikasının Türkiye merkezli olduğunu belirtti. Ayrıca, ekonominin temel göstergelerinde iyileşme olduğunu ve fahiş fiyatların bazı sektörlerde azaldığını ifade etti. Erdoğan, Türkiye'nin terörsüz bir ülke inşa etme kararlılığını da dile getirdi.
28 Ekim 2024

Merkez Bankası'nın yeni başkanı olarak atanan Fatih Karahan, görevine başlamasının ardından ilk açıklamasını yaptı. Önceliğinin fiyat istikrarını sağlamak olduğunu belirten Karahan, dezenflasyonu sağlamaya yönelik çalışmalara devam edeceklerini ve enflasyonun hedeflenen seviyelere düşürülmesi için gerekli parasal sıkılığı koruyacaklarını ifade etti. Ayrıca, 8 Şubat'ta yılın ilk enflasyon raporunun yayınlanacağı duyuruldu. HSBC, Merkez Bankası'ndan herhangi bir politika değişikliği beklemediğini açıkladı.
4 Şubat 2024

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek liderliğinde Finansal İstikrar Komitesi (FİK) toplandı. Toplantıda, tüketici kredileri başta olmak üzere kredilerdeki son dönem gelişmeleri ve bu gelişmelerin finansal istikrara etkileri ele alındı. Toplantı sonrası yapılan açıklamada övgü dolu ifadeler kullanılmadığı için, yandaş medya bu kez 'müjde' temalı manşetler atamadı. Murat Muratoğlu, toplantının içeriği ve medyanın tepkisi üzerine ironik bir dille yorumlar yaparak, toplantının somut sonuçlarından ziyade, medyanın yaklaşımını eleştirdi.
10 Şubat 2024

Mehmet Tezkan, Türkiye'nin bir dönem iktidar yanlıları tarafından dile getirilen 'oyun kurucu ülke' söyleminin artık kullanılmadığını ve yerini 'oyun bozan ülke' ifadesinin aldığını belirtti. Ancak bu söylemin de zamanla terk edildiğini ve Türkiye'nin artık ne oyun kurucu ne de oyun bozan olarak anılmadığını ifade etti. Tezkan, Türkiye'nin ekonomik zorluklar içinde para arayışında olduğu bir dönemde oyun kurucu olmasının mümkün olmadığını vurguladı.
11 Temmuz 2024

Murat Muratoğlu, Türkiye'de ekonomik istikrarsızlığın ve hukuk sisteminin yetersizliğinin yabancı yatırımcıları nasıl etkilediğini tartışıyor. Honda, Volkswagen, LG, Ford, Chery, Saıc Motor, Skywell ve Great Wall gibi büyük şirketlerin Türkiye'deki yatırım planlarını iptal ettiği veya askıya aldığı belirtiliyor. Türk Lirası'nın değerli tutulması nedeniyle Türkiye'nin artık ucuz bir ülke olmadığı, ancak Türk halkının gelirlerinin Avrupa seviyesine ulaşmadığı vurgulanıyor. Ayrıca, meslek liselerinin durumu ve mavi yakalı iş gücü eksikliği gibi sorunlar da ele alınıyor.
12 Nisan 2024

Mehmet Y. Yılmaz, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurumlarının durumunun kötüleştiğini ve bu durumun siyasi tercihler sonucu olduğunu belirtiyor. Kamu kurumlarında önemli pozisyonların, işi bilen ve layıkıyla yerine getirecek kişilere değil, siyasi olarak uygun görülenlere verildiğini ifade ediyor. Yılmaz, bu durumun Türkiye'yi totaliter ve faşist bir rejime doğru sürüklediğini iddia ediyor.
27 Şubat 2024

Saygı Öztürk, devletin ekonomik zorluklar karşısında yolsuzlukla mücadele yerine kamuda tasarruf önlemlerine odaklandığını belirtiyor. Özellikle el değiştiren belediyelerde lüks makam odaları, fazla araç kiralamaları ve gereğinden fazla personel gibi konuların gündemde olduğunu vurguluyor. Hazine ve Maliye Bakanı'nın, kamuda tasarruf önlemlerinin yılın ikinci yarısında uygulanacağını açıkladığını ifade ediyor.
2 Haziran 2024
İşaretlediklerim