Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un Anayasa'nın üçüncü maddesinin değiştirilmesi gerektiği yönündeki açıklamalarına sert tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, bu maddenin değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceğini belirterek, bu tür tartışmaların bölücülük olduğunu savundu. Kurtulmuş ise devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü ifadesinin, milletin devleti ve ülkelisiyle bölünmez bütünlüğü şeklinde değiştirilmesi gerektiğini ifade etmişti. Anayasa'nın ilk üç maddesinin değiştirilemez olduğu, Anayasa'nın dördüncü maddesiyle güvence altına alınmıştır.
13 Ekim 2024

Metin Külünk, İslam dünyasının temel probleminin özeleştiri eksikliği olduğunu ve bu durumun akıl donukluğundan kaynaklandığını belirtti. Külünk, Cumhurbaşkanı'nın başarılı olmasını içtenlikle istediğini ve demokrasi, cumhuriyet ve meclis gibi Mustafa Kemal Atatürk'ün kazandırdığı değerlerin önemine vurgu yaptı. Ayrıca, hayvan hakları tartışmaları gibi konularda da toplumun genel endişelerini dikkate alarak çözüm bulunması gerektiğini ifade etti.
26 Temmuz 2024

Taha Akyol, Türkiye'nin siyasi tarihinde Kemalizm'den başlayarak, 1950'lerde Demokrat Parti'nin otoriterleşmesine ve AK Parti'nin ilk on yıl sonrasındaki politik değişimlerine değinmiştir. Kemalizm'in başlangıcında aydınlar ve şehirlerin desteğini aldığını, ancak Demokrat Parti'nin zamanla otoriterleşerek bu desteği kaybettiğini belirtmiştir. AK Parti'nin de benzer bir süreçten geçerek aydınlar ve şehirlerden uzaklaştığını ve bu durumun otoriterleşme ve ekonomik krize yol açtığını ifade etmiştir. Ayrıca, Türkiye'nin şehirleşmesi ve dünyaya açılmasıyla birlikte özgürlük, hukuk ve rasyonellik talebinin arttığını vurgulamıştır.
8 Mayıs 2024

Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesi öncesinde, AK Parti ve Adalet Bakanlığı'nın bir orta yol formülü üzerinde çalıştığı ve Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) kararını uygulayarak Atalay'ın milletvekilliğini iade edebileceği yönünde haberler yapılmıştı. Ancak, Anayasa Mahkemesi, Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesi işlemini iptal etmek yerine, başvuru hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verdi ve bu durum, kulis haberlerinin gerçekleşmediğini gösterdi. Faruk Bildirici, siyasi kulis haberlerinin genellikle doğruluğu konusunda sorgulanmadan unutulduğunu ve benzer haberlerin tekrar tekrar yapıldığını eleştiriyor.
4 Mart 2024

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un Anayasa'nın bazı maddelerinin darbeci ruhu yansıttığına dair eleştirilerine yanıt verdi. Bahçeli, Anayasa'nın ilk dört maddesinin Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş kilidi olduğunu ve bu maddelerle meselesi olanlarla hesaplaşacaklarını belirtti. Bahçeli, yeni anayasa sürecinin Cumhuriyet'in kuruluş esaslarıyla hesaplaşma aracı olarak görülmemesi gerektiğini vurguladı.
15 Ekim 2024

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar'a sosyal medya üzerinden yapılan bir paylaşıma yanıt olarak hukuki süreç başlatılacağını açıkladı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun iletişim ekibinden Evren Barış Yavuz, Bayraktar ailesini İsrail'e jet yakıtı satmakla suçlayan bir paylaşım yaptı. Haluk Bayraktar, bu suçlamalara sert bir dille yanıt verdi ve İmamoğlu'nu eleştirdi. İBB, Bayraktar'ın iftira ve yalanlarla dolu paylaşımına karşı hukuki süreç başlatılacağını duyurdu.
10 Nisan 2024

Yıldıray Oğur, Türkiye'de 2013'ten bu yana demokrasi ve hukukun durumunun kötüleştiğini belirtiyor. Kürt meselesindeki statükonun değişiminin, İstanbul seçimlerinden daha fazla demokrasiye katkı sağlayacağını ifade ediyor. Kürt siyasetçilerin siyasi ve demografik güçlerini sorunları çözmek ve iktidarla diyalog kurmak için kullanmaları gerektiğini savunuyor. Ayrıca, muhalefetin Kürtleri iktidarla mücadelede ön saflara sürmek yerine, diyalog yoluyla çözüm arayışını desteklemesi gerektiğini öne sürüyor.
23 Mart 2024

HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, TUSAŞ'a yapılan terör saldırısını kınayarak, barış isteyenlerin sesinin bastırılmasına izin vermeyeceklerini belirtti. Ankara'daki TUSAŞ yerleşkesine yapılan saldırıda dört kişi hayatını kaybetti ve 14 kişi yaralandı. Demirtaş, sorunların diyalog ve siyaset yoluyla çözülmesi gerektiğini vurguladı ve barış arayışlarını itibarsızlaştırmaya yönelik yaklaşımları kabul etmeyeceklerini ifade etti. TUSAŞ, Türkiye'nin savunma sanayiinde önemli bir rol oynayan bir kurum olarak tanımlandı.
23 Ekim 2024

Hayko Bağdat, Abdulkadir Selvi'nin son dönemdeki yazılarını ve çıkışlarını değerlendiriyor. Selvi, Osman Kavala'nın serbest bırakılmasını ve hukuk reformlarını savunurken, Cumhur İttifakı'nı eleştiriyor ve AKP'ye yeni bir ortak arayışında. Selvi'nin CHP'ye yönelik beklentileri ve MHP'den gelen tepkiler de yazıda ele alınıyor. Bağdat, Selvi'nin CHP'yi Kürt meselesinde rejimin politikalarına ortak etmeye çalıştığını iddia ediyor.
29 Mayıs 2024

Akif Beki, devletin itibarının eleştirenlerin susturulmasıyla korunamayacağını savunuyor. Beki, Menzil Tarikatı'nın Yargıtay başkanlığına aday seçtirdiği iddiası ve Ankara Emniyeti'nde iktidarın iki ortağına komplo kurulduğu iddialarını sorguluyor. Ayrıca, Fransa Cumhurbaşkanı'na yönelik bir tweet atan büyükelçi ve Lyon Başpiskoposu'nun önünde poz veren başkonsolos gibi örneklerin devletin itibarını zedelediğini belirtiyor. Beki, bu tür davranışların devletin ciddiyetini zedelediğini vurguluyor.
16 Mayıs 2024

Ali Bayramoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeni iktidar dönemindeki esas hedefinin, hukuk devletinin kalan parçalarını ve sistem içindeki direnç noktalarını zayıflatmak olduğunu belirtiyor. Erdoğan'ın siyasi iktidarın gücünün sınırsız olması gerektiğine inandığı ve bu nedenle hukuk devleti kurallarını, özellikle Anayasa Mahkemesini, ilk hedef olarak gördüğü ifade ediliyor. Yazıda, Anayasa Mahkemesini itibarsızlaştırma, siyasal iddialarla işlevsizleştirme ve diğer kurumların meydan okumasını sağlama gibi yöntemlerin uygulanmaya başlandığı belirtiliyor.
2 Mart 2024

Orhan Bursalı, hükümetin Kavala'nın avukatlarının yeniden yargılama başvurusu ve cumhurbaşkanının mahkeme kararlarına yönelik açıklamalarıyla sıkıştığını belirtiyor. Bursalı, bu gelişmelerin hükümetin ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı politikalarından vazgeçeceği anlamına gelmediğini vurguluyor. Ayrıca, Meclis'e sunulan 9. yargı paketinin, ifade özgürlüğünü daha da kısıtlayıcı ve eleştirileri cezalandırıcı nitelikte olduğunu ifade ediyor.
14 Mayıs 2024

Ayşenur Arslan, Devlet Bahçeli'nin 25 Haziran'daki TBMM grup konuşmasında, Türkiye'yi 3. Dünya Savaşı fikrine ısındırmaya çalıştığını iddia etti. Arslan, Bahçeli'nin konuşmasının Erdoğan'a Sinan Ateş mesajı vermek amacı taşıdığını belirtti. Ayrıca, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın mültecilerin geri dönüşü ve Suriye politikası hakkındaki açıklamalarına dikkat çekti. Arslan, Suriye ile normalleşme sürecinin önemine vurgu yaparak, bu sürecin Türkiye'ye de yansımasını temenni etti.
27 Haziran 2024

Barış Terkoğulu, devletin çeteleşmesinin sonucunda çetelerin devletleştiğini vurgulayan bir yazı kaleme aldı. Yazıda, Güray Belhan'ın 'Ankara Paşaları' ifadesinin bakanlık tarafından rahatsız edici bulunduğu ve mahkemenin bu ifadeyi aşağılayıcı bulmadığı belirtildi. Terkoğulu, devletin üniformasının kişisel ve ideolojik çıkarlar için kullanıldığını, telefonların dinlendiğini, konumların takip edildiğini ve suçluların korunduğunu ifade etti. Sonuç olarak, yazan ve konuşanların suçlu ilan edildiğini belirtti.
4 Temmuz 2024

159 imzalı bir metin, Kobani davasının Türkiye'nin hukuk devleti inşası ve toplumsal barışa katkısını vurguluyor. 2014'te IŞİD'in Kobani'ye saldırısı sırasında HDP'nin protesto çağrısı yapması üzerine açılan dava, önemli siyasi figürler hakkında ağır cezalar talep ediyor. Davanın sonucu, Türkiye'nin siyasi yönünü belirleyecek ve iktidarın normalleşme söylemlerinin samimiyetini test edecek. Ayrıca, seçim öncesi dönemde, Erdoğan'ın Kürt hareketine yaklaşımı ve CHP'nin tutumu da dikkatle izlenecek.
13 Mayıs 2024

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türkiye-İspanya 8’inci Üst Düzey Toplantısı için gittiği Madrid’de, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’ın durumlarıyla ilgili soru soran İspanyol gazeteciyi azarladı. Erdoğan, Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu ve yargı kararlarına saygı duyulması gerektiğini vurguladı. Gazetecinin sorusunu teröristleri savunmak olarak nitelendiren Erdoğan, Türkiye'deki yargı süreçlerinin bağımsız olduğunu belirtti.
13 Haziran 2024

Ünlü tarihçi İlber Ortaylı, Galata Projesi kapsamında yapılan ve halkın kıyı kullanımını engelleyen müdahaleleri eleştirdi. Ortaylı, özellikle bir lokanta gemisinin rıhtımı özel kullanımına ayırmasını ve halkın geçişini engellemesini 'haydutluk' olarak nitelendirdi. Türkiye'nin kıyı şeritlerinin sınırlı olduğunu ve nüfus artışıyla birlikte kıyıların daha da önem kazandığını vurgulayan Ortaylı, kıyıların halka açık olması gerektiğini savundu. Ayrıca, kıyılarda yapılaşmanın anayasal hükümlere aykırı olduğunu ancak bu durumun sıklıkla ihlal edildiğini belirtti.
21 Nisan 2024

İbrahim Kaboğlu, 2007-2017 yılları arasında Türkiye'de yapılan anayasal değişikliklerin kişisel iktidar arayışıyla motive edildiğini ve bu süreçte demokratik standartların azaldığını belirtti. Anayasa'da yazılı olmayan fiili durumlar ve uygulamaların arttığını, yasama, yürütme ve yargı arasındaki ayrımın sadece biçimsel kaldığını ifade etti. Kaboğlu, bu değişikliklerin siyasal krizleri ve toplumsal bunalımları derinleştirdiğini ve Türkiye'nin anayasacılık yörüngesinden sapmasına neden olduğunu vurguladı.
2 Mayıs 2024

Barış Pehlivan, Yargıtay, Danıştay ve bölge adliye mahkemelerinde görev yapan hâkimler ve savcılarla yaptığı görüşmeler sonucunda, Türkiye'deki yargı sisteminin siyasi konjonktürden nasıl etkilenebileceğini ele alıyor. Yazıda, yargının bağımsızlığına inanan meslek mensuplarının şahsi olarak gelecek kaygısı taşımadığı, ancak hukuka uygun olmayan kararlar verenlerin siyasi konjonktürü yakından takip etmek zorunda kaldığı belirtiliyor. Ayrıca, yüksek yargı organlarında dönüşümün beklendiği, Anayasa Mahkemesi ve YÖK'te belirli gruplara yönelik atamaların yapılması planlandığı ve anayasa değişikliği çalışmaları için zemin arandığı ifade ediliyor.
3 Nisan 2024

İbrahim Kahveci, AK Parti yönetiminde Türkiye'nin durumunu 'cehalet, sefalet, felaket' kelimeleriyle özetliyor. Yazısında, vatandaşların gerçeklerden çok şova önem verdiğini, ülkeden nitelikli beyin göçünün yaşandığını ve buna karşın niteliksiz göç alındığını belirtiyor. Kahveci, bu durumun Türkiye'yi yapısal olarak çöküşe sürüklediğini ve büyük bir felakete doğru ilerlediğini ifade ediyor.
6 Mart 2024
İşaretlediklerim