Bilim insanları, Avustralya'nın Yeni Güney Galler bölgesinde 'ekidnapus' adı verilen antik bir yaratığın fosilleşmiş çene kemiği parçalarını keşfettiler. Bu yeni tür, ornitorenk ve dikenli karıncayiyenlere benzerliği nedeniyle 'Opalios splendens' olarak adlandırıldı. Yaklaşık 100 milyon yıllık olduğu tahmin edilen fosiller, paleontolog Elizabeth Smith ve kızı Clytie tarafından bulundu ve Avustralya Müzesi'ne bağışlandı. Araştırma ekibi, bu keşfin bölgede daha fazla kazı yapılması için fon sağlanmasını teşvik edeceğini umuyor.
16 Haziran 2024

James Webb Uzay Teleskobu (JWST), Perseus Moleküler Bulutu'nda herhangi bir yıldıza bağlı olmayan altı başıboş gezegen keşfetti. Bu gezegenler, Dünya'ya yaklaşık 960 ışık yılı uzaklıktaki NGC 1333 bulutsusunda bulundu ve Jüpiter'den daha büyük oldukları tespit edildi. Araştırma, yıldız ve gezegen oluşum süreçlerini anlamak için önemli bilgiler sunuyor. Ayrıca, bu keşifler bir yıldıza bağlı olmadan da gezegen oluşumunun mümkün olduğunu gösteriyor.
28 Ağustos 2024

NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu (JWST), evrenin en eskilerinden olduğu düşünülen üç galaksiyi inceledi ve galaksi oluşumunu ilk kez doğrudan gözlemledi. Araştırmada, galaksilerin yaydığı ışığın büyük miktardaki nötr hidrojen gazı tarafından emildiği ve bu gazın galaksileri beslediği tespit edildi. Bu gözlem, evrenin ilk yıldız sistemlerinin oluşumuna tanıklık edilmesi açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Araştırmacılar, galaksilerde genç yıldızların varlığını da belirledi ve bu gazın galaksilerin merkezine nasıl dağıldığını anlamak için çalışmalarını sürdüreceklerini açıkladı.
27 Mayıs 2024

Bilim insanları, NASA'ya ait Ay keşif aracının radar ölçümlerini analiz ederek Ay'da astronotların uzun süreli misyonlar için kullanabilecekleri bir mağara bulunduğunu doğruladı. Bu mağara, Apollo 11'in indiği yerden yaklaşık 400 kilometre uzaklıkta yer alıyor ve lav tüpünün çökmesi sonucu ortaya çıkmış. Uzmanlar, mağaranın Ay’ın zorlu çevresel şartlarından korunaklı olması nedeniyle gelecekte astronotlara ev sahipliği yapabileceğini belirtti.
15 Temmuz 2024

2020 yılında fırlatılan Solar Orbiter uzay aracı, Güneş'e olan yakın yolculuğunda önemli gözlemler yapmaya devam ediyor. Araç, Güneş'in dış atmosferinin neden yüzeyinden daha sıcak olduğunu araştırırken, Güneş'in kutuplarından ve güneş rüzgarından ilk detaylı görüntüleri sağladı. Yeni yayınlanan videoda, Güneş'in manyetik alan çizgilerini takip eden gaz yapısı ve Dünya büyüklüğünde bir püskürme ile koronal yağmur görülebiliyor. Bu gözlemler, Güneş'in yapısını ve davranışlarını daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor.
12 Mayıs 2024

Earth Commission tarafından yapılan ve Nature dergisinde yayımlanan araştırmada, insan faaliyetlerinin gezegenin güvenliğini ve adaletini tehlikeye attığı belirtildi. Sekiz ekolojik göstergeden yedisinde tehlikeli sınırların aşıldığı, küresel sıcaklık artışının güvenli sınır olan 1 dereceyi geçtiği ve yüzey suyu akışında güvensiz seviyelerin görüldüğü tespit edildi. Ayrıca, gezegenin yalnızca yüzde 45 ila 50'sinin bozulmamış ekosistemlere sahip olduğu ve nitrojen ile fosfor kullanımındaki eşitsizliklerin tehlikeli boyutlara ulaştığı bulgularına ulaşıldı.
31 Mayıs 2023

Gökbilimciler, Venüs'ün atmosferindeki bulutlarda fosfin ve amonyak gibi yaşam belirtisi olabilecek elementler keşfetti. Bu elementler, oksijensiz ortamlarda yaşayan mikroplar tarafından üretilmiş olabileceği düşünülen gazlar arasında yer alıyor. Araştırma, Hawaii'deki James Clerk Maxwell Teleskobu ve NASA'nın Pioneer Venus 2 sondalarından elde edilen verilerle gerçekleştirildi. Bilim insanları, bu bulgunun Venüs'te yaşam olduğunu kanıtlamadığını, ancak amonyağın nasıl oluştuğunu anlamaya çalıştıklarını belirtti.
19 Temmuz 2024

Avustralya'nın Sidney kentinde matematikçiler Stephen Woodcock ve Jay Falletta, sonsuz maymun teoremini sorgulayan bir çalışma gerçekleştirdi. Araştırma, bir maymunun Shakespeare'in eserlerini yazabilmesi için gereken sürenin evrenin ömründen daha uzun olduğunu ortaya koydu. Bu sonuç, teoremin matematiksel olarak mantıklı olsa da pratikte yanıltıcı olduğunu savunuyor. Çalışma, evrenin ısıl ölümü teorisine dayandırılarak hesaplamalar yaptı.
1 Kasım 2024

Gökbilimciler, Samanyolu Galaksisi'nde Dünya'dan yaklaşık 8 bin ışık yılı uzaklıkta bulunan V404 Cygni adlı sistemde ilk kez bir üçlü kara delik sistemi keşfetti. Massachusetts Institute of Technology'den Kevin Burdge ve ekibi, daha önce bilinen bu X-ray ikilisinin aslında üçlü bir yıldız sisteminin merkezinde yer aldığını ortaya çıkardı. Bu keşif, kara deliklerin evrimi ve oluşum süreçleri hakkında yeni sorular doğuruyor ve mevcut teorileri sorgulamamıza neden oluyor.
27 Ekim 2024

James Webb Uzay Teleskobu'ndan alınan veriler, süper kütleli kara deliklerin galaksilerde yıldız oluşumu için gerekli olan gazı yok ederek galaksileri 'öldürdüğünü' ortaya çıkardı. Cambridge Üniversitesi'nden uluslararası bir ekip, Webb Teleskobu ile 'büyük patlama'dan iki milyar yıl sonrasında oluşan bir galaksiyi inceledi ve bu galaksinin merkezindeki kara deliğin, galaksiden yüksek hızda gaz fırlatarak yeni yıldız oluşumunu durdurduğunu keşfetti. Bu bulgu, kara deliklerin galaksilerde yıldız oluşumunu nasıl durdurduğunu anlamada önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
17 Eylül 2024

Bilim insanları, Büyük Patlama sırasında ortaya çıkan ve daha sonra 'kayıplara karışan' anti-maddenin, yer çekimi karşısında madde gibi hareket ettiğini tespit etti. İsviçre'deki Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi'nde (CERN) yapılan deneyler, anti-maddenin aşağı doğru hareket ettiğini gösterdi. Araştırmacılar, antihidrojen atomlarının hareket yönünü tespit eden sensörlerle anti-maddenin aşağı doğru hareket ettiğini belirledi. Bilim insanlarının bir sonraki adımı, madde ile anti-maddenin yer çekimi karşısında aynı hızda hareket edip etmediğini tespit etmek olacak.
27 Eylül 2023

ABD'deki UC Merced Üniversitesi'nden araştırmacılar, hücrelerde protein üretiminin yavaşlaması sonucunda insan ömrünün iki kat uzayabileceğini keşfetti. Araştırma, OTUD6 proteininin hücrelerde protein üretimini yüzde 50 oranında azalttığını ve bu durumun meyve sineklerinin yaşam süresini iki katına çıkardığını gösterdi. Bilim insanları, bu mekanizmanın kanser hücrelerinin gelişimini nasıl etkilediğini de inceliyor. Eğer çalışma insanlar üzerinde etkili olursa, ortalama insan ömrü 80 yıldan 160 yıla kadar çıkabilir.
6 Eylül 2024

Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre, 'Blattella germanica' türü hamam böceklerinin genetik yapısının, 2 bin 100 yıl önce Asya'da yaşayan 'Blattella asahinai' türüne benzediği tespit edildi. Araştırmada, bu türün kıtalar arası ticari ve askeri hareketlilikler sebebiyle Ortadoğu ve Avrupa'ya ulaştığı ve buradan da dünyanın diğer bölgelerine yayıldığı belirtildi. Batı Avustralya Üniversitesi'nden Theo Evans, bu hamam böceklerinin hayatta kalmalarının insanlara gözükmemelerine bağlı olduğunu ve evrimsel olarak geceleri ortaya çıkacak şekilde adapte olduklarını söyledi.
21 Mayıs 2024

Copernicus İklim Değişikliği Servisi'nin yeni verilerine göre, dünya son 12 ay boyunca sanayi öncesi döneme göre ortalama 1,5 santigrat derece daha sıcak oldu. Bilim insanları, Temmuz 2023 ile Haziran 2024 arasındaki sıcaklıkların kayıtlardaki en yüksek seviyelere ulaştığını belirtti. Bu durum, dünya liderlerinin 1,5 C ısınma hedefini tutturma sözlerini yerine getirmediklerini göstermese de, daha fazla insanın şiddetli hava koşullarına maruz kalacağı anlamına geliyor. Ayrıca, sıcaklıklardaki sürekli artış, felaketle sonuçlanabilecek dönüm noktaları riskini artırıyor.
9 Temmuz 2024

Bilim insanları, Mars ile Jüpiter arasındaki cüce gezegen Ceres'te yaşam barındırabilecek organik maddeler keşfetti. Ceres'in yüzeyinin altında tuzlu su okyanusları ve organik kimyasalların bulunduğu alanlar tespit edildi. Araştırma, bu organik bileşiklerin Ernutet Krateri çevresinde nispeten kısa süre önce yüzeye çıkmış olabileceğini gösterdi. İtalya Ulusal Astrofizik Enstitüsü'nden Prof. Dr. Maria Cristina De Sanctis başkanlığındaki ekip, bu bulguların Ceres'in yaşam barındırma potansiyelini artırdığını belirtti.
26 Eylül 2024

NASA'nın InSight iniş aracının kaydettiği bir deprem verileri kullanılarak Mars kabuğunun ortalama 45 ila 56 kilometre kalınlıkta olduğu tespit edildi. Bu kalınlık, Dünya'nın kabuğundan yaklaşık yüzde 70 daha fazla. Ayrıca, Mars'ın kuzey yarımküresinin kabuğunun güney yarımküresine göre daha ince olduğu ve gezegenin kuzey yarımküresinin güney yarımküresinden daha alçak olduğu belirlendi. Zürih ETH Üniversitesi'nden sismoloji uzmanı Doyeon Kim ve ekibi, bu verileri kullanarak gezegenin kabuk kalınlığını tahmin etti.
29 Mayıs 2023

Bir grup bilim insanının yaptığı araştırmaya göre, 2022'de okyanus sıcaklıkları insan kaynaklı emisyonların etkisiyle rekor düzeye çıktı. St. Thomas Üniversitesi'nden Prof. John Abraham, küresel ısınmanın büyük bir kısmının okyanuslara gittiğini ve bu durumun aşırı hava koşullarına yol açtığını belirtti. 1958'den beri tutulan kayıtlar, 1990'dan sonra okyanus sıcaklıklarında önemli bir artış olduğunu gösteriyor. Araştırma, insanlık net sıfır emisyona ulaşana kadar okyanusların ısınmasının ve aşırı hava koşullarının etkilerinin artacağını öngörüyor.
12 Ocak 2023

NASA'nın Chandrayaan-1 uzay aracındaki Ay Mineraloji Haritalayıcı (M3) verilerini inceleyen bilim insanları, Ay'ın tüm enlemlerinde su ve hidroksil izlerine rastladı. Bu bulgular, Ay'ın yüzeyinde suyun yalnızca kutup bölgelerinde ve derin gölgeli kraterlerde bulunabileceği düşüncesini değiştirdi. Araştırma, Ay'ın yüzeyinde meydana gelen meteor çarpışmalarının su açısından zengin kayalar ortaya çıkardığını ve Güneş rüzgarlarının hidroksil oluşumuna katkıda bulunduğunu gösterdi. Bu keşif, Ay'ın karmaşık bir jeolojiye sahip olduğunu ve gelecekte astronotların Ay'ın ekvatoruna yakın bölgelerde bile su bulabileceğini ortaya koydu.
23 Eylül 2024

TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsü tarafından yapılan ölçümler ve araştırmalar sonucunda, Antarktika'da son üç yıl içinde Türkiye büyüklüğünde bir buz kaybı olduğu tespit edildi. Bilim insanları, bu erimenin küresel iklim değişikliğiyle bağlantılı olduğunu ve atmosfere daha fazla su buharı salınmasıyla sera gazı konsantrasyonlarının artacağını belirtiyor. Bu durum, küresel iklim değişiminin hızlanmasına yol açacak. Araştırma, İHA ve uydu tabanlı ölçme yöntemleri kullanılarak yapıldı ve önemli miktarda erime gözlemlendi.
26 Şubat 2024

MÖ 1. yüzyılda batan bir Roma gemisinin enkazında bulunan Antikythera mekanizması, dünyanın en eski analog bilgisayarı olarak kabul ediliyor. Bu cihaz, astronomik nesnelerin hareketlerini tahmin etmek ve önemli olayların planlanmasına yardımcı olmak için kullanılmış. Enkazdan çıkarılan diğer eserler arasında bronz ve mermer heykeller, sikkeler ve seramik parçaları bulunuyor. Bu keşif, modern arkeolojinin en önemli buluntularından biri olarak değerlendiriliyor.
8 Temmuz 2024
İşaretlediklerim